Duâ âdâbı

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
Her konuda olduğu gibi Allah’a yalvarış ve yakarışta da Resûlullah’ın (asm) emsâli yoktur. Nerede, ne zaman ve nasıl duâ yapacağımızı en güzel o göstermiştir. Duâda dikkat edilmesi gereken hususları, kabul edilebilirlik şartlarını bir bir anlatmıştır.

Duâ bir ibadettir. İbadet ise Allah’ın rızası için yapılır. Her şeyden önce duâda içtenlik ve samimiyet gereklidir. Allah’a tam bir teslimiyetle, dileklerimizin hakkımızda hayırlı ise kabul edileceğine inanarak duâ edilmelidir. “Allah’a, duâlarımıza cevap verileceğine kesinlikle inanarak duâ edin” buyuran Peygamberimiz (asm) şu önemli noktaya dikkati çekmektedir: “Şunu iyi bilin ki, Allah, Kendisinden gafil ve başka işlerle meşgul olan bir kalbin duâsını asla kabul etmez.”1

Allah’tan istediğimiz şey veya şerrinden sığındığımız hususlarda önce fiili olarak yapmamız gerekenleri yapmalıyız. Makbule yakın duâlar için fiilî duâlar ihmal edilmemelidir. İsteklerimiz âdetullaha (Allah’ın kâinata koyduğu kanunlara) uygun olmalıdır. Allah’tan meyve isterken önce fidan dikilmeli, sulayıp, gübreleyip büyümesi için yeteri kadar beklenilmelidir. Duâda aceleci olunmamalı. Duâ görevimizi eksiksiz, ama daima yapmalıyız. Fakat kabul zamanını Cenâb-ı Hakk’ın takdirine ve hikmetine bırakmalıyız.

Duâda Allah’ı itham edici cümleler kullanılmamalı. Yani, “Allah’ım çok duâ ettim, kabul etmedin” gibi ifadeler duâmızda bulunmamalıdır. Ayrıca duâmızda kesinlikle bedduâ ifade eden cümleler olmamalı.

Duâdan önce tövbe ve istiğfar ederek mânen temizlenmeli, sonra duâmıza başlamalıdır.

Duâya başlarken ve duâyı bitirirken Peygamber Efendimize (asm) salâvat-ı şerife getirmelidir. Çünkü Bediüzzaman Hazretlerinin de bildirdiği gibi, salâvat-ı şerifeler makbul duâlardır. İki makbul duânın ortasındaki duâlarımızın da makbul olması Cenâb-ı Allah’tan kuvvetle umulur.2

Birisi lehine duâ yapılacaksa, onun orada olmadığı bir anda duâ yapmalıyız.

Duâyı sadece sıkıntı ve belâ anında değil, bolluk ve rahatlık dönemlerinde de yapmalıdır. Resûlullah, “Kim sıkıntı ve belâ anlarında duâlarının kabul edilmesini isterse, bolluk ve rahatlık anlarında bol bol duâ yapsın”3 buyurur.

Duâ metinleri mümkünse âyetlerden veya hadislerden alınmalı. Yoksa içten geldiği gibi samîmî olarak huşu ve huzur-u kalple yapılmalı.

Farz namazların, bilhassa sabah namazının ardından, mümkünse mescitlerde veya ibadet mahallerinde, Cuma günü saat-i icâbede, üç aylarda, mübarek gecelerde, kandillerde, Ramazan’da ve bilhassa Kadir Gecesi’nde daha çok duâ yapılmalıdır.4

Efendimizin (asm) çokça yaptığı şu duâ ile sözü bitirelim:

“Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem ateşinden koru.”5

Dipnotlar:
1- Müsned, 2:77.
2- Mektubat, 270.
3- Tirmizî, Daavat; 65.
4- Mektubat, 270.
 
Üst