İlahi!
Hamdini sözüme sertâc ettim, zikrini kalbime mi’rac ettim,
Kitab’ını kendime minhâc ettim.
Ben yoktum var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bî karar ettin.
İnayetine sığındım, kapına geldim.
Hidayetine sığındım, lûtfuna geldim.
Kulluk edemedim, affına geldim.
Şaşırtma beni, doğruyu söylet; neş’eni duyur, hakikati öğret.
Sen duyurmazsan ben duyamam,
Sen söyletmezsen ben söyleyemem;
Sen sevdirmezsen, ben sevemem.
Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini.
Sevdin Habibini, kâinata sevdirdin. Sevdin de hıl’at-i risalet giydirdin.
Makam-ı İbrahim’den makam-ı Mahmud’a erdirdin,
Server-i- Asfiya kıldın, Hâtem-i Enbiya kıldın,
Muhammed Mustafa kıldın.
Salât ü selâm, tahiyyât ü ikram, her türlü ihtiram O’na,
O’nun âline, ashabına, ailesine, ashabına ve etbaına yâ Rab!”
Amin.