Öyle bir girdilerki Milliyetçilerden Milliyetçi Müslümandan Müslüman.Hatta kurucularından Sayın Savcı kapattırdığı partinin gazetesi Milli Gazetede roportajı yayınlandı.
İlk haberim uzun ama okuyun okumaya değer.
DOĞU PERİNÇEKİ NASIL BİLİRSİNİZ
Bu soruya haklı olarak ‘Hangi Perinçek?’ diye başka bir soruyla karşılık verebilirsiniz, çünkü o dönem dönem değişik pozisyona sahip.
Çok da gerilere gitmeye gerek yok... Onu bir ara Bekaa kampında bölücübaşı Abdullah Öcalan’a karanfil verirken gördünüz. Meşhur fotoğraf karesine dikkatlice bakarsanız Öcalan’la birlikte olmanın mutluluğunu kolaylıkla yüzünden okuyabilirsiniz. Daha sonra 28 Şubat sürecinde ‘devrim yasaları’ uygulansın diye meydanlarda yürürken gördük, peş peşe mitingler tertipledi. Hayrettir, çok uzağında bulunması gereken bazı çevreler onun bu çağrısına kayıtsız kalmadı, aksine kulak verdi. 28 Şubat’ın önemli aktörlerinden...
Şu sıralarda ulusalcı kampın başrol oyuncusu olarak sahnede, şimdi kah Rauf Denktaş’la boy gösteriyor, kah Kemal Alemdaroğlu ile... Bu arada bazı dini grupların onun bildirilerini ‘amin’ diyerek tasdik ettiğini hatırlatmak isterim. Yeri geldi Türk ordusunu ‘faşist’ diye suçladı, yeri geldi ‘kurtarıcı’ diye övgüler düzdü.
Sorumlusu bulunduğu, ‘Aydınlık ve 2000’e Doğru’ dergilerinde devletin taa derinlerindeki özel bilgilerin deşifre edildiğine tanık olduk. Sağı hedef alan ideolojik çizgisi bir yana, ortalığı birbirine katan, bugün bile hâlâ adından söz ettiren ünlü MİT Raporu buna örnek verilebilir.
Aksiyon Dergisi iki hafta önce kapak konusunu Doğu Perinçek’e ayırdı. Dosyada sayfalar dolusu onun hayatından kesitler sunuluyor, ilk kez duyduğum ilginç ayrıntılar var. Başlık; ‘Bay Matruşka veya Devir Devir Doğu Perinçek...’ Aksiyon’un çalışması yıllardır yaşamımızda yer eden bir ismi daha yakından tanımak için iyi bir fırsat.
Şu satırlar dergiden: ‘Doğu Perinçek, Türkiye Marksist-Leninistlerinin mirası üstüne kurduğu Aydınlık hareketiyle hâlâ devrine göre siyaset güdüyor. Dev Genç’ten ihtilal liderliğine, Maocu çizgiden 28 Şubat’taki tahrik edici çizgiye uzanan Perinçek hareketi tam bir başarısızlık örneği aslında. O devrimci, Maocu, Apocu, darbeci, ulusalcı... Şimdi sırada ne var dersiniz.’
Babası Sadık Perinçek, politikaya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı’ndan geçti, Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nde tam 4 dönem Erzincan milletvekilliği yaptı. İlginçtir, babası AP’de ‘Büyük Türkiye’ için sağ siyaset yaparken oğul Perinçek solun aşırı uçlarında sağa karşı ölümüne mücadele veriyordu. Acaba nasıl duygu?
Perinçek’in mücadelesini ve duruşlarını biçimlendiren ilişkiler ağı tüm çıplaklığıyla ortaya konuyor. Arkadaş çevresi bugünün önemli simaları. Çoğuyla yolları ayrılmış durumda. Cengiz Çandar örneğin. Dayısı, Tümgeneral Turhan Olcayto imiş. Ünlü darbeci Cemal Madanoğlu ile aile ilişkilerinden söz ediliyor.
Dönek, Perinçek’in en çok kullandığı kelimelerden, televizyon tartışmalarından bu suçlamasına aşinasınızdır. Kıbrıs konusu Perinçek’in tutarsız davranışlarının en keskin örneği: 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’nı ‘önce işgal’ diye niteledi, son dönemdeyse ‘Kıbrıs elden gidiyor’ mitingleri düzenledi, duvarlara ‘Kıbrıs’ı veren Türkiye’yi verir’ afişleri astı. Yarın ne yapar tahmin etmek zor.
Aksiyon, ‘Doğu Perinçek hâlâ Türkiye’yi karıştırmaya yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Geçmişte ordu ve MİT’e yönelik çalışmalar yapıyordu. 1999’dan beri hedefinde Emniyet var artık...’ diyor. Bundan sonrasının faaliyetleri için önemli ipucu.
Perinçek’in kız kardeşi Feyza Perinçek’le evlenen Gün Zileli, anılarında solu anlatırken ‘... Perinçek o zamanki liderlerin içinde kendisinin bir misyon için dünyaya geldiğine en fazla inanan kişiydi.’ diyor. Acaba bu misyon nedir? Bu kitapta, hamile kalan kız kardeşini kürtaj olmaya zorlanma hikayesi var. Zile’nin anlattığına göre Feyza Perinçek ameliyatta ölümden dönmüş...
İtiraf edeyim ki Perinçek’in hayatındaki ayrıntıları öğrendikçe, değişik yönlerine vâkıf oldukça onu tanımak daha da zorlaşıyor. Aksiyon’u okuduktan sonra ‘Nasıl bilirsiniz?’ sorusu için farklı kanaatlerim gelişti; ancak bir başka soru çıktı ortaya: “Kim bu adam?” Daha derin incelemeye değer bir soru, cevabı da öyle kolay değil...
İlk haberim uzun ama okuyun okumaya değer.
DOĞU PERİNÇEKİ NASIL BİLİRSİNİZ
Bu soruya haklı olarak ‘Hangi Perinçek?’ diye başka bir soruyla karşılık verebilirsiniz, çünkü o dönem dönem değişik pozisyona sahip.
Çok da gerilere gitmeye gerek yok... Onu bir ara Bekaa kampında bölücübaşı Abdullah Öcalan’a karanfil verirken gördünüz. Meşhur fotoğraf karesine dikkatlice bakarsanız Öcalan’la birlikte olmanın mutluluğunu kolaylıkla yüzünden okuyabilirsiniz. Daha sonra 28 Şubat sürecinde ‘devrim yasaları’ uygulansın diye meydanlarda yürürken gördük, peş peşe mitingler tertipledi. Hayrettir, çok uzağında bulunması gereken bazı çevreler onun bu çağrısına kayıtsız kalmadı, aksine kulak verdi. 28 Şubat’ın önemli aktörlerinden...
Şu sıralarda ulusalcı kampın başrol oyuncusu olarak sahnede, şimdi kah Rauf Denktaş’la boy gösteriyor, kah Kemal Alemdaroğlu ile... Bu arada bazı dini grupların onun bildirilerini ‘amin’ diyerek tasdik ettiğini hatırlatmak isterim. Yeri geldi Türk ordusunu ‘faşist’ diye suçladı, yeri geldi ‘kurtarıcı’ diye övgüler düzdü.
Sorumlusu bulunduğu, ‘Aydınlık ve 2000’e Doğru’ dergilerinde devletin taa derinlerindeki özel bilgilerin deşifre edildiğine tanık olduk. Sağı hedef alan ideolojik çizgisi bir yana, ortalığı birbirine katan, bugün bile hâlâ adından söz ettiren ünlü MİT Raporu buna örnek verilebilir.
Aksiyon Dergisi iki hafta önce kapak konusunu Doğu Perinçek’e ayırdı. Dosyada sayfalar dolusu onun hayatından kesitler sunuluyor, ilk kez duyduğum ilginç ayrıntılar var. Başlık; ‘Bay Matruşka veya Devir Devir Doğu Perinçek...’ Aksiyon’un çalışması yıllardır yaşamımızda yer eden bir ismi daha yakından tanımak için iyi bir fırsat.
Şu satırlar dergiden: ‘Doğu Perinçek, Türkiye Marksist-Leninistlerinin mirası üstüne kurduğu Aydınlık hareketiyle hâlâ devrine göre siyaset güdüyor. Dev Genç’ten ihtilal liderliğine, Maocu çizgiden 28 Şubat’taki tahrik edici çizgiye uzanan Perinçek hareketi tam bir başarısızlık örneği aslında. O devrimci, Maocu, Apocu, darbeci, ulusalcı... Şimdi sırada ne var dersiniz.’
Babası Sadık Perinçek, politikaya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı’ndan geçti, Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nde tam 4 dönem Erzincan milletvekilliği yaptı. İlginçtir, babası AP’de ‘Büyük Türkiye’ için sağ siyaset yaparken oğul Perinçek solun aşırı uçlarında sağa karşı ölümüne mücadele veriyordu. Acaba nasıl duygu?
Perinçek’in mücadelesini ve duruşlarını biçimlendiren ilişkiler ağı tüm çıplaklığıyla ortaya konuyor. Arkadaş çevresi bugünün önemli simaları. Çoğuyla yolları ayrılmış durumda. Cengiz Çandar örneğin. Dayısı, Tümgeneral Turhan Olcayto imiş. Ünlü darbeci Cemal Madanoğlu ile aile ilişkilerinden söz ediliyor.
Dönek, Perinçek’in en çok kullandığı kelimelerden, televizyon tartışmalarından bu suçlamasına aşinasınızdır. Kıbrıs konusu Perinçek’in tutarsız davranışlarının en keskin örneği: 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’nı ‘önce işgal’ diye niteledi, son dönemdeyse ‘Kıbrıs elden gidiyor’ mitingleri düzenledi, duvarlara ‘Kıbrıs’ı veren Türkiye’yi verir’ afişleri astı. Yarın ne yapar tahmin etmek zor.
Aksiyon, ‘Doğu Perinçek hâlâ Türkiye’yi karıştırmaya yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Geçmişte ordu ve MİT’e yönelik çalışmalar yapıyordu. 1999’dan beri hedefinde Emniyet var artık...’ diyor. Bundan sonrasının faaliyetleri için önemli ipucu.
Perinçek’in kız kardeşi Feyza Perinçek’le evlenen Gün Zileli, anılarında solu anlatırken ‘... Perinçek o zamanki liderlerin içinde kendisinin bir misyon için dünyaya geldiğine en fazla inanan kişiydi.’ diyor. Acaba bu misyon nedir? Bu kitapta, hamile kalan kız kardeşini kürtaj olmaya zorlanma hikayesi var. Zile’nin anlattığına göre Feyza Perinçek ameliyatta ölümden dönmüş...
İtiraf edeyim ki Perinçek’in hayatındaki ayrıntıları öğrendikçe, değişik yönlerine vâkıf oldukça onu tanımak daha da zorlaşıyor. Aksiyon’u okuduktan sonra ‘Nasıl bilirsiniz?’ sorusu için farklı kanaatlerim gelişti; ancak bir başka soru çıktı ortaya: “Kim bu adam?” Daha derin incelemeye değer bir soru, cevabı da öyle kolay değil...