Diyalog'da Beş Minare

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Filmi izleyen arkadaşlar, bu yazının içeriğini doğruladılar; hatta az bile buldular. Bundan daha fazlası da var imiş!

"New york'ta beş minare" filminin fragmanları veya görüntüleri sizleri kesinlikle aldatmasın. Filmin hareketli sahnesini toplasanız 5 dakika sürmüyor: Birisi filmin başında, öbürü ortalara doğru, o da sadece araba devrilme ve Namı değer Hacı'yı kaçırma sahnesi...

Şimdi gelelim filmin içine gizlenmiş olan, sonlarına doğru da açıkça kendini belli eden DİYALOG muhabbetlerine …

Dinlerarası diyalog sürecinde nasıl bir din, nasıl bir aile, nasıl bir toplum, nasıl bir devlet meydana getirilmek istendiğini ortaya koyan “çok önemli bir Amerikan projesi” olarak hazırlanmış bir film. 11 Milyon Dolarlık kaynağını da hiç sormuyoruz...

Hacı'nın Amerika'da oluşu, Türkiye’ye dönme hasreti ve filmin aktörlerinin Hacı hakkındaki replikleri Pensilvanya'da oturan bir vatandaşımızı hatırlatıyor.

Hacı adlı “örnek insan”, güya insanlığı İslam'a davet ediyor ama karısını Müslüman yapmak gibi bir derdi yok. “Neden karın Hristiyan?” diye soranlara “Nasıl olsa hepimizin tanrısı aynı, ne fark eder ki” diye cevap veriyor! Senaryo Dinlerarası diyalog'un pompaladığı inançlar hakmış gibi ustalıkla uygulanmış. Filmin sonlarında Hacı’nın annesinin "Olsun o da insan... Gevur da olsa insan, kabulümüz" sözleri en can alıcı yerlerde söylenmiş.

Hacı efendinin mustakbel kızı da annesine tabi olan bir hristiyan olmakla birlikte, yine kendi dininden hristiyan biriyle evlilik dışı ilişki yaşamakta. Filmde Hacı (kızın babası) buna müsade etmiş.

Müslüman Hacının kendi dininde haram olan şeyler açıkca önemsiz şeyler imiş gibi gösterilmektedir. (yeter ki diyalog olsun!!!)

İslam'da Müslüman bir kızın Hristiyan erkekle evlenmesi yasak. (Bakara 221) Bu yasak da hacının umurunda değil.

Hacı adeta “yeni bir din, yeni bir inanç ihdas ediyor.” Ama bunu yaparken öyle yedire yedire yapıyor ki “öyle örnek bir Müslüman olarak yapıyor ki” ruhunuz bile duymayabilir...

Mustakbel damatlarının şu sözü çok manidar "BABA BİZ ÖNCE KİLİSEDE EVLENECEĞİZ, SONRA İMAM NİKAHIMIZI KIYDIRACAĞIZ. "

Ayasofya sahnesi ise müthiş! Hacı, ellerini kaldırmış dua etmekte, Hristiyan olan karısı ise İstavroz çıkarmakta (göğsünde haç işareti çizmekte). Olmasını tam istedikleri görüntü de bu aslında...

Daha neler neler. Hacı'nın çoğu diyalogları hristiyan kardeşliği... ve kötülük etmiyorum vari hareketler…

İşin daha da garibi: Teröristlerin alayı sakallı, sarıklı ve şalvarlı!!! SubhanAllah... Bir tane bıyığı olan, sakalını kesmiş vatandaşı terörist olarak bulamazsınız! Bıyıklı ama sakalını kesmiş en azından bir terörist karakter niye oynatılmadı acaba?!

Mahsun Bey, Amerika’nın Irak’ta öldürdüğü, ırzına geçtiği milyonlarca Müslümanın dramını anlatacak yüreğe sahip olmadığı için, tam da Amerika’nın istediği gibi “ortalık katil, kasap ve cani Müslümanlarla kaynıyor” mesajını verecek bir senaryoyu yedirmiş filmine.

Ve filmde bu teröristlerin yuvaları da TÜRKİYE’DE ha! Bakar mısınız şu işe? Amerika'daki sahnelerde bir tane dahi terörist karakter bulamazsınız. Ne sakallı ne sakalsız. Sanki 11 Eylül İkiz Kule'si Türkiye’de olmuş gibi tüm dehşet verici sahneler memleketimizde işlenmiş!

Aklınıza kimleri getirdi bu sakallı, sarıklı ve sünnete tam ittiba etmiş Türkiye'deki cemaat? Diyalog meselelerine karşı Ayet ve Hadislerle dimdik duran kimin cemaati acaba? Bir de terörist konumuna düşürülmek istenen bu cemaat kimler olsa gerek? Tabii ki kimlerin, hangi cemaatlerin karalanmak istendiğini biz biliyoruz.

Velakin, zaman bunlara göre diyalog zamanı, RASULULLAH Efendimize (s.a.v) ittiba zamanı değil. Efendimize hakaret eden, haşa Allah’ın oğlu vardır diyen, haşa ve kella Meryem validemiz Allah’ın c.c hanımıdır diyen Hristiyanların, sanki bizden daha doğru yolda olduğu başka türlü anlatılamazdı zaten... Diyalogcular da bundan daha iyi savunulamazdı.

Sünnete ittiba etmiş ve diyaloğun batıl iddialarını reddetmiş cemaatler de bundan daha iyi karalanamazdı… Bir amerikalı bu filmi izlediğinde ne düşünür sizce? Tüm sarıklı sakallılar terörist, sakalsız bıyıklılar iyi adam… Alkış.

Bu filmi çevirerek, Hacı karakteri etrafında diyalogcuları iyi göstereceğiz diye Müslümanları ve Sakal ve sarık gibi değerleri bu kadar aşağılamaları üzücüdür.

Mesajlar veriyor, dini bilgileri saptırıyor, “en yaygın bilenebilecek dini bilgilerde bile” büyük bir cehalet sergileniyor.

Ve hepsinin toplamında ortaya “Newyork’ta beş minare çıkıyor.

Dinimiz İslam'ın minaresi bu değil. Asla biz bu değiliz! Bu diyalogcuların hayallediği bir din olmuş... Öyle bir din ki imamı yok, müezzini yok, hocası bizden değil...

New York'ta Beş minare değil, dünyada "boş minare" bu film...

Sızlanmaktan, yazıklar olsun demekten, Ehli Sünnet Müslümanlara, dua etmeleri ve Ehli Sünnet oldukları için Mevla'mıza Sabahlara kadar şükretmemiz gerektiğini hatırlatmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor...

(Alıntıdır, tarafımdan düzenlenmiş, kimi sözler çıkarılmış ve bazı sözler tarafımdan eklenmiş; yazı bütün itibariyle yeniden elden geçirilmiştir)
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
filmi izlemeyen birinin yazısı mı anlamadım.

bende izlemedim
şundan bundan bahsediyormuş
ticari bir film sonuçta

izlemedim izlemeyi de düşünmüyorum
sinema alanında muhafazakar kesim çok geride
izlenmesinin tek sebebi dini açlığın had safhaları
çevirin böyle senede 200 film bakalım kaçı izleniyor
 

Gülzar-ı İrfan

..............
Katılım
24 Eki 2006
Mesajlar
6,736
Tepkime puanı
436
Puanları
0
Filmi izledim ve tek kelime ile rezalet bir filim olduğunu söyleyebilirim kendi açımdan...
Filmin ismine kanıpta İslami değer taşıyan bir filim olduğunu sanıp filme gidenlere yazık olmuş derim..
Bir de o filimdeki Hacı karakteri bir isimle bağdaştırılmaya çalışılıyorsa eğer,en başta bağdaştırılmaya çalışılacak ismin etrafında olanlar neden bu söylemlere tepki vermediler anlayamadım...
Yukarıdaki yazının bir çoğuna katılmakla beraber unutulan bir bölüm var sanki,Hacı karakterinin kızının müslüman olduğuna dair herhangi bir emare göremediğimiz için hiristiyan bir adamla evlenmesinde bir sakınca yok ki...
O ayetin hükmü O kişiler için geçerli değil zaten zannımca...

ALLAHA EMANET OLUN
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Filmi izlemedim. Ama izleyen arkadaşlar yazıyı doğruladılar, az bile dediler. "Müstakbel kız" yazıyordu yazının içerisinde... Bu ifadeye mana vermedim, ancak filmi seyretmediğimden de olduğu gibi o paragrafı bıraktım. Orada bir iltibas olabilir. Ves'selam.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Bir de o filimdeki Hacı karakteri bir isimle bağdaştırılmaya çalışılıyorsa eğer,en başta bağdaştırılmaya çalışılacak ismin etrafında olanlar neden bu söylemlere tepki vermediler anlayamadım...

demek ki hacı denen adam başkası.. bundan tepki verilmemiş.. yara yok ki gocunulsun..

ama bazı kardeşlerimize havada bulut var desek bana ördek mi dedin demeye çalışıyor..

...lafım meclisten dışarıyadır...

öyle alıgan olmuşlar ki içlerindeki adavet, hasenatlarını yakıp bitirecek gibi..

ne diyelim ahirette müflis olmakla ilgili hadis-i şerifleri kendileri daha iyi bilirler... Allah (CC) selamet versin..
 

SeNoL

MUEYABYA
Katılım
16 Kas 2006
Mesajlar
4,867
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Kocaeli
Filmi sonuna kadar izlemesemde epey bir izledim.
Yazıda geçenler filmde var fakat bunların diyalogu ön plana çıkartmak için yada bir amerikan projesi olarak yapıldığını sanmıyorum.
Mahsun Kırmızıgül senaryoyu yazarken kimseye danışmadı mı bilmem ama yukarıda yazılanlarda olduğu gibi -örneğin müslüman bir erkeğin hristiyan biriyle evli olması- konularında çuvallamış.


Bütün teröristlerin sakallı cübbeli olması konusuna gelince ise. Zaten filmin konusu islami kullanarak teröristlik yapanlar insanlar ve her müslümanın terörist olamayacağı. Konu böyle olunca teröristlerinde bu durumda olmaları normal geliyor bana.

Hacı karakterinin annesinin 'gavur'da olsa insandır' sözüylede tahminimce anadolu insanının misafirperverliğine, insanlara olan yakınlığına dem vurulmak istenmiş olabilir.

Bir sahnesi çok hoşuma gitmişti mesela.. Teröristlerin gerçek lideri yakalanıyor ve hacı ile yanyana hücreye konuluyor. terörist lideri Allah yolunda cihad ettiğini Yaptıkları herşeyi Allah için peygamber için yaptığını falan söylerken hacı güzel bir ders veriyor peygamberimizin güzel ahlakını, ne için savaşa girdiğini v.s anlatarak..

Neyse fazla uzatmayayım da izlemeyip izlemek isteyen vardır belki :)
 

MüGe

Ben, Keyfim ve Kâhyam
Katılım
22 Ağu 2009
Mesajlar
2,423
Tepkime puanı
583
Puanları
0
Konum
İZMİR / K.YAKA




Bir sahnesi çok hoşuma gitmişti mesela.. Teröristlerin gerçek lideri yakalanıyor ve hacı ile yanyana hücreye konuluyor. terörist lideri Allah yolunda cihad ettiğini Yaptıkları herşeyi Allah için peygamber için yaptığını falan söylerken hacı güzel bir ders veriyor peygamberimizin güzel ahlakını, ne için savaşa girdiğini v.s anlatarak..


Filmi ilk izleyenlerdenim,ve insan almak istediğini çok güzel alıyor yeter ki alacağı kısmı bilsin...Şenolun yukarıdaki mesajına imzamı atarım,olaylara radikal değil objektif olarak bakarsak hayatımız çok daha anlamlı hale gelir diye düşünüyorum...

Filmdeki en sevdiğim sahnelerden biriydi bu sahne...Kim dört dörtlük iş yapıyor,önemli olan işimize yarayan güzel kısmı alıp hayatımıza uygulamak... :)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
BİTLİS te Beş Minare

İHVAN da ise bir HİRAHOS

F.Gülen ve Cemeatine saldırmak için NE VARSA bulup getiren.

Bu kadar tenkit edeceğin zamanı Komşuna İslam ı anlatma ya harcasa idin ya.

TASAVVUF içinde ömürünün yarısı geçmiş HİRAHOS önce TASAVVUF un ruhunu öğren.


Açtığın konular yazdığın mesajların % 80 i F.Gülen ve Cemeati alehine MADEM BEĞENMİYON ALTERNATİF SOSYAL OLUŞUM HAZIRLA İSLAM temelli.

Siz laftan tenkitten başka HİÇ BİR ŞEY ÜRETEMEZSİNİZ.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Filmi izleyen arkadaşlar, bu yazının içeriğini doğruladılar; hatta az bile buldular. Bundan daha fazlası da var imiş!

"New york'ta beş minare" filminin fragmanları veya görüntüleri sizleri kesinlikle aldatmasın. Filmin hareketli sahnesini toplasanız 5 dakika sürmüyor: Birisi filmin başında, öbürü ortalara doğru, o da sadece araba devrilme ve Namı değer Hacı'yı kaçırma sahnesi...

Şimdi gelelim filmin içine gizlenmiş olan, sonlarına doğru da açıkça kendini belli eden DİYALOG muhabbetlerine …

Dinlerarası diyalog sürecinde nasıl bir din, nasıl bir aile, nasıl bir toplum, nasıl bir devlet meydana getirilmek istendiğini ortaya koyan “çok önemli bir Amerikan projesi” olarak hazırlanmış bir film. 11 Milyon Dolarlık kaynağını da hiç sormuyoruz...

Hacı'nın Amerika'da oluşu, Türkiye’ye dönme hasreti ve filmin aktörlerinin Hacı hakkındaki replikleri Pensilvanya'da oturan bir vatandaşımızı hatırlatıyor.

Hacı adlı “örnek insan”, güya insanlığı İslam'a davet ediyor ama karısını Müslüman yapmak gibi bir derdi yok. “Neden karın Hristiyan?” diye soranlara “Nasıl olsa hepimizin tanrısı aynı, ne fark eder ki” diye cevap veriyor! Senaryo Dinlerarası diyalog'un pompaladığı inançlar hakmış gibi ustalıkla uygulanmış. Filmin sonlarında Hacı’nın annesinin "Olsun o da insan... Gevur da olsa insan, kabulümüz" sözleri en can alıcı yerlerde söylenmiş.

Hacı efendinin mustakbel kızı da annesine tabi olan bir hristiyan olmakla birlikte, yine kendi dininden hristiyan biriyle evlilik dışı ilişki yaşamakta. Filmde Hacı (kızın babası) buna müsade etmiş.

Müslüman Hacının kendi dininde haram olan şeyler açıkca önemsiz şeyler imiş gibi gösterilmektedir. (yeter ki diyalog olsun!!!)

İslam'da Müslüman bir kızın Hristiyan erkekle evlenmesi yasak. (Bakara 221) Bu yasak da hacının umurunda değil.

Hacı adeta “yeni bir din, yeni bir inanç ihdas ediyor.” Ama bunu yaparken öyle yedire yedire yapıyor ki “öyle örnek bir Müslüman olarak yapıyor ki” ruhunuz bile duymayabilir...

Mustakbel damatlarının şu sözü çok manidar "BABA BİZ ÖNCE KİLİSEDE EVLENECEĞİZ, SONRA İMAM NİKAHIMIZI KIYDIRACAĞIZ. "

Ayasofya sahnesi ise müthiş! Hacı, ellerini kaldırmış dua etmekte, Hristiyan olan karısı ise İstavroz çıkarmakta (göğsünde haç işareti çizmekte). Olmasını tam istedikleri görüntü de bu aslında...

Daha neler neler. Hacı'nın çoğu diyalogları hristiyan kardeşliği... ve kötülük etmiyorum vari hareketler…

İşin daha da garibi: Teröristlerin alayı sakallı, sarıklı ve şalvarlı!!! SubhanAllah... Bir tane bıyığı olan, sakalını kesmiş vatandaşı terörist olarak bulamazsınız! Bıyıklı ama sakalını kesmiş en azından bir terörist karakter niye oynatılmadı acaba?!

Mahsun Bey, Amerika’nın Irak’ta öldürdüğü, ırzına geçtiği milyonlarca Müslümanın dramını anlatacak yüreğe sahip olmadığı için, tam da Amerika’nın istediği gibi “ortalık katil, kasap ve cani Müslümanlarla kaynıyor” mesajını verecek bir senaryoyu yedirmiş filmine.

Ve filmde bu teröristlerin yuvaları da TÜRKİYE’DE ha! Bakar mısınız şu işe? Amerika'daki sahnelerde bir tane dahi terörist karakter bulamazsınız. Ne sakallı ne sakalsız. Sanki 11 Eylül İkiz Kule'si Türkiye’de olmuş gibi tüm dehşet verici sahneler memleketimizde işlenmiş!

Aklınıza kimleri getirdi bu sakallı, sarıklı ve sünnete tam ittiba etmiş Türkiye'deki cemaat? Diyalog meselelerine karşı Ayet ve Hadislerle dimdik duran kimin cemaati acaba? Bir de terörist konumuna düşürülmek istenen bu cemaat kimler olsa gerek? Tabii ki kimlerin, hangi cemaatlerin karalanmak istendiğini biz biliyoruz.

Velakin, zaman bunlara göre diyalog zamanı, RASULULLAH Efendimize (s.a.v) ittiba zamanı değil. Efendimize hakaret eden, haşa Allah’ın oğlu vardır diyen, haşa ve kella Meryem validemiz Allah’ın c.c hanımıdır diyen Hristiyanların, sanki bizden daha doğru yolda olduğu başka türlü anlatılamazdı zaten... Diyalogcular da bundan daha iyi savunulamazdı.

Sünnete ittiba etmiş ve diyaloğun batıl iddialarını reddetmiş cemaatler de bundan daha iyi karalanamazdı… Bir amerikalı bu filmi izlediğinde ne düşünür sizce? Tüm sarıklı sakallılar terörist, sakalsız bıyıklılar iyi adam… Alkış.

Bu filmi çevirerek, Hacı karakteri etrafında diyalogcuları iyi göstereceğiz diye Müslümanları ve Sakal ve sarık gibi değerleri bu kadar aşağılamaları üzücüdür.

Mesajlar veriyor, dini bilgileri saptırıyor, “en yaygın bilenebilecek dini bilgilerde bile” büyük bir cehalet sergileniyor.

Ve hepsinin toplamında ortaya “Newyork’ta beş minare çıkıyor.

Dinimiz İslam'ın minaresi bu değil. Asla biz bu değiliz! Bu diyalogcuların hayallediği bir din olmuş... Öyle bir din ki imamı yok, müezzini yok, hocası bizden değil...

New York'ta Beş minare değil, dünyada "boş minare" bu film...

Sızlanmaktan, yazıklar olsun demekten, Ehli Sünnet Müslümanlara, dua etmeleri ve Ehli Sünnet oldukları için Mevla'mıza Sabahlara kadar şükretmemiz gerektiğini hatırlatmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor...

(Alıntıdır, tarafımdan düzenlenmiş, kimi sözler çıkarılmış ve bazı sözler tarafımdan eklenmiş; yazı bütün itibariyle yeniden elden geçirilmiştir)

agbi kardes,bu filmin gülen cemaatiyle hicbir ilgisi yok,hirahosta böyle birsey dememis zaten.
Ben bu filmi izledim,hirahosun ekledigi yazi haksiz degil....

Filim ile ilgili zamaninda yazmis oldugum elestiri yazisi:

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=90908&p=870512&viewfull=1#post870512

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=89792&p=869361&viewfull=1#post869361

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=89792&p=869364&viewfull=1#post869364

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=89792&p=869370&viewfull=1#post869370

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=89792&p=869374&viewfull=1#post869374
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Filmi yeni izledim. Tam bir can sıkıntısı. Sinema dili açısından da, senaryo açısından da, kurgu açısından da, süreklilik, sürükleyicilik ve bütünlük açısından da, oyunculuk açısından da, verdiği güya (yanlış) mesajlar açısından da tam bir döküntü.

Evet, hacı tiplemesinde Gülen'e ve temsil ettiği anlayışa pekçok gönderme var. Tipleme tam olarak Gülen'e uymuyor, ancak onu örnek göstermişler dedirtecek (ister istemez akla getirecek) derecede ona yoğun bir atıf var. Filmin bu tarafı artık Gülen ve etrafını, sevenlerini ilgilendiriyor. O tiplemeyi ne derece kabullenecekler, filmin geri kalanını hoş bulup bulmayacakları kendilerine ait.

(Dil, teknik, senaryo, kurgu, kamera, görüntü vs.. gibi) sinemayı ilgilendiren kısımlara girmiyorum, girmek dahi istemem. Çünkü değmez.

Filme bakar mısın? Hacı, Hacının Hıristiyan karısı, Hıristiyan damadı, ne olduğunu tam anlamadığım kızı ve Hacının zenci ahbabı hariç filmde kötü olarak gösterilmeyen neredeyse kimse kalmamış. Allah Allah. Amerikan polisi Müslümanlara düşman ve saygısız, Türk polisi işkenceci ve aptal, bütün teröristler Türkiye'de ve bunların tamamı sakallı, takkeli, cübbeli ; Türkiye İslamcı teröristlerin eylemleriyle dopdolu, Mumcu gibi cinayetler, Ergenekonun suçları da Türkiyedeki sakallı, cübbeli ve sarıklılara ait, cehaletten, fukaralıktan yerlerde sürünen doğumuz törelerine esir ve gözlerini dahi kırpmaz... Eğer kaçırdığım bir şey yoksa ve yanlış anlamadıysam; sadece en baştaki Sesli zikir yapan Tarikat cemaati ve ülkücüler kötülenmemiş onların da zaten filmle alakaları yok. Konu mankeni olarak kalmışlar. Etkisiz elemanlar. Olsa da olurlarmış, olmasa da... (Dikkat ederseniz onlar da gözetim altında tutulmaya layıklar. Her an onlardan da tehlike zuhur edebilir!)

Kısaca, sadece hacı ve etrafı tertemiz ve masum. Örnek insan. İyi insan.

Verilen hoşgörü (!) mesajları da yukarıda yazıldığı gibi: Örnek insanın Sünnet-i Seniyyeden uzak kılığı, önce kilisede sonra camide nikah, Hıristiyana verilen Müslüman kızı, Ayasofyada aynı safta dua ve istavroz, gevur da olsa insan, sen beni mutlu ettin, sağol vs.. vs.. Çizilen ılımlı çağdaş insancıl İslam tasviri de bu gibi ögelerle dolu. İfsadat.

Mebzul miktarda Müslüman terörist tiplemesi, yanlış anlaşılan, haksız yere kovuşturulan, töreye kurban giden ılımlı Müslüman profili ve (Emniyet amirinin ağzından tam ifadesiyle) Türkiye'nin her tarafından dökülen pislik (!), her tarafımızda patlayan bombalar, mahalle arası çatışmalar her halde en çok Amerika'yı (perdesi altında İsrail'i) sevindirecektir. Çünkü onun yapmak istediği de zaten buydu: Dünyadaki hesaplarına/çıkarlarına kılıf bulması, kötü görüntülü bir düşman üretmesi ve istediği gibi at koşturabilmesi gerekti. Patlattı ikiz kulelerini, saldırdı Müslümanların üzerine... Kendi kendine 4 bin vatandaşını öldürdü; peşinden de milyonlarca Müslümanı... Gelsin artık kaynaklar, piyasalar, şirketler, petroller, madenler, arz-ı mevudlar, dolarlar, altınlar... Film de Bitlis'teki 5 minareyi patlatarak Amerika'nın hesabına eklemiş oldu. Etti mi sana 7 minare... İstanbul'daki minareleri promosyon sayıyoruz.

Bir terör örgütünün elebaşısının (Deccal kod adlı adamın) Türkiye'de olması, hiç bir yabancı bağlantısı yokmuş gibi dışarının temize çıkarılması ve etrafının deccale "Şeyhim" diye seslenmesi de çok çirkin bir gönderme olmuş. La havle vela kuvvete...

Şu filmi, Amerika'da gösterin, bir tane dahi Amerikalı turistin Türkiye'ye geleceğini sanmıyorum. Bu filmi seyreden amerikalı zaten neo-conlara hayran olacak ve onları yeniden destekleyecektir.

Gerçekten bu filmi Mahsun mu yaptı? Yoksa öyle bilmemizi mi istediler? Yahudi Holywood bu filmi yapsaydı ancak bu kadar yalan ve yanlışla, propagandalarla dolu olabilirdi.

Tek kelimeyle "Rezalet" ...

İzlemek isteyene karışmam. Ancak can sıkıntısına ve kalb kararmasına hazırlıklı olsunlar.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Dünya çapında görülmemiş bir fitne ve kötülüğe yol açacak Deccalin, güya Müslüman teröristbaşına ad olarak seçilmesi de manidar. Burada dindar ve Sünnete uygun giyinen Müslümanlar karalanmaktadır; Türkiye'yi de karalayacak bir simge (isim) seçilmiş.

Kısaca filim sepet içindeki yumurtalardan birini kurtaracağım derken tamamını kırıp haşat etmiş. Güya kurtarmaya çalıştığı yumurta da "bütün Müslümanlar terörist değil" fikirini temsil ediyor. Peki o yumurtayı kurtarabiliyor mu? Hayır. Onu da başaramamış.

Terörle mücadele teröründen, Abd'nin, İsrail'in, Avrupanın teröründen ve beslediği terör örgütlerinden, çıkar çarklarından, suç organizasyonlarından, darbe ve kışkırtmalarından bir satır dahi bulamıyorsunuz. Bu film, gerçekleri olduğundan farklı gösteriyor; farklı gösterenlerin dilini ve yalanlarını kullanıyor: Bu bir ihanettir. Gözümden düştün Mahsun.
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
kürt kimliginden dolayı milliyetçilere şirin görünmeyi dilemiş olabilir mahsun..:) zikir halkasındaki müslümanların da samimiyetlerine inandıgını göstermek istemiş olabilir..
hacı'nın aile üyelerinin konumu pekala kendi çevremiz ve algımızdan bakılınca yanlış..dün "görülmesi gereken 10 yer" diye dünya üzerinde bir takım güzel yerlerin resimlerine bakmıştım ve hayretle "Allah'ım küçücük bir pencereden baktıgımız kadarından ibaretiz" deyiverdim.. filmin nurcularla bir ilgisi yok ama filmin içindeki diyalog ve hoşgörü anlayışına bakılırsa ilk referans nur yumakları olur :) mahsun nurculardan etkilenmiştir denilse olabilir yani..haricinde ben ne tam olarak kafasındakini anlatabildigini ne de amacına ulaştıgını varsayacagımızı düşünemem.. bir yandan ülkesine sahip çıkarken, diger yandan cahilligi ve bir gelenegi kötülemiş ama olması gerekeni yani onarım ve dogru olanı yerleştirememiş gibi.
filim kötü berbat hemfikirim ama hirahos senin kadar da gaddarca bakmıyorum. çok yüzeysel kalmış herşey sadece. anlaşılan o ki; biz müslümanların, nasıl oldugumuz, nasıl göründügümüz ve nasıl yaşadıgımız üzerine dışarıya daha fazla anlatıma ihtiyacımız var. bu yüzden içimizden bir sinemacı çıksın da yapsın bu işleri :D
müslümanlar çocuklarımızı hep polis, dr, ögretmen degil bir senarist, yönetmen, bir ne bileyim çizgi-animasyon üzerine uzman kişilikler, hayal güçleri yetkin insan olarak yetişmesini dileyelim ve yönlendirelim olmaz mı :)
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Tek kelimeyle "Rezalet" ...
.
(fethullah gülen kismi haric) aynen katiliyorum.

Bu filmin ne yapiminda nede senaryosunda gülen cemaatinin payi var.
Hicbir ilgileri yoktur.
Filmi kim cektiyse,arkasinda hangi güc varsa kafalarindaki ILIMLI islam modelini ve islam anlayislarini yansitmaya calismislar.
Evet filimdeki mesajlarin yayginlasmasini isteyen ,böyle bir amaci olan bir güc var,müslümanlari yönlendirmeye calisiyor olabilirler ama bunun cemaat ile bir ilgisi yok.
 

Luha

Üye
Katılım
6 Ağu 2010
Mesajlar
95
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
34
Konum
sirişk-i medine
Filmi izleyen arkadaşlar, bu yazının içeriğini doğruladılar; hatta az bile buldular. Bundan daha fazlası da var imiş!

"New york'ta beş minare" filminin fragmanları veya görüntüleri sizleri kesinlikle aldatmasın. Filmin hareketli sahnesini toplasanız 5 dakika sürmüyor: Birisi filmin başında, öbürü ortalara doğru, o da sadece araba devrilme ve Namı değer Hacı'yı kaçırma sahnesi...

Şimdi gelelim filmin içine gizlenmiş olan, sonlarına doğru da açıkça kendini belli eden DİYALOG muhabbetlerine …

Dinlerarası diyalog sürecinde nasıl bir din, nasıl bir aile, nasıl bir toplum, nasıl bir devlet meydana getirilmek istendiğini ortaya koyan “çok önemli bir Amerikan projesi” olarak hazırlanmış bir film. 11 Milyon Dolarlık kaynağını da hiç sormuyoruz...

Hacı'nın Amerika'da oluşu, Türkiye’ye dönme hasreti ve filmin aktörlerinin Hacı hakkındaki replikleri Pensilvanya'da oturan bir vatandaşımızı hatırlatıyor.

Hacı adlı “örnek insan”, güya insanlığı İslam'a davet ediyor ama karısını Müslüman yapmak gibi bir derdi yok. “Neden karın Hristiyan?” diye soranlara “Nasıl olsa hepimizin tanrısı aynı, ne fark eder ki” diye cevap veriyor! Senaryo Dinlerarası diyalog'un pompaladığı inançlar hakmış gibi ustalıkla uygulanmış. Filmin sonlarında Hacı’nın annesinin "Olsun o da insan... Gevur da olsa insan, kabulümüz" sözleri en can alıcı yerlerde söylenmiş.

Hacı efendinin mustakbel kızı da annesine tabi olan bir hristiyan olmakla birlikte, yine kendi dininden hristiyan biriyle evlilik dışı ilişki yaşamakta. Filmde Hacı (kızın babası) buna müsade etmiş.

Müslüman Hacının kendi dininde haram olan şeyler açıkca önemsiz şeyler imiş gibi gösterilmektedir. (yeter ki diyalog olsun!!!)

İslam'da Müslüman bir kızın Hristiyan erkekle evlenmesi yasak. (Bakara 221) Bu yasak da hacının umurunda değil.

Hacı adeta “yeni bir din, yeni bir inanç ihdas ediyor.” Ama bunu yaparken öyle yedire yedire yapıyor ki “öyle örnek bir Müslüman olarak yapıyor ki” ruhunuz bile duymayabilir...

Mustakbel damatlarının şu sözü çok manidar "BABA BİZ ÖNCE KİLİSEDE EVLENECEĞİZ, SONRA İMAM NİKAHIMIZI KIYDIRACAĞIZ. "

Ayasofya sahnesi ise müthiş! Hacı, ellerini kaldırmış dua etmekte, Hristiyan olan karısı ise İstavroz çıkarmakta (göğsünde haç işareti çizmekte). Olmasını tam istedikleri görüntü de bu aslında...

Daha neler neler. Hacı'nın çoğu diyalogları hristiyan kardeşliği... ve kötülük etmiyorum vari hareketler…

İşin daha da garibi: Teröristlerin alayı sakallı, sarıklı ve şalvarlı!!! SubhanAllah... Bir tane bıyığı olan, sakalını kesmiş vatandaşı terörist olarak bulamazsınız! Bıyıklı ama sakalını kesmiş en azından bir terörist karakter niye oynatılmadı acaba?!

Mahsun Bey, Amerika’nın Irak’ta öldürdüğü, ırzına geçtiği milyonlarca Müslümanın dramını anlatacak yüreğe sahip olmadığı için, tam da Amerika’nın istediği gibi “ortalık katil, kasap ve cani Müslümanlarla kaynıyor” mesajını verecek bir senaryoyu yedirmiş filmine.

Ve filmde bu teröristlerin yuvaları da TÜRKİYE’DE ha! Bakar mısınız şu işe? Amerika'daki sahnelerde bir tane dahi terörist karakter bulamazsınız. Ne sakallı ne sakalsız. Sanki 11 Eylül İkiz Kule'si Türkiye’de olmuş gibi tüm dehşet verici sahneler memleketimizde işlenmiş!

Aklınıza kimleri getirdi bu sakallı, sarıklı ve sünnete tam ittiba etmiş Türkiye'deki cemaat? Diyalog meselelerine karşı Ayet ve Hadislerle dimdik duran kimin cemaati acaba? Bir de terörist konumuna düşürülmek istenen bu cemaat kimler olsa gerek? Tabii ki kimlerin, hangi cemaatlerin karalanmak istendiğini biz biliyoruz.

Velakin, zaman bunlara göre diyalog zamanı, RASULULLAH Efendimize (s.a.v) ittiba zamanı değil. Efendimize hakaret eden, haşa Allah’ın oğlu vardır diyen, haşa ve kella Meryem validemiz Allah’ın c.c hanımıdır diyen Hristiyanların, sanki bizden daha doğru yolda olduğu başka türlü anlatılamazdı zaten... Diyalogcular da bundan daha iyi savunulamazdı.

Sünnete ittiba etmiş ve diyaloğun batıl iddialarını reddetmiş cemaatler de bundan daha iyi karalanamazdı… Bir amerikalı bu filmi izlediğinde ne düşünür sizce? Tüm sarıklı sakallılar terörist, sakalsız bıyıklılar iyi adam… Alkış.

Bu filmi çevirerek, Hacı karakteri etrafında diyalogcuları iyi göstereceğiz diye Müslümanları ve Sakal ve sarık gibi değerleri bu kadar aşağılamaları üzücüdür.

Mesajlar veriyor, dini bilgileri saptırıyor, “en yaygın bilenebilecek dini bilgilerde bile” büyük bir cehalet sergileniyor.

Ve hepsinin toplamında ortaya “Newyork’ta beş minare çıkıyor.

Dinimiz İslam'ın minaresi bu değil. Asla biz bu değiliz! Bu diyalogcuların hayallediği bir din olmuş... Öyle bir din ki imamı yok, müezzini yok, hocası bizden değil...

New York'ta Beş minare değil, dünyada "boş minare" bu film...

Sızlanmaktan, yazıklar olsun demekten, Ehli Sünnet Müslümanlara, dua etmeleri ve Ehli Sünnet oldukları için Mevla'mıza Sabahlara kadar şükretmemiz gerektiğini hatırlatmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor...

(Alıntıdır, tarafımdan düzenlenmiş, kimi sözler çıkarılmış ve bazı sözler tarafımdan eklenmiş; yazı bütün itibariyle yeniden elden geçirilmiştir)


:ppty:ppty:ppty:ppty
 
Üst