Dinler Arası Diyalogun Sonuçları
Dinler arası diyaloğun sonuçları ülkemizde yaşanmaya başlamıştır. Dinler arası diyalog çalışmaları başladığı tarihlerden itibaren, ülkemizdeki misyonerlik faaliyetleri de hızlanmıştır. O gün bu gündür yapılan çalışmalar artık çok korkunç boyutlara gelmiştir. Bugün itibarıyla ülkemizde Hıristiyanlaştırılan vatan evlatlarının sayıları yüz binlerle ifade edilmektedir. Özellikle Doğu ve Güney Doğu'da son beş yıl içinde sayılarının yüz binleri aştığı ifade edilen vatan evladının Hıristiyan olduğu tespit edilmiştir. Bu çok dehşetli ve acı bir durumdur. Işte bu acı durumun meydana gelmesindeki en önemli faktör, hiç şüphesiz dinler arası diyalogdur.
Yıllardır manevî eğitim ve öğretimden mahrum kalan insanımız, dinine babadan dededen kalma bir miras misali baktığından, şuursuzca bir inanç içinde bulunuyordu. Bu şuursuzca inanç, zaman içinde sosyal ve ekonomik sorunların artmasından dolayı iyice zayıfladı. Zayıfladıkça, inanıp inanmama noktasına gelindi. Işte tam bu noktada Misyonerlik faaliyetleri ortaya çıktı. Sıkıntı ve problemleri ile uğraşan, bir arayışta olan insanlara bir yenilik ve cazibe içinde Hıristiyanlık sunulmaya başlandı.
Dinler arası diyalog bu duruma zemin hazırladı. Öyle ki, ilmi olmayan, şuursuz Müslümanlar üzerinde Misyonerler, dinlerinin meşruluğu inancını oluşturdular. Insanlar şunu demeye başladılar: "Evet, üç ilâhî din var. Mademki, dinler arası diyalog kuruluyor, mademki bu dinler de meşrudur ve onlar birbirleriyle aralarında diyalog kuruyorlar, o hâlde babamın, dedemin dininden olmama gerek yok. Bir değişiklik olsun, biraz da diğer ilâhî dinlere bağlanayım."
Bu düşüncenin oluşmasının temelinde dinler arası diyalog yatmaktadır. Ülkemizin değerli ilim adamları ve bir meseleden habersiz halkımız maalesef bu tuzağa düştüler.
http://www.beyan.com.tr/arsiv/temmuz2004/dosyamahmut.htm
Dinler arası diyaloğun sonuçları ülkemizde yaşanmaya başlamıştır. Dinler arası diyalog çalışmaları başladığı tarihlerden itibaren, ülkemizdeki misyonerlik faaliyetleri de hızlanmıştır. O gün bu gündür yapılan çalışmalar artık çok korkunç boyutlara gelmiştir. Bugün itibarıyla ülkemizde Hıristiyanlaştırılan vatan evlatlarının sayıları yüz binlerle ifade edilmektedir. Özellikle Doğu ve Güney Doğu'da son beş yıl içinde sayılarının yüz binleri aştığı ifade edilen vatan evladının Hıristiyan olduğu tespit edilmiştir. Bu çok dehşetli ve acı bir durumdur. Işte bu acı durumun meydana gelmesindeki en önemli faktör, hiç şüphesiz dinler arası diyalogdur.
Yıllardır manevî eğitim ve öğretimden mahrum kalan insanımız, dinine babadan dededen kalma bir miras misali baktığından, şuursuzca bir inanç içinde bulunuyordu. Bu şuursuzca inanç, zaman içinde sosyal ve ekonomik sorunların artmasından dolayı iyice zayıfladı. Zayıfladıkça, inanıp inanmama noktasına gelindi. Işte tam bu noktada Misyonerlik faaliyetleri ortaya çıktı. Sıkıntı ve problemleri ile uğraşan, bir arayışta olan insanlara bir yenilik ve cazibe içinde Hıristiyanlık sunulmaya başlandı.
Dinler arası diyalog bu duruma zemin hazırladı. Öyle ki, ilmi olmayan, şuursuz Müslümanlar üzerinde Misyonerler, dinlerinin meşruluğu inancını oluşturdular. Insanlar şunu demeye başladılar: "Evet, üç ilâhî din var. Mademki, dinler arası diyalog kuruluyor, mademki bu dinler de meşrudur ve onlar birbirleriyle aralarında diyalog kuruyorlar, o hâlde babamın, dedemin dininden olmama gerek yok. Bir değişiklik olsun, biraz da diğer ilâhî dinlere bağlanayım."
Bu düşüncenin oluşmasının temelinde dinler arası diyalog yatmaktadır. Ülkemizin değerli ilim adamları ve bir meseleden habersiz halkımız maalesef bu tuzağa düştüler.
http://www.beyan.com.tr/arsiv/temmuz2004/dosyamahmut.htm