Din konusunda sorunun kökü

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Şunu kesin bir dille söylemek gerekiyor. Türkiye'de İslam olarak yansıtılan; ama Anadolu'da yaşam bulmamış ne varsa, hep problemli olmuştur.

İnkar ededursunlar; ama şu millete dayatılan İslam portresinin insanlığa büyük zararı olacağından hiç şüphem yok.

Son 40 yıldır tırmanan terör ve anlayışsızlığın mimarı, İslam sıfatlı, İslam dışı ithal fikirlerden beslenen anlayıştır.

Anadolu insanı kadar İslamı net anlamış ve özümlemiş başka bir toplum bulma ihtimali yoktur.

Hoca Ahmed Yesevi, Taptuk Emre, Edebali, Mevlana Celaleddin, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi erenlerin mayaladığı Anadolu toprakları, İslamın en doğru yaşanıldığı zamanlara şahit olmuştur. Vesileleri ile, bu milletin iman, DNA'sına işlemiştir. Öyleki sarhoş narası atarken bile ' Allah ' der. Ama o sarhoş haliyle bile, yaratıcısını reddetmez. Kendisi saflığından! küfreder, başkasına küfrettirmez.

Günahı da bilir, sevabı da. Halt yapmayı ve özür dilemeyi de!

İstisnaları ayrı tutmakla beraber, Anadolu insanı, İslamı hayatının neresine koymasını gerektiğini her zaman bilmiştir. O, reel hayatında herşeyi dengelemiştir. İslamı Anadolu'lu gibi yaşamak tek çaredir.

Bizi bozuyor dış kökenli İslam anlayışları

Şer düşünce sahipleri maalesef, İslam'ı çaptan düşürmenin çaresinin, Anadolu'yu bozmakla mümkün olduğunu anlamışlar ve ihanet etmişlerdir, hem kendi halklarına, hem de İslam'a!

Bunun önüne sed çekmek gerekiyor. Kim çekerse artık. Yoksa çekilmez bir hale gelecek işler.

Memleketimin önünü, mazisinin doğrularına sahip çıkmaktan başka hiçbir şeyin açamayacağını biliyorum.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Bizim sorunumuz nedir? Bence bizim toplumumuzun hemen herşeye araştırmadan çabucak inanmasidir. Eskiden biz çocukken de köyümüzde kasabamizda herkes müslüman pek çoğu 5 vakit namaz kılan ama herkese karşı hoşgörülü insanlardı. Sonra gençlerimiz dışarıya üniversiteye liseye yatılı okula vs gittikçe orada karşılaştıkları vahhabi akımlara hemen inanıp gelip köyünde kentinde herkesi tekfir eden nefret dolu kişiler oldular. Bunun nedeni hemen her anlatılana inanmamizdir. Fetode de böyle olmuştur suleymancilardada her fraksiyondada böyle olmuştur. Gidenler her duyduğuna inanıp herkesi kötü gayri müslim bir kendini doğru yolda bilip gelmiştir. Bakınız millet olarak sağcı solcu hepimiz dış etkiye yönlendirmeye galeyana cok kolay gelen bir milletiz. Hala daha laikimizde antilaikmizde atatürkle ilgili canımız neye inanmak istiyorsa hangi masal daha hoşumuza gidiyorsa ona inanmaya meyilliyiz. Aşamiyoruz malesef. Sahte laikler kendi dinsizliklerine kılıf olarak ateist atatürk masalının arkasına saklanıyor. Dindarimizda vahhabi zihniyetin kendisine ingiliz şiringasiyla zerk ettiği dinsiz atatürk masalını seviyor. Oysa adam dinsiz olsa meal ve tefsir hizmetiyle neden uğraşsın. Bu kadar net. Zaten o dönemki bir kısım nakşi gruplar hariç kadiri rufai mevlevi bektaşi melami celveti uşşaki tüm tarikat mensuplarının atatürkü sevdiğini görürsünüz. Araştırması bedava.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Peki bizim insanımız din deyince neden kendisine anlatılana inaniyor Ve neden bu yalanlara sımsıkı sarılıp bırakamıyor. Burda devreye kendisine anlatılana veya okutulana inanmadığı sorguladığı vakit dinden çıkarsın kafir olursun cehenneme gidersin korku ve tekfirciligi giriyor. Bu nedenle kişi sorgulamiyor. Neyi sorgulamıyor? Kendisine din diye anlatılanı, din alimi hoca şeyh vs diye gösterileni, yazarının ünvanı prof. Molla vs ne olursa olsun, din kitabı diye okutulan kitabı sorgulamıyor. Bunları olurda azıcık akıllı biri sorgulamaya kalkarsa tekfir cehennemlik dinden çıkma vs bir sürü farklı sopa gösteriliyor. Bu durum düzgün dunyalik peşinde koşmayan tarikatlar haricinde, menfaatperest çıkarcı bütün cemaat tarikat vakıf dernek vs hepsindede böyledir. Şu forumda bile tekfir bu durumlara kadar varmış durumda.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars

Sorgu nerede yapılır ? Kimse Kitap nedir bilmiyor ki!! nasıl sorgu yapsın?
Kimse gerçeğin peşinde değil ki şöyle bir çevrene bak herkes yaşamın peşinde geçici dünya hevesinin peşinde bu kafa ile neyi sorgulayacak artık sarhoş olmuş.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
sorunun kökünü değilde meyvasını bulduk.

sn.mehmet efendinin düşünce yapısı.
 

ŞAKİROĞLU

Asistan
Katılım
16 Nis 2013
Mesajlar
375
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
73
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.hikayeler.net
Din konusunda sorunun kökü...


Demek ki konu din olunca sorun çıkıyor. zebih Arkadaş, o sorunu değil de o sorunun kökünü konu ediyor.


Diyor ki zebih Arkadaş; ''Bizi bozuyor dış kökenli İslam anlayışları''


Bozulmuşuz ki dış kökenli anlayışlar önümüze konuyor.


İç kökenli İslam anlayışları nerede?.. Ne tarafta?..


Geçmişteki Yesevi'yi, Emre'yi... diğerlerini anmak İslam anlayışı oluşturmak değildir.


Aile, eğitim, bilişim, sanayi, finans hayatımızın içinde. En önemlisi siyaset...


Ne yapılır?.. Neden yapılır? Nasıl yapılır? kimlerle yapılır?


İslamlık iddiasındakiler, bunlar hakkında fikirlerini ortaya koyarlarsa, sorunun kendi de bilinir, kökü de bulunur.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Konuya cevap olarak değil de çok düşündürücü bir anekdot paylaşmak istiyorum. 2.dunya savaşından sonra günümüze kadar savaşlarda toplam 10 milyon kişi ölmüş. Bunun 9 milyonu müslüman. Üzerinde düşünmeye değer.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır bu din mesepler tarikatlar cömaatler dini olmaktan çıkıp kuran dini olmadıkca salim kalın
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
yukardan konunun başlığı şu veli bu evliya gibi başlamış sanki bunlar bu millete islamı aşıladı onlar din inancını bozmak adına bize gönderilmiş misyonerlerdir bölmüş parçalamışlardır inançları hiç biri bize kurana uyun size ALLAH c.c. tan gayri kurtarıcı yoktur muhammet mustafa sav efendimiz gönderilmiş ona uyan kurtulmuştur ona vede kurana uyun dememişlerdir her biri kendine özgü kurallar koymuş kurtarıcılığa soyunmuşlardır
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
dis kökenli islam derken kastiniz cihadi ve selefi akimlarsa eyvallah aynen katiliyorum.
ama bu bize özgü bir durum degil.
hasidik yahudilerini hic duydunuz mu? israil karsiti gercek yahudilerdir. siyonist yahudilerden farkli
olarak müslümanlarla birlik ve beraberlik icinde yasamayi savunurlar.
keza hristiyanlar da öyle, sadece hacli zihniyeti gelmesin aklimiza,
mistik hristiyanlar da vardir cok sayida.

yani isa adina kilictan gecirenle allah adina kafa kesen...hepsi var.

anadolu islamina gelince, sizden tamamen farkli dusunuyorum.
islam'in o saf berrak akidesini rayindan cikaran ve ucube bir din vaaz eden
iste sizin iftihar ettiginiz aslinda kitabi ve formel olmayan kültür islam'i olan anadolu islami'dir.

ne cihadi ve selefi akimlarin ne de anadolu islamin dünyaya ve müslümanliga katacagi hicbirsey yoktur.
bugün islam dünyasinin ihtiyac duydugu panzehir baskadir diyelim ve meseleyi uzatmadan noktayi koyalim.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bazılarına göre -herkesçe malum- din konusunda sorunun kökü "Muhammed"

Hâşâ ve Kellâ... Milyon kere milyon estağfirullah... O kutlu Nebiye Allah'ın kelimeleri adedince Salatü Selam...

"O olmasa ne güzel olurdu. Hadi Allah o şekilde uygun görmüş bari O'nun sözleri bugüne ulaşmasa idi ne rahat ederdik." diyorlar.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Bizce, din konusundaki asıl sorun olduğumuz gibi görünmemekten ve göründüğümüz gibi olmamaktan geçiyor ! Yani, İslâm Dinini müslüman olmadan değil de olduktan sonra sorguluyoruz ! Oysa, "müslüümanım" dedikten sonra artık sorgulama aşaması birmiş, üzerine düşen zarurat-ı diniyye amellerini işleme aşaması başlamıştır. Bazı akl-ı evveller "müslümanım" diyor tutuyor tefsir ve hadis sorguluyor ! Yani, bizim insanlarımız kimse kusura bakmasın munafıklığa çok meyyaller ! Müslüman demek teslim olmuş - olan kişi demektir ! Bu nasıl teslimiyet ? Büyükler boşuna "Ahhhh teslimiyet!" diye vahlanmamışlar ! Olayın nirengi noktası burasıdır diye düşünüyorum.
 

ŞAKİROĞLU

Asistan
Katılım
16 Nis 2013
Mesajlar
375
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
73
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.hikayeler.net
İlke diyor ki; ''Bazı akl-ı evveller "müslümanım" diyor tutuyor tefsir ve hadis sorguluyor!''


Şimdi ben diyeyim: Tefsirler de hadisler de bilgilenmek içindir. Kişi, tefsiri veya hadisi sorguladığında munafık olmaz. Eğer sorgulamazsa ahlaksız olabilir.

''bizim insanlarımız munafıklığa meyyaldir'' sözü, müslümanım diyen kişi için normal görülürse de bu İSLAMLIK olmaz. Çünkü günümüzde müslüman demek her haltı yiyen anlamına gelmiş.


İlke, 'müslüman' adını teslim olmuş - teslim olacak kişi anlamında kullanabilir. Yani, hadisi okudun mu ona teslim olacaksın, demek olur bu. Bir de uygulamaya karkarsa, hayatı alt üst olur.


Hadiste, ''dokuz yaşındaki Aişe ile nikahlandı'' ifadesine uyan sakallı utanmaz, 30 - 40 yaşındandki heriflerin 9 yaşındaki kız çocuğuyla evlenebilmesi fetvasını verdi.

Yemende 40 yaşındaki herifle evlenen 9 yaşındaki kız çocuğu vajina yırtılmasıyla öldü.


İlke, hadise teslim olmadan önce iyice düşünmeli, gerekirse hadisi sorgulamalı.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
adamın biri “kurban” mevzuunu anlatıyormuş: "çocuğu olmayan hazreti davut, allah'a dua etmiş, 'ya rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim' demiş. dua tutmuş, davut, kızının adını ayşe koymuş, gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, hazreti davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş, 'kızı bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş"!
dinleyenlerden biri dayanamamış:
"yahu bunun neresini düzelteyim; hz. davut değil hz. ibrahim; kız değil erkek; ayşe değil ismail; azrail değil cebrail; keçi değil, koç"!



Teferruata girmiyorum, yukarıdaki yazının aynı fıkradaki gibi olduğunu sanırım bütün ehl-i iman teslim eder...



 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
teslimiyet körü körüne gitmek aklını başkasına uşak etmek imanını şeyhlere mollalara teslim etmek değildir islam
akletmek düşünmek vede kuranı okuyup onun emirlerini hayata geçirmektir
gerisi meseplermiş tarikatlarmış bunlar bölünmek parçalanmak dinden uzaklaşmak tır
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Görüldüğü gibi "müslüman ve teslimiye" konusunda pek çok ve çeşitli düşünce var ! Ama, biz kimsenin düşüncesine bakmayız. Bizim yani, müslümanların ölçüsü-ölçümüz bellidir. İşte teslimiyet konusundaki ölçümüz :

Bedir Savaşı başlamadan önce, Peygamberimiz ( aleyhisselâm ) Mekkeli müşriklerin bir ordu hazırlayıp, Medine’ye doğru harekete geçtiklerini haber alınca bir meşveret meclisi kurup, Eshâb-ı kiram ile istişâre yaptı. Bu istişâre sırasında Sa’d bin Muaz da söz alıp, şöyle konuştu: “Yâ Resûlallah, biz sana inandık. Bize getirdiğin Hazreti Kur’ân’ın hak olduğuna şehâdet ettik. Sen nasıl arzu edersen öyle yap. Sen bize denizi gösterip dalsan biz de seninle birlikte dalarız. Ensârdan (Medineli müslümanlardan) tek kişi dahi geri dönmez. Biz sözümüzde duracağız.” dedi. Bu sözler Resûlullah’ı ( aleyhisselâm ) çok memnun etti. Bundan sonra da Sa’d bin Ubade aynı şekilde konuşunca, Bedir Savaşı hazırlığı başladı. Sa’d bin Muaz bu savaşta Evs kabilesinin başında bulundu.


Halâ rahatsız olan var mı?
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
hiç bir müslüman bundan rahatsız olmaz bilakis haz duyar kuran ayetleri pegambere sav uyun buyurur ona uymak ona teslim olmak farzdır fakat günümüzde değişik rivayetleri hadis miş gibi sunup kendine paye çıkaran tarikatler vede cömatler karşısında el öpen boyun büken teslim olan aklını bırakan müminlerin sayısı azımsınamaz
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Alimler peygamberlerin varisleridir...

Ve bu alimlerden murad ulemâ-i zâhir değildir. Zirâ ulemâ-i rüsûm denilen zâhir ulemâsına peygamber vârisi denilemez. Çünkü “İrs” tâbiri bir pederden evlâda bilâ-kesb intikal eden şeye denir. Ulemâ-i zâhirin ilmi ise irsî değil, kesbîdir. Medreselerde tahsil edilir, vehbî değildir. Vehbî olmayan ve kesbî bir ilme irs tâbiri sahih olamaz. Ulemâ-i zâhire, vâris-i enbiyâdır demek asla doğru olamaz.
 
Üst