Ehli Sünnet Alimlerinin Hz. İsa Hakkındaki Görüşleri -

buharaA

Paylaşımcı
Katılım
11 Ara 2006
Mesajlar
163
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
ehli_sunnet_alimlerinin_hz._isa_hakkindaki_gorusleri_tr.jpg
Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... (Ebu Hureyre (ra), Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234))

İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz? (Ebu Hureyre (ra), Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166)

Onunla (Hz. İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O (Hz. İsa) şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır. İnsanlarla İslam için mücadele edecektir. Deccal'i yok edecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır. (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380)

Hz. İsa'nın ikinci gelişi konusu, İslam alimleri tarafından "tevatür" (kuvvetli haber) derecesinde görülmekte, bu konuyla ilgili hadisler de mütevatir hadis olarak kabul edilmektedir. Hadis alimleri mütevatir kabul edilen hadislerin ravilerinin (hadisi nakleden kişiler) incelemeye dahi alınmayacağı, mütevatir hadise hiçbir sorgulama yapılmayacağı konusunda hemfikirdirler.( Dr. Sübhi Salih, Ulum'il Hadis, s. 151-152; Mehdilik ve İmam Mehdi, s. 325)

İslam büyüklerinin ve hadis alimlerinin "Hz. İsa'nın gelişi konusunda hiçbir şüpheye yer olmadığı" yönündeki kanaatleri açıktır. Hz. İsa'nın yeniden dünyaya gelişini nakleden alimlerin başında ise mezhep imamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife gelir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları bildirmektedir:

Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması, Güneş'in batıdan doğması, Hz. İsa'nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır. (Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982)

İmam Ebu Hanife'nin yanı sıra, Hz. İsa'nın yeniden gelişinin ayetlerde ve hadislerde açık bir şekilde bildirildiğini belirten İslam alimlerinden bazıları şunlardır:

İmam Rabbani: Pek çok eserinde Hz. İsa'nın ahir zamanda yeniden yeryüzüne geleceğini hadisler ve Kuran ayetleri ışığında açıklamıştır. Konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:

"Hz. İsa gökten inecek ve Peygamberimiz (sav)'e ümmet, yani onun ashabından olacak, onun şeriatına uyacaktır." (İmam Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, İstanbul, 1977, I, 436, 545, 722, 820, 846)

Celaluddin es-Suyuti: Büyük alim Suyuti, Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelecek olduğunu açıklayan Ehl-i Sünnet alimlerindendir. El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El İ'lam bi Hukmi İsa adlı risalesinde, konuyla ilgili tüm hadislere yer verdikten sonra, hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir:

Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu hususta zikrettiğimiz bütün hadisler müteavatir derecesine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mehdi Muntazar (beklenen Mehdi) hakkındaki hadis-i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal hakkındaki hadis-i şerfiler de tevatür derecesine ulaşmış olup, Hz. İsa'nın inişiyle ilgili hadis-i şerifler de mütevatirdir.

İmam Suyuti, hazırlamış olduğu Kuran-ı Kerim tefsirinde ise, sahih hadislere dayanarak, Hz. İsa'nın ikinci kez dünyaya gelecek olduğunu şöyle ifade eder:

O halde Hz. İsa göğe çıkarıldı ve kıyametten önce gelecektir. (Suyuti, ed-Dürrül Mensur, Cilt II, 225-7)

İmam Suyuti, Maide Suresi'nin 110. ayetinin tefsirinde de Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne geleceğini ayette geçen "kehlen" kelimesine dikkat çekerek, şu şekilde açıklar:

Bu kavil, onun (Hz. İsa'nın) kıyametten evvel gökten ineceğini ifade etmektedir. Çünkü Hz. İsa yaşça kemale ermeden göğe kaldırılmıştır. (İmam Suyuti, Celaleyn Tefsiri Tercümesi, Cilt I, s. 447)

“Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun..." (Maide Suresi, 110)

Elmalılı Hamdi Yazır: Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde, Hz. İsa'nın ölmediği ve öldürülmediği, Allah Katında diri olduğu ve kıyametten önce yeniden yeryüzüne geleceği açıkça anlatılmıştır. Hamdi Yazır'ın konuyla ilgili bazı açıklamaları şu şekildedir:

... Bizce bu tefsir ve inancın özeti şu demek olur: Allah'tan bir kelime olan ve Ruhu'l-Kudüs ile teyid edilmiş bulunan Mesih İsa'nın ruhu henüz kabzedilmemiştir. Ruhunun eceli gelmemiştir. Kelime daha Allah'a dönmemiştir. Onun daha dünyada göreceği işler vardır. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Din Kuran Dili, Cilt II, s. 1112-1113)

Muhakkak ki o (Hz. İsa) saat için bir ilimdir de –saatin geleceğini ölülerin dirilip, kıyam edeceğini bildiren bir delil ve alamettir. Çünkü Hz. İsa gerek zuhuru ve gerek emvati ihya (ölüleri diriltme) mucizesi ve gerek emvatın kıyamını (ölülerin kalkışını) haber vermesi itibarıyla kıyametin vaki olacağına bir delil olduğu gibi hadiste varid olduğuna göre eşratı saattendir (kıyamet alametidir).

... Bu hususta (Hz. İsa'nın öldüğünü iddia edenler), ihtilaf etmiş olanlar da muhakkak bundan dolayı şüphe içindedirler. Buna dair hiçbir ilimleri yoktur. Fakat zanna tabi olmuşlardır. Halbuki, biz Mesih'i öldürdük diyenler onu yakinen öldürmediler. Şu halde öldürme cinayetiyle övünmeleri de bir yalandır. Çünkü bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir. Onların ise öldürmeye teşebbüsten maksatları asla hasıl olmadı (gerçekleşmedi).
(Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Din Kuran Dili, Cilt III, s. 1516-1519)

İmam Taberi: En güvenilir tefsir kaynaklarından biri olan Taberi tefsirinde, sahih hadisler ve ayetlere dayanılarak Hz. İsa'nın yeniden dünyaya geleceği bildirilmektedir. Örneğin, İmam Taberi Zuhruf Suresi'nin 61. ayetini tefsir ederken İbn Kesir'in bu konudaki açıklamasını da delil olarak kullanmıştır. İbn Kesir, "Kıyamet gününden önce İsa'nın adil bir devlet başkanı ve adil bir hakim olarak yeryüzüne ineceğine dair Peygamber Efendimiz (sav)'in mütevatir hadisleri mevcuttur" diyerek, söz konusu ayetin Hz. İsa'nın dünyaya ikinci kez gelişine delil olduğunu ifade etmiştir.

İmam Taberi, Maide Suresi'nin 110. ayeti ise şu şekilde açıklar:

Bu ifadeler, Hz. İsa'nın ömrünü tamamlayıp yaşlılık döneminde insanlarla konuşabilmesi için gökten ineceğine işaret etmektedir. Çünkü o, genç yaştayken göğe kaldırılmıştı… Bu ayette (Al-i İmran Suresi, 46), Hz. İsa'nın hayatta olduğuna delil vardır ve ehl-i sünnet de bu görüştedir. Çünkü ayette, onun yaşlandığı zamanda da insanlarla konuşacağı ifade edilmektedir. Yaşlanması da ancak, semadan yeryüzüne ineceği zamanda olacaktır. (Taberi Tefsiri, Cilt II, s. 528; Cilt I, s. 247)

Taberi tefsirinde ise Nisa Suresi, 159. ayet de şu şekilde tefsir edilmiştir:

Ehl-i Kitap'tan her biri, Hz. İsa'nın ölümünden önce, o Deccal'i yok etmek üzere yeryüzüne indiğinde, ona iman edecektir. O zaman bütün milletler İslam adına tek bir millet haline geleceklerdir. (Taberi, Camiu'l Beyan, Cilt IV, s. 18)

Al-i İmran Suresi, 55. ayetin tefsiri de, Ehl-i Sünnet alimlerinin Hz. İsa'nın yeniden dünyaya döneceği konusunda ittifak ettiklerini gösteren bir başka açıklamadır:

Bize göre en sıhhatli görüş bu kelimeyi "kabzetmek", "yerden çekmek" manasında almaktır. Buna göre ayetin anlamı; "seni yerden alıp, göklere çekerim" şeklinde olur. Ayetin devamı da, ahir zamanda inkarcılara karşı olan galibiyete dikkat çekmekle bu fikri teyid eder mahiyettedir. (Taberi Tefsiri, Cilt III, 290-1)

Ömer Nasuhi Bilmen: Ömer Nasuhi Bilmen'in Kuran-ı Kerim tefsirinde, Hz. İsa ile ilgili ayetler açıklanırken, Hz. İsa'nın ölmediği, Rabbimiz'in Katında diri olduğu, ahir zamanda yeniden dünyaya geleceği ve İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacağı ifade edilmiştir.

Örneğin, Al-i İmran Suresi'nin 46. ayeti açıklanırken, bu ayetin Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne gelişinin delillerinden biri olduğu şöyle açıklanmıştır:

Bu ayet-i kerime Hz. İsa'nın semaya ref edildikten sonra tekrar yeryüzüne inerek nas (insanlar) ile konuşacağına delalet (işaret) etmektedir. Çünkü onun sinni kuhulete (olgunluk yaşına) tamamen girmiş olması semaya refinden sonra müsadiftir (olacaktır). (Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim'in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt I, s. 366)

Ömer Nasuhi Bilmen Hz. İsa'nın ölmediği ve öldürülmediği, Allah Katına diri olarak yükseltildiği konusunu ise şu şekilde açıklar:

Katil vukuuna (öldürme olayına) kat'i surette (kesin olarak) kail (inanmış) değildirler. Öyle zan ve tahminin bir kıymeti yoktur. Hakikati hali (gerçek bilgi); Cenabı Hak, Kuran-ı Kerim'inde serahaten (net olarak) beyan buyuruyor ki, o mübarek peygamberini kudreti ilahiyesiyle (İlahi kudretiyle) berhayat (canlı) olarak semaya kaldırmıştır. Kudreti ilahiyenin azametine ve kainatta tecelli eden milyonlarca bedayi-i hilkate (yaratılmışlara) bir nazarı intibah (kalp gözü) ile bakanlara göre bir peygamberi zişanın böyle ruhen ve cismen en yüksek makamlara yükseltilmesini istibada (uzak görmeye), tevile asla mahal (imkan) yoktur. (Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, Cilt II, s. 702)

Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinde Zuhruf Suresi'nin 61. ayeti açıklanırken de, Hz. İsa'nın kıyametten önce tekrar dünyaya döneceği belirtilmiştir:

Ve kıyametin yaklaşmış olması için İsa Aleyhisselam'ın bir alamet olduğunu ve kıyametin vuku bulacağına şüphe edilmeyeceğini haber veriyor... İsa Aleyhisselam'ın yeryüzüne nüzul edeceği de kıyamet şeriatinden sayılmaktadır... (Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim'in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt VII, 3292)

“Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkâra sapanların üstüne geçireceğim...“ (Al-i İmran Suresi, 55)

İbn-i Kesir: Ünlü İslam alimi ve müfessir İbn Kesir de, tefsirinde konuyla ilgili ayetleri açıklarken Hz. İsa'nın ahir zamanda ikinci kez dünyaya geleceğini söylemiştir. Al-i İmran Suresi'nin tefsirini yaparken, sahih hadislere de yer veren İbn-i Kesir, Hz. İsa'nın ölmediğini ve öldürülmediğini çok detaylı olarak açıklar. Örneğin Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetinde İbn Ebu Hatim'den rivayet edilen bir hadisi de kullanarak kanaatini şöyle ifade eder:

İbn Ebu Hatim diyor ki; "Bize babam... Hasan'dan rivayet etti ki, o, 'Seni vefat ettireceğim..." ayeti hakkında şu açıklamada bulunmuştur: Burası, 'Seni uyku ölümü ile öldüreceğim, yani uyutacağım' anlamındadır ki, Allah Teala Hz. İsa'yı uykuda iken göğe kaldırmıştır... Cenab-ı Hak, Hz. İsa'yı şüphe götürmeyen bir gerçek olarak, uyku ile vefat ettirdikten sonra göğe çekmiş ve o dönemde kendisine eziyet eden Yahudilerin eziyetlerinden kurtarmıştır. (İbn Kesir, Tefsiru'l Kur'ani'l Azim, Cilt I, s. 573-576)

İbn-i Kesir de, konuyla ilgili ayetlerin tefsirini yaptıktan ve ilgili hadisleri açıkladıktan sonra düşüncesini şöyle belirtmektedir:

İşte bunlar Resulullah (sav)'dan mütevatir olarak rivayet edilmiştir ve bu hadis-i şeriflerde, Hz. İsa'nın nasıl ve nereye ineceği hususu açıklanmıştır… Hz. İsa'nın cesed-i şerifiyle dünyaya ineceği hakkında zikredilen sahih ve mütevatir hadis-i şerifler, tevile (başka şekilde yorumlanmaya) elverişli değildir. Dolayısıyla, zerre kadar imanı ve insafı olan herkesin, Hz. İsa'nın yeryüzüne ineceğine inanması gerekmektedir... (Sami Baybal, İbrahimi Dinlerde Mesih'in Dönüşü, Yediveren Kitap, Temmuz 2002, s. 238-240)

Sonuç

Burada sadece birkaç örneğine yer verdiğimiz İslam alimlerinin açıklamalarının açıkça gösterdiği gerçek şudur: Hz. İsa, Allah Katında diridir ve kıyametten önce yeniden dünyaya dönecektir. Bu, sahih hadislerin açıkça bildirdiği, Kuran'ın birçok ayetinde de işaret edilen bir bilgidir. Ehl-i Sünnet alimleri bu konuda ittifak etmişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in Müslümanlara Hz. İsa ile ilgili verdiği müjdelerden biri de, Hz. İsa yeniden dünyaya geldiğinde, Müslümanların bu değerli insanın yardımcıları olma şerefine erişecekleridir. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:

... Beni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, elbette Meryem oğlu İsa (kıyamete yakın indirildiği zaman) benim ümmetimde, kendi (peygamberliği dönemindeki sahabeleri olan) havarilerine halef (onların yerini tutacak kimseler) bulacaktır. (Hakim-i Tırmızi, Nevadirü'l Usul, 2/92)

Hz. İsa'nın yardımcıları olmak hiç şüphesiz samimi olarak iman edenler için hem çok büyük bir müjde hem de önemli bir sorumluluktur. Hz. İsa'nın destekçisi olmak gibi şerefli bir konuma erişebilmek tüm iman edenlerin gönülden talebidir. Hz. İsa'nın gelişinin alametlerinin iyice belirginleştiği bu dönemde Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in bu sözünün önemi bir kez daha düşünülmelidirler.

Hz. İsa'nın ikinci gelişine işaret eden bazı Kuran ayetleri şunlardır:

“Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf Suresi, 61)

“Andolsun, Kitap ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.” (Nisa Suresi, 159)

"Beşikte de, yetişkinliğinde (kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir." (Al-i İmran Suresi, 46)

Hz. İsa Konusundaki Hadisler Güvenilirdir

Hz. İsa'nın gelişi konusunda nakledilen hadisler tevatür derecesindedir. Tevatürün tanımı Büyük Lugat'te şöyle yapılmaktadır:

Tevatür: Kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber.

Mütevatir hadis ise, yalan üzerine birleşmeleri düşünülemeyecek kadar kalabalık olan bir cemaat tarafından rivayet edilen hadislere denir.

Kütüb-i Sitte'nin önemli kitaplarından biri olan Sünen-i Ebu Davud'da ise Hz. İsa'nın yeniden gelişi konusundaki hadislerle ilgili olarak şöyle bir açıklama yer almaktadır:

Hz. İsa'nın kıyamete yakın gökten yeryüzüne ruh ve bedeniyle ineceğine dair Resulullah (sav)'dan rivayet edilen hadis-i şerifler mütevatirdir... Ehl-i sünnetin mezhebi de budur.

Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 21. sayı (Mart 2006) 16. sayfada yayınlanmıştır.
 
Üst