Dursun Ali Akinet Şiirleri

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
HAYATI

Şiir söyleme geleneginin Anadolu’daki önemli temsilcilerinden biridir.
1945 yilinda Fatsa’nin Sazcilar Köyü’nün Yurtyeri Mahallesi’nde dogmustur. Babasi Mevlüt Usta, tas isleme sanatiyla nam salmistir. Annesi Zekiye Hanim ev hanimidir. Dedesi Süleyman Bey zamaninda Gürcistan’dan gelip, Ünye’ye yerlesmislerdir. Mevlüt Usta, dört-bes yaslarinda iken babasi Süleyman Bey’i kaybetmistir. Babaannesi Sultan Hanim da Sazcilar Köyü’ndendir. Dedesinin ölümü üzerine babasi ve babaannesi Ünye’den ayrilip Sazcilar Köyü’ne yerlesmislerdir. D.A.Akinet’in yapmis oldugu arastirmaya göre ilk soyadlarinin “GÜL”; sonra, “AKINER”; daha sonra da “AKINET”oldugu bilinmektedir. D. Ali AKINET’in iki ablasi vardir. Ilk ögrenimini “Evkaf Ilkögretim” okulunda yapmistir. On bir yasinda iken babasini kaybetmistir (1956). Babasinin vefatindan sonra bir yil daha okuyarak ilk okulu bitirip, okul hayatina son vermek zorunda kalmistir. Çünkü, maddi durumlari kötülesmistir. Ilk okuldayken “Köroglu Dergisi” nin sürekli okuyucusu olmustur. Okuma aliskanligini ona çevresi ve annesi asilamistir. Köyün yaslilari ve dayisi ona çesitli kitaplar okutturmus, annesi de ondan çok sevdigi Veysel Karani’nin siirlerini okumasini istemistir. Bu onun siire baslamasindaki faktörlerden birisidir. Hafta sonlari köyün karsi tarafindaki “Ala Gelis Merasi”nda çobanlik yapmistir. “Kizilkaya” baslikli siiri de bu dönemin hatiralarindan esinlenerek yazilmistir. Çocukluk döneminin bir baska önemli olayi da; “Halil Ibrahim” siirine adini veren kahramanla tanismis olmasidir. Babasinin vefatindan sonra maddi durumlari kötülestigi için çobanligin yani sira degirmen, odun satma gibi eve gelir saglayacak islerle ugrasmistir. On yedi yasina geldiginde görücü usulü ile “Sabiha Hanim”la evlenmistir (1961). Bu evlilikten, askerlik öncesi Süleyman (1962), Kenan (1964), Cenan (1966); askerlik sonrasi ise Numan (1972), Elvan (1974) adli çocuklari dünyaya gelmistir.1972-1982 arasi soförlük,1981-1996 arasinda da mobilyacilikla ugrasmistir. Su an Ordu Ili’nin Fatsa Ilçesi’nde ikamet etmekte ve siir san’ati ile ugrasmaktadir. 1966-67 yillari Akinet için oldukça sikintili yillardir. Sair, 1966’da burun, 1967’de apandisit ameliyatlari geçirir. Yine ayni yil omurilik zedelenmesi nedeniyle tedavi görmek zorunda kalir. 1987 yilinda annesi Zekiye Hanim’i kaybetmis, bu olaydan duydugu derin üzüntü sonunda “Yolun Sonu Görünüyor”adli siirini yazmistir. D.A.Akinet edebiyat ve san’ati insanliga hizmet vasitasi olarak görmektedir.Toplum için san’at anlayisini benimsemektedir.
Toplumda meydana gelen olaylarin empoze edilmesini sanatkârin vazifesi olarak degerlendirmektedir.
Insanlarin duygu, düsünce ve hayellerine ortak olmayi, bunu kendi üslubuyla siire yansitmayi vazife olarak bilmektedir.
Şiir anlayisinda insan-zaman-muhit kavramlarinin önemli bir yeri vardir. Şiirlerinde insani ön plana çikarmaktadir.Ilhamin hayatta kazanilan tecrübeler sonucu (birikim) ortaya çiktigina inanmaktadir.

Eserlerinde sosyal mevzularin yani sira ferdi duygulara da yer vermektedir. Siirlerinde tabiat tasvirlerini görmek mümkündür. Bizim Köyümüz adli siiri yapilmis olan tasvirler sayesinde bir resim ve harita niteligi tasimaktadir.
Siirlerinde zaman zaman halk inanislari, atasözleri, deyimler ve halk söyleyislerinden yararlanmaktadir. “Asarkaya”adli siir kitabinin yani sira çesitli gazete ve dergilerde siirleri yayimlanmistir. Ilk siiri, 1962 yililnda Hayat Mecmuasi’nda yayimlanan “Çite Bakarim Çite” adli siiridir.
Yetmisli yillarda mahalli bir gazetede köse yazarligi yapmistir.
Altmisli yillardan buyana bir çogu bestelenmis siirler yazmistir.

“Yolun Sonu Görünüyor, Halil Ibrahim ,Kizilkaya, Haydar Aga, Tel Vurdu Beni, Turnam Basim Darda Benim...” bunlardan bazilaridir.
“Gönül Vurgun Yedi” adli siiri, bu güne kadar on bir sarki ve türküye söz olmustur. Muazzez Abaci, Tugrul San, Kivircik Ali bu siirin bestesini yapip, yorumlayan sanatçilardan bazilaridir. “Asarkaya” adli siir kitabinda yer alan yüz yirmi siirin ellisi bestelenmistir. Bu siirler Musa Eroglu,Yavuz Bingöl, Zara gibi degerli sanatçilarimiz sayesinde halkin kalbinde taht kurmustur. Ikinci kitabin hazirliklarini bitiren sairimiz sonbaharda çikmasi beklenen bu kitabin gelirini Fatsa’li üniversite ögrencilerine birakacaktir.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Aksama Kadar

Günes burada da var
Ta ki batana kadar
Yildizlar yine parlak
Safak atana kadar.

Gonca güllerim vardi
Burcu burcu kokardi
Rengi soldu sarardi
Sevip tutana kadar.

Bilsen simdi nerdeyim
Çilgin gecelerdeyim
Uzun bir seferdeyim
Gücüm yetene kadar.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-2][/SIZE][/FONT]

Yolun Sonu Görünüyor


Bana ne yazdan bahardan
Bana ne borandan kardan
Aşağıdan yukarıdan
Yolun sonu görünüyor

Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor

Azrailin gelir kendi
Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor

Bu dünyanın direği yok
Merhameti yüreği yok
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor

Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor

Azrailin gelir kendi
Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Halil İbrahim

Dağda kızıl ot biter
İçinde keklik öter
Eşkıyadan da beter
Uslan be Halil İbrahim


Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim


Derede su durulur
Daldan köprü kurulur
Elli yerinden vurulur
Aslan be Halil İbrahim


Müfreze dağı sarar
Dağda kaçaklar arar
Geçit vermez kayalar
Hızlan be Halil İbrahim
 
Üst