Eliaçık: Osmanlı Padişahları halife değil zorbadır

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Vehhabiler Osmanlıları müşrik bilir. Bu mülhidlerin hocalarından biri kendi web sitesinde bunu açıkca ifade etmişti; bu fakir DF'de bunu ifşa edince o yazıyı apar topar değiştirmiş, "kâfir" yerine "bid'atçı" ifadesine çevirmişti. "Ne yapalım, atalarımız tasavvufçu ve bid'atçı idi" diye kendince savunma yapıyordu.

Aynı ahmak, "dünya düzdür" diyor. "Dünya dönüyor" diyenleri de tekfir ediyor:

http://muratyazici.blogspot.com.tr/2011/11/seni-cehalet-feneri.html

Ancak bu konuda Vehhabiler görüş birliği içinde değildir. Dünyanın yuvarlak olduğunu kabul edenler de mevcut.
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
osmanılıda sarhoşda vardır ayyaşda vardır dindarda vardır kardeş katilide..
ben tarihimi severim..
onlar bize ait .
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
osmanılıda sarhoşda vardır ayyaşda vardır dindarda vardır kardeş katilide..
ben tarihimi severim..
onlar bize ait .

Ben de severim.
Ama işte Müslümanların desteklemesi gereken İslami devlet rol modeli derse biri hop derim.
Tarihi ile eğrisi doğrusu ile yüzleşmek, doğrusunu doğru almak, yanlışına yanlış demek erdem olması gerekirken.
Erdem tüm yanlışlara bir kulp bulup fiilleri haklı çıkarmak olarak algılanıyor.
Toz kondurulmuyor yalan yanlış ne varsa bir de İslamla bağdaştırılmaya çalışılıyor.
Yanlışa yanlış demeyi öğrenip, atalarını kutsadıkça insanlar bağnazlıktan başka hiçbir kar elde edemezler geçmişlerinden.


Tapatalklandı.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
osmanılıda sarhoşda vardır ayyaşda vardır dindarda vardır kardeş katilide..
Ben tarihimi severim..
Onlar bize ait .
bu zamanda her on kişiden biri içki içiyor osmanlida onbin yada yüzbin kişide bir içkiyordu bu zxamanda üçkurunu açmayan genç nadir kerhaneler cuma namazi gibi dolu zina etmeyen kinaniyor osmanlida 600 yil içinde adli kaynaklarda 10 tane bile zina vakasi geçmemiş
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
bu zamanda her on kişiden biri içki içiyor osmanlida onbin yada yüzbin kişide bir içkiyordu bu zxamanda üçkurunu açmayan genç nadir kerhaneler cuma namazi gibi dolu zina etmeyen kinaniyor osmanlida 600 yil içinde adli kaynaklarda 10 tane bile zina vakasi geçmemiş

Meşhur tarihçi Yılmaz Öztuna bir makalesinde şu bilgileri veriyor:

YETİMLERE DEVLET BAKARDI

Türk toplumunda p-i-ç derdi yoktu. Zira zinâ yoktu. Terk edilmiş çocuk yoktu. Yetimler mutlak devlet himayesinde idi. Bu hususta Türk toplumu, Avrupa toplumundan asırlarca ileridedir. Yakın zamanlara kadar Batı toplumunda gayri meşru ve terk edilmiş çocuklar, büyük sosyal âfetlerden biri idi. Meselâ 1815’te Fransa’da hükûmet, 82.000 terk edilmiş, sahipsiz çocuk tesbit etti, bu rakam 1830’da 118.000’e yükseldi, sonraki yıllarda daha da arttı. (Schoelcher, Esclavage et Colonisation, Paris Üniversitesi, 1943, s.62, not 2)

Sosyal faciayı daha iyi anlamak için, şunları hatırlamak yeter: Fransa nüfusu 1815’te 29.3 ve 1830’da 32 milyondu (Avrupa’da o devirde Avrupa topraklarındaki nüfus bakımından 1.) Demek aşağı yukarı her 300 nüfustan biri, terk edilmiş çocuktu. Bunu yalnız çocuk nüfusuna oranlarsak, çıkan sonuç korkutucudur. İngiltere’de durum, -Dickens’ın romanlarından anlaşılacağı gibi- daha kötü idi. Fransa ile İngiltere’nin o yıllarda dünyanın en kalkınmış ülkeleri sayıldığını da hatırlıyorum.

Terk edilmiş, daha doğrusu savaşlar ve düşman istilâsı dolayısıyla kimsesiz kalmış çocuklar meselesi, ilk defa 1913’te, Balkan Savaşı’nda yenilmemiz üzerine yepyeni bir problem şeklinde ortaya çıktı. 1918’de problemin boyutları büyüdü. 1922’de çok büyüdü. Babası şehid olan, anası ölen binlerce çocuk himayesiz, yersiz yurtsuz kaldı. Gene Birinci Cihan Savaşı’nda Türk çocuğunun karakteri de değişmeye başladı.

Yılmaz Öztuna

http://tarihihakikatlar.blogspot.com.tr/2010/07/osmanlda-terk-edilmis-bir-tek-cocuk.html
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
osmanılıda sarhoşda vardır ayyaşda vardır dindarda vardır kardeş katilide..
Ben tarihimi severim..
Onlar bize ait .
osmanlida camiler tiklim tiklimdi şimdi 70lik delikanlilarla dolu onlarda bu yaşda kerhaneye gitmekden meyhaneye gitmekden utaniyorlar bari camiye gidelim diyorlar
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
osmanlida camiler tiklim tiklimdi şimdi 70lik delikanlilarla dolu onlarda bu yaşda kerhaneye gitmekden meyhaneye gitmekden utaniyorlar bari camiye gidelim diyorlar

Şimdiki donanmada böyle bir resim hayal edebiliyor musunuz?

01.10.2011a.jpg



PUSULA İLE KIBLE

Dünya tarihinin en büyük askerlerinden biri olan Prusyalı Mareşal von Moltke (1800-1891), İkinci Sultan Mahmud (saltanatı 1808-1839) tarafından yeni Türk ordusu için öğretmen olarak çağırılan Avrupalı subaylardan biridir. Türkiye’de kaldığı 4 yıl içindeki müşahedelerini, mektuplar halinde büyükçe bir kitapta toplamıştır. Bu kitaptan bir pasaj alıyorum:

“1837’de Kapdân-ı Deryâ Ahmed Fevzi Paşa ile Karadeniz’de, Varna açıklarında, Nusretiyye fırkateyninde idim, 68 toplu, çok büyük ve çok güzel bir harp gemisiydi. Çanaklığa çıkan gemi imamı, müminleri ibadete çağırdı. Vazifesi olmayan herkes, birinci top ambarında toplandı. 40x100 ayak genişliğinde, görülebilecek en güzel gemi salonlarından biriydi. Ancak tavan çok basıktı. Çepeçevre 34 adet 40’lık top dizilmişti. Hayli sayıda tüfek, tabanca, balta, boynuzlu kargı ve başka eşya muntazam şekilde konmuştu.”

MEKKE’YE YÖNELDİLER

“Bir Türk’ü ibadet ederken görmek, daima hoşuma gitmiştir. Kendilerini o derecede ibadete veriyorlardı ki, acaba dönüp bakarlar mı diye arkalarında top patlatmak arzusu duydum. Mümin, ellerini ve ayaklarını yıkadıktan sonra salona geliyor, Mekke tarafına yöneliyordu. Bazı Türk denizcileri, küçük pusula taşırlar ve hançerlerinin başına geçirirler. Deniz üzerinde buna bakıp kıble tayin ediyorlardı. Elleriyle kulaklarını kapadılar.”

“Sonra dudaklarını kıpırdatarak, fakat ses çıkarmadan Kur’an’dan parçalar okudular. Eğilip iki dizleri üzerine çöktüler. Birkaç defa alınlarını zemine değdirdiler. Yerden kalktılar. Ellerini kitap tutuyormuş gibi açtılar. Tekrar yere kapanıp doğruldular. İki ellerini yüzlerine sürdüler. İki taraflarındaki meleklere baş keserek selam verdiler. İbadetlerini tamamladılar.”

EZAN SEMAYA YÜKSELİYOR

İkinci Sultan Mahmud’un yeni Türk donanması için öğretmen olarak getirdiği İngiliz amirali Sir Adolphus Slade, hemen aynı yılda, diğer bir denizde namaz anlatır. Bakalım olgun yaşta bir İngiliz denizcisi namazı nasıl görmüş:

“Kapdan Paşa ile Selimiyye kalyonu üzerinde Karadeniz’e açıldık. Birden Allahü Ekber sesleri yükseldi. Birden fazla yerden ezan okunuyordu ve âdeta deniz üzerinde ufka ve semaya yükseliyordu. Müezzinler filomuzun her gemisinde mizana direklerindeki çanaklıklara tırmanmışlardı. Hayatımda ilk defa olarak deniz üzerinde namaz seyredecektim. Dikkat kesildim. Türk denizcileri, bir yere toplanmadılar. Herkes görevi geminin neresinde ise, orada namaza durdu. Güverte, serilen rengârenk seccadelerle doldu. Namazdan evvel ellerini, yüzlerini, ayaklarını iyice yıkayıp abdest almışlardı. Namazdan sonra Kapdan Paşa, beni yemeğe davet etti.”

Yılmaz Öztuna
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Yılmaz ÖZTUNA'nın Osmanlı sevdası "kavmiyet"çiliğinin tezahürüdür.

Osmanlı'nın İslam Şeriati'ne nedense hiç aşık olamamıştır ÖZTUNA. Ve yaşadığı topraklarda İslam Düşmanlığı alenen ve zalimce ikame edildiği halde gıkını da çıkarmayan yine ÖZTUNA'dır. Yine, Osmanlı, akınlarını her daim Şeriat'i esas alarak ve Allah'ın Şeriati'ni üstün kılmak ve onu ikame etmek için düzenlemiştir ama ÖZTUNA bunlara hiç girmez... Onun gönlündeki inanç "kavim" sevdasıdır ve Türk'çülük'te onu hiç rahatsız etmemiştir...

Ben de söyliyeceğimi söyliyeyim:

Osmanlı, hatasıyla, günahıyla, kusuru ve yanlışıyla, İslam'ı refarans alan, İslam gayesi güden ve İslam'ı muzaffer kılmaya çalışan ve her gittiği yerde de İslam'ın adaletini tesis eden bir yapıya haizdir.

Kendilerini "sultan" olarak tanımlamışlardır genel olarak, bir rivayete göre onu da, Peygamberimiz'in bir hadisine matuf o şekilde tanımlamışlardır kendilerini... Halife ile "Kureyş"in özdeşmesinden dolayı...

Bir de şu vardır:

Osmanlı'nın, kardeş katlini (öyle bilindiği gibi de değildir) Osmanlı'nın o dönemi içersinde değerlendiriniz... Baskı gibi görünen fiillerini de... Şurada hata yaptık dediklerinizi de...

Sizin tenkit ettiğiniz "haller"de Osmanlı, masa başında internet ortamında geyik yapmıyordu,

Canlarını vererek mücadele ediyorlardı...

Güzel bir fethe hazırlanacaksınız, Viyana'ları fethedeceksiniz, bir kardeş oradan çıkmış kılıcını abisinin ve ordusunun sırtına saplıyor, ne yapacaksınız, "çok iyi yapıyorsun devam et mi" diyeceksiniz...

Bana kızacaksınız ama Osmanlı'nın bu eylemleri dahi olması gereken eylemlerdi o şartlarda... Benim ifade ettiğimi evlerinizde, oturma salonlarınızda anlayamazsınız, fiilen bir savaşın içinde olduğunuzda anlarsınız...

GÜLEN Efendi Amerika'da koskoca Hükümet'in elini, ayağını bağladı neredeyse, hareket ettirmeyecek duruma getirdi...

Osmanlı'da bu gibi şeylerin 10 misli tezahür ediyordu... Onlarda yeri geldiğinde kelleyi gövdeden ayırıyorlardı... Elbet doğru yapıyorlardı...

Burada iki şey olacaktı yoksa...

Kardeş'e bir şey yapmayacaksın... İstanbul'dan da dışarı çıkmayacaksın... Bu olmazdı...

Kardeşe bir şey yapılacak ve İstanbul'un dışına da çıkılacaktı...

Netice:

Osmanlı keyfi ma yeşa hiçbir şekilde öldürme fiillerin içersinde olmamıştır, zulüm içersinde olmamıştır,

Eğer böyle bir şey varmış gibi yansıyorsa günümüzde sizlere, o dönemin şartlarında onlar da gerekiyordu...

Ömrü boyunca savaşmış bir topluluğun (Osmanlı) sanılan hataları(!!), kardeş katleri(!!), sanılan baskıları(!!),

Evlerde, piknik yerlerinde, rehavet ortamlarda eleştirilemez...

Fiilen bir savaş bakalım, mermilerin ortasında bir kal bakalım, kardeşe binaen seni bir tehdit etsinler bakalım vs...

O zaman hata dediklerini karalayacaksın ve bunlar yapılması gereken en uygun hallerdir diyeceksin...

Osmanlı, adil bir devlettir...

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, torunları onları "hayır"la anmamışlardır...

Lakin, İslam sevdalıları her zaman dedelerini (Osmanlı) "hayır"la yad etmişlerdir...

Allahü Teala cümlesinden razı olsun...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Osmanlı, hatasıyla, günahıyla, kusuru ve yanlışıyla, İslam'ı refarans alan, İslam gayesi güden ve İslam'ı muzaffer kılmaya çalışan ve her gittiği yerde de İslam'ın adaletini tesis eden bir yapıya haizdir.

Kendilerini "sultan" olarak tanımlamışlardır genel olarak, bir rivayete göre onu da, Peygamberimiz'in bir hadisine matuf o şekilde tanımlamışlardır kendilerini... Halife ile "Kureyş"in özdeşmesinden dolayı...

Bir de şu vardır:

Osmanlı'nın, kardeş katlini (öyle bilindiği gibi de değildir) Osmanlı'nın o dönemi içersinde değerlendiriniz... Baskı gibi görünen fiillerini de... Şurada hata yaptık dediklerinizi de...

Sizin tenkit ettiğiniz "haller"de Osmanlı, masa başında internet ortamında geyik yapmıyordu,

Canlarını vererek mücadele ediyorlardı...

Güzel bir fethe hazırlanacaksınız, Viyana'ları fethedeceksiniz, bir kardeş oradan çıkmış kılıcını abisinin ve ordusunun sırtına saplıyor, ne yapacaksınız, "çok iyi yapıyorsun devam et mi" diyeceksiniz...

Bana kızacaksınız ama Osmanlı'nın bu eylemleri dahi olması gereken eylemlerdi o şartlarda... Benim ifade ettiğimi evlerinizde, oturma salonlarınızda anlayamazsınız, fiilen bir savaşın içinde olduğunuzda anlarsınız...

GÜLEN Efendi Amerika'da koskoca Hükümet'in elini, ayağını bağladı neredeyse, hareket ettirmeyecek duruma getirdi...

Osmanlı'da bu gibi şeylerin 10 misli tezahür ediyordu... Onlarda yeri geldiğinde kelleyi gövdeden ayırıyorlardı... Elbet doğru yapıyorlardı...

Burada iki şey olacaktı yoksa...

Kardeş'e bir şey yapmayacaksın... İstanbul'dan da dışarı çıkmayacaksın... Bu olmazdı...

Kardeşe bir şey yapılacak ve İstanbul'un dışına da çıkılacaktı...

Netice:

Osmanlı keyfi ma yeşa hiçbir şekilde öldürme fiillerin içersinde olmamıştır, zulüm içersinde olmamıştır,

Eğer böyle bir şey varmış gibi yansıyorsa günümüzde sizlere, o dönemin şartlarında onlar da gerekiyordu...

Ömrü boyunca savaşmış bir topluluğun (Osmanlı) sanılan hataları(!!), kardeş katleri(!!), sanılan baskıları(!!),

Evlerde, piknik yerlerinde, rehavet ortamlarda eleştirilemez...

Fiilen bir savaş bakalım, mermilerin ortasında bir kal bakalım, kardeşe binaen seni bir tehdit etsinler bakalım vs...

O zaman hata dediklerini karalayacaksın ve bunlar yapılması gereken en uygun hallerdir diyeceksin...

Osmanlı, adil bir devlettir...

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, torunları onları "hayır"la anmamışlardır...

Lakin, İslam sevdalıları her zaman dedelerini (Osmanlı) "hayır"la yad etmişlerdir...

Allahü Teala cümlesinden razı olsun...

Burada yazılı olanların ekserisine iştirak ediyorum.

İnanılmaz bir durum. Birisi Meftun'un hesabını "hack"leyip, onun adına mesaj mı gönderdi? :)

Öztuna hakkında söylenenler de kısmen doğrudur, ama şu var: Sultan Abdülhamid'i doğruya yakın anlatan ilk tarihçidir. Necip Fazıl gibi münevverler yazmıştı ama, itibar edilen/tanınan tarihçiler susuyordu. Bu yüzden Yılmaz Öztuna Kemalist yapı tarafından aforoz edilmiştir. TTK Üyesi yapılacakken, bundan vazgeçtiler. Görebildiğim kadarıyla Öztuna "Türkçü"dür ama Kemalist değildir. Bir de tarihçi olarak derin bilgi sahibidir.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Yoo, Osmanlı 1299'da cihad'a başlamıştır, 1923'e gelince de halan cihad'ına devam ediyordu... Kumpaslarla harcadılar o güzelim insanları...

Osmanlı sevgisini bununla temellendiremeyenler ve bu güzel özelliklerini gündeme getirmeyip perdeleyenler,

Osmanlı'yı asla sevemezler...

Osmanlı, "cihad" aşkı ve ibadetiyle, İslam'ı, fethettiği her yerde ikame etmiştir...

Bu halde olanlar sevilmez mi..? Hatta bu bir imani zorunluluktur da...
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Yoo, Osmanlı 1299'da cihad'a başlamıştır, 1923'e gelince de halan cihad'ına devam ediyordu... Kumpaslarla harcadılar o güzelim insanları...

Osmanlı sevgisini bununla temellendiremeyenler ve bu güzel özelliklerini gündeme getirmeyip perdeleyenler,

Osmanlı'yı asla sevemezler...

Osmanlı, "cihad" aşkı ve ibadetiyle, İslam'ı, fethettiği her yerde ikame etmiştir...

Bu halde olanlar sevilmez mi..? Hatta bu bir imani zorunluluktur da...

Bu halde olanlar sevilmez mi..? Hatta bu bir imani zorunluluktur da...

Sayın meftun kardeşim...Ben bizzat osmanlıyı senden daha çok seviyorum.Bak görüyorsun işte, kullanıcı resmim bile Osmanlı amblemlidir.

Osmanlı hakkında bu uslübunuz yanlıştır.Osmanlıyı sevmek imani zorunluluktan sayılmaz.Zira osmanlı, hilafe-i raşidin devleti ve devri gibi değildi.Elbette ki osmanlılar İslam'a asırlardır çok hizmet ettiler ama israf ve lüks yaşama sevdalığından da vazgeçmediler.Padişah ve bazı paşaların hayatına bakarsak bunları görürüz.Kimse kusursuz ve hatasız değildir.Fazla abartmaya da gerek yoktur.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Sayın meftun kardeşim...Ben bizzat osmanlıyı senden daha çok seviyorum.Bak görüyorsun işte, kullanıcı resmim bile Osmanlı amblemlidir.

Osmanlı hakkında bu uslübunuz yanlıştır.Osmanlıyı sevmek imani zorunluluktan sayılmaz.Zira osmanlı, hilafe-i raşidin devleti ve devri gibi değildi.Elbette ki osmanlılar İslam'a asırlardır çok hizmet ettiler ama israf ve lüks yaşama sevdalığından da vazgeçmediler.Padişah ve bazı paşaların hayatına bakarsak bunları görürüz.Kimse kusursuz ve hatasız değildir.Fazla abartmaya da gerek yoktur.

"Sevginin olmazsa olmazlığını" yaptıklarına değil ya da bazı uygulamalarına değil, sadece ve sadece "din kardeşliğimize" yaptım, "iman" kardeşliğine...

Elbet dedikleriniz isabetlidir...

Sağolasınız...

Doğrudur, vasat bir temkinle hadiselere bakmak gerekli...
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Bu arada, hükümetimiz liselerde osmanlıcayı zorunlu ders olarak yasa çıkarması belki de İhsan Eliaçık'ı deli etmiş olabilir..:p:D
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İslâm düşmanları -bilhassa Cumhuriyet döneminde- Osmanlı padişahları hakkında bir sürü yalan üretmişlerdir. Alevilerin Yavuz Sultan Selim'e, 4. Murad Han'a ve bazı Osmanlı devlet adamlarına düşmanlıkları malumdur. Sultan II. Abdülhamid Han hakkında uydurulan yalanlar -bir tarihçinin ifadesi ile- "vagonlar dolusu" idi. İlmî olmayan iddialara ve hele şahidlikleri makbul olmayan kişilerin sözlerine itibar edilmez. Osmanlı öncesi halifeler ve Müslüman sultanlar için de aynı ölçü geçerlidir.

Halifeler ve Padişahlar Niçin İçkici, Kadın Düşkünü vs. Gösterilir?

Büyük İslâm âlimi Kâdî Ebû Bekr ibn-ül-Arabî rahimehullah (vefatı h.543/m.1149) el-Avâsım mine'l-Kavâsım isimli kitabında "tarihçilerin barut fıçısı gibi ortaya saçtıkları, 'filan halife içki içti, şarkı söyledi, günah işledi ve zina yaptı' gibi sözlerinden" bahsettikten sonra diyor ki:

"İşlenen bu günahlara gelince, günahları işledilerse bile alenî yapmadılar. Halifelerin, bu tür günahları işledikleri nasıl olur da bu türkücülerin ve tarih borazancılarının sözleriyle sabit olur? Zira, bu türkücü ve tarih borazancılarının kasdı, insanların günah işlemesini kolaylaştırmak ve halkın 'halifelerimiz bu tür günahları yapıyorlarsa, bizim yapmamız da yadırganamaz' demelerini sağlamakdır."

Bir sayfa sonra diyor ki:

"Sizlere şunu açıklamak isterim ki, sizler, bir dinar, belki bir dirhemle ilgili olarak aleyhinizde yapılacak şahidliklerde ancak âdil, şehevî duygu ve hırslarına düşkünlükden beri olan insanların şahidliğini kabul edersiniz. Peki, Selef-i salihinin durumlarıyla ilgili olarak ve yine çok önceleri yaşayanlar arasında cereyan eden olaylar hakkında, dinde hiç bir rütbesi olmayan kişilerin şahidliklerini nasıl kabul edersiniz? Ya adâleti hiç olmayanların şahidlikleri nasıl kabul edilir?"

el-Avâsım mine'l-Kavâsım, Rağbet Yayınevi, İst. 2009, s. 156.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Bu arada, hükümetimiz liselerde osmanlıcayı zorunlu ders olarak yasa çıkarması belki de İhsan Eliaçık'ı deli etmiş olabilir..:p:D

böyle bir yasa çıkmış değil. sadece tavsiye kararı alınacaktı; onda da mecburî değil, seçmeli olarak alındı.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Osmanlıca derslerinin okullarda verilme hususu bazı çevreleri rahatsız etmiştir.Çünkü onlar da biliyorlar ki harf inkilabı yapıldığında sonradan gelecek neslin kendi tarihini ve dinine karşı yozlaşması için bu inkilap yapılmıştır.Oysa yeryüzünde hiçbir devlet, harf devrimi yapmış değildir.Asırlar boyu aynı dili konuşup yazan birçok ülkeler var.Bunları burada sıralayacak olursak epey ülke isimlerini zikretmemiz gerekiyor.Onlar hâla kendi dillerini ve yazılarını kullanıyorlar.

Bir milletin öz kültürü elinden alınırsa o millet, millet olmaktan çıkar diğer milletlerin maskarası, kul- kölesi olur.Kendi kültür ve medeniyetini koruyamayanlar gelecek yüzyılda yok olup gitmeye yüz tutarlar.Bu yüzden, hem kendi dilimize, dinimize ve medeniyetimize sahip çıkarsak kimse bize söz geçiremez.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Eliaçık'ın nasıl sapık ve anormal bir adam olduğunu "bu şartlarda ateist olmak caizdir" lafından anlayabiliriz.


Başka bir videosunda, bu adam melekleri de inkâr ediyor. "Rüzgar, deprem, yerçekimi, yağmur melektir!" diyor.

Bu kişinin Müslüman olduğunu düşünen var mı?

Osmanlı düşmanlarına dikkatle bakılırsa, bunların mutlaka Ehl-i sünnete düşman (yani Şii veya Vehhabi), ya da topyekun İslâma düşman oldukları görülür.
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Gayet normal bir eleştiri ..günümüzün dindar geçinenleri Osmanlı israflara yönetti .. Firavun'un sarayı Osmanlı'nın sarayı ile eş tutuluyorsa eliaçıkın eleştirisi. Gayet normal.. Bizden olunca eleştiren oooo haklı bizden olmasa tüüüü piis..
 
Üst