Din ve bilim çelişir mi?

Din ve bilim çelişir mi?


  • Kullanılan toplam oy
    10

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
bak sen de cevap verememişsin..ancaboş lakırdılarla klavye tuşlarına basmışsın..cevap var mı yok :D ne komiksin yahu..:glm
Cevap veriyorum onların aaaa, ııı, oooo dediği soru şu?

-Türlerin değişimine örneğiniz var mı?

-Var buyrun efendim.

Balinanın önceki atalarına ilişkin 4 fosilde tamamıyla bulunmuş ve evrim ağacı kesintisiz, yukarıdaki videoyu izleme cesareti gösterir, ya da bilimsel bir balina evrimi makalesi okursan net olarak görebilirsin.
Ki ara fosiller bulundukça sağlamlaşıyor, mesela bu ara fosiller bizim teknolojimizle de doğru orantılı daha ilk balina atasına ilişkin fosil pakistanta 1980lerde bulunmuş daha bu kadar yeni bu bilgiler, ilerleyen on yıl, yüz yıllarda neler bulunacak göreceğiz.

Sizin gibiler tarihe engizisyoncular olarak geçecek, elinizden gelse bu adamları yargılar öldürürsünüz de işte, artık cürmünüz kadar yer yakarsınız...
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Cevap veriyorum onların aaaa, ııı, oooo dediği soru şu?

-Türlerin değişimine örneğiniz var mı?

-Var buyrun efendim.

Balinanın önceki atalarına ilişkin 4 fosilde tamamıyla bulunmuş ve evrim ağacı kesintisiz, yukarıdaki videoyu izleme cesareti gösterir, ya da bilimsel bir balina evrimi makalesi okursan net olarak görebilirsin.
Ki ara fosiller bulundukça sağlamlaşıyor,
zııırtt yanlış cevap..gözlemlenebilir delil diyor..hayal mahsulü demiyor.. işin gücün hayal üretmek..:clap2:
evrimin hayaller üzerine kurulduğu bu cümlenden bile belli..
madem bilimsel gerçek, niye sağlamlaşmasına ihtiyaç duyuyorsun..demekki gerçek değil..kesin değil..
dünyanın geoid şekli kesin..sağlamlaşmasına ihtiyaç duyulmuyor..
ama evrim hayal..
balinaların evrimi için 4 ara değil 400 ara fosil getirki bi inandırıclığı olsun..
sen kelaynakların da evrildiğini sanıyorsundur şimdi :glm soyları tükenmiş canlıları evrimleşmiş diye yutturmaya çalışıyorlar size..yutmuşsunuz afiyet olsun..


mesela bu ara fosiller bizim teknolojimizle de doğru orantılı daha ilk balina atasına ilişkin fosil pakistanta 1980lerde bulunmuş daha bu kadar yeni bu bilgiler, ilerleyen on yıl, yüz yıllarda neler bulunacak göreceğiz.

Sizin gibiler tarihe engizisyoncular olarak geçecek, elinizden gelse bu adamları yargılar öldürürsünüz de işte, artık cürmünüz kadar yer yakarsınız...
-cek cak larla kendinize hayali bir senaryo kurmuşsunuz..

evrim denen hayali mekanizma gerçek olsa heryerden arafosil fışkırması lazım..
darwin öyle diyor..darwine göre zaten evrim çoktan çöktü.
. :clap2:
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,155
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bilim atomun yapısını açıklar, din de sahibini tanıtır. Bilimde yanilirsan pek bir şey olmaz sadece yanılmışsın deneyin gerçekleşmez. Ama dinde yanılırsan ebediyetin tehlikede olabilir maazallah. Bilimi her şey yapan ahmaklar da vardir şatıroğlu; bunlar kuranin ifadesiyle "onlar işbaşına geldi mi, ekini ve nesli fesada uğratırlar" dünyanın tehlike çanları çalması dinin değil, bilimin marifetidir.


:::mobil ileti:::
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
zııırtt yanlış cevap..gözlemlenebilir delil diyor..hayal mahsulü demiyor.. işin gücün hayal üretmek..:clap2:
evrimin hayaller üzerine kurulduğu bu cümlenden bile belli..
madem bilimsel gerçek, niye sağlamlaşmasına ihtiyaç duyuyorsun..demekki gerçek değil..kesin değil..
dünyanın geoid şekli kesin..sağlamlaşmasına ihtiyaç duyulmuyor..
ama evrim hayal..
balinaların evrimi için 4 ara değil 400 ara fosil getirki bi inandırıclığı olsun..
sen kelaynakların da evrildiğini sanıyorsundur şimdi :glm soyları tükenmiş canlıları evrimleşmiş diye yutturmaya çalışıyorlar size..yutmuşsunuz afiyet olsun..



-cek cak larla kendinize hayali bir senaryo kurmuşsunuz..

evrim denen hayali mekanizma gerçek olsa heryerden arafosil fışkırması lazım..
darwin öyle diyor..darwine göre zaten evrim çoktan çöktü.
. :clap2:
Sen daha fosilin nasıl fosil olduğunu bile hiç duymamış görmemişsin :)
Sen her ölen beden fosil oluyor sanıyorsun sanırım, daha olayın giriş seviyesinde bile olmadığın burdan belli.
İstersen fosil ne demek, nasıl oluyor önce onu bi araştır,sonra fışkıracağına karar ver.

İşte o buldukları fosiller ne güzel kardeşim sana göre, mesela perde ayaklı bir ambfibi nedir, neden günümüzde o türlerin benzerleri yok cevapların koca bir bıdı bıdı.

Sen bebeğin yaratılışına da inanmıyorsun bence çünkü o bebek dediğin şey, bildiğin, mevyeden sebzeden etten alınan protein, vitaminle falan oluyor, bunu da tasarlayan Allah'tır Allah'ın bunları sebebe bağlaması gücüne gitmiyor da, insan türünü oluşturması mı gücüne gitti.

Sana göre ben Allah'ın yaratmasına dil uzatıyorum güya, eleştirin bu, halbuki tüm zerrenin, bir atomik parçanın dahi Allah'ın tasarımından geçtiğini, sahibinin Allah olduğuna inanıyorum ben.
Siz sadece bunun methodolojisini araştıran insanlara düşmansınız, hazımsızlığınız da söylediklerini kayıtsız Allah'ın sözü kabul ettiklerinizin bunları söylememiş olması, vay nasıl olur sen bizim atalarımızı yalanlarsın modundasınız.

Benim zerre kadar umurumda değil ne dedikleri, önümde kainat var Allah'ın yaratılmış kitabı, bir de elçisi var iletişim kurup bana bir metin duyurduğu ben ikisini de okuyup harmanlamak durumundayım. İkisi de Allah'ın kitabı birini aldım, kabul ettim diyip diğerine kulak tıkamakla, elinin tersitle itmekle oluyor mu?

Siz iterseniz itin, itmeyenlere Allah'a ve yaratışına derinden saygı besleyenlere çemkirmeyin, din sizin malınızmış gibi kalpazanlık yapmayın yeter.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Sen daha fosilin nasıl fosil olduğunu bile hiç duymamış görmemişsin :)
Sen her ölen beden fosil oluyor sanıyorsun sanırım, daha olayın giriş seviyesinde bile olmadığın burdan belli.
İstersen fosil ne demek, nasıl oluyor önce onu bi araştır,sonra fışkıracağına karar ver.

İşte o buldukları fosiller ne güzel kardeşim sana göre, mesela perde ayaklı bir ambfibi nedir, neden günümüzde o türlerin benzerleri yok cevapların koca bir bıdı bıdı.

Sen bebeğin yaratılışına da inanmıyorsun bence çünkü o bebek dediğin şey, bildiğin, mevyeden sebzeden etten alınan protein, vitaminle falan oluyor, bunu da tasarlayan Allah'tır Allah'ın bunları sebebe bağlaması gücüne gitmiyor da, insan türünü oluşturması mı gücüne gitti.

Sana göre ben Allah'ın yaratmasına dil uzatıyorum güya, eleştirin bu, halbuki tüm zerrenin, bir atomik parçanın dahi Allah'ın tasarımından geçtiğini, sahibinin Allah olduğuna inanıyorum ben.
Siz sadece bunun methodolojisini araştıran insanlara düşmansınız, hazımsızlığınız da söylediklerini kayıtsız Allah'ın sözü kabul ettiklerinizin bunları söylememiş olması, vay nasıl olur sen bizim atalarımızı yalanlarsın modundasınız.

Benim zerre kadar umurumda değil ne dedikleri, önümde kainat var Allah'ın yaratılmış kitabı, bir de elçisi var iletişim kurup bana bir metin duyurduğu ben ikisini de okuyup harmanlamak durumundayım. İkisi de Allah'ın kitabı birini aldım, kabul ettim diyip diğerine kulak tıkamakla, elinin tersitle itmekle oluyor mu?

Siz iterseniz itin, itmeyenlere Allah'a ve yaratışına derinden saygı besleyenlere çemkirmeyin, din sizin malınızmış gibi kalpazanlık yapmayın yeter.
darwin de bilememiş "fosiller fışkıracak" demiş tüh..tabi o tutmadı bunu verelim tarzında ne tutarsa ona göre söylem geliştir..hangisi işinize gelirse..
fosil olmayınca ne diyecek ateistler..aaa kaybolmuş ara fosiller..bizim takipçileri de onların izinden gidiyor..

sizin o hayal ettiğiniz uzuuuuun zaman içinde o canlılar evrilmedi sadece soyları tükendi..şu yüzyılda kelaynakların soylarının tükenmesi gibi..

ateistlerin izinden giderek kendi dininizi kırpa kırpa kuşa çeviriyorsunuz size göre Allah'ın bahsettiği Ademin çıkarıldığı cennet de yok..cennet de bu dünya..cenneti yaşayın
:clap2:
 
Katılım
15 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
48
Cevap veriyorum onların aaaa, ııı, oooo dediği soru şu?

-Türlerin değişimine örneğiniz var mı?

-Var buyrun efendim.

Balinanın önceki atalarına ilişkin 4 fosilde tamamıyla bulunmuş ve evrim ağacı kesintisiz, yukarıdaki videoyu izleme cesareti gösterir, ya da bilimsel bir balina evrimi makalesi okursan net olarak görebilirsin.
Ki ara fosiller bulundukça sağlamlaşıyor, mesela bu ara fosiller bizim teknolojimizle de doğru orantılı daha ilk balina atasına ilişkin fosil pakistanta 1980lerde bulunmuş daha bu kadar yeni bu bilgiler, ilerleyen on yıl, yüz yıllarda neler bulunacak göreceğiz.

Sizin gibiler tarihe engizisyoncular olarak geçecek, elinizden gelse bu adamları yargılar öldürürsünüz de işte, artık cürmünüz kadar yer yakarsınız...
dostum bunların hepsi bilimsel kandırmaca..benim evin tekir kedisinin 2 milyon yıl sonra fosilini bulsan ne derdin acaba?
işte kedilerinin ilk atası ,başta çok küçükmüşte sonradan aslan ve kaplana dönüşmüş.
 

Serkan333

Asistan
Katılım
15 Şub 2016
Mesajlar
223
Tepkime puanı
4
Puanları
0
hemşire naaptın tam ortalık sakindi ramazan sakin gececek derken

kurdun bombayı :p

millet haybeye birbirini yiyo :laugh:

arkadaşlar oruçlusunuz sakin iftardan sonra saldırıya geçin :D
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
darwin de bilememiş "fosiller fışkıracak" demiş tüh..tabi o tutmadı bunu verelim tarzında ne tutarsa ona göre söylem geliştir..hangisi işinize gelirse..
fosil olmayınca ne diyecek ateistler..aaa kaybolmuş ara fosiller..bizim takipçileri de onların izinden gidiyor..

sizin o hayal ettiğiniz uzuuuuun zaman içinde o canlılar evrilmedi sadece soyları tükendi..şu yüzyılda kelaynakların soylarının tükenmesi gibi..

ateistlerin izinden giderek kendi dininizi kırpa kırpa kuşa çeviriyorsunuz size göre Allah'ın bahsettiği Ademin çıkarıldığı cennet de yok..cennet de bu dünya..cenneti yaşayın
:clap2:


Sen hala şunu anlamadın sanırım bu teorinin adı Darwinizm değil, Evrim-Evolution teorisi.
Darwinin bıraktığı yerde olmadığı gibi, yanıldığı yerler olduğu da çoğu zaman söyleniyor.
DostunDostunun söylediği gibi bilim, işte bulduk tamam bitti değil, elimizdeki veri şuan bunu gösteriyorla ilgileniyor.
Fosil oluşumunun nasıl olduğuna baktın tabi kararın değişti biranda,olabilir ilk defa duyuyor olabilirsin.

Peki diğer arkadaşlara da sorayım,
şuanda gördüğünüz tüm türler ilk canlılıktan beri vardılar insan mı sonra cenneten indirildi?
Yani şuanki canlılık , şuan gördüğünüz haliyle, tüm türler dünyanın ilk oluşumundan beri varmıydı,
Allah hepsini ademi yarattığı gibi çamurdan yapıp ayrı ayrı üfledi mi?
Yoksa bir kısmı zaman içinde mi farklılaştılar?
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
hemşire naaptın tam ortalık sakindi ramazan sakin gececek derken

kurdun bombayı [emoji14]

millet haybeye birbirini yiyo [emoji23]

arkadaşlar oruçlusunuz sakin iftardan sonra saldırıya geçin :D
Kadınlar yine ortalığı karıştırdı, anladığım kadarıyla. [emoji14]
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Sen hala şunu anlamadın sanırım bu teorinin adı Darwinizm değil, Evrim-Evolution teorisi.
Darwinin bıraktığı yerde olmadığı gibi, yanıldığı yerler olduğu da çoğu zaman söyleniyor.
DostunDostunun söylediği gibi bilim, işte bulduk tamam bitti değil, elimizdeki veri şuan bunu gösteriyorla ilgileniyor.
Fosil oluşumunun nasıl olduğuna baktın tabi kararın değişti biranda,olabilir ilk defa duyuyor olabilirsin.

Peki diğer arkadaşlara da sorayım,
şuanda gördüğünüz tüm türler ilk canlılıktan beri vardılar insan mı sonra cenneten indirildi?
Yani şuanki canlılık , şuan gördüğünüz haliyle, tüm türler dünyanın ilk oluşumundan beri varmıydı,
Allah hepsini ademi yarattığı gibi çamurdan yapıp ayrı ayrı üfledi mi?
Yoksa bir kısmı zaman içinde mi farklılaştılar?

evrim teorisinin temellerini de darwin ortaya atmıştır..genel prensipleri hala darwin üzerinedir..bu konuda bilgi eksikliğin olduğu aşikar..
şu var, darwinin çıkmazları zaten ateistlerce savunulamayınca çökünce teoriyi ayakta tutmak için değişik hayali senaryolar üretilmeye başlandı..
kararın değişti derken hayal gördün heralde yine..hayalcilikten vazgeç..
20lik dişte afalladın yine afallıyorsun..
videoya cevap veriyorum dedim,onda da afalladın..bak cevap veremedin..

akademisyenlerle konuştuğumda hiçyoktan yapılan deneylerden felan bahsediyorlar,sen gibi iyice hayallere kaçmıyorlar..hoş o deneylerde de tür değişimi hiç olmadı..onlar da onu kabulleniyor ister istemez..

Bak Ademin cennetten çıkarılmasına da hiç değinememişsin..çünkü ne desen kendinle çelişeceksin..bunu sen de bal gibi biliyorsun..
:glm:glm
 

ŞAKİROĞLU

Asistan
Katılım
16 Nis 2013
Mesajlar
375
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
73
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.hikayeler.net
Hayır, kadınlar ortalığı karıştırmadı.


Arkadaşlar o kadar bilgi yüklü ki, bilgilerin boşalmasına bir soru yetti.


Boşalan bilgilerin, ''din bilimle çelişir mi'' sualinin cevabı safhasına henüz gelinemedi.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,155
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Sen hala şunu anlamadın sanırım bu teorinin adı Darwinizm değil, Evrim-Evolution teorisi.
Darwinin bıraktığı yerde olmadığı gibi, yanıldığı yerler olduğu da çoğu zaman söyleniyor.
DostunDostunun söylediği gibi bilim, işte bulduk tamam bitti değil, elimizdeki veri şuan bunu gösteriyorla ilgileniyor.
Fosil oluşumunun nasıl olduğuna baktın tabi kararın değişti biranda,olabilir ilk defa duyuyor olabilirsin.

Peki diğer arkadaşlara da sorayım,
şuanda gördüğünüz tüm türler ilk canlılıktan beri vardılar insan mı sonra cenneten indirildi?
Yani şuanki canlılık , şuan gördüğünüz haliyle, tüm türler dünyanın ilk oluşumundan beri varmıydı,
Allah hepsini ademi yarattığı gibi çamurdan yapıp ayrı ayrı üfledi mi?
Yoksa bir kısmı zaman içinde mi farklılaştılar?
Her biri levhi mahfuzdadir. Hakkın Nuru bu bilgileri açar sırası gelen evrende bir anda var olur ve nesli kendi kiyametlerine değin yaratılmaya devam. Süreç tamamladığında her şey tekrar dürülür. Öyle uzaktan sihirbaz gibi enerji ve müstakil madde varolmaz. Bunu iddia etmek Allaha haşa oğul ihsas etmek olur. Yakından da değildir ki bu da ilâhî tehallul anlamina gelir. Olan sadece Zat-ı zulcelalin kendi kudreti ve ilmi dahilindedir. Allah geniştir, hesabı hizlidir, kudret ve ilmi her şeyi kapsar, yerlerin ve göklerin Nurudur. Biz sadece bu havlin ve kuvvetin meydana getirdiği sonucuz, müstakil bir vücudumuz ve enerjimiz yoktur.

:::mobil ileti:::
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul

evrim teorisinin temellerini de darwin ortaya atmıştır..genel prensipleri hala darwin üzerinedir..bu konuda bilgi eksikliğin olduğu aşikar..
şu var, darwinin çıkmazları zaten ateistlerce savunulamayınca çökünce teoriyi ayakta tutmak için değişik hayali senaryolar üretilmeye başlandı..
kararın değişti derken hayal gördün heralde yine..hayalcilikten vazgeç..
20lik dişte afalladın yine afallıyorsun..
videoya cevap veriyorum dedim,onda da afalladın..bak cevap veremedin..

akademisyenlerle konuştuğumda hiçyoktan yapılan deneylerden felan bahsediyorlar,sen gibi iyice hayallere kaçmıyorlar..hoş o deneylerde de tür değişimi hiç olmadı..onlar da onu kabulleniyor ister istemez..

Bak Ademin cennetten çıkarılmasına da hiç değinememişsin..çünkü ne desen kendinle çelişeceksin..bunu sen de bal gibi biliyorsun..
:glm:glm

Darwin teorinin çıkış noktası olabilir, Darwin bir biyolog, kitabı da öyle hikaye kitabı falan değil, ağır akademik dille yazılmış biyoloji kitabı olduğunu söylüyor günümüz biyologları dahi.
Ama Darwin türlerin kökenini yazdığında yıl 1859... O zamanlar senin ülkenin okuma yazma oranın yüzde 1 falandı güzel kardeşim.
Darwin ve babası Erasmus ayrıca ateist falan değil dindar kimlikli ailelerden gelen insanlar kendileri de dindarlar, yaptıkları şey
napsak da bu din denen kavramı bitirsek değil, biyolog olması hasebi ile çıkmış dünyayı gezmiş, gözlem yapmış, bilgi toplamış,
aslında bir müslümanın yapması gerekeni,Kur'anın emrini yapmış, gezin dolaşın Allah'ın yaratıması nasılmış görün ayetini yerine getirmiş,akletmiş, bilim yapmış.

Tabi ki 1859 da ortaya atılan temel bir hipotez üzerinden geçen 160 yılda tabi ki türlü türlü gelişimler gösterecektir.
Her konu da olduğu gibi bu konuda bilim ve veri ile gelişiyor, fizik, optik, astronomi nasıl gelişiyorsa evrimsel biyoloji de gelişiyor.

20lik dişler de afallamak mı :D
Gerçekten rüya görüyorsun, cidden tek yaptın ağır demogoji.
Yaşam şartlarına göre 20 lik dişlerin kullanılamaz hale geldiğini söyleyen sensin, ben de aynını söylüyorum değien bir şey yok,
yaşam şartlarımız gereği çenemiz küçüldü bu dişler sığmıyor, adaptasyonun en bariz örneğidir bu boşu boşuna demogoji yapma, kendin de biliyorsun
yalanla dolanla laf çevirip çarpıtma. İnsanların tamamına yakınında bu diş çeneye sığmadığı için çarpık çıkıyor, diğer dişleri bozuyor hala yedek diş yalanını
ısrarla nasıl savunuyorsun hiç mi yüzün kızarmıyor senin yahu :D

Tamamen hayal üzerinde kurulu bir dünyan var, akademisyenlerle falan konuşuyormuş :D güldürme Allahını seversen,
bana dünya sıralamasında üniversite göster ki orda evrimsel biyoloji dersi olmasın,
tüm dnyanın referans aldığı Top Universites sıralamasındaki neredeyse tüm üniversitelerde Evrimsel Biyoloji bölümü var,
dersi değil bak fakülteleri ve bölümleri var, fakülteleri açık mı yeterince, akademisyenlerle konuşuyormuş :D
Kim bu akademisyenler Adnan Hoca'nın kedileriyle, kedi bakıcıları Dr Babuna falan mı :D
Gülünç oluyorsunu ya hu.

Videoya cevap veriyorum derken :D
Ne cevabı verdin göremedim, "he he onlar nesilleri tükenmiş hayvanlar onlar gardaş" diyince cevap mı vermiş oldun :D
Biyoloji uzmanısın yani sen, hangi hayvan hangi hayvanla ortak ata bağlantısı var hepsini çözdün, sana da bir fakülte açsınlar
söyleyelim bari, oturduğun masadan bunları hepsini sallayarak bilebildiğine göre sende baya iş var :D
Hala hayal diyorsun, yukarıda adamlar Balina Türünün tüm fosil kayıtlarını dökmüş, bağlantılarını bilimsel olarak açıklıyor,
bu işe 100 yılını vermiş fakültelerin referanslarını değil, senin bay personel müdürü arkadaşım, senin referansını mı dikkate alalım :D
Tür değişimi deneyi mi yapılmış, çok ilginç nerde yaptınız bunu, sizin köyün laboratuvarında mı :D Basit mi bu kadar tür değişimini gözlemlemek.
Milyon yıl diyoruz hu komşu, milyon yılda oluşan minicik fizyolojik değişimden bahsediyoruz, senin insan dediğin türü dünya yaşına göre göz açıp kapaması kadar bile değil,
neyi gözlemliyorsun ya hu :D

Günümüz türlerinin 5-10 milyon yıllık fosillerinden başka bilgi de kayıt da yoktur elinde,
nereden geldi bu canlılık dünya yaratılınca hepsi dünyada püff diye üflenerek mi yaratıldı :D
azıcık zeka ya, biraz düşün.
Halbuki dünyanın yaşı, milyar yıl, ilk canılıla ilişkin bulgular milyar, milyar bak milyar :D yıl öncesine
ilkel canlıların fosilleri ise 150 ila 500 milyon yıl öncesine kadar fosilleri ile kayıtlı, hani günümüz canlıların fosilleri,
senin deyiminle ara fosil dolu olması lazım diyorsun ya ,bilakis sana göre şuanki seviyelerinde canlılağa ait fosil fışkırması lazım, ama nerde , yok :D

Boşu boşuna uzatıp demogoji yapma, ben Allah'ın yaratışının tedrici olduğuna , tasarım dahilinde olduğuna inanıyorum,
sen püff diye üfledi oluverdi diyorsun, bugün gördüğümüz tüm türler bir anda yaratıldı, bir anda oluverdi diyorsun, bunu destekleyen hiç bir bulgu yok ortada,
benim söylediğimi destekleyen yüzlerce, binlerce bilimsel veri varken, senin sadece işkembeye dayalı, hayale dayalı fantazilerini mi referans alalım :D

Sen Demogoji yapma yeter çünkü inan hiç çekilmeyecek kadar sıkıcı bir insansın,
sıkıcılığın o boyuttaki insanları boş laflarla sıkıyorsun , insanlar senden sıkılıyor artık, bunalıyor,
bunun adını da "cevabb veremedi bagggg" diye pazarlıyorsun, azıcık sıkışında hemen, hakarete başlıyorsun, hadi oradan yahu,
kuruntularınla yaşamaya devam et, saygılı bir şekilde yazacağını yaz, alan alır, milete ahkam kesme, senin inancın seni benim ki beni bağlar.
Tıpkı bugün bir bebek gözümüzün önünde yediğimiz portakaldan, sebzeden meyveden aldığımız özle ana rahminde büyüyorsa,
canlılıkta böyle bir tasarım dahilinde gelişmiş ve günümüze gelmiştir, tasarımı ve canlılığın yayımı Allah'a aittir, zorunuza giden ne anlamadım.
Yediğin patatesten çocuk olduğuna inanıyorsun da , Allah'ın canlılığı bir dizayn ve kanun dahilinde yaydığı neden zorunda gidiyor,
neyin zoruna gittiğini ben çok iyi biliyorum da neyse :D
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,155
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Allahtan geldik ona dönecek hesap vereceğiz diyor din. Bilime göre evren nasıl oluştu belli değil ama insan maymundan geldi; Dinde insanın uydurmasıdır ve ötesi de yoktur demekte. Ben demiyorum dünyanın meşhur unv ve marx comte durkheim weber gibi sahte bilim peygamberleri diyor.

:::mobil ileti:::
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Din ile Bilim çelişir mi ?

Yada bu ikili arasında İlişki düzeyleri nasıldır...

BİRAZDAN BU İKİ SORUYA YANIT BULMAK isterim...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Allahtan geldik ona dönecek hesap vereceğiz diyor din. Bilime göre evren nasıl oluştu belli değil ama insan maymundan geldi; Dinde insanın uydurmasıdır ve ötesi de yoktur demekte. Ben demiyorum dünyanın meşhur unv ve marx comte durkheim weber gibi sahte bilim peygamberleri diyor.

:::mobil ileti:::
Güzel kardeşim insan maymundan gelmedi kimse böyle demiyor bu senin çıkarımın, bilakis "insan anılacak bir şey olmadan üzerinden uzuun bir zaman geçmedi mi" diyor yaratan, ben de aksini söylemiyorum.
Neden zorumuza gidiyor Allah'ın bizi dünya üzerinde yer alan maddeden tasarlayıp canlılığo yaydığı, sonuca bak, sen sorumlu bir kul musun, bilincin var mı, oldun mu sen ona bak.

Bu adamlar kseptik düşünce gereği ispatlanmamış açıklanamayan bir iddiaya ya henüz bilmiyoruz derler, yerine bir şeyler konulmuş ve yine ispatları yoksa uydurma derler, kendilerini bağlıyor. Çünkü geleneksel din açıklamaları doyurucu gelmiyor demekki bu şahıslara kendilerini bağlar bize ne ki bundan.
Ama bizim elimizde vahiy var, onların asla cevap bulamayacakları ilk yoktan var etme gücüne, enerjiye biz Allah'ın kudreti diyoruz, bu kadar incelikle tasarlanmış hâlâ binde birine bile ulaşılamamış beynin tasarımcısına biz Allah diyoruz, varsın kim ne derse desin, biz kendimizden sorumlu değil miyiz?
Şimdi siz her bilim adamının icadını kullanırken Allah'a inanıp inanmadığını mı sorgulayorsunuz, muhtemelen kullandığımız ilaçları yapan bilim adamlarının çoğu ateist, bu adamlar ateist diyip ilaçlarını ret mi ediyorsunuz, Bill Gates ateist diyip Microsoft kullanmıyor musunuz, Mr, röntgen, tomografi çektirmiyor musunuz, haberleşme aygıtlarını, interneti kullanmıyor musunuz? Bunlar da büyük çoğunluğu ateist insanlar, bu icatları, ilaçları vs kullanıyorsunuz da konu biyolojiye gelince neden tükaka bilim oluyor...

Bunlar da bilimsel bulgular, öyle demogokların hayal demesine bakmayın, açıp dünyanın itibar ettiği kaynaklardan okuyun, Adnan hoca style yalanlarla bu iş dönmüyor ki
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,155
Tepkime puanı
3,186
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Güzel kardeşim insan maymundan gelmedi kimse böyle demiyor bu senin çıkarımın, bilakis "insan anılacak bir şey olmadan üzerinden uzuun bir zaman geçmedi mi" diyor yaratan, ben de aksini söylemiyorum.
Neden zorumuza gidiyor Allah'ın bizi dünya üzerinde yer alan maddeden tasarlayıp canlılığo yaydığı, sonuca bak, sen sorumlu bir kul musun, bilincin var mı, oldun mu sen ona bak.

Bu adamlar kseptik düşünce gereği ispatlanmamış açıklanamayan bir iddiaya ya henüz bilmiyoruz derler, yerine bir şeyler konulmuş ve yine ispatları yoksa uydurma derler, kendilerini bağlıyor. Çünkü geleneksel din açıklamaları doyurucu gelmiyor demekki bu şahıslara kendilerini bağlar bize ne ki bundan.
Ama bizim elimizde vahiy var, onların asla cevap bulamayacakları ilk yoktan var etme gücüne, enerjiye biz Allah'ın kudreti diyoruz, bu kadar incelikle tasarlanmış hâlâ binde birine bile ulaşılamamış beynin tasarımcısına biz Allah diyoruz, varsın kim ne derse desin, biz kendimizden sorumlu değil miyiz?
Şimdi siz her bilim adamının icadını kullanırken Allah'a inanıp inanmadığını mı sorgulayorsunuz, muhtemelen kullandığımız ilaçları yapan bilim adamlarının çoğu ateist, bu adamlar ateist diyip ilaçlarını ret mi ediyorsunuz, Bill Gates ateist diyip Microsoft kullanmıyor musunuz, Mr, röntgen, tomografi çektirmiyor musunuz, haberleşme aygıtlarını, interneti kullanmıyor musunuz? Bunlar da büyük çoğunluğu ateist insanlar, bu icatları, ilaçları vs kullanıyorsunuz da konu biyolojiye gelince neden tükaka bilim oluyor...

Bunlar da bilimsel bulgular, öyle demogokların hayal demesine bakmayın, açıp dünyanın itibar ettiği kaynaklardan okuyun, Adnan hoca style yalanlarla bu iş dönmüyor ki
Demokrasiyle şeriat katledildi
Bilimle akide katlediliyor

Mesele bilim değil sen hala anlamadın mı

Yoksa bilim teknik müminin yitik malidir
Nerde bulsa alır

Teknik alalım ama "din uydurulan bir uyuşturucudur" dayatmasına eyvallah diyemem

Din yegane kurtuluştur
Microsoftsuz yaşarım olsun
Ama dinsiz yaşayamam, Allah korusun



:::mobil ileti:::
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
PART 1

Din ve bilim çelişir mi?

Öncelikle bu ve buna benzer sorulara YANIT lar bulabilmek için düşünce darcığımızı çok GENİŞ tutup değerlendirmek gerekir fakat öncesinde Dünya tarihi var olduğundan beri yani ilk oluşturulduğu andan beri oluşan DİN kavramını bilebilmek en azından ALGIMIZDA anlayabilmek gerekir....


Dünyada ki DİN kavramı nedir...?

İnsan Dünya yeryüzeyine ilk gönderildiğinde yapmış olduğu hatanın bedelini ALIN TERİ dökmek üzere dünyada ceza çekme adıyla tekrar bir şans elde ederek gönderildi...

Bu şans aslında yeni bir doğuşun ve yeni bir yükselişin adıydı....

Çünkü ilk insanlar ceza almasaydı yada hata yapmasalardı bizler bütün olan insanlar yaratıcının esas hakimiyetini gücünü ve kudretini yaratılmış olmadığımız için bilemeyecektik....

Bazen hatalar beraberinde hayırları getirirmiş derler ilk hata aslında bir çok insan neslinin var olmasını yükselişe geçmeye çalışmasına ön ayak olmuştur ta bi işin esasını yüce yaratan yani ALLAH daha iyi bilir...

İlk insanlar olan HZ ADEM ve HZ HAVVA aslında cennet hayatında çok mutlu ve yaratılmışlar arasında oldukça seçkin konumdaydılar bu konum daha önce yaratılmış olanlar tarafından ATEŞ ten oluşturulan tarafından kıskanılır hale gelir olmuştu çünkü insan içi balcık bir çamurdan oluşturulmuş ve şekil verilmişti ama ATEŞ ten oluşturulanlar ise ayr bir meziyete sahipti...

İnsanın ayrı bir meziyeti yoktu ama özenli bir tasarım süreci vardı İnsan kabiliyetli yeteneklere yada güçlere sahip değildi ama AKIL denilen çok büyük nimete sahipti...ATEŞ ten oluşturulanın şekil ve şiması insan kadar dışsal güzellik anlamında nasıl desek pek etkin değildi ama insana nazaran daha geniş yeteneklere sahipti özellikle şekil alabilme ve dünyada hal vaziyete girebilmeye dönük haz nitelikler diyebiliriz...

İnsan için secde emri verildiğinde ilk KİBRİN oluşması doğaldı çünkü öncekiler insan gelmeden yada oluşturulmadan evvel üstün konumdaydılar fakat insan daha özenli oluşturulunca esasen her önce yaratılmış secde ederken sadece ATEŞ ten oluşturulan bir kısım bu konuda karşı bir duruş sergiledi. ve sonrasında yaşanılan süreçler...

Aslında oluşturulan yüce yaratıcının sunduğu herşey önceden biliniyor olması ve buna dönük her kurgunun özenli oluşturulmasıydı esası yalnızca kendisi bilir çünkü bizim akıl yapımız belli yere kadar işler ötesini zorlayabilmemiz çok zor...

Bu konuda insan bir çok şeyi söyleyebilir...

Misal madem herşey önceden biliniyor neden biz oluşturulduk diye tipik sürekli sorulan soru olabilir..

Esasen ALLAH katında herşey olduğunca biliniyor olması bizim herşeyi biliyor anlamına gelmez...Bizler burada kaderimize gelecek Ahiret hayatımıza dair iki seçenek arasında ALIN TERİ dökmek üzere bırakıldık....

Burada Dünyada Yaşam adına iki seçeneğimiz olacak...

1-ya iyi olacağız ve bunun için çaba verip ahiret cennet hayatını kazanacağız
2-ya da Kötü olup dünyada fenalıklar çıkartıp ahiret hayatını cehennem üzere kaybedeceğiz..

Burada görüyoruz ki...

iki oluşturulmuş geleceğimiz adına sunulan farklı birer Ahiret yaşam hayatı seçeneklerimiz var....

İnsan genelde gördüğü şeye dokunduğu ve hissettiği şeylere inanır ve inanmak ister...

Fakat geçmişte insanlara bir çok mucize gösterilmesine rağmen malesef gören göz dokunan el ve hisseden bir kalp olmasına rağmen misal vermek gerekirse HZ İSA nın havarilerinin sayısının devamında inananlarının sayısının ne kadar az olduğunu görebildiğimizde anlayabiliyoruz ki bizler burada insanlık olarak görsekte inansakta aslında bildiğimizin dışında olmuyoruz...

Aslında bu bildiğimiz İNANDIĞIMIZ değerlerdir...

Yani insan hayatı boyunca gelişim aşaması süresi boyunca neye inanırsa bu inandığı doğruları değiştirebilmeniz çok zor....ancak bazen öyle insanlar olur ki taştan bir duvar kale şeklinde kalpleri ve hayat öğretileri vardır ama bir bakmışsın o insan öyle bir değişir ki hayatında öyle bir güzelliği farkeder ki bazen öyle bir insan aradığı meyva dalını sunar ki o taş kalbi bir anda en değerli PIRLANTA oluverir...

O halde şunu unutmamak gerekir...

HZ İSA nın yanında o kadar süre almış ve bir çok mucizeleri görüp hissetmiş olan iskarniyot belli zaman sonra HZ İSA yı ihbarlayan gambazlayan ele veren olmuştur oysa ki HZ İSA çok önceden uyarılmış olup iskarniyot tan ayrılması söylensede HZ İSA belki düzelir diyerekten kendisine fazla şans vermiştir aslında bu bir kaderdir seçim yapmıştı ve iskarniyot a inanmak istemiştir....

Öncesinde gökten bir yemek ikram edildiğinde içinizde öyle biri var ki o ne yaparsa yapsın size inanmayacaktır ve onun yolu sizle birlikte değildir denmiştir...Bu konuda HZ İSA farkındaydı ve haberdar edilmişti ama beraber çıkılan yolda geride insan bırakılmaması gerekiyordu çünkü Peygamberler büyük çile insanlarıdır ve yoldaşlarını geride bırakmazlar...

HZ MUSA olayında MUSA dağa çıkıp ALLAH ile AHİT almaya giderken aslında geride SAMİRİ nin huysuzluklarını ve aşırı dünya yada dünyevi isteklerini biliyordu fakat bu konuda kardeşine güvenip Halkını ona emanet etmişti...

10 AHİT i alıp geri döndüğünde SAMİRİ nin bölgede ayin yapan insanları görüp onlardan daha güzel ALTIN BİR BUZAĞI yapması devamında ise altından ATEŞ vererek bu buzağın böğürmesi o önceden FİRAVUN zamanında yaşadıkları öğretileri bırakamamış olduklarını gördüklerinde aslında yoldaşların içerisinde her daim bir ateş olduğunu bilmekteydi...

HZ MUHAMMED S.A.V döneminde dahi en yakın tarafından tanınmasına ve bilinmesine rağmen amcası tarafından dünyevilik istek ve kayıplar adına dışlanması hor görülmesi ve kötülüklere mağruz kalmasıda aslında dünyevi hayatın insanlara verdiği ihtişam bolluk ve güç aşkına değerleri görememeside aslında bugünlerin insanlarını hiç şaşırtmaması gerekir...

Bugünlerin dünyasında bir çok şeyi geçmiş insanlara yada insanlıklara rağmen çok daha iyi görebiliyoruz çok daha iyi teknolojik aletler kullanabildiğimiz gibi daha iyi teknolojilerde AKIL ve DÜŞÜNCE vasıtasıyla üretebiliyoruz...

Fakat üretmek ve sunumlamak sizi doğruya götürebilir demek değildir...Üretim ve sunumlama dünya var olduğundan beri her daim vardı gerek peygamberler zamanında gereksede evliye ve veli zatlar döneminde...

Evet bazı şartlarda teknolojik gelişimler bu zaman ki gibi değildi...Doğrudur bu konuda herkese hak verilebilir...

AMA unutmayalım ki....

Şu zamanda gördüklerimiz çok ileri ki zamanda göreceklerimizden çok daha geride olacağız....

Yani bugün herşey çok harika gibi durur aslında bu zamanların insanları için gerçekten de oldukça harika fakat gelecek dönemlerde öyle zamanlar öyle teknolojik gelişimler düzeyler olacak ki bizler sanki 2016 yıllarında olduğumuz değil sanki kendimizi 1900 lü yıllarda gibi göreceğiz....

Aradan kaç küsür yıl geçmiş kadar değişmiş bir gelecek zamanların teknolojik gelişimleri olacak...

1679 – 1681 yılları arasında Pekin’de Cizvit misyoner Ferdinand Verbiest tarafından Çin imparatoru için bir oyuncak olarak yapılan küçük buharlı araçtır1900 lü yılları kıyasladığımızda ilk araç üretimi motorsuz olan buharlı üretilen araçtır

Sonrasında ise

1880—amerika’da george brayton benzin yakıtlı motor yaptı.

1885—benzinle çalışan içten yanmalı motora sahip ilk otomobil alman mühendis carl friedrich benz tarafından yapıldı.


karl friedrich benz ilk arabayı yaptıktan sonra Seri üretime 1888 yılında almanya mannheim’da başladı.


Anlaşılan o ki zamanın ilk gelişim süreci 1890 yılına denk gelmekte ki o ilk araçların gelişim evresi insanları hayvan bineklerden kurtardığı gibi çok uzun süreler yol katetmektende zaman kaybından da enerji gücünün kayıplarından da insanlığa yeni farklı bir teknolojik üretimler ile katkılar sağladılar...

Bu katkıların büyüme süreçleri ve dönemin yüzyıl gelişim süreçleri tam anlamıyla 1900 lü yıllara denk geldiğini söyleyebiliriz işte 1900 lü yıllardan bu yana olan 2016 lı yıllar arasında ne kadar büyük bir gelişim ivmesi olmuş değil mi??

Yani bugünlerin insanları o zamanların araçlarını ancak koleksiyonerlerde yada müzelerde bulabilir yada görebilirler ama yüksek geliriniz yoksa bu araçlara sahip olabilmeniz neredeyse imkansız ki zaten günümüzde bu tarz teknolojiyi isteyen insandan haz dışında pek istemez çünkü o zamanın konforu ve süreci zorluymuş ama dönemin İNANILMAZ MUHTEŞEM GELİŞİM ÇAĞI SÜREÇLERİY miş....o zamanlarda harikaymış...

Fakat bizler bu zamanın İNSAN ları olarak o zamanları görüp yaşamadığımız için bu zamanlarda bize yada biz insanlığa İLKEL ama hoş ve gelişim adına güzel gözükmekte yoksa genel manada İLK KURMALI yani KURARAK çalışan arabayı FORD üretti diye biliyorum onu kimse kullanmak bu zamanda istemez...

OTOMOBİLİN önünde yada gerisinde KURMA kolu var kuruyorsunuz belli mesafe kadar sizi götürebiliyor sonrasında ise araçtan inip yeniden kuruyorsunuz bu zamandan bakınca oldukça zahmetli ve meşakatli ama o süreçte yanılmıyorsam benzin yoktu bir dönem çin de yukarıda verdiğimiz bilgide de gördük buharlı otomobil kullanılmış...

Büyük ihtimal kanımca ve zannımca Buharlı Tren Teknolojisinden esinlenerek oluşturulmuş olmasıdır diye düşünüyorum çünkü o zamanlarda kömür yakıtıyla Buhar vasıtasıyla TREN kullanımı yaygındı diye düşünüyorum...

Esinlenme bir yerlerden insan zihnine aklına gelir...ki ben buna olaganüstü HAYAL KURMA GÜCÜ diye tanımlıyorum....

HAYAL GÜCÜ o kadar tuhaftır ki ....eğer olumlu kullanabilir ve HAYAL GÜCÜNÜZÜ GENİŞ tutabilirseniz oluşturamayacağınız Yeni Nesil Teknolojiler yoktur diyebilirim..

Şu dünyada istediğiniz tüm konforu HAYAL GÜCÜ ile üretebilirsiniz fakat size inanan ve değer verip sahip çıkacak kadar şansınız varsa ta bi...

Albert_Einstein.jpg

Albert Einstein (1879 -1955)


Albert Einstein, Güney Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi olan babası başarılı bir iş adamı değildi. Annesinin dünyası müzikti; özellikle Beethoven'in piyano parçalarını çalmak en büyük tutkusuydu. Aile Musevî kökenliydi, ama dinsel bağnazlıktan uzak, açık görüşlü, kültürel etkinliklerle zengin bir yaşam içindeydi. Ne var ki, çocuğun ilk yıllardaki gelişmesi kaygı vericiydi. Özellikle konuşmadaki gecikmesi aileyi telaşa düşürmüştü.

Albert, içine kapanıktı; çocukların arasına katılmaktan, oyun oynamaktan hoşlanmıyordu. Okulu sıkıcı buluyor, ezbere dayanan eğitim disiplinine katlanamıyordu. "Gimnazyum"da geçen orta öğrenimi mutsuz ve başarısızdı. Mühendis amcasının özel ilgisi olmasaydı, belki de öğrenimden tümüyle kopacaktı. Amca, yeğene cebir ve geometriyi sevdirdi. Geometri özellikle Albert'i bir tür büyülemişti.

Einstein, yıllar sonra amcasına borcunu şöyle dile getirir: "Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşımda iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşımda iken tanıştığım Öklit geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne girmeyen bir kimsenin ilerdi kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!"

1900 lü yıllarda atılım yapmaya başlayan ve tam o sıralara denk gelen otomotıv motorlu sektörünün gelişmeside sizce birer tesadüf mü yoksa gelişim dönemlerinde her birinin olması gerektiği süreçlerde olduğumudur ?? bu soruya sizler yanıt arayın istiyorum..

Çünkü dünya gelişim tarihi tesadüfleri sevmez tam aksine Dünya gelişim süreçlerinde insanların olması gereken kişiyi olması gerektiği zamanda hayatta tanımlamalar yapar esasen Albert Eınstein
Albert Einstein 1900 yılında okuldan mezun oldu ama üniversitede asistan olarak kalamadı. Profesörlerini derslere kendi yöntemleriyle çalışması ve derslere katılmaması, başına buyruk tavırlar takınmış olması ile kızdırmıştı. Başka üniversitelere de başvurdu ama istediği sonuca ulaşamadı. İki yıl öğretmenlik türünde bir iş aradı ama bulamadı.

Sonunda bir tanıdık vasıtası ile Bern Patent Ofisi’nde asistan müfettiş olarak iş buldu.(Bu kendisinin zaman içerisinde verilmiş en büyük fırsatıydı ya tanıdık vasıtasıyla buraya işe alınmasaydı o zaman bir ALBERT olabilirmiydi ?? O zaman FİZİK kanunlarıda bu zamana ışık olabilirmiydi acaba? bilinmez ama bilinen birşey var zaman ve süreç yaratıcının istediği şekilde olması gerektiği vakitte ilerler..1900 lü yıllardan sonraki gelişim süreçlerinde neler olmuş iyice bakın okuyun araştırın isterim yani neden ben sadece 1900 lü yıllara çok kez vurgu yapıyorum bunu düşünmenizi sizlerden fazlasıyla istemekteyim ama sadece düşünmeniz yetmez araştırmalısınız okumalısınızda) yada Burada elektromanyetik cihazları incelerken ışığın doğası ve uzay-zaman ilişkisi gibi konularda yaratıcı sonuçlara varmıştı.

Bu süreçlerden sonra bir çok süreç BİLİM ve İNSANLIK tarihi adına ilerlemeler oldu...

Devamını Yazıyorum..
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
PART 2

Dünyada yukarıdakilerine benzer bir çok şey oldu ve Dünya daim olduğu sürece mutlaka birileri öncü olup olmaya devam edecek...ta ki ne zaman Dünya hayatı tıpkı bir gün İNSAN hayatı gibi SON bulur ve yaşam yok olur işte burada olan herşey zamanın birinde yok olup gidecek...

Yani tıpkı zamanında 1900 lü yıllardan sonra ALBERT EINSTEIN nın FİZİK adına görelilik kanununa göre söylediği üzere yani bir gün mutlaka herşey görecelidir yani bugün DÜnyada oluşturup İNŞAA ettiğimiz herşey yarın bir gün DÜNYA SON bulduğunda yani EBEDİ OLARAK SONSUZ olarak YOKLUĞA MAHKUM olduğunda Aslında UZAYIN da sonsuz olacağı ama bir noktadan başlayıp diğer noktasının sürekli genişlediği için bitmediğini sonsuz olacağını göreceğiz...

Buradaki beden aslında göreceli bizim gördüğümüz boyutun sadece 3 boyutlu hali oysa ki EVREN ve KAİNAT aslında 3 boyutlu değil 4 boyutludur fakat bizler sadece Algımızda izin verilen kadar göreceli bakıp görebildiğimiz yetilere sahip olduğumuz için boyutlardan 1 tanesini göremiyoruz çünkü görmemiz yüce yaratan tarafından istenilmemiştir...

4 boyutlu yaratılmış kainatta yada esasını bilemediğimiz gerçeği sadece ALLAH bilen bir Düzen ve Sistematik Şema dairesi içerisinde HALKA KÜMELERİ halinde yaşadığımız şu evren ve düzen içerisinde bir gün beden olarak zaman vakit geldiğinde buradan komple İNSANLIK olarak ayrılacağız...

Yokluk kavramını VARLIK kavramıyla sizlere kısaca AÇIKLAMA yapmak isterim Çünkü YÜCE YARATICIYI VE VARLIĞINI tanımlayabilmemiz için bu YOKLUK ve VARLIK kavramlarını iyi bilebilmek gerekir....Bunu bilmeden ne BİLİMİ anlayabiliriz Nede DİN i yorumlayabilir yada AÇIKLAYABİLİR yada İZAH edebiliriz..

Eğer konuya HAKİM olamazsak Konuyu AYRIŞTIRIP DÜZENE Getiremeyiz....Sapaklı ve sürekli VİRAJLI bir yolda ilerlemek hem sizi sıkar hemde sizi okuyanları...

O yüzden Bir YOL olmalı ve bu yol En iyi şekilde İZAH edilebilmelidir...Çünkü YARATICININ SAHİBİ KAİNATIN VE TÜM HERŞEYİN HAKİMİ en güzeli ve en doğru olacak şekilde anlatılmayı hakeder...

Bir yol anlatılır ama her zaman her kalp e ulaşmayabilir ama bildiğimiz birşey var her kalpe uşasıya kadar yılmadan usanmadan ALLAH için anlatacaksınız ama özenle güzel ve düzenle...

Bazen öyle kalpler vardır ki söylediklerin bir uçtan girer diğer uçtan çıkar çünkü bu kap içerisinde SİYAH bir PIHTI oluşmuştur bu PIHTI insan için çok tehlikeli ve onarılması temizlenmesi gerekendir yoksa KALPLER de her çeşit CİNSİ gezer insanın bu konuda dikkat etmesi çok önemli....

VARLIK VE YOKLUK nedir ?? Örnekleyerek gidelim...

Sizler dünyaya gelmediğinizde yani anne ve babanız birleşmeden evvel yada sevgili yada aşık olmadan evvel sizler yokluk alemindeydiniz yani göreceli olarak yoktunuz ama bir gün mutlaka olacaktınız ama o an birleşim sürecine kadar göreceli yoktunuz bu bir kanundur ne zaman çarpanlar bir araya geldi yani anne ve baba bir araya geldi ve oluşum için size meyva oluşturdu işte sizde o zaman bir KUVVET doğdu ve ortaya bir SONSUZDAN var olan ama yine sonsuza gidecek olan SİZ dünyaya geldiniz...

Bu bir DÜnya zincir halkasıdır bu halkada herşey olabilirdi yani A şehrinden çıkan biri B şehrine ulaşamadan hayata veda edebilirdi....yada A dan çıkan K ya kadar ulaşıp yine L de bitebilirdi yada gerilerde bitenlerde oldu...

Bu bir zaman sürecidir bu bir görecelidir varlığınız daimliğiniz nefes alışınız hayat değerleriniz sadece göreceli süreçler içerisindedir..yani zaman içerisinde herşey olabilir....


Yokluk ve Varlığa şunuda örnekleyebiliriz...

Zaman içerisinde yokluk içerisindeydiniz ama zaman pusulası size göreceliydi yani bir gün zaman ve kuvvet çarpanları bir araya geldiğinde ortaya bir İVME çıkaracaktı ve bu ivme size göreceli de olsa bir KAZANIM oluşturacaktı ve sizlerde Yokluktan ZENGİNLİĞE sahip olacaktınız...

Hayat evren kainat hepsi aslında YOKTAN olup VAR edilenlerdi...

Sizler nasıl dünyaya gelmeden evvel YOKTUYSANIZ ve HABERİNİZ hiçbirşeyde YOKSA....VARKEN de Nasıl VARLIĞINIZI ve VAR olduğunuzu bilebiliyorsanız...

Emin olun görmediğiniz ama göremeyi arzuladığınız o yüce hakim ve tüm gücün sahibi tek olan ALLAH ta kesinlikle var demiyorum TRİLYON KARE ÇARPAN kadar MUTLAKa var Diyebiliyorum...

Çünkü biliyoruz ki...

Ben önceden yoktum ama şimdi varım sizlerde önceden yoktunuz ama yazıları okuduysanız şimdi var olduğunuzu bilebilmeniz gerekir...

VARLIK VE YOKLUK ikisi tezat yani ters kavramlar gibidir ama ikiside sizlerin TIPKI BİLİMDE yaptığı gelişim süreçleri gibidir...

Yokken BİLİM yoktu ama SİZLER VARKEN BİLİM VAR OLMAYA başladı çünkü İNSAN AKIL VE DÜŞÜNCE olarak üstün Yaratıldı...

Sizler doğduğunuzda gelişim sağlarken bir çok zorlukla karşılaşacaksınız ama aranızdan öyle insanlar çıkacak ki geçmişi neydi geleceği ne oldu denilecek cinsten....

Yani bizler 10 yıl sonra ne olacağımızı Dünyadayken bilemeyiz...kaldı ki 1 gün sonraki nefes sürecimizi yada 1 saat sonraki nefes sürecimizi bilemeyiz...

Çünkü bizler dünyada göreceli yaşıyoruz yani 1 saniye sonraki akışta neler olabileceğini bilemeyiz...

Evrende öyledir..ucu bucağı sonu yada başlangıç noktası belli değildir. ama uzayda bir yere nokta verip o noktayı denk gelecek şekilde bükersek aslında herşeyin tek bir dairede yani tek bir noktada buluştuğunu görebiliriz ama görmek için okumak araştırmak analiz etmez akıl etmek çok önemli..

Bu hepimiz yani her insan için gerekli konular....DÜnya boyutunun 4 boyutlu olduğu söylenildiğinde aslında 3 boyutu algıladığımız için hayır denilir oysaki unutlan bir boyut daha var oda 4 boyut....

Bu boyut akışına tam örnek olabilir mi bilemem ama güneşteyken sizin gölgenizin yere düşmesi aslında perspektifiniz göremediğiniz ama ışık ve karanlık ile görülemeyeni açığa çıkarmak diyebiliriz....

Gece karanlıkta gölgenizi göremezsiniz ama güneşli bir havada ışık ile gölgenizi görebilirsiniz...bu gölgede oluşturulan herşeyde görülebiliyor...

Demek ki...


Ruh ta yaşamda görülemeyen ve algıda zorluk çekilen ama IŞIK ile baktığımızda Aslında RUH görülebilen ve hissedilebilen olabiliyor...

O yüzden BİLİM dinden bir çok şey öğrenmiştir..ANCAK DİN öğrenen değil ÖĞRETENDİR diyebiliriz...

Yani YÜCE ALLAH katında gelen DİN üzere oluşturulan her kelam ASLINDA bu zamanların oluşturulacak BİLİMLERİNE zemin hazırlıyor olmasıydı...

DİN BİLİMİ mutlaka vardır ama DİNİ bozmak için değil Din lerden gelen AKIŞLARI bilime çevirip İNSANLIĞA yararlı ve faydalı bilgiler sunmak için diyebiliriz...

BİLİM DİN VAR OLDUĞU SÜRECE HER DAİM OLUR EĞER İNANAN İNSAN AZALIRSA DİNDEN GELMEYEN HER BİLİM İNSANLIĞA FAYDALAR DEĞİL AKSİNE ZARARLI BİLİM ÜRETİMLERİ olur...

Çünkü SAĞLIKLI BİREY VE TOPLUMLAR için DİNİN YERİ ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR...

SAĞLIKSIZ yetişen bireyler ve toplumlar hem ahlaksız hem kötü hem aşırıcı hemde bozguncu olurlar ve bu tarz insan toplulukları zamanla SAVAŞ lara yol açarlar ve bu tarz insanların açtıkları zararlarda ancak DİN olmadan TAMİR edilemez...

DİN olmazsa İNSANLIK ta olmaz...

Çünkü YÜCE YARATICI VAR OLDUĞU SÜRECE İSMİ VAR EDİLDİĞİ SÜRECE İNSANLIK HUZUR bulur YÜCE YARATICI UNUTULDUĞU VE İSMİ ANILMADIĞI VAKİT İNSANLIĞIN KIYAMETİ BAŞLIYOR VE GELİYOR DEMEKTİR...

ALLAH o günün kötü şartlarında biz İNSANLIĞI korusun inşallah..

Umarım faydalı ve güzel bir akış süreci olabilmiştir inşallah diyelim..Hayırlısı..

Yüce ALLAH a herşey için ÇOK ŞÜKÜRLER olsun....VARLIĞIYLA GÜZELLİĞİYLE ŞÜKÜRLER OLSUN...

Böyle.
 
Üst