Mürid şeyh efendinin huzuruna varmış. Efendim demiş, bana yol verirseniz ayrılmak isterim. Zira buraya gelen tüm kardeşlerim adam oldu ama bizde bir şey yok, aynı tas aynı hamam devam ediyoruz demiş. Peki evladım, demiş şeyh efendi. Ama son bir ricam olsa yapar mısınız? Emir telakki ederim efendim demiş mürid. Kapıda bağlı duran eşek, bir iş için almıştık. Şimdi sahibine geri vermemiz lazım. Filanca köyde kendisi oraya götürür teslim edersin evladım demiş. Hay hay demiş ve eşekle beraber yola çıkmış mürid.
Giderlerken bakmış ki yol ikiye ayrılıyor. Acaba nereden gideceğiz? Eşek dile gelmiş ve sağdan gidelim demiş. Mürid şaşkınlıkla sözü dinlemiş ve köyü bulup, sahibine teslim etmiş eşeği.
Mürid artık kesin karar vermiş. Mutlaka ayrılmam lazım. Bunu şeyh efendiye gelip söylemiş. Efendim, artık kesin kanaat getirdim ayrılmam lazım. Zira baksanıza eşek bile dergahınızın kapısında bir hafta bağlı kaldı, o bile adam oldu, dile geldi demiş.
Şeyh Efendi tebessüm etmişler. Evladım demiş, eşek her zaman konuşurdu, konuşur da, ama her kulak bunu işitmez, buna kulak lazım demiş
Mürid işin hakikatini anlamış ve dergahta kalmaya devam etmiş.
Giderlerken bakmış ki yol ikiye ayrılıyor. Acaba nereden gideceğiz? Eşek dile gelmiş ve sağdan gidelim demiş. Mürid şaşkınlıkla sözü dinlemiş ve köyü bulup, sahibine teslim etmiş eşeği.
Mürid artık kesin karar vermiş. Mutlaka ayrılmam lazım. Bunu şeyh efendiye gelip söylemiş. Efendim, artık kesin kanaat getirdim ayrılmam lazım. Zira baksanıza eşek bile dergahınızın kapısında bir hafta bağlı kaldı, o bile adam oldu, dile geldi demiş.
Şeyh Efendi tebessüm etmişler. Evladım demiş, eşek her zaman konuşurdu, konuşur da, ama her kulak bunu işitmez, buna kulak lazım demiş
Mürid işin hakikatini anlamış ve dergahta kalmaya devam etmiş.