Düşünüyorum O Halde Yokum!!..

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Düşünüyorum O Halde Yokum!..
Fatih Kayabaşı

hamletskullhcsealous.jpg


.Sıkıldınız değil mi? Ben de çok sıkıldım. Yağmurlu havada yürümekten, gülmekten, ağlamaktan, sınavlara hazırlanmaktan, travma geçirmekten, sinirlenmekten, dur etme, gitme, seni seviyorum demekten, koşarken emeklemekten, yanı başındayken onsuzluktan, yüzsüzlükten, düşünürken düşmekten… Kısacası her şeyden…

İmansızlaşıyor muyuz ya da nelere iman ediyoruz? Bir erkeğin Kabe’si kızlar veya bir kızcağızın kıblesi erkekler mi günümüz de? Bilmeden kime ibadet ediyoruz. Paraya mı, mülke mi, kariyere mi, patrona mı, profesöre mi, ilime mi, bilime mi, alime mi, veliye mi, deliye mi? Söyleyin Allah aşkına kime? Haşa mı? Evet siz Haşa diyerek bu söylediklerime tepki verdiyseniz Sizin Rabbiniz Allah’tır. Yok yok aman Allah’ım benden bahsediyor diyorsanız eh bir zahmet edip de düşünüverin kime bilmeden taptığınızı. Bir fetva da ben vereyim ne çıkar. Biliyorum hiç üstünüze alınmayacaksınız. Ben zaten sizlerden bahsetmedim. İyi kıvırıyorum cümleleri mi değil mi? Eh biz de sizler gibi insanoğluyuz. Maymundan gelmedik herhalde.

Evet Hasan Ağabey doğru söyledin git gide maymunlaşmaya doğru yol kat ediyoruz. Ah Darwin! Eğer senin evrimleşme hikayen gerçek olsaydı biz gerilemiş oluyorduk değil mi? Yani insandan maymuna… Anla be Darwin! Çağa ayak uyduramıyoruz işte! Bir de Darwin, şu husus canımı çok sıkıyor. Eğer maymunlar bizim atamızsa onların hayvanat bahçesinde ne işleri var? Onları huzurevlerine koysak ya! Ben çok huzursuzum bu konuda. Ne kadar da hayırsız evlatlarız! Kıyamet yaklaşıyor mu nedir? İki kromozom farktan ne çıkar canım. Allah’ım Darvin’ini atasına bağışla!

Bir önceki paragrafta İnsanoğlu deyince aklıma birden Adem Babamız geliverdi. İlk insan. İlk insan deyiverince de Havva Anamız... Söz açılmışken söyleyeyim Havva Anamız sana çok dargın olduğumu bu platformda belirtmek istiyorum. Neden zorladın Adem babamızı yasak meyveyi yemeğe? Ne olacağı var mı canım Anacığım Cennetten kovulduk işte. Ah kadınlar sizler yok musunuz! Erkeği çileden de çıkarırsınız Cennetten de…

Sıkıldım diyorum. Üstüme fazla gelmeyin. Atarım kendimi bak şuracıktan! Beni bu hale sizler getirdiniz. Dur atlama desenize ey insanlar! Ne kadar da duyarsızlaşmışsınız! Biliyorum şurada toplanan genç azınlık erkeksen atla diyorlar. Merak etmeyin gençler ben erkekliğimi başka platformlarda gösteririm sizlere. Atlamıyorum efendim. Yemedi mi diyorsunuz? Evet yemedi. Ondan zayıfım böyle.

Kusuruma bakmayın efendim geç kaldım. Malum İstanbul Trafiği… Trafiğe sonra da bizim üst komşunun kızıyla istiklalde takıldım. Lal olup da söylemeyeydim. Kızmayın efendim hemen! Takılıyorum sizlere. Neyse efendim yolda seyir ederken seyrettiğim farklı ama birbirinden farksız insanlarla karşılaştım. -İstanbul’un bu çeşitliliğini çok seviyorum- Onlara teker teker düşüncelerimi anlattım. Dünyanın bu gidişatına, bu ahlaksızlığa, kardeş kavgalarına, nefrete, sevgisizliğe dur, İstanbul’un göbeğinde duvar köşelerinde herkesin önünde çok af edersiniz ortalığa bevl eden pisliklere destur diyelim! dedim. Demez olaydım. Ne mi dediler? Neler demediler ki… En ağırı da şuydu: ‘‘Elin derdi seni mi gerdi?’’ - ‘‘Elin’’ derken İstanbul ilini kastetmiyorlardı. Yani başkalarının derdi anlamında kullanıyorlardı. – Oysa başkalarının derdi bizim derdimizdi. Müslüman’ın derdiyle dertlenmeyen bizden değildir diyordu Allah Resulü. Halbuki ben bunları dertlenirken Müslüman’ın ya da gayrimüslimin derdinden de ziyade, düşüncesiyle hayvanlardan farkı olan insanoğulcuklarının derdiyle dertlenmiştim. Artık Müslümanlar, dert edinenlerin bu hallerini bile dert edinmiyorlardı. Bananecilik canım cicim aylarına dönüşüvermişti. Artık modernliğiyle bambaşka bir hal alan dünyanın içinde Müslümanlar başkalaşmıştı. Maymunlaşmaktan ziyade…

Hasan Ağabey aramızda kalsın bundan sonra hiç düşüncelerimi açığa vurmayacağım. Beni düşüncelerimle yok sayıp dışlıyorlar. Boş ver be ağabeyim akıllı olup da dünyanın kahrını çekeceğime deli olurum dünya benim kahrımı çeker!

Çekil şöyle bakayım önümden! Şu çocuk neden ağlıyor?

Ne oldu yine Hasan Ağabey? Hımm... Verdiğim sözde durmadım demek. Hani bu dünyanın kahrını çekmeyeceğim demiştim öyle mi? Evet Ağabey ben sözümün eriyim ve bu dünyanın kahrını da çekmiyorum. O ağlayan çocuk dünyalı değildi ki zaten. O Filistinli bir çocuktu. Yani Uzaylı…

“Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeğe koşan zavallı insanlarım: karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?”

Cemil Meriç
 
Üst