Ben çok yazdım ama etkili olmadı bu durumda ALLAH katında sorumluluğum kalktı PEKİ TEMELİ OLMAYAN BİR insan a MÜNAFIK DEMEK İSLAM DA YERİ NEDİR ?
Nefsiyle hareket etmeyip, âkil olan sizsiniz.
Biz nefsimizle hareket ettiğimiz için, FETVA niteliğindeki sorulara cevap vermiyoruz.
Dilerseniz Alo 190 hattını arayarak, diyanet işlerini arayabilirsiniz.
Tabii, diyaneti'de hükümet tarafından görmüyorsanız !
1- İhvan Forum'da hiç bir akıma, hiç bir mezhebe; bunların değerlerine, hiç bir âlim ve fâzıl bilinen kişiye, hiç bir tarîkâte, cemaate veya mensublarına aşağılayıcı, hakâret edici, alaya alıcı, tekfir edici, müşrik ve sapık ilân edici üslûb ve ithâm kullanılamaz.
2-İhvan Forum'da Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir üyeye kâfir, müşrik sıfâtı ya da Müslüman'a yakışmayacak başka bir sıfât, îmâ dahi edilemez.
Bu konum ŞAHSA açılmış konu değildir TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK amacı ile açılmıştır.ALLAH razı olsun @Dut_agaci ÖNERİ getirdi ÖNERİSİNİ dikkate aldım DİYANET i aradım.Tekrar teşekkürler ÖNERİNİZLE Bir çok kişi GÜNAH a girmiyecek HUCURAT AYETİ bize rehber oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan,son 7 aydır Hizmet ve Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik linç kampanyası çerçevesinde her türlü hakareti,iftirayı,çarpıtmayı dillendirmekten içtinab etmedi.
Üstüne şeytanların dahi bağlandığının müjdelendiği Ramazan atmosferinde inananlar sadece midelerine değil gözlerine,dillerine,zihinlerine de oruç tutturmaya niyetlenmişken,yemeğe ağzı kapalı Erdoğan tahkire teşne üslubundan milim geri adım atmadı!
Yine “paralel” dedi;yine “haşhaşî” dedi,yine türlü hakaretleri sıraladı!
Aşağılayıcı,karalayıcı,ötekileştirici söylem yalnız AKP lideri ile de sınırlı kalmadı. Başta Havuz Medyası,Yandaş gazeteler,televizyonlar,internet siteleri “kraldan çok kralcı” mantığıyla,“göze girme” heyecanı ile yalan,iftira,gıybet,çarpıtma temelli haber kılıflı kurgu metinlere,köşe yazılarına sayfalarında,ekranlarında yer verdi!
Biz de bu topyekûn hücumun İslamî hükümler açısından durumunu Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) İstanbul Müftülüğü Alo Fetva hattına sorduk!
Bugün (10.07.14) müftülüğün Alo Fetva hattı numaralarından 0212 526 16 79’u arayarak ulaştığımız görevliye şu soruları yönelttik:
SORU:
“Ramazan’ın şu mübarek atmosferinde bazıları “haşhaşî” gibi kelimeler üzerinden başkalarına laf atıyor. Çevremizde de bu üsluba şahit oluyoruz. Söyleyenleri elimizden geldiği kadar uyarıyoruz.
Zira biliyoruz ki Haşhaşîler İslam tarihinde pek de dinle,diyanetle ilgili olmayan bir grup olarak yer alıyor.
Hâl böyle iken insanlar birbirini kırma noktasına varan bu cümleleri dillendirebiliyor. Bu noktada söyleyenleri uyarma sadedinde neler denilmesi gerekir?
Yine onları uyarabilecek ayet ve hadisler var mıdır?
Bir de bu sözlerin muhatapları ne yapmalı?”
Gelelim aldığımız cevaplara:
Vazifeli memur önce insanların birbirini “kötü” lakaplarla anmaması gerektiğini söyledi!
Ardından “ayet hadis var mı?” sorumuz üzerine Hucurât Sûresi 11. ayeti hatırlattı:
“Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin.
Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır.
Birbirinizi,(daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.
İman ettikten sonra insanın adının kötüye çıkması,fâsık damgası yemesi ne fena bir şeydir!
Kim tövbe etmezse işte onlar tam zalim kimselerdir.”
Ya bütün bu ikazlara rağmen saldırılar devam ederse?
O zaman mağdurun önünde iki seçenek belirdiğini söylüyor,görevli memur.
Birincisi hukuk yoluyla hakkını aramak! Kısacası adaletin kapısını çalmak!
İkincisi ise hâlini “Allah’a (c.c.) havale etme!”
Evet,Diyanet diyor ki,çaresiz kaldığınız noktada Çaresizler Çaresi’ne (c.c.) başvur!
Görüldüğü üzere ortada açık ve net hükmü haiz ayet var iken hâlâ hiçbir hukukî gerekçe göster(e)meden milyonlarca insana “haşhaşî” deniliyor,haklarında “cadı avı” başlatılıyor,ötekileştirilmeye çalışılıyor!
İşte bu tablo karşısında Diyanet’in belirttiği üzere Adanmışlar’a düşen,ya Hucurât Sûresi 11. ayetteki “Birbirinizi,(daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.” hükmü hatırlatıp akıbetleri adına uyarmak;
ya hukukî zeminde hakkını aramak;
ya da sebeplerin sükut ettiği noktada saldırganları Allah’a (c.c.) havale etmek!
--
Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen hakkında dile getirilen 'Haşhaşi,hain,örgüt,virüs,âlim müsveddesi,süte karışmış pis su' gibi ifadeler,Diyanet'e soruldu.
Vatandaşın sorusuna cevap verdi:İslam'da bir kimseyi aşağılamak,kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değil.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu,nefret söylemi ile ilgili bir soruya "İslam'da bir kimseyi aşağılamak,onu kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değildir." diye cevap verdi.
Ankara'da ikamet eden Mustafa Petek,Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'na 26 Mart 2014'te dilekçe ile bir soru yöneltti. Dilekçede "Son günlerde artarak sürdürülen Fethullah Gülen Hocaefendi ile alakalı hakaret ve iftiralar Müslüman bir din âlimine reva mıdır? Bu konuda Başkanlığınızın görüşünün 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu yarınca tarafıma bildirilmesini arz ederim." ifadesi yer aldı.
Haftalık haber dergisi Aksiyon'un son sayısında İdris Gürsoy imzasıyla yayınlanan habere göre kurul,bu soruya tek cümle ile cevap verdi:"İslam'da bir kimseyi aşağılamak,onu kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değildir." Cevapta,başkan adına Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Zeki Sayar'ın imzası yer aldı.
17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen hakkında 'Haşhaşi,hain,örgüt,virüs,yalancı peygamber,sahte veli,âlim müsveddesi,süte karışmış pis su' gibi yakıştırmalar yapılmıştı.
Nefsiyle hareket etmeyip, âkil olan sizsiniz.
Biz nefsimizle hareket ettiğimiz için, FETVA niteliğindeki sorulara cevap vermiyoruz.
Dilerseniz Alo 190 hattını arayarak, diyanet işlerini arayabilirsiniz.
Tabii, diyaneti'de hükümet tarafından görmüyorsanız !
1- İhvan Forum'da hiç bir akıma, hiç bir mezhebe; bunların değerlerine, hiç bir âlim ve fâzıl bilinen kişiye, hiç bir tarîkâte, cemaate veya mensublarına aşağılayıcı, hakâret edici, alaya alıcı, tekfir edici, müşrik ve sapık ilân edici üslûb ve ithâm kullanılamaz.
2-İhvan Forum'da Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir üyeye kâfir, müşrik sıfâtı ya da Müslüman'a yakışmayacak başka bir sıfât, îmâ dahi edilemez.
Bu konum ŞAHSA açılmış konu değildir TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK amacı ile açılmıştır.ALLAH razı olsun @Dut_agaci ÖNERİ getirdi ÖNERİSİNİ dikkate aldım DİYANET i aradım.Tekrar teşekkürler ÖNERİNİZLE Bir çok kişi GÜNAH a girmiyecek HUCURAT AYETİ bize rehber oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan,son 7 aydır Hizmet ve Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik linç kampanyası çerçevesinde her türlü hakareti,iftirayı,çarpıtmayı dillendirmekten içtinab etmedi.
Üstüne şeytanların dahi bağlandığının müjdelendiği Ramazan atmosferinde inananlar sadece midelerine değil gözlerine,dillerine,zihinlerine de oruç tutturmaya niyetlenmişken,yemeğe ağzı kapalı Erdoğan tahkire teşne üslubundan milim geri adım atmadı!
Yine “paralel” dedi;yine “haşhaşî” dedi,yine türlü hakaretleri sıraladı!
Aşağılayıcı,karalayıcı,ötekileştirici söylem yalnız AKP lideri ile de sınırlı kalmadı. Başta Havuz Medyası,Yandaş gazeteler,televizyonlar,internet siteleri “kraldan çok kralcı” mantığıyla,“göze girme” heyecanı ile yalan,iftira,gıybet,çarpıtma temelli haber kılıflı kurgu metinlere,köşe yazılarına sayfalarında,ekranlarında yer verdi!
Biz de bu topyekûn hücumun İslamî hükümler açısından durumunu Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) İstanbul Müftülüğü Alo Fetva hattına sorduk!
Bugün (10.07.14) müftülüğün Alo Fetva hattı numaralarından 0212 526 16 79’u arayarak ulaştığımız görevliye şu soruları yönelttik:
SORU:
“Ramazan’ın şu mübarek atmosferinde bazıları “haşhaşî” gibi kelimeler üzerinden başkalarına laf atıyor. Çevremizde de bu üsluba şahit oluyoruz. Söyleyenleri elimizden geldiği kadar uyarıyoruz.
Zira biliyoruz ki Haşhaşîler İslam tarihinde pek de dinle,diyanetle ilgili olmayan bir grup olarak yer alıyor.
Hâl böyle iken insanlar birbirini kırma noktasına varan bu cümleleri dillendirebiliyor. Bu noktada söyleyenleri uyarma sadedinde neler denilmesi gerekir?
Yine onları uyarabilecek ayet ve hadisler var mıdır?
Bir de bu sözlerin muhatapları ne yapmalı?”
Gelelim aldığımız cevaplara:
Vazifeli memur önce insanların birbirini “kötü” lakaplarla anmaması gerektiğini söyledi!
Ardından “ayet hadis var mı?” sorumuz üzerine Hucurât Sûresi 11. ayeti hatırlattı:
“Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin.
Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır.
Birbirinizi,(daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.
İman ettikten sonra insanın adının kötüye çıkması,fâsık damgası yemesi ne fena bir şeydir!
Kim tövbe etmezse işte onlar tam zalim kimselerdir.”
Ya bütün bu ikazlara rağmen saldırılar devam ederse?
O zaman mağdurun önünde iki seçenek belirdiğini söylüyor,görevli memur.
Birincisi hukuk yoluyla hakkını aramak! Kısacası adaletin kapısını çalmak!
İkincisi ise hâlini “Allah’a (c.c.) havale etme!”
Evet,Diyanet diyor ki,çaresiz kaldığınız noktada Çaresizler Çaresi’ne (c.c.) başvur!
Görüldüğü üzere ortada açık ve net hükmü haiz ayet var iken hâlâ hiçbir hukukî gerekçe göster(e)meden milyonlarca insana “haşhaşî” deniliyor,haklarında “cadı avı” başlatılıyor,ötekileştirilmeye çalışılıyor!
İşte bu tablo karşısında Diyanet’in belirttiği üzere Adanmışlar’a düşen,ya Hucurât Sûresi 11. ayetteki “Birbirinizi,(daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.” hükmü hatırlatıp akıbetleri adına uyarmak;
ya hukukî zeminde hakkını aramak;
ya da sebeplerin sükut ettiği noktada saldırganları Allah’a (c.c.) havale etmek!
--
Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen hakkında dile getirilen 'Haşhaşi,hain,örgüt,virüs,âlim müsveddesi,süte karışmış pis su' gibi ifadeler,Diyanet'e soruldu.
Vatandaşın sorusuna cevap verdi:İslam'da bir kimseyi aşağılamak,kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değil.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu,nefret söylemi ile ilgili bir soruya "İslam'da bir kimseyi aşağılamak,onu kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değildir." diye cevap verdi.
Ankara'da ikamet eden Mustafa Petek,Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'na 26 Mart 2014'te dilekçe ile bir soru yöneltti. Dilekçede "Son günlerde artarak sürdürülen Fethullah Gülen Hocaefendi ile alakalı hakaret ve iftiralar Müslüman bir din âlimine reva mıdır? Bu konuda Başkanlığınızın görüşünün 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu yarınca tarafıma bildirilmesini arz ederim." ifadesi yer aldı.
Haftalık haber dergisi Aksiyon'un son sayısında İdris Gürsoy imzasıyla yayınlanan habere göre kurul,bu soruya tek cümle ile cevap verdi:"İslam'da bir kimseyi aşağılamak,onu kendisinde bulunmayan sıfatlarla nitelemek caiz değildir." Cevapta,başkan adına Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Zeki Sayar'ın imzası yer aldı.
17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen hakkında 'Haşhaşi,hain,örgüt,virüs,yalancı peygamber,sahte veli,âlim müsveddesi,süte karışmış pis su' gibi yakıştırmalar yapılmıştı.