Dünya değişiyor !

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
Gerçekten Dünya değişiyor mu ?
Çoğrafyamızda birşeyler oldu , iktidar el değiştirdi sermaye el değiştiriyor diye yaygara bile koptu ?
AB dağıldı dağılacak , ekonomik krizler dünyayı kasıp kavurdu ...
Ülkeler battı , iflaslarını açıkladı Batı halkları huzursuzluklarını ifade eder oldu ...
Amerika işgallerinde yanlızlaşıyor , ekonomisi sarsılıyor söylentileri hayyuka çıktı ..
100 yıl önce köle dedikleri ırk bugun devletin başına geçti ...
Amerikan halkının hayat merkezi , 11 eylül endeksli olmaya başladı ...
Ortadoğuda İsrailin 48 ve 67 de 6-7 ülkeyi dize getirdigini artık kimse hatırlamaz oldu ..
Hizbullah ve Hamas karşısında fiyakası bozuldugu dillerde ...
Şimdide ortadoğu ve Kuzey afrika ülkeleri kaynıyor ...
En azı 30 senelik diktatörlerce idare edilen bu ülkeler başı olmayan , organize edilmemiş kalabalıklarca devrilmeye başladı ?
Gerçekten degişiyormuyuz ?
Yoksa değişen sadece figuranlar , yönetmen aynı mı ?
Bu olanlar biz müslümanlar için hayra alametmi , yoksa aynı tas aynı hamammı ?
Haber ekledik durduk ...
Tv programlarını takip ettik ...
Peki ne anladık ?
Ve nereyi anlayamadık ?
Buyrun diyorum söz bizlerin ...
 

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
Dünya değişiyor.
Her devlet bu evrimi belirli sürelerce yaşıyor.
Kimi erken yaşıyor imkanı varsa kimi geç yaşıyor.
Türkiye de bile ergenekon davası ile bir çağ kapatılmaya ve ileri demokrasiye doğru giden yol var.
Bunu avrupa yaşamıştı,Türki ve Ortadoğu yaşayacak sonunda Afrika.

Dünya belirli evrelerden geçip,lüks olan ve ileri olan şeyler zamanla standart halini almaya başlıyor.
güzel gelişmeler.umarım alnımızın akıyla çıkarız.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Bana yakın gelen senaryo
1.ABD,RUSYA,TÜRKİYE
2.AB,ÇİN
Ortadoğudan avrupayı tamamen çıkarmak için savaş veriliyor gibi...
Ortadoğudan Avrupayı çıkarmak AB'nin çöküşü demek ve ortadoğu kan bankası avrupanın
petrol ve doğalgaz geçiş noktalarından ve hazır pazar olmasından dolayı
Amerika osmanlıyı oynamaya aday bir tek eksiği var israil faktörü
yakında filistin meselesi kökten çözüme kavuşabilir
AB ABD'nin karşısına süper devlet kurmaya çalışıyor buda elbette ÇİN
ABD ve RUSYA TÜRKİYE'yi ön plana çıkarmaya çalışıyor kendileri bu coğrafyayı TÜRKİYE ile yönetecek
Ortadoğuda ki sancılı geçişten sonra sırada Afrika var bu yüzyılın yeni gözde pazarı olacak gibi.
Ya Siyah Obama beyaz sarayı siyaha boyayacak
Yada beyaz saray siyah obamayı beyaza boyayacak
Halkları müslüman başları diktatör olan bu coğrafya kendi dinamiklerini oluşturmadan yumuşak bir geçişle demokrasiye geçecek TÜRKİYE örneğinde olduğu gibi.
Bunlar bir senaryo elbet en iyi yazan değil en iyi oynayan kazanacak
 

era

Asistan
Katılım
4 Ocak 2011
Mesajlar
487
Tepkime puanı
82
Puanları
0
En azı 30 senelik diktatörlerce idare edilen bu ülkeler başı olmayan , organize edilmemiş kalabalıklarca devrilmeye başladı ?

Dengelerin değişmesi dünyanın değişmesi anlamına gelmez.Ne devrilmesi, ne hak araması? Gözler ne kadar çabuk boyanıyor. Dünya ülkeleri ipsiz sapsız şehir devletleri haline getirilip küresel sermaye tarafından yönetilecek. Bunun delili çok..adamlar kendi ağızlarıyla itiraf ediyorlar.
 
K

Kaçak

Guest
Sayın Era ..
Şunu şurası biz bize konuşuyoruz ...
Gözü boyanmış adam muamelesi veya benzeri ithamlar için ortada bir durum yok ?
Dedigimin dogru oldugunu iddia etmiyorum , okumaya çalışıyorum , çaba harcıyorum , bir sıkıntı cekiyorum , düşünüyorum , düşündügümü sanıyorum ...
Elinizde bir hakikat var ise , hemen çıkartında bizde bu karın agrısından kurtulalım tabi olalım ..
Ama bizden hiç bir farkı olmayan kendi çıkarımlaırnızı ifade ederken , başkalarının çıkarımlarına biraz olsun saygı duyalım ...
Gözümüzün boyandıgını iddia etmezden evvel , gözünüzün boyanmadıgını izah edin böylece bizlerde gercegi görelim olmazmı ?
Selamlar ...
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Ben de senin gibi düşünüyorum hocam, daha doğrusu anlamaya çalışıyorum. Eski devran da bu devran da aynı olabilir de sadece ortam mı değiştiriliiyor? Yüklem aynı da öğeler mi farklılık gösteriyor? Birileri önceden herşeyin öyle, şimdi de herşeyin böyle olması için mi çalışıyor? Değişen birşey yok da, öyle mi gösterilme gayreti var? Gözlerimizin boyandığından değil ama kanmaya en müsait yerimizden vuruyorlar; kardeşlerimizin ezilmesi, katledilmesi, firavunların zulmetinde yaşamaya çalışan halklar vs. bizim en eskiden beri içimizdeki en hassas nokta... Bi de hep müslümanların hassasiyetlerini hedef aldılar şimdiye kadar, şimdi biraz daha farklı sanki, daha evrensel bir dil kullanıyorlar; demokrasi gibi, diktatörlük karşıtlığı gibi...

Konuyu ve katılan abileri, ablaları çok yakından takip edeceğim şahsen, en ufak bir ipucu ya da şüphe bile benim için şuan çok değerli...
 

era

Asistan
Katılım
4 Ocak 2011
Mesajlar
487
Tepkime puanı
82
Puanları
0
Sayın Era ..
Şunu şurası biz bize konuşuyoruz ...
Gözü boyanmış adam muamelesi veya benzeri ithamlar için ortada bir durum yok ?
Dedigimin dogru oldugunu iddia etmiyorum , okumaya çalışıyorum , çaba harcıyorum , bir sıkıntı cekiyorum , düşünüyorum , düşündügümü sanıyorum ...
Elinizde bir hakikat var ise , hemen çıkartında bizde bu karın agrısından kurtulalım tabi olalım ..
Ama bizden hiç bir farkı olmayan kendi çıkarımlaırnızı ifade ederken , başkalarının çıkarımlarına biraz olsun saygı duyalım ...
Gözümüzün boyandıgını iddia etmezden evvel , gözünüzün boyanmadıgını izah edin böylece bizlerde gercegi görelim olmazmı ?
Selamlar ...

Sizden alıntı yapmam "gözü boyanan" lara dahil ettiğim anlamına gelmemeli. Ama evet, bir göz boyanması yaşanıyor. Yok Tunus'ta yok Mısır'da yok bilmem nerde zulme uğrayan halklar hak arıyor, sınır tanımıyor, kahrolsun diktalar vs gibi söylemler son derece güncel. Ve bu güncelle tarihten de sabit olan bazı gerçeklerin tekerrür ettiği görülemiyor. En azından kuklacıların hep aynı olabileceği, kuklacıların elinde oynattığı kitlenin sayıca fazlalığına dair aldatmaya sebep olabiliyor. Kısaca çıkrımların güncele dayanmasından ve güncelle şekillenmesinden muzdaribim, yoksa kim ne düşünürse düşünsün bana ne..

Ortadoğu ve İslam coğrafyası her zaman çatışmaların beşiği oldu, öyle olmaya da devam edecek. Çünkü gerek devlet geleneği olarak ve gerekse halkının kolay yönlendirilmesi açısından son derece zayıf. Tüm bu ve söylemediğim pek çok açıdan değişen bir şey yok, devrin kabul ettirilen standartlarında değişiyor gibi gösterilenler var.

Yeni Dünya Düzeni düşüncesini ve bu düşünceyle ilişik söylemleri duymuşluğunuz vardır. Bu düzende belli bir devlet, millet politikası yok; büyük devletlerin seçkin kesiminin ulusüstü egemenliği, sermayesi, sermayeye dayalı yönlendirmesi var. Yeni Dünya Düzeninin temsilcilerinden biri olan D. Rockefeller efendi demiş ki; "Bir dünya düzeni oluşturduğumuzda halkların kendileini yönetme hakları dünya bankerleri ve entelektüellerinin otoritesi altına girecek, bu yüzyılda takip edeceğimiz temel ilke budur."

Bu düzenin bir başka kuramcısı R.S Hupe ise şöyle buyuruyorlar" Milli Devletleri tarihe gömmek, onların kalan halklarını daha küçük birimlerde birleştirip elindeki güç ile düzenin muhtemel sabotörlerini caydırmak..vs"

Bir başka yeni dünya devletçisi " eğer dünyayı tek pazarlı bir dünya haline getireceksek parçaları küçük olmalı...bin ülkelik bir dünya ulus devletin ötesine geçmeyi belirten bir mecaz...yeni liderler (devlet başkanları) artık devletler arasında değil bireyler ve şirketler arasında stratejik ittifakı kolaylaşturacak ya da en azından karşı çıkmayacakalrdır..."

Vesaire..

Zulüm gören halklar ve zulmeden devlet başkanları olduğu muhakkak. Ses daha çok bunlara karşı çıkıyor ve bu nedenle makul gibi görünüyor ama olanları kuklacılarla beraber alkışlamak bana pek makul gelmiyor. Darısı başımıza(!) yakındır...
 
K

Kaçak

Guest
Öncelikle konuyla ilgilenemedigim için özür dilerim ...
Gecikmelide olsa konuya devam etmek istiyorum ...
Herşeyden önce geçenlerde İran tarafından İslami Rönesans hareketleri gibi bir niteleme yapılmıştı Tunus ve Mısırda olanlar ...
Aslında Rönesansın islamileştirilemeyecegini düşünenlerdenim , Rönesans olduğu gibi kalsın bence ..
Kast olunan sanırım Avrupada bir zamanlar meydana gelen halk hareketleri eli ile yönetimlerin devrilmesi ...
Pek çok alanda değişime ugrayan halk kitleleri sonunda önündeki engelleri yıktı ve yapısına uygun bir yaşam tarzını benimsedi ..
Dayatmalarla bir yerlere gidilemeyecegi anlaşıldı ...
Bizim çoğrafyamızda da bu tarz bir hareketlilik olmadıgını söylemek sanırım oldukca zor olur ...
Batı bize , yeni oyunu ile bize bu zokkayı yutturuyor mu yoksa gerçekten değişim isteyen kitleler bir şekilde harekete mi geçti ?
Tüm mesele bu noktayı anlayıp , ona göre tarafımızı seçmekte ...
Aslında benimde ilk başlarda tereddüt ettiğim noktalar vardı ...
Gannuşinin " ben Humeyni değilim modelim AKP" açıklaması bende derin yankılara sebep oldu ...
Bir anda bu hareketlere olan ilgim azaldı ...
Fakat en son Nasrallahın açıklamasını okuyunca taşlar yerine oturdu diyebilirim ...
Bunun bir halk hareketi olduğunu düşünüyorum ....
Ve kötünün iyisi değil, halkın iyiye yönelmesi olarak görüyorum ..
Elbette zaman içinde hatalar yapılabilir , ama bir tecrübenin bedeli vardır ve bu bedeli ödeyecektir ...
Ama sivil bir toplum kolay oturtulacaktır sonucunda ...
Bu hareketin Halk hareketi olduğunu düşünüyorum , çünkü gerek İsrailden gerekse Batıdan endişeli açıklamalar geldi ...
Madem Batı diktatörlerin sürelerin dolduğunu hissetti ve değiştirme gereği duydu ...
Neden bunu diktatör olmayan kuklaları eliyle yapmadı da ...
Sahipsiz , başsız halk kitleleri eliyle yapıp , halkın bir şeyler yaptığı hissine kavuşmasını arzu etti ...
Çünkü bu hareketten güç alan , ve kendine güveni gelen Halk diktatörü yerine ikame ettiği kuklasını da devirmeyeceğinin garantisi ne ?
Medyası aracılığı ile çıkartırdı demokrasi aşığı bir lider , ve orduyu da emrine amade yapar , artık rejimi değiştirir ama gene kontrol etmeye devam ederdi ...
Eğer bu konuda yönetmen Batı tezi işleniyorsa, Batının bu riski neden aldığı izah edilmesi gerek derim ...
Ve konuyla alakalı biraz uzun olan ama okumaktan haz aldığım Nasrallahın yazısıda okunmalı derim ...
Selamlar ...
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Şimdi bir de Cezayir başladı. Ben şahsen orada neler olabileceğini kestiremiyorum, çünkü Cezayir en kapalı kutu ülkelerden biriydi her zaman, her ne kadar sürekli karışıklık olsa da... Özellikle Fransa'nın yıllarca bastırılmış hıncı alınır mı, bunu çok merak ediyorum.
 
K

Kaçak

Guest
Cezayirde daha farklı gelişmeler olabilir ...
Cezayir demokrasi dersini yıllar önce FIS'ın seçimleri kazanmasından sonra almıştı ...
Belki en kanlı olaylar burada olabilir bu yuzden ...
zaman herşeyi gösterecek bize ...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Her Kemalin bir Zevali vardır..

Tarihe bakıldığı zaman bütün saltanatların, düzenlerin veya hukumdarların en fazla 300/350 yıl zirvede kalabildikleri görülür sonrası ise gerileme dönemidir bu Allahın sünnetidir...

Al-i imran/140- "Eğer siz (Uhud'da) yara aldınız ise karşınızdakiler de benzeri bir yara almışlardır. Biz bu tür acı günleri insanlar arasında dolaştırırız. Allah'ın kimlerin mümin olduklarını belirlemesi ve aranızdan bazı şahitler seçmesi içindir bu. Hiç kuşkusuz Allah zalimleri sevmez."


Allahın ayette bildirdiği gibi bu tüm toplumlar için geçerlidir. Ayetin devamı ise hakikati görmüş bir toplumun mükemmel ferasetle ilgili derin sınavıdır yani kaderin hakkını vermektir...



Hz. Enes'den rivayet edilmiştir dedi ki:
Peygamber (s.a.)'in "el-adbâ" isimli devesi'nin yarışlarda hiç önüne geçilmezdi. Birgün bir bedevî kendisine ait bir yük devesinin üzerinde geldi ve Adbâ ile yarışa girip onu geçti. Bu geçiş Rasûlullah (s.a.)'in sahabilerine ağır gelir gibi oldu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.):

"Dünyada her yükselen şeyi (oradan tekrar) aşağı indirmek Al*lah'ın kanunudur" buyurdu.

Buharı, cihad 59; rikâk 38, Nesâî hayl 14, 16.
Sünen-i Ebu Davud kitabul edep/4802


Bu iniş ve çıkışlar sadece yönetmelikler toplumlar liderler ve rejimleri için değil fertler için de böyledir ve bu aslında Allahın insanları terbiye metodudur evet Dünyadaki dengeler herzaman değişecektir değişecektir de olanların ruhu nedir??Din gününün sahibi olan Allah bize bu dünyada nasıl yaşamamız gerektiğini ,ne sebeple geldiğimizi ve uymamız gereken asıl kuralları hükümleri bize bildirmiştir bunlara uymamak hiç kimsenin insiyatifine bırakılmamıştır ya inanırsın yada inkar edersin bu budur bugün dünyaya baktığımda gördüğüm şey yönetmeliklerin hemen hepsinin müşrik bir sisteme sahip olduğu gerçeğidir ve bu okadar kanıksatılmıştır ki islamın asıl gayesi olan Allahın hükmüyle hükmetme gerçeğinin teorikte kabul görmesine mukabil pratikte bu düşüncenin demoralize olmasına sebep olmuştur ve bu gerçek, okuyup anlamaya çalışan kişiler arasında böyledir peki biz neden bu haldeyiz bizdeki eksiklik nedir ben bunu önce kendime soruyorum neden biz değişmeye mahkum olan bu stotükoların "Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onları azablandırsın, rüsvay etsin ve sizi onlara karşı üstün kılsın ve mü'minler topluluğunun göğüslerini ferahlandırsın" ayette geçenler neden biz olup da değişime gerçek islam ruhunu katmıyoruz tabi ben demiyorum ki hemen savaş olsun! Hep diyoruz önce temel sağlam olsun fakat bu temel ne zaman sağlamlaşıcak Allahualem!! Arkadaşlarımla islam'ın egemenlği hakkında konuştuğumuzda hep soru işaretleriyle yorum yapıyoruz neden? Rasulden sonra islamı tüm zerreleriyle hissetmiş olan sahabe-i kiram döneminde yani islamın egemenliğinden çok kısa bir dönem sonra fitne kapısının açıldığını hatırlayıp susuyoruz bazı arkadaşlarım belkide bu durumun bizim için daha hayırlı olduğunu söylüyor biz böyle düşünebilir miyiz gerçekten!!?? yada bize göre hayr nedir??
 
Üst