Doğ Perinçek'i ve İP'lileri Tutuklayan Hakim Tutuklandı!!!

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
dogu_perincek_kendisini_tutuklayan_hakim_ozcelik_icin_ne_yazmisti_h58844_295e8.png



Ergenekon operasyonu sırasında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Parti liderleri Ferit İlsever, Serhan Bolluk ile Adnan Akfırat’ı tutuklayan hakim Metin Özçelik tutuklandı

Kaynak
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
üç tane ünlem işaretinin sebebini anlayamadım, redyellow. perinçek'in tutuklanması ve o kadar yıl hapiste yatması maddî temeli olmayan bir işti. bunu yapan hakimin bugün tutuklanması ile o zamanki bu uygulaması arasında bir neden-sonuç ilişkisi mi kuruyorsun? bence asıl neden cemaatle olan ilişkisi ve son icraatı olmalı.

hakimin tutuklanması hakkında fikir ifade etmiyorum. fazla bilgim yok çünki. ama tutuklu polisleri nöbetçi olunduğu sırada salınması ile ilgiliyse bana pek de söz söyleme hakkı vermediğini düşünürüm.

hakimin tutuklanması ile perinçek ve ip'lileri tutuklaması arasında bağ kurmak doğru değil.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Zannedersin o işten dolayı tutuklandı.

Sabah eşine Allah'a emanet ol deyip evden çıkmış olsa, "eşine Allah'a emanet ol" diyen hakim tutuklandı diye haber mi olsun?

Çete suçundan dava edilenleri salıverdi diye tutuklandı, dediğiniz gibi olsa önceden tutuklanırdı.
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
üç tane ünlem işaretinin sebebini anlayamadım, redyellow. perinçek'in tutuklanması ve o kadar yıl hapiste yatması maddî temeli olmayan bir işti. bunu yapan hakimin bugün tutuklanması ile o zamanki bu uygulaması arasında bir neden-sonuç ilişkisi mi kuruyorsun? bence asıl neden cemaatle olan ilişkisi ve son icraatı olmalı.

hakimin tutuklanması hakkında fikir ifade etmiyorum. fazla bilgim yok çünki. ama tutuklu polisleri nöbetçi olunduğu sırada salınması ile ilgiliyse bana pek de söz söyleme hakkı vermediğini düşünürüm.

hakimin tutuklanması ile perinçek ve ip'lileri tutuklaması arasında bağ kurmak doğru değil.


3 ünlem şu anlama geliyor mugalata:

doğu perinçek tutuklandığında, ipliler tutuklandığında bazı akpli yandaşlar işte biz böyle darbecilerle hesaplaşırızzzzz vs diye efeleniyorlardı, işte o 3 ünlem io zaman efelenenleredir.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
3 ünlem şu anlama geliyor mugalata:

doğu perinçek tutuklandığında, ipliler tutuklandığında bazı akpli yandaşlar işte biz böyle darbecilerle hesaplaşırızzzzz vs diye efeleniyorlardı, işte o 3 ünlem io zaman efelenenleredir.

evet ama aradaki bağ zayıf. akp'li yandaşlar "darbecilerle hesaplaşıyoruz" derken genel olarak konuşuyorlardı. perinçek'in ve ip'in de darbecilerle çalıştığını şamil tayyar vb ileri sürüyorlardı.

o hakim şimdi başka bir icraatı nedeniyle tutuklanmış olabilir. bu durumu değiştirmez. ilk durumun veya ikincisinin doğruluğunu veya yanlışlığını göstermez.

sorun farklı. eski dönemin darbeci zihniyetlileri, yeni dönemin ortaklarınca epey gayrı hukukî yollarla tasfiye edildi. sorun burada. ama eski dönemin yargı düzeni tarafından da tasfiye edilemezlerdi. şemdinli kitabevine bomba atan askerlere ceza isteyen savcının meslekten men edildiğini, o askerlerin askerî mahkeme tarafından beraat ettirildiğini hatırlayalım.
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
evet ama aradaki bağ zayıf. akp'li yandaşlar "darbecilerle hesaplaşıyoruz" derken genel olarak konuşuyorlardı. perinçek'in ve ip'in de darbecilerle çalıştığını şamil tayyar vb ileri sürüyorlardı.

o hakim şimdi başka bir icraatı nedeniyle tutuklanmış olabilir. bu durumu değiştirmez. ilk durumun veya ikincisinin doğruluğunu veya yanlışlığını göstermez.

sorun farklı. eski dönemin darbeci zihniyetlileri, yeni dönemin ortaklarınca epey gayrı hukukî yollarla tasfiye edildi. sorun burada. ama eski dönemin yargı düzeni tarafından da tasfiye edilemezlerdi. şemdinli kitabevine bomba atan askerlere ceza isteyen savcının meslekten men edildiğini, o askerlerin askerî mahkeme tarafından beraat ettirildiğini hatırlayalım.


Şamil tayyar akpli değil mi? :)

O hakim şimdi başka bir icaratı sebebiyle tutuklanmış tabi ki, o icraat da AKPNİN HOŞUNA GİTMEMEK.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Sen de haklısın, nöbetci hakimlerin görevi nizamiyede nöbet tutmaktır :)

nöbetçi eczane reçeteye göre ilaç verebilir ama acildeki nöbetçi doktor, acile gelmiş kanser hastasına kafasına göre teşhis koyamaz değil mi? kanaması, neyi varsa ona müdahalede bulunur ve gerisini hastanın asıl doktoruna bırakır.

böyle yapan normal bir doktora, "git o zaman nizamiyede nöbet tut!" der misiniz?

:)
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
nöbetçi eczane reçeteye göre ilaç verebilir ama acildeki nöbetçi doktor, acile gelmiş kanser hastasına kafasına göre teşhis koyamaz değil mi? kanaması, neyi varsa ona müdahalede bulunur ve gerisini hastanın asıl doktoruna bırakır.

böyle yapan normal bir doktora, "git o zaman nizamiyede nöbet tut!" der misiniz?

:)

Acildeki nöbetci doktor kanser hastasına teşhis koyamaz doğru, ama KANSER BÖLÜMÜNDEKİ NÖBETCİ DOKTOR KANSER HASTASIYLA İLGİLİ HER ŞEYİ YAPAR değil mi ustacım?

BAKIŞ AÇISINI değiştirmende fayda var.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Acildeki nöbetci doktor kanser hastasına teşhis koyamaz doğru, ama KANSER BÖLÜMÜNDEKİ NÖBETCİ DOKTOR KANSER HASTASIYLA İLGİLİ HER ŞEYİ YAPAR değil mi ustacım?

BAKIŞ AÇISINI değiştirmende fayda var.

Hayır, her şey, yapamaz. Tedavi yöntemine, ilaç değişimine vb karışamaz. Asıl doktora bırakır o konuları. Sadece anlık acil duruma müdahale eder. kanama vb varsa, onu durdurmaya çalışır.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Cemaatin intiharı

ETYEN MAHÇUPYAN

Gülen Cemaati’nin sorunu baştan itibaren şeffaflıktı. Toplum veya hükümet nezdinde değil, bizzat kendi sempatizanları ve destekçileri nezdinde şeffaflık… Çünkü Cemaat’in ‘yatay’ gövdesi himmet ve hizmet üzerinden kendi dünyasında yaşarken, bunun dışında bir de bürokratik ‘dikey’ kanat vardı ve bu iç örgütlenmenin işlev ve hedefi epeyce farklıydı. Mesele ‘yatay’ gövdenin söz konusu ‘dikey’ örgütlenmeden çok az haberdar olması, hatta bu konuda epeyce cahil bırakılmasıydı.
Gülen’in kişiliği ve karizması ‘dikey’ kısmın üstünü örten ve gizleyen bir işleve sahipti. Destekçiler arasında ‘dikey’ örgütlenmenin farkında olanlar ise muhtemelen bu yapı içinde tanıdıkları olanlar ve Cemaat’in siyasi hedeflerine sahip çıkanlardı.

Sistemin bir bütün olarak idame ettirilmesi ve güçlenmesi bu ikili yapının paralel biçimde sürdürülmesine muhtaçtı. Çünkü ‘dikey’ örgütlenmenin amacı AKP iktidarını zayıflatmak, Erdoğan’sız bir AKP yaratmak ve Cemaat’in bürokratik hâkimiyet üzerinden iktidara kalıcı bir şekilde ortak olmasını sağlamaktı. Oysa ‘yatay’ gövdenin büyük kısmı AKP seçmeniydi ve siyasi iktidara karşı bir stratejik eylemlilik halini onaylamaları zordu…

Dolayısıyla bizzat kendi içinde dualistik bir yapı kurmak ve yapının parçalarını birbirinden ayrı tutmak kritik önemdeydi. Şeffaflık bu nedenle daima tedirgin olunan bir nitelik oldu. Bugün ise epeyce farklı bir tabloyla karşı karşıyayız. Son tahliye girişimi tam bir ‘kamikaze’ örneği… Eğer kısaca hatırlarsak, Cemaat’in bir yargıcı, üstelik nöbetçi olduğu bir günde, yetkilerini aşarak Cemaatçi tutukluların tahliyesine yönelik avukat dilekçelerini bizzat muhatap almış; Sulh Ceza Hakimliği’nin yetkisizliğine karar vermiş; bu hakimliklerin tümünü ‘by-pass’ ederek tahliye talebini başka bir Cemaatçi yargıcın başında olduğu bir Asliye Mahkemesi’ne sevk etmiş; bu yargıç da tutukluların tahliye edilmesi girişiminde bulunmuştu. Bütün bunlar olurken ilk yargıcın kâtibi odaya kilitlediğini, ikincisinin dosyaları incelemeden karar vermekle kalmayıp bunları UYAP sistemine işlemediğini ve zaten kendi yetkisinde olmayan bir karar aldığını ekleyelim…

Bu açıklanmaya muhtaç bir durum. Söz konusu iki yargıcın meslek hayatları muhtemelen bitti. Bu iki kişi bu ‘eylemi’ sonuçlarını bilerek yaptılar… Eğer başarılı olsalardı da büyük ihtimalle meslek hayatları bitecekti. Demek ki bu kişiler zaten bildiğimiz anlamda ‘yargıç’ falan değiller. Bunlar yargı bürokrasisinin içine yerleştirilmiş ve zamanı geldiğinde pimi çekilebilir olan saatli bombalar. Kendi geleceklerini düşünerek iş yapmıyor görünebilirler ama tam aksine kendi geleceklerini düşünerek davranıyorlar. Çünkü bu kişilerin, yani ‘dikey’ hiyerarşi içindekilerin Cemaat dışında bir gelecekleri bulunmuyor.

Ne var ki bu eylem Cemaat’i korkulan şeffaflığa maruz bıraktı. Artık kendi destekçileri dâhil herkes Cemaat’i ‘tanıyor’. Soru bu riskin niçin alındığıdır. Cevap ise galiba ikili: Hem artık kaybedecek bir şey kalmadı çünkü ‘yatay’ gövdeden çoktan uzaklaşıldı, hem de tutukluların ‘kaçırılması’ hayatiydi çünkü konuşmaları durumunda maliyet tahminlerden çok fazla olabilir…

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/etyen-mahcupyan/cemaatin-intihari/haber-403717
 
Üst