Emine Şenlikoğlu / Sorma Nasılsa Cevabı yok ?

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Emine Şenlikoğlu Kitapları

EMİNE ŞENLİKOĞLU'NUN HAYATI...
1953 yılında dünyaya geldi. Çocuk yaşta ailesiyle birlikte Adapazarı'ndan gelip İstanbul’a yerleşti. Daha küçük yaşta bazı çelişkileri fark etti. Büyüdükten sonra Hıristiyanlığı araştırdı. Aynı dönemde kiliselere gidip İncil’i okumaya başladı. Bu inceleme sırasında İncilleri kendi ölçüleri içinde çelişkilerle dolu olduğunu gördü. Sonra İslâm'ı incelemeye ve İslimî tahsil için yoğun bir eğitime başladı. Fıkıh, Akait gibi islâmî temel ilimlerle meşgul oldu. Ayrıca, İlahiyat mezunu eşi Recep Özkan ve özel hocalardan dersler aldı.

İki çocuk annesi olan Şenlikoğlu; ilkokulu, İmam Hatibin orta ve lise kısmını dışarıdan bitirdi. 1985'ten beri Mektup Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini yürüten yazar, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve dış ülkelerde konferanslar verdi. Araştırmacı yazar Şenlikoğlu 1984'de yazmış olduğu ilk kitabı; "gençliğin İMANINI SORULARLA ÇALDILAR" adlı kitabından dolayı 2.5 yıl cezaevinde yattı. Yazarın 1984 tarihinden itibaren çıkan kitapları şunlardır:

1. SERİ: "Gençliğe HATIRAMDIR" Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar Bize Nasıl Kıydınız Mahkum Duygular Burası Cezaevi İslam'da Erkek Ne Olur îhanet Etme Ülkemi Arıyorum Biz Bu Vatanin Nesi Oluyoruz Ruhumun Penceresi Kelepçeli Kalemimden Ağlatan Yollar İnsanlar da Kayar Telefonla Röportaj Önce Soru Sorarlar İsimsiz Kitap Vicdan Azabı Maria İdamlık Genç (Bu seri tamamlanmıştır.)

2. SERİ: "İnsanlığa çağrı" İnsanlığın Belgeseli Kıbrıs Sular içinde Bir Yetim Ben Kimin Kurbanıyım Geri Tepen Kurşunlar Radyo ve Basın Röportajları Televizyon Röportajları Uzaktaki Çığlıklar Geçmişin İzleri Sabıkalı ve Dul Çingene İmamın Manken Kızı Son Pişmanlık Fayda Eder Çin İşkencesi Kadınları Kadınlar da Eziyor (Bu seri tamamlanmıştır.)
3. SERİ: "NESİLLERÎN ÖYKÜSÜ" Anne Büyüklere Bir Şey Söyle Küçük Kız Küçük Kelebekler Yılan Yavrusu Kırmızı Elbiseli Kız
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
92616.jpg


Yüzlerce soruya yüzlerce cevap verdik. Ve dedik ki, "Nedenler niçinler nedendir bilinmez. Bir şeyi inkar için "yok" diyebilmek yetmez


92613.jpg





SORUYORUZ !

Binlerce gül gördüm koparılmış atılmış.

Laleler de gördüm ki çok ucuza satılmış.

Gençler, yaşlılar gördüm hep aldatılmış.

Manen soruyorlardı, bize nasıl kıydınız?

Karanlıkta ışık vurmuş bir çift gamli göz

Adeta göz yaşları fışkırmıştı göz göz.

Garipler ovasından geçerken duyduğum söz.

Hepsi birden diyordu, bize nasıl kıydınız?
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
92618.jpg


Ahşap evin üzerindeki kar eridikçe içeriye sular damlamış, her taraf ıslanmıştı.

Evin genç kızı Fatma, eline aldığı kapları akan yerlere yerleştirirken isyan ediyordu.

- Bıktım artık, bıktım. Beni duyuyor musun anne! Söyle şu kocana bizi doğru dürüst bir eve taşısın.

Fatma kin ve nefretle isyanına devam ediyordu.

- Zaten evimizden iyice utanır oldum. Arkadaşlarımı bile davet edemiyorum.

- Kızım, evladım, şükret halimize, bunu bulamayanlar da var. Baban birazda gelir. Sanıyorum son rekatı kıldırıyor. Sesin neredeyse camiden duyulacak. Biraz yavaş konuş



92624.jpg



Bu kitabın hikâyesi oldukça derin ve de hüzünlüdür.

Cezaevindeydim. Öyle bir cezaevi idi ki, Allah’tan dinden konuşmak mümkün değildi, çünkü kocaman cezaevinde sadece ben Müslümandım. Diğer mahkûmlar (pardon bir kişi hariç) dinsiz (ateist) idiler.

Bir mahkûm vardı, onunla aynı koğuştaydık. Bir sol örgüt militanıydı. Çokta zeki bir kızdı. Ona direk dinden bahsetsem olamazdı çünkü asla dinlemezdi. Kendi kendime çareler aramaya başladım. Allah vardı vardı vardı işte. Ona inanmak o kadar kolaydıki, azıcık inanmak için beyni düşünmeye yönlendirmek, tabiattaki matamatiksel dengenin varlığının tesadüfen olamayacağını düşünmek yeterli olacaktı.

Ya da...

Ya da, aynaya baktığında şunları düşünmesi...

Dişlerimiz neden kulağımızda değil? Gözlerimiz niçin ayak altında oluşmamış? Neden elimiz kolumuz var da, tavuklar gibi kanadımız yok. Bizim kollarımız ellerimiz onlara onlarınki bize neden isabet etmemiş. Tesadüfe, tesadüf edilemeyen âlemde her şey Yaratanı gösterirken, böyle bir zeki kız nasıl olurdu da inanmazdı?! Ona İslâm’ı anlatmanın yolunu bulmuştum. Okuyanların bazılarınca ilginç yöntem olarak kabul edilen yöntemim şuydu: Ona söylemek istediğim her şeyi yazdım. Kendisinden yazımı temize çekmesin rica ettim. Cezaevinin zor şartlarında, imkanların çok sınırlı olduğu yerde bulduğum çözümdür kelepçeli kalemim.

Kitabın tamamı okunmadan ancak bu kadarı anlatılabilir, daha fazla ipucu kitaba olan merakı öldürür.

O günlerdeki onca emeğim ziyan olsun istemezsiniz değil mi?
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
657197.jpg



Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından Emine Şenlikoğlu’ndan üçüz roman. İlki olan“Sorma Nasılsa Cevabı Yok” çok yakında Mektup Yayınları'ndan çıkıyor.
Yazarın 5 yılda tamamladığı romanın konusu hayli dikkat çekiyor; bu bir sperm bankası çocuğunun romanı.
Böyle bir konu belki de ilk defa romanlaşmış oluyor.
Şenlikoğlu kitabın önsözünde “Hayatımda bu kadar yorulduğum bir kitap yazmadım”dedi.
Yazar kitabın ileride televizyona uyarlanarak, dizi film olacağını da söyledi:
“Önsöz
Bir modele bakmadan yaradanın adıyla.
* * *
Değerli okuyucu, elindeki romanı okurken lütfen hayaliniz gözlerinizde, gözleriniz hayallerinizde olsun. Roman okur gibi değil de, her okuduğunuzu seri halde kurgulayıp filme çevirerek okuyun. Çünkü bu roman dizi olacak. Ama ben yaşarken ama ben ölünce olacak, illa olacak inşaallah!
* * *
Romanda adları geçen, Suzanna, Papaz Gabriel, Binnaz ve Can’ın arkadaşları gibi kişilerin hayatlarını teğet geçtim, buna mecburdum, aksi halde Sorma Nasılsa Cevabı Yok isimli bu roman bin sahifeyi aşardı. Şuna inanınız, dizi olduğunda eğer yaşıyorsam, senaryoda her şeyi yazacak, çöpe giden kibrit çöpünü bile değerlendireceğim inşaallah.
* * *
Bu romana Almanya’da yeğenim Fatma’nın evinde başladım, Belçika’da devam ettim, Türkiye’de tamamladım. Beş yıldır anca bitirebildim.
Hayatımda bu kadar yorulduğum bir kitap yazmadım. Son kez okurken “Yorulduğuma değdi, işte bu” dedim. Emek kendini gösteriyor. Allah tesirini nasip etsin. Amin.
Bu yorgunluğumun ardından, getirin dostlar bir Adıyaman sütlü kahvesini, keyifle içeyim şimdi.
13. 06. 2014
İstanbul”
Şenlikoğlu’nun üçüz romanlarından diğer ikisinin adları ise ADA ve KÜRDOM.

Benim de ilgimi çekti doğrusu...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
İçinden birkaç satır okuyup duvara fırlatacağım kitaplardan biri olacağını kestirir gibiyim. Bıktım artık bunlardan. Kof ve bomboş olan insanlar lütfen kitap yazmasın artık yeter. Ortalığı foseptik çukuruna çevirdiler iyice.

İslami kesimde dün Filistin'e yiğitce ses çıkartanlar bugün Ezidi'lere gıkını çıkarmıyor. Niye? Kâfir diye mi? Hani düne kadar Filistin'e dünya gözünü yumuyor diye haykırıyorduk? Bunu haykırmaya hakkımız olmadığını anladım. Çünkü biz buyuz. Mazluma dini sorulmaz meselesini hiç anlamamışız. Hepimiz marka müslümanlarıyız. Filistin'e gözünü yumanlar neyse tersinden biz de aynısıyız. Al birini vur ötekine. Hiç unutmuyorum daha düne kadar Filistin bombalanırken Enver Aysever ''Filistin'i unutma, unutturma'' diye twitler atıyordu. Eş zamanlı olarak Edip Yüksel'in attığı kertenkele(!) twitleriyle ekranıma düşüyordu bunlar. Şimdi Enver Ezidilere sahip çıkıyor ve Edip hala Kertenkele(!) diyor. Arada ki fark ne?

Çok çirkiniz! Kara çarşaflarımızla yüreğimiz de kararmış bizim. Yazdıklarımız çirkin, niyetlerimiz çirkin, fikirlerimiz çirkin. Tepeden tırnağa çirkiniz. Tasavvufu yitirdiğimiz günden beri taş kalpli ve taş beyinli olduk.

Biz neydik, ne olduk? Oturun da bunları düşünün! Dünya bizim etrafımızda dönmüyor.

Sayın Emine Şenlikoğlu! Hayat sana şenlik! O tüp bebeklerin çektiği psikolojik sorunları işliyorsun ya! O sorunun kaynağı gene senin kafanda var olan bakış açısıdır. Mahalle baskısıdır, sen gibilerin onlara biçtiği değerler yargısıdır. Otur bunları eleştir. Eleştirmişsindir muhtemelen fakat işin köküne inememişsindir. Çünkü cesaretin yok. Açıkca yaz korkmadan. Mahalle baskılarının ŞERİATPERSETİLKTEN kaynaklandığını yazamamışsan sen de beş para etmezsin!

Gardiyanın bir mahkumun biyografisini yazması gibi bir kitap olduğundan adım gibi eminim! Gardiyanlığını eleştirebiliyor musun? Bana onu söyle...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
İnsanların fikirlerini benimsemek beğenmek zorunda değilsiniz ama bu size hakaret etme hakkı da vermez.
Her kitap yakalayacağı muhatabına değer katabilir ve her kitapta hatalar olabilir insanız bizler. Siz bu eleştirinizi ve hakaretlerinizi burada yapmak yerine şenlikoğluna söyleyin cesaretiniz varsa ...

Kimin boş ve kof olduğunu Allah bilir...
 
Üst