Dışişlerimizin İç İşleri

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
Dışişlerimizin İç İşleri


Sultan Üçüncü Selim devri... Fransa, Napolyon Bonapart’ın gözükara atılganlığıyla Akdeniz’in doğu ve güney sahillerinde yeni sömürgeler elde etme peşindedir... Tulon limanına toplanan Fransız donanması, Osmanlı’nın Mısır vilayetini işgale hazırlanıyor... Kritik günler... İşte bu sırada, Fransa’da olup bitenleri öğrenip Bab-ı Âli’ye bildirmekle vazifeli olan Paris büyük elçiliğimizden gelen bir rapor, tarihimizdeki bazı akıl almaz gafilliklere bir örnek teşkil edebilmesi bakımından ilgi çekicidir.
Paris sefirimiz Moralı Ali Efendi, Napolyon’un sefer hazırlıklarından büsbütün habersiz, sadece ramazanda sahur ve iftar vakitlerinin tayininde çektiği sıkıntıları anlatıyor ve ezcümle şöyle diyordu:

“Şu mübarek günlerde, devlet-i aliyye’mizin himayesi altında, gündüzlerimizi oruçla, gecelerimizi teravih namazının edasıyla ihya etmekteyiz... Ancak Parisin kaderi budur ki, havası çok defa mağmum ve mütegayyirdir... Sahur ve iftar vakitlerini doğru olarak tayin etmede müşkilatımız vardır...”

...

Paris’te havanın kararsız ve çok defa kapalı olması yüzünden, elbette önemli olan namaz ve oruç ibadetiyle ilgili endişeleri dile getiren Dışişleri’miz, güpegündüz süren harp hazırlıklarından tek kelimeyle bile bahsetmemektedir...

...

Napolyon’un Mısır harekatını, iş işten geçtikten sonra İngiliz sefirinden öğrenen Üçüncü Selim, öfke içinde ve o nazik mizacına ters düşebilecek bir üslûpla, Ali Efendi’nin raporunun altına şu satırları ilâve ediyor:

“Parisin semasının mütegayyir olmasıyla güneş ve hilali göremeyen bu herif, derya üzerindeki sefineleri de mi hevanın mağmum olmasından göremedi!... Mütegayyir ve mağmum olan semâ değil, bu adamın akl-ü iz’ânıdır!...”

...

O zaman Dışişleri’nin mazereti, hiç değilse dinî vecibelere gösterilen hassasiyet imiş... Bugünkü kayıtsızlıklara ne gibi bahaneler bulunuyor acaba?...
 
Üst