Efendimiz(sav) den nükteler

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Günün birinde Peygamberimiz, Hazreti Aişe validemize:

"Ben senin bana kırgın olup olmadığını anlarım" buyurdular.

Hazreti Aişe validemiz de: "Bunu nasıl anlarsın?" diye sordu.

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem de nasıl anladığını şöyle ifade buyurdular: "Kırgın olmadığın zaman, Muhammed'in Rabbi hakkı için, kırgın olduğun zaman da, İbrahim'in Rabbi hakkı için, dersin."

Hazreti Aişe validemiz şöyle dediler:

"Doğru söylüyorsun. Ancak ben senin adını dilimden anmasam da, kalbimden anarım."
 

zelal

Asistan
Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
970
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Allah razı olsun kardeşim.
 

yakarış

Üye
Katılım
18 Eyl 2006
Mesajlar
32
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Bir gün Efendimiz(asm) Hz.Aişe'nin dizine yatmıştır.Efendimizin yanağına Hz.Aişe'nin gözyaşı düşer.Efendimiz sorar:hayırdır ya Aişe,neden ağlıyorsun.Hz.Aişe: Ya Resulallah,bir size baktım bir de aya baktım.siz aydan daha parlaksınız.Efendimiz buyurur:Bilmez misin Ya Aişe,ay ışığını benden alır..O'nun nurundan bir parça nasiplenebilmek duasıyla inşallah.
 

fetih

Üye
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
gaziantep
Birgün efendimiz (a.s) sahabe-i güzin efendilerimize (r.anhuma) buyururlar içinizden kim kalkıp iki rekat namaz kılar da namazda sadece arşın sahibini düşünür ve başka birşey düşünmez bunu yapabilecek olan varsa ona hırkamı hediye edeceğim buyurdular Ebu bekir es-SIDDIK buyurdular ben yapabilirim Ya Resulallah . efendimiz buyurdular kalkıp kıl inş. diye ebu bekir kalktı namaza durdu daha ilk rekatta şöyle düşündü :Acaba efendimiz hırkanın yenisinimi verecek eskisinimi bu şekilde namazı tamamlayıp selam verince efendimiz tebessüm buyurdular ya Ebu bekr yenisini verecektim ama kaybettin orada bulunan sahabe-i güzin efendilerimizde dahil hepside gülümsediler :D
 

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Hz. Hasan rivayet ediyor:
Bir Gün Resûlallâha yaşlı bir kadın geldi ve:

"Ya resulallah, beni cennete koyması için Allah'a dua et" dedi. Peygamberimiz de :

"Ey falanın annesi, yaşlı kadınlar Cennete girmeyecek" buyurunca kadın ağlayarak oradan ayrıldı. Resulullah (a.s.m.) sözündeki inceliği şu açıklamasıyla daha da anlaşılır yaptılar:

"Ona haber verin, yaşlı kadınlar böyle yaşlı olarak Cennete girmeyecek, genç olarak otuz üç yaşında girecekler"
 

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Bir gün bir adam gelip Resulullah'tan devesine bindirmesini istedi.



Resulullah ise:

"Seni dişi devenin yavrusuna bindireceğim."deyince,



Adam şaşkınlıkla, "Ya resulullah ben devenin yavrusuna nasıl bineyim?" dedi.



Peygamberimiz de:

Bütün develeri dişi deve doğurmamış mıdır? diye karşılık verdi.:)
 

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Süfyan-ı Servi anltıyor:

Ben Mekke-i Mükerremede üç sene oturdum.

Mekkelilerden bir kimse her gün Harem-i Şerife gelir, tavaf eder, namaz kılar ve sonra bana selam verip giderdi.

Ben bu kimse ile tanıştım. Bir gün o kimse beni yanına çağırdı. Bana dedi ki:

“Ben öldüğüm vakit kendi elinle beni yıka, namazımı kıl ve defneyle. O gece de beni terk etmeyip kabrimde gecele. Münkireynin suali anında bana tevhidi telkin et!” dedi.

Ben de o kimsenin istediklerini yapmayı kabul ettim.

Bana emrettiğinin aynını yaptım.

Kabrinde geceledim.

O gece uyku ile uyanık arasında iken:

“Ya Süfyan! Beni korumaya ve senin telkinine ihtiyaç kalmadı” diye bir ses işittim.

O zaman, “Ne sebeple bu lütfa eriştin?”diye sordum.

Bana cevap olarak:

“Ramazan-ı Şerifin orucunu tutup Şevval’den altı gün daha eklemem sebebiyle” dedi.
Allahuekber!!
 

^diyar^

susss gönlüm!!!
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
1,742
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Allah RaĞzi Olsun
Rabbİm Hz.muhammed (sav) Şefaatİne Naİl
Olanlardan Eylesİn CÜmlemİzİ
 

yusufçuk

Üye
Katılım
13 Eki 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Resulallahın (a.s.m.), Zâhir isimli bir sahabesi vardı. Zahir, çölde yaşardı. Ara sıra Allah Resûlüne, çöl çiçek ve meyvelerinden hediyeler getirir, Peygamberimiz de onu çölde lazım olabilecek hediyelerle sevindirirlerdi.
Efendimizin şakalaştığı sahabelerden biri de Zâhir idi. Onun için Peygamberimiz:
"Zâhir, bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz," buyururlardı.

Ticaretle uğraşan Zâhir, yine bir gün bir şeyler satmak amacıyla şehre gelmişti. Resûlüllah Efendimiz, o görmeden arkasından gelip, kollarından tuttuktan sonra gözlerini kapadılar.Zâhir, telaşlı bir şekilde:

"Kimsin? Beni bırak," diyerek geri döndü. Peygamberimiz olduğunu görünce de sevindi ve başını, Resûlullahın şefkatli sinesine koydu.

Allah Resûlü şakalarına şu soruyla devam ettiler:

"Bu köleyi kim satın alır?"

Bu soruya Zâhir:

"Pek alıcı bulamazsınız, benim ne değerim olabilir ki ?" diye cevap verince, Peygamberimiz şöyle buyurdular:

"Sen görünüşte belki öylesin, fakat Allah katında değeri yüksek, pahası ağır bir kölesin
 

yusufçuk

Üye
Katılım
13 Eki 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Peygamberimizin dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümm-ü Eymen , Efendimize gelerek:
"Ya resûlallah, kocam sizi davet ediyor." dedi. Peygamberimiz (S.A.V):

"Kocanız iki gözünde de beyazlık olan adam mı?" diye sordular. Kadın:

"Hayır onun gözünde beyazlık yok" diye cevap verdi.Peygamberimiz (S.A.V) tekrar:

"Hayır,hayır, var" dediklerinde kadın yine:

"Hayır, yok" diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz (S.A.V) buyurdular ki :

"Gözünde beyazlık olmayan adam olur mu ?
 

yusufçuk

Üye
Katılım
13 Eki 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Latife yapan ve hoş latifeleri de müsamaha ile karşılayan Allah Rasûlü'nün çevresinde de nükteyi seven insanlar vardı. Bunların en meşhuru Nuayman idi.

Bu zât, oldukça fakir olmasına rağmen, Peygamberimize karşı aşırı bir muhabbeti vardı. Medine çarşısında gezer, yeni bir meyve gelir gelmez, satıcısından ücretini ödemeden, o malı satın alır, Peygamberimize getirip:

"-Yâ Rasûlallâh, Bunu sana hediye ediyorum!" derdi.

Satıcı parasını almak için geldiğinde de, onu Rasûlullâh'a götürür ve:

"-Yâ Rasûlallah! Bu adama malının parasını ver!" derdi. Rasûlullah'ın:

"-Onu bana hediye etmemiş miydin?" diye sorması üzerine, Nuayman:

"-Yanımda para yoktu. Onu yemeni arzuladım, sana getirdim." derdi.

Allah Rasûlü tebessüm eder ve satıcıya parasını öderdi. (Latifeler Kitabı, İbnu'l-Cevzî)
 

yusufçuk

Üye
Katılım
13 Eki 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hazret-i Ebû Bekir, Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in vefatından bir yıl önce, ticaret için Basra'ya gitti. Beraberinde Nuayman ile Süveybit b. Harmele de bulunuyordu. Bu ikisi de Bedir savaşına katılmış kimselerdi. İkisi de şakacılığı ile tanınmıştı.
Nuayman kervanın azık işleri ile vazifelendirilmişti. Bir gün Süveybit, Nuayman'a geldi ve:
"-Bana biraz yiyecek ver!" dedi. Nuayman, itiraz ederek:
"-Ebû Bekir gelmedikçe vermem." dedi.
Süveybit kızdı ve:
"-Gör bak, başına ne işler açacağım." diyerek ortalıktan kayboldu. Bir müddet sonra birkaç kişiyle birlikte geri döndü.
Süveybit'in getirdiği adamlardan birisi, eliyle kervandaki Nuayman'ı işaret ederek:
"-Bu mu?" diye sordu. Süveybit de:
"-Evet, bu! Aman söylediklerimi unutma. Ne derse yalan söylüyor. Kendisini hür zannediyor!" diye tenbih etti. Adam:
"-Tamam, merak etme!" diyerek, beraberinde getirdiği adamlara:
"-Şu köleyi tutup getirin!" diye emretti.
Nuayman'ın ellerini, ayaklarını bağlamaya başladılar. Nuayman, olanlara şaşırmış bir yandan da feryat ediyordu:
"-Bırakın beni, ben hür birisiyim. Bu adam size şaka yapmış, bırakın beni!" Adam:
"-Efendin, seni bize anlattı! Hadi yürü!" diye bağırdı.
Adamlar önde, Nuayman arkada uzaklaşıp gittiler. Bir müddet sonra Hazret-i Ebû Bekir geldi. Süveybit'e Nuayman'ı sordu. O da olanları anlattı. Nuayman'ı on tane genç deveye, esir tâcirlerine sattığını söyledi.
Hazret-i Ebû Bekir develeri götürüp, Nuayman'ı onlardan aldı. Medine'ye vardıklarında, Allah Rasûlü'ne bu olayı anlattılar. Allah Rasûlü ve ashabı zaman zaman bu olayı hatırlayıp tebessüm ederlerdi.
 

yusufçuk

Üye
Katılım
13 Eki 2006
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Vedâ haccı yolculuğunda, develerle, kâfileler halinde yol alınır.
Peygamber hanımlarının da bulunduğu kadınlar kafilesinin develerini Enceşe adında bir siyah köle, erkekler kâfilesinin develerini de Enes b. Mâlik'in kardeşi Berâ b. Mâlik sürer.

Sürücülerin her ikisi de güzel seslidir. Onların sesine, musikinin ahengine ayak uyduran develer, bir ara heyecana gelip koşturmaya başlarlar. Bu hâli gören iki cihân güneşi, Enceşe'yi tatlı bir şekilde ikaz eder:

"-Enceşe! Develeri yavaş sür de (taşıdıkları) cam şişeler kırılmasın!"
(Peygamberimizin Şemâili, Prof. Dr. Ali Yardım, s: 307-308)
 

berraksu

Aşafatlı
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
3,652
Tepkime puanı
85
Puanları
0
Yaş
36
bunlar vuslatgeceleri ve yusufçuk kardeslerime
Allah razi olsun
 

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Beni nasıl seviyorsun?

Hz.Aişe,Peygamberimiz (a.s.m.) le yeni evlenmisti.Eşinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi.Ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini.
Aişe bu düşüncesini Peygamberle (a.s.m.) konusmadan edemedi.

"Ey Allah`ın Resulu,beni seviyormusun?
"Evet,ya Aişe tabi seviyorum!"
Aise dahasını da merak ediyordu.Acaba nasıl seviyordu?
Hemen sordu.
"Beni nasıl seviyorsun?"
Peygamberimiz sevgi seklini tanımladı eşine:
"Kördügüm gibi."
Bu cevap Hz Aişe yi cok sevindirdi.Cünkü kördügüm açılmazdı. Açılmayan,bitmeyen sırlı bir sevgi demekti.

Alacağı cevap onu cok mutlu ettiği için,Hz Aişe sık sık sorardı:
"Ey Allah ın Resulü,kördüğüm ne alemde?"
Peygamberimiz,Aişe yi memnun eden cevabı verdi her defasında:
"ilk günkü gibi..."
Sevmekte eşsizdi O(sav)..."
O(sav) aynaydı:Yarattığı varlıkları çok seven ve onlar tarafından da çok sevilen Vedud`un...
 

vuslatgeceleri

Asistan
Katılım
13 Eyl 2006
Mesajlar
438
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
vuslatgeceleri.spaces.live.com
Efendimizden en güzel tavsiyeler

Celaleddin Süyuti (rahimehullah) şöyle buyurdular: Ben Şeyh Şemseddin bin Kımah’ın defterinde onun hattıyla yazılmış, Ebu’l-Abbas el-Müstağfiri’den rivayet edilmiş bir yazı gördüm. Orada şöyle deniyordu:
Mısır’a Ebu Hâmid el-Mısrî’den ilim tahsil etmek için yola çıktım. Vardığımda ondan Halid bin Velid’in rivayet ettiği hadisi istedim. Bunun için bana bir sene oruç tutmamı söyledi. Oruçları tutup tekrar hadisi istemeye gidince onu Halid bin Velid’e kadar bütün isnadıyla bana aktardı. Şöyle ki: Bir adam Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’ye gelerek, “Size dünya ve ahiretle alakalı soracak sorularım var.” dedi. Bunun üzerine Efendimiz ona, “Ne istiyorsan sor.” buyurdular. O zat da sorularına başladı:
Ey Allah’ın Peygamberi! Ben insanların en alimi, en bilgilisi olmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
Allah’tan çok korkup takva
dairesi içine girersen insanların
en alimi olursun.

İnsanların en zengini olmak istiyorum.
Kanaatkâr olursan insanların en zengini olursun.

İnsanların en hayırlısı olmak istiyorum.
İnsanların en hayırlısı, faydalı olandır. Sen de insanlara faydalı ol.

İnsanların en adaletlisi olmak istiyorum.
Kendin için istediğini insanlar
için de istersen insanların en adili olursun.

İnsanlar içinde Allah’a en yakın, O’nun en has kullarından olmak istiyorum.
Allah’ı çok zikredip anar ve hatırlarsan o zaman Allah’ın en has kulu olursun.

Muhsinlerden, iyilik edenlerden olmak istiyorum.
Allah’a, O’nu görüyor gibi ibadet
et, her ne kadar sen O’nu
görmesen de O seni görüyor.

İmanımı kemale erdirmek istiyorum.
Güzel ahlaklı olursan imanın kemale erer.

Allah’ın emirlerine itaat eden itaatkâr kullarından olmak istiyorum.
Allah’ın farzlarını yerine getir,
itaat edenlerden olursun.
Allah’a günahlarımdan arınmış, tertemiz olarak gitmek istiyorum.
Cünüp olduğunda tertemiz olacak şekilde gusül abdesti al, kıyamet günü üzerinde hiçbir günah olmaksızın Allah’a kavuşursun.

Kıyamet günü nur içinde haşrolmak istiyorum.
Hiç kimseye zulmetme, kıyamet günü nur içinde haşrolursun.

Rabb’imin bana merhamet etmesini istiyorum.
Önce kendine ve insanlara
merhamet et ki; Allah da
sana merhamet etsin.

Günahlarımın azalmasını istiyorum.
İstiğfar ederek günahlarının
bağışlanması için Allah’a
yalvarırsan günahların azalır.

İnsanların en kerimi olmak istiyorum.
Allah’a kullarını şikayet etmezsen insanların kerimi olursun.

Rızkımın bol olmasını istiyorum.
Temizliğe devam edersen rızkın bol olur.
Allah ve Rasulü tarafından sevilmek istiyorum.
O zaman Allah ve Rasulü’nün sevdiklerini sev, sevmediklerini de sevme.
Allah’ın bana kızmasından kendimi korumak istiyorum.
Kimseye kızmazsan Allah’ın gazabından ve kızmasından kurtulursun.

Duamın kabul edilmesini istiyorum.
Haramlardan sakınırsan
duaların kabul olur.

Allah’ın beni başkalarının yanında rezil etmemesini istiyorum.
Namusunu koruyup iffetli ol ki;
insanlar yanında rezil olmayasın.

Allah’ın ayıplarımı, kusurlarımı örtmesini istiyorum.
Kardeşlerinin ayıplarını örtersen
Allah da senin ayıplarını örter.

Benim günahlarımı ne siler?
Gözyaşların, hudûun (saygıyla
Allah’a kulluğun) ve hastalıklar.

Allah yanında hangi iyilik daha faziletlidir?
Güzel ahlak, tevazu, belalara
sabır ve kazaya rıza.

Allah yanında en büyük günah hangisidir?
Kötü ahlak ve Allah’ın emirlerine karşı gösterilen cimrilik.

Rahman Allah’ın gadabını ne dindirir?
Gizliden gizliye sadaka vermek
ve sıla-i rahim (akrabaları
ziyaret ve görüp gözetmek).

Cehennem ateşini ne söndürür?
Oruç. (Ali el-Müttaki, Kenzu’l-
 

aBı ReyyaN

EnE AbDuKeL Asİ
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
296
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
AnKaRa
s.a

yüce rabbimiz böyle olmayı hepimize nasib etsin inş.,,,,amin.....
 
Üst