lafons7275
Kıdemli Üye
Hallac-ı Mansur, cezbe ve sekir halinde söylediği
ve mazur bulunduğu Ene’l-Hak cümlesi yüzünden idama mahkûm edilir.
Onu asılacağı meydana getirdiklerinde etrafta mahşerî bir kalabalık vardır.
Hallac-ı Mansur darağacını görünce güler ve kalabalık arasında
gördüğü dostu Şibli’den seccade isteyerek iki rek’at namaz kılar.
Ardından şöyle duâ eder:
“Allah ım burada senin dinin uğruna gayrete düşüp
beni öldürmek için toplananların suçlarını affet.”
Bu esnada kalabalık içinden özellikle düşmanları,
fırsat bu fırsat diye Hallac-ı Mansur’a taşlar atarlar.
Hallac-ı Mansur bunlara ah bile demez hatta tebessüm eder,
ama dostu Şibli ağlayarak kırmızı bir gül atınca Hallac-ı Mansur inler ve şöyle der:
“Taş atanlar avam takımı, bilmiyorlar, halden anlamazlar.
Onların taşı bizi incitmez ama halden anlayan bir dostun attığı gül bile bizi incitti,
canımızı acıttı.” ve mazur bulunduğu Ene’l-Hak cümlesi yüzünden idama mahkûm edilir.
Onu asılacağı meydana getirdiklerinde etrafta mahşerî bir kalabalık vardır.
Hallac-ı Mansur darağacını görünce güler ve kalabalık arasında
gördüğü dostu Şibli’den seccade isteyerek iki rek’at namaz kılar.
Ardından şöyle duâ eder:
“Allah ım burada senin dinin uğruna gayrete düşüp
beni öldürmek için toplananların suçlarını affet.”
Bu esnada kalabalık içinden özellikle düşmanları,
fırsat bu fırsat diye Hallac-ı Mansur’a taşlar atarlar.
Hallac-ı Mansur bunlara ah bile demez hatta tebessüm eder,
ama dostu Şibli ağlayarak kırmızı bir gül atınca Hallac-ı Mansur inler ve şöyle der:
“Taş atanlar avam takımı, bilmiyorlar, halden anlamazlar.
Onların taşı bizi incitmez ama halden anlayan bir dostun attığı gül bile bizi incitti,