Ehl-i Sünnet'i Savunmak Sana Kaldıysa

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
1970 öncesi "Erbakancı" olduğunu ve telfik-i mezahibi savunan yazılar yazdığını, ancak daha sonra tevbe ederek siyaseti de, mezhepsizliği de bırakıp kurtulduğunu söyleyen yazara, bana iftira içeren ifadelerini tashih etmeden gazetesinde yayımlatması halinde ismini ifşa edeceğimi söylemiştim. Yazılarını olduğu gibi neşredip bana iftirasını "belge" haline getirdiği için adını açıklamakta bir beis görmüyorum: Bundan sonra kendisinden "müfteri" diye bahsedeceğim kişi, Türkiye Gazetesi'nde "Sohbet" köşesini yazan Mehmet Ali Demirbaş'tır.

Hadis ilmi ile mübtedi seviyesinde iştigal edenlerin bile tanımına yabancı olmadığı uydurma rivayetlerin, bir kısım Ehl-i Sünnet alimlerin eserlerinden geçtik, "din kitaplarında" bulunmadığını sayıklayacak kadar "vukufiyet sahibi" olan bu müfteriyi muhatap kabul etmekle –"Din nasihattir" hadisi doğrultusunda kendisine nasihat görevimi yerine getirmiş olmanın verdiği itmi'nan olmasa– onca zamanı heba ettiğimi düşüneceğim.

Uydurma rivayetleri "din kitaplarında" değil, "fen kitaplarında" aramamız gerekir demeye gelen telkiniyle literatüre geçmeyi hak etmiş bir "vak'a" örneği olan müfteri yazar, cirmine bakmadan aklınca Ehl-i Sünnet savunusu yapıyor! Kendisinden, Ehl-i Sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis olmadığını söyleyen ve Hadis ilminde otoritesi müsellem olan "bir tek" isim istediğimde cevabı şu oldu: "Seyyid Abdülhakim (Arvasi) efendi hazretleridir. İkinci delilim ise bu zatın dedesi olan Resulullah efendimizdir. O buyuruyor ki, "Alim hata ederse bir sevap alır."

Buna, "Allah şifa versin" demekten başka ne yapılabilir ki!..

Bir rivayete hangi durumlarda "uydurma" denebileceğini ve "Ehl-i Sünnet alimlerin eserlerinde uydurma hadis vardır" sözünün izahını daha sonraya bırakıyorum. Burada ise müfteri yazarı "Din kitaplarında uydurma hadis yoktur" iddiasında bulunmaya sevk eden esas sebep üzerinde biraz duralım:

Seadet-i Ebediye isimli malum ve meşhur eserde (413 vd.) zikredildiğine göre Seyyid Abdülhakim Arvasi, kendisine yöneltilen bazı soruları muhtevi bir mektubu cevaplandırırken bu meseleye de temas etmiş ve Ehl-i Sünnet alimlerin eserlerinde mevzu hadis bulunmadığını söylemiştir. Seyyid Abdülhakim Arvasi'ye nisbet edilen –ve es-Sehâvî, Ali el-Karî gibi alimlerin kadrini tenkis ettiği dikkat çeken– bu mektup gerçekten ona ait ise, orada bazı eserleri savunmaktan imtina ettiği görülüyor. Mesela İhyâ'nın pek çok bahsinin olduğu gibi –muhterem hocam Prof. Dr. Bilal Saklan'ın tesbitine göre– içerdiği rivayetlerin yarıdan fazlasının da kaynağı olan Kûtu'l-Kulûb, "dinin temel bilgilerini bildiren bir kitap olmadığı" ve "Melahim" türü kitaplar, "dinin temelini kuran kitaplardan olmadığı" gerekçesiyle Seyyid Abdülhakim Arvasi tarafından müdafaya değer bulunmamış.

Müfteri yazar ise hızını alamayıp Seyyid Abdülhakim Aravsi'nin durduğu sınırın da ötesine geçerek, Ehl-i Sünnet alimlerin kitaplarının, hatta "Din kitapları"nın hiçbirisinde uydurma hadis bulunmadığını iddia edecek kadar uçuyor!

Bu müfteriye, bu yaşında kendisini rencide etmeyeyim diye "Arapça biliyor musun" yahut, "Usul-i Hadis'ten neleri okudun" klasiğini tekrarlamadım; çünkü cevabın kocaman bir "tıssss" olacağını biliyordum. İmam es-Süyûtî'nin, bir eserinde uydurma olduğunu söylediği birçok rivayeti başka eserlerinde zikrettiğini gösteren deliller karşısında, keza ed-Deylemî'den "naklettiği" bir hadisin yerini sorduğumda, "kem-küm"e yetecek kadar bile malzemesi olmadığından, yutkunarak susmayı tercih etmiş; sonra da sıkılmadan "Sorduklarınızın hepsini cevapladım" demişti.

Dr. Ebubekir Sifil
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
ihlas grubuyla niye bu kadar uğraşılıyor anlamıyorum...
adamların biz ilimde muteberiz diye bir iddaaları mı var,
kendi çaplarında birşeyler yapıyorlar...
bizim gördüğümüz inanç olarak da daha iyiye gitmekteler...
vesselam...
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
ihlas grubuyla niye bu kadar uğraşılıyor anlamıyorum...
adamların biz ilimde muteberiz diye bir iddaaları mı var,
kendi çaplarında birşeyler yapıyorlar...
bizim gördüğümüz inanç olarak da daha iyiye gitmekteler...
vesselam...

İhlas Grubu, samimi Müslümanlarla yeterince uğraştığı için olabilir mi? Zamanında Demirel masonunu destekledikleri için olabilir mi? Müslümanların da TV ve Gazetesi olsun diyerek yola çıkıp açık saçık kadınları sahneye çıkardıkları için olabilir mi? İnsanları dolandırdıkları için olabilir mi? Hangisi?

Bu arada Ebubekir Hoca mı İhlas Grubuyla bu kadar çok uğraşıyor? : )
 

alesta

Üye
Katılım
8 Eki 2010
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Emeğinize sağlık cümle mühendisi...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Ha demek Eh-i Sünneti savunmak sadece E.Sifil'in tekelinde !
Yav benim köse sakalım vay !
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
"Ehl-i Sünne"yi savunmak sadece benim tekelimdedir..." şeklinde bir beyanatı var mı SİFİL'in..?

Varsa haklısınız Fakiri...

Nerede söylemiş yaz da bilelim...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
"Ehl-i Sünne"yi savunmak sadece benim tekelimdedir..." şeklinde bir beyanatı var mı SİFİL'in..?
Varsa haklısınız Fakiri...
Nerede söylemiş yaz da bilelim...



Beyanatı M.Ali DEMİRBAŞ beyi eleştirirken kendinden menkul değil mi? Yani, müslüman bir şahısa diyor ki;" Ehl-i Sünneti savunmak sana kaldıysa !.." Bu ne demektir? Biz de ona diyoruz ki; "E peki beyim bu iş sana mı kaldı ?" Ya da "Bu işin kime kaldığının tesbit noterliği sana mı verildi ?"
Müslüman büyük lokma yer ama, büyük ve ucube laf edemez !


 
Üst