Dinlerarası Hoşgörü tuzağı

furk

Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
98
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Vatikan, Batı’da daha uzun süre ayakta kalamayacağını anlayınca, Müslümanların, dağınıklığından, kimsesizliğinden, fakirliğinden istifade etmek için Doğu’ya yöneldi. Müslüman ülkelerinde Hıristiyanlaştırma çalışmasını başlattı.

Bunu iki safhada yapmayı planlıyorlar. Önce, çeşitli baskılarla, entrikalarla, ithamlarla Müslümanları sindirmek ve saha dışına itmek. Sonra da bu boşluğu doldurmak.

Bu maksatla, soğuk savaşın sona ermesinden "Kızıl tehlike"nin bertaraf edilmesinden sonra, "Yeşil tehlike!"yi ortaya attılar. Ve en büyük stratejilerini "İslam fundamentalizmi" olarak adlandırdıkları ve terörle özdeşleştirerek İslam dünyasını mahkum etmeye karar verdiler.

Daha sonra da, “İslam'ı protestanlaştırmaya”, yani İslamı emir ve yasakları olmayan, felsefi ahlakı bir sistem haline getirerek dünyaya, hayata ilişkin entelektüel, siyasi, ekonomik, kültürel taleplerini iptal etmeye çalışmak. Yani İslamın içini boşaltmak. Bunun için de en etkili yol olan, temel fıkıh kitaplarını; âlimleri, mezhepleri bertaraf etmek.

Hıristiyanlaştırmada takip ettikleri yol da “Diyalog” projesi. Projeyi ortaya atan Vatikan. Asırlardır Müslümanlara karşı en ufak bir müsamahası, hoşgörüsü olmayan Vatikan’ın bu girişiminden iyi niyet beklenebilir mi?

Sözde diyalogla orta yolu bulacaklar. İki ayrı dinde orta yol nasıl bulunacak? Her iki din de %50 taviz verecek, inançlarından feragat edecek böylece ortak noktada buluşulacak! Bir dinin yarısı giderse geri kalana din denir mi? Yok diyalogtan maksadımız, iyi ilişkiler, iyi komşuluklar deniyorsa o zaten asırlardır var; mesela İstanbul’da asırlardır Müslüman, Hıristiyan, Yahudi yanyana yaşamışlar. Kimse kimsenin ibadetine, yaşayışına karışmamış. Diyalogun âlası uygulanmış. Bunların diyalogtan maksatları başka.

Nitekim, diyalogun mimarlarından olan diyalog toplantılarında hep komisyon başkanlığına getirilen bir ilahiyat profesörü “Ben yurt dışına gittiğim zaman sık sık Kiliselere gidiyorum; çok da lezzet ve zevk alıyorum” diyor. Aynı Prof. diyalog konusunda da, “Efendim, diyalog ve hoşgörü devam edecekse, Hıristiyanlarla konuşurken sizin kitabınız bozulmuş, sonradan değiştirilmiş; en hakiki din benim dinim demeyeceksiniz.” diyor. Yine diyalogçular, “ Sadece,’La ilahe illallah’ demeyi, ‘Muhammederresulullah’ dememeyi telkin ediyorlar.”

Bu sözler diyaloğun gerçek amacını göstermede ip uçları veriyor: Demek ki, diyalog ve hoşgörü uğruna kendi Dinimizin, Kitabımızın ve Peygamberimizin hak ve en son olduğunu söylememeniz gerekiyormuş. İşte diyalog ve hoşgörü dediklerinin en kısa tarifi bu.

Artık görevler de değişti herhalde. Din adamları dini savunmayınca dini savunmak başkalarına kaldı. Nitekim, Türkiye Sağlık-İş Sendikası Başkanı Sayın Mustafa Başoğlu diyalog toplantısında tahammül edemeyip, “Ben burada öyle şeyler dinledim ki, bana öğretilen dine uymuyor. ‘Son hak din İslâm demeyeceksiniz’ ne demek? Son hak din İslâmsa, Kur’an öyle diyorsa, öyledir. Diyalog isteniyorsa öyle konuşmayacaksınız olmaz böyle şey” demek zorunda kalmıştır.

İki dinin temsilcilerinin konuşmaları da, diyalogun maksadının, iyi ilişkiler, iyi komşuluklar olmadığını göstermektedir. Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Papa'yla görüşmesinden sonra, “ Diyalog iki dinin kurumları arasında bir tür 'diplomatik ilişkiler'le sınırlı mı olacaktı, yoksa, ilahiyat (teoloji) alanında da 'diyalog' geliştirilecek mi?” sorusuna, “İlahiyat alanında da diyalog kurulacak. İslam ve Katolik ilahiyatçılar karşılıklı çalışmalar yapacaklar... “ cevabını vermiştir. (T. Akyol – Milliyet- 17.6.2000)

Aynı soruyu, Sayın Yılmaz’dan sonra Başkanlık koltuğuna oturan Sayın Ali Bardakoğlu’na, Armada otelinde düzenlenen, “Türkiye ve Avrupa’da Din, Devlet ve Toplum- Dinlerarası Barışçı bir Ortak Yaşam için Olanaklar ve Engeller” konulu konferansta ayak üstü sordum. Net bir cevap vermedi. Oturumda sormamı istedi. Oturumda, Prof. Dr. Niyazi Öktem bu konu ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın organizesi ile üç dinin mensupları olarak, I. Harran toplantısını Urfa’da yaptık. II. Harran toplantısını da, Mardin’de yapacağız. Vayh, Tanrı, gibi konular gündeme getirilerek tartışılacak; tabular yıkılacak.”

Toplantıda Sayın Öktem’e sordum: “ Dinlerarası Diyaloğun insani boyutunu anlıyoruz. Bu önce de vardı bundan sonra da olacak. Bunun devamında ve geliştirilmesinde fayda var. Ancak diyaloğun ikinci boyutu net değil; hayli karanlık. Vahiy, Tanrı gibi konuları tartışarak nereye varmak istiyorsunuz; üç dinin dışında yeni bir din mi ortaya çıkartmak istiyorsunuz, yoksa Vatikan’ın sık sık dile getirdiği gibi, nihai birleşme Hıristiyanlıkta mı olacak?”

Tahmin edeceğiniz gibi tatmin edici bir cevap alamadım. “Savaş olmasın, barış olsun...” türünden birşeyler söyledi.

Papa 2. Jean Paul da, Sen Pietro Kilisesinde, 25.6.2000 günü pazar ayininde, ‘’Kilise ile diğer dinler arasındaki diyaloga evet. Ama aynı zamanda tek kurtarıcının İsa olduğunu ilan etmek gerekiyor’’ diyerek diyalog sonunda nerede birleşeceğinin adresini de vermiş oluyor.

Bütün bunlardan sonra, Vatikan’ın başlattığı “Diyalog” projesinin İslamiyet için faydalı olduğunu söyleyene kim inanır? Basiret sahibi herkes bunun Vatikan’ın sinsi bir oyunu olduğunu hemen anlıyor. Cenab-ı Hak bilerek veya bilmeyerek böyle sinsi oyunlara alet olmaktan muhafaza etsin! Alet olanları da kısa zamanda kurtarsın!
 

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
Artık görevler de değişti herhalde. Din adamları dini savunmayınca dini savunmak başkalarına kaldı. Nitekim, Türkiye Sağlık-İş Sendikası Başkanı Sayın Mustafa Başoğlu diyalog toplantısında tahammül edemeyip, “Ben burada öyle şeyler dinledim ki, bana öğretilen dine uymuyor. ‘Son hak din İslâm demeyeceksiniz’ ne demek? Son hak din İslâmsa, Kur’an öyle diyorsa, öyledir. Diyalog isteniyorsa öyle konuşmayacaksınız olmaz böyle şey” demek zorunda kalmıştır.

NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

EVET KAEDEŞİM BU DİNİN TEMELİNİ KURANI KERİM VE PEYGAMBERİMİZ SAV SÜNNETLERİ KOYMUŞTUR.

GERİSİ FASO FİSO

BIRAKIN ARTIK DİNLER ARASI DİYOLOG SAÇMALIKLARINI

SAĞOL KARDEŞ PAYLAŞIM İÇİN
 

fetih66

Üye
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
dinler arası diyalog siyonist mahfillerde hazırlanıp islam ülkelerinde uygulanan bir tezgahtır.müslümanları kimliksiz ve kişiliksiz bir kitle haline getirerek ,sinirleri alınmış bonfile et gibi yumuşak lokma yapmaktır.
meşhur fıkıh kitabı ENVAR da şu fetva mevcuddur:

''bir kimse ,İslamın dışında bir dini kabul edenin kafir olduğuna hükmetmesse veya kafir olup olmadığı hususunda şüpheye düşerse veya Müslüman olmayanların yollarını doğru bulursa,o kimse kafir olur.''Age,C2 S.320

ALLAH cümlemizi muhafaza buyursun.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
ağzı olan konuşuyor diye bir söz vardır... her ağzı olan da bu konuyu ele almış şöyle ..böyle demiş..

var mı kardeşim ilmi kariyerin ..bu konuda yorum yapmak için bile kaç kitap okudun... bu işi yapanlar kadar bilgi seviyen...yok..yok..yok...

sapla samanı karıştırırsanız işin içinden çıkamazsınız...

Asrın MÜCEDİDİNİN başlattığı hizmeti sorgulamaya ve hatta hüküm vermenize gerektiren hangi bir durum var..yoksa birileri bu duruma yadırgıyor mu?

Üstad hazretleri başlatmış hocaefendi sürdürüyor..sayfalar ve kitaplar dolusu bilgi varken...üç beş kendini bilmez adamın lafına mı inanacağız yani...

...DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...

VE DEDİKLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞALIM..

,,SELAMETLE..
__________________
"Nasihat istersen ölüm yeter. Evet, ölümü düşünen, dünya sevgisinden kurtulur ve ahiretine ciddî çalışır."

“Dost istersen Allah (CC) yeter. Evet O (CC) dost ise, herşey dosttur.”

"Düşman istersen nefis yeter. Evet kendini beğenen, belâyı bulur zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safayı bulur, rahmete gider."

ORHAN CİHANGİR İsimli Üye'ye Teşekkür Edenler maTRax (Bugün)
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
***ALTI ÇİZİLEREK OKUNMASI GEREKEN KISIMLAR***


DİYALOĞUN YANKILARI
Ahmet TAŞGETİREN

Bu hassasiyet içinde bakıldığında, “Dialog” çalışmalarının uzak-yakın bir boyutuyla ana dava ile, yani İslam’la bağlantılı olduğu anlaşılacaktır, kanaatindeyim.

Bazı davranışların adının konmamasının ya da farklı konmasının da, bir yerde gene aynı hassasiyetin ürünü olduğunu düşünüyorum.

Ve bu noktada ‘hüsnü zann’ı çok önemsiyorum.
Belki burada “Dialog” çalışmalarının bizzat içinde bulunanlara, başkalarını ‘sui zann’a sürükleyecek davranışlardan kaçınmak gerektiği, bunun yanında ‘Dost muhitlerle Dialog’a önem verilmesinin lüzumu hatırlatılabilir.


Ama, dünyanın bugünkü hali içinde iyi niyetle hatırda tutulmalı ki, bazı durumlarda kan yutar “kızılcık şerbeti içtim” demek zorunda kalabilirsiniz. Yaptığınız hizmetin adını koyamayabilirsiniz. Bin kilometre sessiz sedasız yürürsünüz.

Yargılanırsınız, dışlanırsınız ama tek kelime söyleyemeyebilirsiniz. Dünya tekin değil. “Dost” muhitlerin de bunu dikkate almasını önemsiyorum.

Bu konunun gündeme geldiği “samimi” ortamlarda diyorum ki:
“Birbirimize dua edelim.
Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler varsa, önce kendimizin yanılabileceğini varsayalım, yanlış olduğuna kanaat getirmişsek, yanıbaşımızda yürüyen ‘Dostlarımız’ın onlardan kurtulmaları için de dua edelim.

Yargılayıp dışlamak, onların yüreklerindeki aşkı teşhis edip yollarını kesmek isteyenler gibi üzerlerine çullanmak yerine, bu zor dünyadaki yürüyüşlerinde ayaklarının sürçmemesi için, yanlışlıklara mahkûm edilmemeleri için, gayretlerinin, her safhada ana mecradan kopmaması için dua edelim.
Kardeşin kardeşe duasının önemini düşünelim.

Güvenimizi koruyalım. Onların, hiçbir şey karşılığında ebedi geleceklerini heba etmek gibi bir yola girmeyeceklerini dikkate alalım.

Bir Müslümanın pergelin sabit ayağına dikkat ederek ufuklarda dolaşmasının, hizmet ufkunu genişletebileceğine dair olumlu düşünceler besleyelim.

Üzerlerini hiçbir biçimde çizmemeyi bir kardeşlik vecibesi sayalım. Hata gibi gördüğümüz şeylerin bazan kişisel yanlışlıklardan kaynaklanabileceğini, o sebeple, bütün yürüyüşü mahkûm etmemek gerektiğini düşünelim.

Kaderin Firavun sarayında Musa’lar yetiştirebileceğini dikkate alalım. Bazan aynı davranışın iki taraflı düşmanlık çekebileceğini hesaba katalım.

Davranışlarımızın, İslam karşıtlarının tüm İslami hizmetleri yok etme hesabı ile bütünleşmemesine itina edelim.”
Evet, bunları söylüyorum.

Ama içimde oluşan his, “Birbirimiz için duanın henüz yeterince gündemimize girmediği” şeklinde...
Bazan ‘Grup nefsi’nin önümüzü kestiği şeklinde...
Bazan “Kul hakkı” kavramını yeterince özümsemediğimiz, bunun “Hizmet gruplarının hakkı” çerçevesinde algılanmadığı şeklinde...

Bazan kolay yargıladığımız, kolay dışladığımız şeklinde...
Bazan, ‘Hizmet’i kendi küçük alanlarımızla sınırlı gördüğümüz, küçük alanlarımızdaki “Hürriyet” şartlarının, ülke hatta dünya ölçeğinde de var olduğunu zannettiğimiz, yani küresel şartları yeterince dikkate almadığımız şeklinde...

“Hizmet” çerçevemiz büyüdükçe, sözümüzün selameti için kendimize savunulabilir alanlar bulmak için özel diller geliştirmek gerektiğini aklımıza getirmediğimiz şeklinde...

Hatta bazan söylediğimiz sözün yarın Yüce Huzur’da “savunulabilir” olup olmadığını dikkate almadığımız şeklinde...
Bazan paralel sözlerin, aynı kaygılardan kaynaklanmayabileceğini, hatta paralelinde duranların da bir gün, hedef haline gelebileceğini unuttuğumuz şeklinde...

Bunu biraz açmam lazım:

Fethullah Hoca merkezli oluşum, birbiriyle inanç, düşünce, misyon itibariyle hiç de buluşmayan çevrelerin müştereken taarruzuna maruz kalmaktadır. Burada bir gariplik olduğu açıktır. Öyle ki, bugüne kadar hiçbir İslami hassasiyeti bulunmayan, aksine hemen her İslami oluşumu boğmayı ana misyon olarak seçen muhitler, İslam adına yargılarda bulunmaya kalkıyorlarsa ve sırf bir oluşumu boğmak için bizimle el ele tutuşma noktasına geliyorlarsa, kimlerle el ele tutuştuğumuza ve ellerimizin kirlenip kirlenmediğine dikkat etmemiz gerekiyor.

Bazan düşünüyorum, diyelim Fethullah Hocaefendi ile ilgili söylediklerimiz yarın önümüze koca koca dosyalar halinde çıkacak ve biz, onların içini dünyada söylediklerimizle dolduramayacağız.

İnsanlarımıza çektirilen acıları anlamamak bir yana bir de üzerlerine olumsuz yargılarla giden dostlar gerçeği, ebedi âlemde nasıl görünür acaba?

Diyorum ki, her davranışımız için kendi içimize özenle bakmalıyız. Belki daha da çok, yanımızı yöremizi yargılamak yerine, kendi hizmet çerçevemizi büyütmek için çaba göstermeliyiz. Çünkü dünya, her birimizin gecelerini uykusuz geçireceği kadar büyük ve İslam’ın sesine muhtaç.

Birbirimizi değerlendirmeyi bile birbirimizin hayırlı hizmetlerini beslemek, geliştirmek anlamında görebilirsek çok daha isabetli bir noktada bulunuruz, kanaatindeyim.

** ALLAH (CC) RAZI OLSUN HOCAM..İŞTE MÜSLÜMANCA BİR BAKIŞ AÇISI **

,,
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Valla matrax abi, o kadar çok "diyalog" konusu var ki hangisine ne yazıldığını takip etmek dahi zorlaştı.. Eee, bu kalabalıkta Anket başlığına da yazmışız.. Ama farkında değiliz.. Sen de kitlemişsin.. Bunu bir özür olarak kabul ediniz..

Bu "diyalog" başlıklarını bir başlık altında toplamanın teknik imkanı var mıdır?
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Üstad hazretleri başlatmış hocaefendi sürdürüyor..sayfalar ve kitaplar dolusu bilgi varken...üç beş kendini bilmez adamın lafına mı inanacağız yani...

...DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...

VE DEDİKLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞALIM..

,,SELAMETLE..

DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...

bu sozun ustad(hz.)'a hakaretdir+iftiradir,
ama bunu anlayacak kudretin ve ferasetin sizde olacagini zandetmiyorum.....

cok yazik.....
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...

bu sozun ustad(hz.)'a hakaretdir+iftiradir,
ama bunu anlayacak kudretin ve ferasetin sizde olacagini zandetmiyorum.....
cok yazik.....

hayırdır kardeş ben Üstadıma hangi iftirayı atmışım veya hakaret etmişim....

yoksa siz mi yanlış anladınız..

doğrusunu sizden beklemekteyim..
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
hayırdır kardeş ben Üstadıma hangi iftirayı atmışım veya hakaret etmişim....

yoksa siz mi yanlış anladınız..

doğrusunu sizden beklemekteyim..



DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...

bu sozu soyleyerek diye yukarda bildirmisim zaten,altinada anlaymayacagini belirtmisim,

sen soyle bu sozu neye dayanarak kime gore soyledigini dusunup bulursan, hata yaptiginida anlarsin insaAllah

ama yinede pek zandetmiyorum;)

selametle
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
DİKKAT EDELİM KARDEŞLERİM ASRIN İMAMI VARKEN BAŞKA İMAMLAR ARANMAZ...
bu sozu soyleyerek diye yukarda bildirmisim zaten,altinada anlaymayacagini belirtmisim,
sen soyle bu sozu neye dayanarak kime gore soyledigini dusunup bulursan, hata yaptiginida anlarsin insaAllah
ama yinede pek zandetmiyorum;) elametle

KARDEŞ SEN RİSALE-İ NURU BİLİYORMUSUN ..HANİ ÜSTADI DA ÇOK BİLDİĞİNE GÖRE BUNU DA BİLİRSİN DİYELİMM..
RİSALELERDE TARİHÇEYİ HAYAT VAR ..İŞTE ORADA ÜSTAD BİR MECLİSTE SADIK BİR RÜYADA ..

HELAKETLER VE FELAKETLER ASRINI SAHİBİ OLARAK SENİN DE SÖZ HAKKIN VAR.. DİYE BİR SÖZ GEÇİYOR ONU DA BİLİYORSUNDUR HERHALDE ..YANİ BİLMİYORSAN ALINTI YAPABİLİRİM...

HA ASRIN İMAMI...HA ASRIN SAHİBİVEYA MİNARENİN BAŞINDAKİ İMAM.. FARKEDEN BİR ATRAF VAR MI....ACİZANE 23-24 YILDIR RİSALELERİ MÜTALAA EDERİM .. BEN BÖYLE ANLADIM..BAKALIM SİZ NASIL ANLAMIŞSINIZ..

,
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
KARDEŞ SEN RİSALE-İ NURU BİLİYORMUSUN ..HANİ ÜSTADI DA ÇOK BİLDİĞİNE GÖRE BUNU DA BİLİRSİN DİYELİMM..
RİSALELERDE TARİHÇEYİ HAYAT VAR ..İŞTE ORADA ÜSTAD BİR MECLİSTE SADIK BİR RÜYADA ..

HELAKETLER VE FELAKETLER ASRINI SAHİBİ OLARAK SENİN DE SÖZ HAKKIN VAR.. DİYE BİR SÖZ GEÇİYOR ONU DA BİLİYORSUNDUR HERHALDE ..YANİ BİLMİYORSAN ALINTI YAPABİLİRİM...

HA ASRIN İMAMI...HA ASRIN SAHİBİVEYA MİNARENİN BAŞINDAKİ İMAM.. FARKEDEN BİR ATRAF VAR MI....ACİZANE 23-24 YILDIR RİSALELERİ MÜTALAA EDERİM .. BEN BÖYLE ANLADIM..BAKALIM SİZ NASIL ANLAMIŞSINIZ..

,

yok estafurullah bizde birsey yok,amacimiz sadece siz degerli buyuklerimizden ogrenmek,

peki ustad tarihceyi hayatda ;"ben varken baska imamlar aramayin"mi demis?
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
yok estafurullah bizde birsey yok,amacimiz sadece siz degerli buyuklerimizden ogrenmek,
peki ustad tarihceyi hayatda ;"ben varken baska imamlar aramayin"mi demis?

Üstadın öyle bir şey deyip demediğini bilmiyorum..

Ama bildiğim her asırda bir imam veya müceddid gelir ve görevli olarak başta bulunduğu zamanda;

.....yenileyici, kuvvetlendirici. İslam dinini kuvvetlendiren, bidatleri yani İslam dinine sokulmak istenen reformları, hurafeleri söküp atan ve sünnetleri ortaya çıkaran....

alim olarak bilinen Bediüzzaman hazretleridir..

, yoksa bizim bilmediğimiz müceddidlerde mi vardı kardeşim...

,
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
Üstadın öyle bir şey deyip demediğini bilmiyorum..

Ama bildiğim her asırda bir imam veya müceddid gelir ve görevli olarak başta bulunduğu zamanda;

.....yenileyici, kuvvetlendirici. İslam dinini kuvvetlendiren, bidatleri yani İslam dinine sokulmak istenen reformları, hurafeleri söküp atan ve sünnetleri ortaya çıkaran....

alim olarak bilinen Bediüzzaman hazretleridir..

, yoksa bizim bilmediğimiz müceddidlerde mi vardı kardeşim...

,

abim bu soylediklerinize ihtirazim yok,
ustadi tartismak kimin haddine,
benim ihtirazim kurdugunuz cumlenin anlam ve ihtivasinadir,
belki siz degisik bir bakis acisi ile acmaya calismis olabilirsiniz ama yine tekrarliyorum,
baska imam aranmaz sozunuz yanlisdir,yukardaki acilim ile belirtmeniz bir nevi toparlamaniza vesile oldu insaAllah

selametle
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Kendi zamanında Risalei Nurlarıyla Üstad Bediüzzamandı. Mehdi hareketinin ilk aşaması. Knedi zamanında Sahifei Nurlarıyla İmam Humeylni r.a. idi. Mehdi hareketinin devlet boyutu. Şimdi ise İmam Seyyid Ali Hamanei r.a. dir. Mehdi Hareketinin evrensel boyutu. Mümin kafir, dost, düşman görecek inşallah.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
abim bu soylediklerinize ihtirazim yok,
ustadi tartismak kimin haddine,
benim ihtirazim kurdugunuz cumlenin anlam ve ihtivasinadir,
belki siz degisik bir bakis acisi ile acmaya calismis olabilirsiniz ama yine tekrarliyorum,
baska imam aranmaz sozunuz yanlisdir,yukardaki acilim ile belirtmeniz bir nevi toparlamaniza vesile oldu insaAllah
selametle

sağolasın kardeş..

ama daha önceleri de sizlerle keskin görüşmeler yapmıştık ama bir türlü aynı çizgiye gelememiştik...

ifadelerin anlatmak istediği meseleye nokta atışı yaparak anlatması bakış açısına göre değişiyor...

şimdi diğer bir meseleye gelelim...

Sizce Üstad hazretleri diyalog hareketini başlatarak neyi amaçlamıştır.?? yani gelecek zamanlarda müslümanlar ile hristiyan ruhanileri nasıl ittifak edecek..bu çalışmalar başladı mı başlayacak mı...nasıl olacak kardeş bilgin varsa risalelerden alarak açıklayabilirmisin bir zahmet...

,,
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
sağolasın kardeş..

ama daha önceleri de sizlerle keskin görüşmeler yapmıştık ama bir türlü aynı çizgiye gelememiştik...

ifadelerin anlatmak istediği meseleye nokta atışı yaparak anlatması bakış açısına göre değişiyor...

şimdi diğer bir meseleye gelelim...

Sizce Üstad hazretleri diyalog hareketini başlatarak neyi amaçlamıştır.?? yani gelecek zamanlarda müslümanlar ile hristiyan ruhanileri nasıl ittifak edecek..bu çalışmalar başladı mı başlayacak mı...nasıl olacak kardeş bilgin varsa risalelerden alarak açıklayabilirmisin bir zahmet...

,,

sende sagolda:) son cumllerinde anlasmamiz biraz zor olacak galiba:)

acizane risaleden sizler kadar anlamam,yani derinlemesine bir incelemek nasip olmadi,lakin acizane ogrendiklerimizi bu konuda aktarmaya calisalim insaAllah

hocam ,ustadin hosgoru kardeslik alaninda atilim izledigi metodla ,simdiki sizlerin yaptigi aktivasyonlar ayni degil diye dusunuyorum(bunun acilimi genisletilip ayri bir tartisma konusu olabilir ama gerek yok)

"gelecek zamanlarda müslümanlar ile hristiyan ruhanileri nasıl ittifak edecek.."
demissiniz,ittifaka ne hacetki,bize intizap ederlerse amenna etmezlerse herkes kendi yoluna,ittifakda neyin nesi simdi?

Allah-u Teâlâ dinini butun dinlerden ustun kilmisdir

Ayet-i kerime’de soyle buyuruluyor:

“Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber’ini hidayet ve hak din ile gönderen Allah’tır. İsterse müşrikler hoşlanmasınlar.” (Tevbe: 33)
İslam geldikten sonra ne yahudiligin, ne hıristiyanlıgın, ne de diger dinlerin hukmu kaldı. Hicbirisi de İslam’ın karsısında tutunamadı

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz; hıristiyan ve yahudi olan birçok ülke ve memleket liderlerini İslâm’a dâvet etmiş ve onlara elçiler göndermiştir.biz efendimiz(s.a.v) in yaptigi gibi yapmaliyiz....

Bizans imparatoru Herakliyüs’a gönderdiği mektup ne kadar arza şâyandır.

“Allah’ın kulu ve elçisi Muhammed’den Rum’un büyüğü Herakl’e. Doğru yolda gidene selâm olsun. Bunu böylece bilesin. Sonra ben seni İslâm’a dâvet ediyorum. İslâm’a gir ki, selâmette kalasın. Allah da (hem İsâ’ya, hem Muhammed’e iman ettiğin için) sana ecrini iki kat versin. Eğer kabul etmezsen, bütün halkın vebali senin boynundadır.”
Şu Âyet-i kerime’yi de mektubuna ilâve etmişti:


“Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda eşit bir kelimeye geliniz. Allah’tan başkasına tapmayalım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kiminiz kiminizi ilâhlaştırmasın.” (Âl-i imran: 64)

İran hükümdarına gönderilen mektup ise şöyledir:

“Allah’ın Resûlü Muhammed’den İran’ın ulusu Kisrâ’ya.

Doğru yolda gidenlere, Allah’a ve Peygamber’ine iman edenlere, Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve elçisi bulunduğuna şehadet edenlere selâm olsun. Seni Allah’ın dinine dâvet ederim. Hayatta olanları korkutarak menetmek için bütün insanlara gönderilen Allah’ın peygamberiyim. Ey Kisrâ! Müslüman ol ki kurtuluş ve saadeti bulasın. Eğer kabul etmezsen, mecûsi kavminin günahı hep senin boynuna olsun.”
buyurmuştu.

Habeş hükümdarına gönderilen mektup:

“Allah’ın elçisi Muhammed’den Habeş meliki Necâşi’ye.

Allah’a hamdederim. O’ndan başka hakiki ma’bud yoktur. Ben şehadet ederim ki Meryem’in oğlu İsâ, Allah’ın rûhu ve kelimesidir. Seni ve maiyyetini İslâm’a dâvet ediyorum. Allah birdir, şeriki yoktur. Allah’tan gelen şeylere inanınız. Ben Allah’ın elçisiyim. Size tebliğ ettim ve nasihat eyledim, nasihatimi kabul ediniz. Hidayete tâbi olanlara selâm olsun.”


Buna benzer birçok memlekete dâvet mektupları gönderen Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz onları İslâm’a, Allah’a ve Resulullah’a dâvet etti. Ölçü ve örnek Resulullah Aleyhisselâm’dır.

haa bizim yogurt yiyisimiz farkli derseniz,oda sizin bileceginiz birsey

Allah(c.c) ayeti kerimede soyle buyuruyor

Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. (Nisa 140)

uzun lafin kisasi hristiyan ve yahudiler,ayetlerimizle alay etmektedirler,onlarla ittifakdi diyalogdu vs adi altinda oturmak,Allah(c.c) muafaza kufre dahi goturur vesselam

umarim sorunuzun cevabini almisinizdir

selametle
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
sende sagolda:) son cumllerinde anlasmamiz biraz zor olacak galiba:)

acizane risaleden sizler kadar anlamam,yani derinlemesine bir incelemek nasip olmadi,lakin acizane ogrendiklerimizi bu konuda aktarmaya calisalim insaAllah

hocam ,ustadin hosgoru kardeslik alaninda atilim izledigi metodla ,simdiki sizlerin yaptigi aktivasyonlar ayni degil diye dusunuyorum(bunun acilimi genisletilip ayri bir tartisma konusu olabilir ama gerek yok)

"gelecek zamanlarda müslümanlar ile hristiyan ruhanileri nasıl ittifak edecek.."
demissiniz,ittifaka ne hacetki,bize intizap ederlerse amenna etmezlerse herkes kendi yoluna,ittifakda neyin nesi simdi?

Allah-u Teâlâ dinini butun dinlerden ustun kilmisdir

Ayet-i kerime’de soyle buyuruluyor:

“Dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber’ini hidayet ve hak din ile gönderen Allah’tır. İsterse müşrikler hoşlanmasınlar.” (Tevbe: 33)
İslam geldikten sonra ne yahudiligin, ne hıristiyanlıgın, ne de diger dinlerin hukmu kaldı. Hicbirisi de İslam’ın karsısında tutunamadı

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz; hıristiyan ve yahudi olan birçok ülke ve memleket liderlerini İslâm’a dâvet etmiş ve onlara elçiler göndermiştir.biz efendimiz(s.a.v) in yaptigi gibi yapmaliyiz....

Bizans imparatoru Herakliyüs’a gönderdiği mektup ne kadar arza şâyandır.

“Allah’ın kulu ve elçisi Muhammed’den Rum’un büyüğü Herakl’e. Doğru yolda gidene selâm olsun. Bunu böylece bilesin. Sonra ben seni İslâm’a dâvet ediyorum. İslâm’a gir ki, selâmette kalasın. Allah da (hem İsâ’ya, hem Muhammed’e iman ettiğin için) sana ecrini iki kat versin. Eğer kabul etmezsen, bütün halkın vebali senin boynundadır.”
Şu Âyet-i kerime’yi de mektubuna ilâve etmişti:

“Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda eşit bir kelimeye geliniz. Allah’tan başkasına tapmayalım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kiminiz kiminizi ilâhlaştırmasın.” (Âl-i imran: 64)

İran hükümdarına gönderilen mektup ise şöyledir:

“Allah’ın Resûlü Muhammed’den İran’ın ulusu Kisrâ’ya.

Doğru yolda gidenlere, Allah’a ve Peygamber’ine iman edenlere, Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve elçisi bulunduğuna şehadet edenlere selâm olsun. Seni Allah’ın dinine dâvet ederim. Hayatta olanları korkutarak menetmek için bütün insanlara gönderilen Allah’ın peygamberiyim. Ey Kisrâ! Müslüman ol ki kurtuluş ve saadeti bulasın. Eğer kabul etmezsen, mecûsi kavminin günahı hep senin boynuna olsun.” buyurmuştu.

Habeş hükümdarına gönderilen mektup:

“Allah’ın elçisi Muhammed’den Habeş meliki Necâşi’ye.

Allah’a hamdederim. O’ndan başka hakiki ma’bud yoktur. Ben şehadet ederim ki Meryem’in oğlu İsâ, Allah’ın rûhu ve kelimesidir. Seni ve maiyyetini İslâm’a dâvet ediyorum. Allah birdir, şeriki yoktur. Allah’tan gelen şeylere inanınız. Ben Allah’ın elçisiyim. Size tebliğ ettim ve nasihat eyledim, nasihatimi kabul ediniz. Hidayete tâbi olanlara selâm olsun.”

Buna benzer birçok memlekete dâvet mektupları gönderen Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz onları İslâm’a, Allah’a ve Resulullah’a dâvet etti. Ölçü ve örnek Resulullah Aleyhisselâm’dır.

haa bizim yogurt yiyisimiz farkli derseniz,oda sizin bileceginiz birsey

Allah(c.c) ayeti kerimede soyle buyuruyor

Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. (Nisa 140)

uzun lafin kisasi hristiyan ve yahudiler,ayetlerimizle alay etmektedirler,onlarla ittifakdi diyalogdu vs adi altinda oturmak,Allah(c.c) muafaza kufre dahi goturur vesselam
umarim sorunuzun cevabini almisinizdir
selametle

KARDEŞ FAZLASIYLA İSTİFADE ETTİM ALLAH (CC) RAZI OLSUN ..

AMA ÜSTAD HZ.BOŞVERİN DİYALOĞU İTTİFAK EDİN DİYE ÇOK YERDE BELİRTMİŞTİR... VE DİĞER TALEBELEİRİNDEN ÇOĞU DA BU KONUDA BENZER ŞEYLER SÖYLEMEKTEDİRLER..

BEN DE EĞER AHİRZAMANDA İMANİ VE İTİKADİ KONULARDA TAKVİYE AMAÇLI GELECEK OLAN MÜRŞİDİ KAMİL RİSALE -İ NURSA VE BÖYLE İFADELER VARSA İTİBAR EDİP ARAŞTIRMAK LAZIM DİYE DÜŞÜNÜYORUM..

BU ARADA KÜFRE KARŞI İTTİFAK NASIL OLACAK MERAK EDİYORUM...ARAŞTIRIYORUM KARDEŞ...

BU KONUDA KESİN BİLGİLER RİSALELERDE VAR AMA NASIL OLACAĞINI KESTİREMİYORUZ....ÜSTAD FECR-İ SADIK GÖRÜNDÜ GÜZEL GÜNLER YAKINDIR DERKEN NE ANLATMAK İSTEDİ...BİLEN VARSA VE ANLATIRSA MEMNUN OLURUM.....SELAM VE DUALARIMLA KARDEŞLERİM...

,,
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Dinler arası Medeniyetler arası diyaloğa karşı çıkan arkadaşların Tezlerini merak ediyorum..
Bu hareketin yerine neyi bina etmeyi düşünüyorlar acaba..
Dinler arası medeniyetler arası çatışmayı mı..
Diyaloğa karşı çıkmak çatışmalara destek olmak demekdir..
 

arşivist

Profesör
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
1,361
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
www.smf123.net
Kendi zamanında Risalei Nurlarıyla Üstad Bediüzzamandı. Mehdi hareketinin ilk aşaması. Knedi zamanında Sahifei Nurlarıyla İmam Humeylni r.a. idi. Mehdi hareketinin devlet boyutu. Şimdi ise İmam Seyyid Ali Hamanei r.a. dir. Mehdi Hareketinin evrensel boyutu. Mümin kafir, dost, düşman görecek inşallah.


vay vay!
sen neymişsin be abi.

cahilliğimi bağışla kıymetini bilemedik.


hala da bilmiyorum kusura bakma.
 

ozdemir

Üye
Katılım
14 Ara 2006
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
68
Web sitesi
www.antiarabesk.com
:)bir konu daha,yukarıdaki arkadaşım demiş ki tezlerini merak ediyorum...

diyaloğa karşıyım çünkü bu gerektiği gbi ypılmıyor,dinden taviz vererek papanın elini öperek olacak sa hiç olmasın...

daha dün peyganberimize hakaret eden o adamı küstahça savunuyor ve hala diyalog diyorsunuz...

bu fkirde olan insanların deyişmeyeceğini biliyorum...baksanıza yazılan yazıdan çok kişilere karşı çıkılıyor,


hep dedim,ve demeye devam edeceğim...bukafadaki insanlar koyundan farkısdır hiç bir şey anlatmanıza gerek yok...

birde diyorlar ki üstad başlattı,kurtuluş savaşında canını ortaya koyarken girdiği diyaloğu hiç hesaba katmıyorsunuz...

o kadar başlık açıldı,onca soruma tek bir cevap verilmedi!?

işiniz gücünüz laf salatası...neyinize inanalım,ayrıca toplumun içine sinmeyen,türkiye de sadece bir grubun idare ettiği bir oluşumu sanki herkes benimsemiş,olay tamamen doğalmış,hatta islama uygunmu ve bu oluşuma katılmayanlar islama uymuyormuş gibi bir hava estiriyorsunuz...

işte benim tezim bu,daha ayrıntılı yazardım,sorular sorardım,ama sizin cevap vermeyeceğinizi,veremeyeceğinizi bildiğim için yazmıyorum
 
Üst