Deniz Gezmiş Modası

muğlakgölge

Profesör
Katılım
19 Nis 2008
Mesajlar
997
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
42
Farkındaysanız, şu diziyle birlikte ("Hatırla Sevgili" elbette), müthiş bir "Deniz Gezmiş modası" başladı... Milyonlarca kişi bu akşam atv'de dizinin yeni bir bölümünü seyretmeye hazırlanıyor... O dönemi anlatan kitapların yeni baskıları peynir ekmek gibi gidiyor... Gençler, neler olup bittiğini öğrenmek, onu tanımak istiyorlar. Bize dün gibi geliyor ama Deniz asıldığı gün doğan çocuklar şimdi tam 36 yaşındalar. Dizinin başlarında Adnan Menderes'e karşı da böyle bir merak uyanmıştı.
Menderes'in bugün hayatta olması mümkün değildi (1899 doğumludur) ama Gezmiş yaşasaydı şimdi 61 yaşında olacaktı...
Sapına kadar mert, sapına kadar dürüst, sapına kadar yiğit, sapına kadar yakışıklı ve sapına kadar yanlıştı Deniz...
"Emperyalizme karşı ikinci bir kurtuluş savaşı" verilmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu bir "halk savaşı" olacaktı ve kırlardan başlayıp şehirlere doğru gelişecekti (diğer fraksiyon, "şehirlerden kırlaracılar" kimlerdi yahu, geçmiş gün, unutmuşum)...
Sosyalizm sonraki meseleydi... Önce "milli demokratik devrim" tamamlanacaktı, çünkü yarım kalmıştı. (Amerikan gizli servisi, gelişmekte olan Türk sosyalizminin önünü kesmek için böyle bir kıtır atmış ve buna birçok saf solcuyu inandırmıştı.)
Bu halk savaşını Deniz ve arkadaşları tetikleyecekler, bilinçlenen devrimci köylümüz de onların ardına düşecekti...
Bu nedenle de, köylü tarafından "satılınca" çok şaşırdılar. Güvendikleri dağlara kar da yağdı, ateş de.
Köylü de, kırlardan şehirlere, gelmesine geldi de başka türlü geldi!..
Çünkü onlara kurtuluş savaşımızın bir halk savaşı olduğu öğretilmişti. Eh, birincisi verildiyse, ikincisi niçin verilemesindi?
Kurtuluş savaşımız, bir halk savaşı değildir.
Savaşı yönetenler de, kazananlar da, cumhuriyeti kuranlar da, askerlerdir. Sivil bürokrasinin bir kısmı da ( "bir kısmı" dedim, tamamı" demedim) onlara destek ve yardımcı olmuştur.
Halk, "askere alınmak suretiyle" katılmış ve savaşmış, ölmüş ve öldürmüştür. Bu, Kemal Tahir'in çok sevdiği, benim pek hoşlanmadığım deyimle "koşulma" yoludur.
Üstelik, bu yeni savaşın "tıpkı bizi mahveden o gereksiz dünya savaşı serüveni gibi yeni ve abes bir İttihatçı girişimi" olduğunu sanıp başlangıçta gönülsüz davranmıştır! Ege köylerinde de, Yunan ordusuyla "maraza çıkarmak istemeyen", yani boynunu bıçağın altına uzatmaya hazır çok kişi vardı... Herkes yorgun ve yoksuldu.
Kemal Tahir'in "Yorgun Savaşçı" romanı ve ondan üretilen film, bu gerçeği anlattığı için, aslında "düzenli orduyu" savunsa bile kara listeye alınmıştır! Bürokrasi, kendisini "akılcı" yoldan destekleyen sanatçıyı bile sevmemekte, yaratmış olduğu "mitolojinin" hiçbir şekilde zedelenmesini istememektedir. Hamaset, tek izin verilen yaklaşımdır. Ne demek "yorgun" savaşçı? Savaşçı acıkmaz, susamaz, üşümez ve yorulmaz!
Bu o kadar böyledir ki, kağnısıyla ya da sırtında cepheye mermi taşıyan köylü kadını safsatasının kurcalanması da büyük bir tedirginlik yaratmaktadır... Köylü kadını "Tekâlifi Milliye Kanunu mucibince" o mermiyi taşımasaydı, istenilen malzemeyi vermeseydi (her evden iki kat çamaşır, falan filan) kendini İstiklal Mahkemesi'nde bulacaktı. Burada iki çeşit karar vardı, ya beraat, ya idam. Temyiz de yoktu.
Hemen söyleyeyim: Mustafa Kemal Paşa'nın yerinde olsaydım tastamam ben de öyle yapardım! Başka çaremiz yoktu. Savaşı başka türlü kazanamazdık.
Fakat bunu söylemek bile "alerji" yaratıyor. Atatürk'ü araştırıp, inceleyip, anlayıp da sevenleri sevmiyorlar. Hatta küfür ve iftira ediyorlar. İlle gözün kapalı tapacaksın!
Biz "akıllı ve akılcı Türk" istiyoruz, onlar ille "çılgın Türk" görmek ve göstermek derdindeler.
Deniz Gezmiş'in eline silah aldığı günlerde, ben de üniversite öğrencisiydim, fakat ben harıl harıl Sabahattin Selek, İdris Küçükömer ve Kemal Tahir okuyordum...
Rahmetli Deniz de öyle yapsaydı belki bugün kendisiyle bütün bunları tartışıyor olacaktık!...


Engin Ardıç- Sabah gazetesi
 

Aybeniz

Üye
Katılım
15 Nis 2008
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kominizmindemi modası oluyormuş?
 
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
212
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Ben de arada sırada bu 'Hatırla Sevgili' dizisine bakıyorum.

Artık çoğu bölümü komünizm propagandası gibi.

Bir ara da Mahir Çayan'ı konu edinmişlerdi.

Ben Ülkücü görüşte olan insanlarla fikren çok farklı düşünen biriyim;ancak dizi de genelde Ülkücü gençler kötü komünist gençler ise aydın görüşlü kişiler olarak yansıtılıyor ki ben komünistlerden bu ülkeye hayır geldiğini hiç görmedim.

Eğer onlardan hayır gelseydi memlekete her biri Marksist-Leninist-Komünist ideolojiye sahip olan PKK,MLK-P,DHKP-C,TİKKO gibi örgütler bu ülkede baş tacı edilir,kimse de onları terör örgütü olarak kabul etmezdi.
 

vakiTamam

Doçent
Katılım
18 Kas 2007
Mesajlar
713
Tepkime puanı
3
Puanları
0
evet arkadaslar hatırla sevgiliyi takip ediyorum...
ama bu kadar taraflı bi film olamaz, maucular dev gencciler cirit atıyor dizide maşşallah..
ve milliyetciler sadece yakıp yıkan taraf onlarsa sanki cin işkencesi görüyor adeta..
film sürükleyici ama fazlasıyla tarafcı.. :rtfm:
ayrıca moda gecicidir ve bu tür asalak zihniyelerin modası ne zamana kadar devam edebilirki..
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
Ülkemiz-de nerdeyse bir gelenek haline geldi bu tür şeyler, "Ölmüş kişileri halk kahramanı ilan etmek" doğal karşılamak gerekiyor.

İnsanlara sahip olmadıkları özellikleri isnad etmek veya akıllara öyle dayandırmak mantıkları köreltmekten başka bir şey değil.Ki bunun Televizyon ekranına yansıması bu egosantrik durumun ne kadarda hezayansal bir mantaliteye dönüştüğünün neticesidir.

Deniz Gezmiş'e gelince zira ben-de kendisinin hayatını tilavet edenlerden biriyim.Fakat eylemleri ve söylemleri arasında onlarca enternasyonal fark var.Deniz Gezmiş'in halkın gözünde halk tarafından değil belirli mihraklarca fazla kebirleştirildiğini düşünüyorum.
 
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
212
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
"Ölmüş kişileri halk kahramanı ilan etmek" doğal karşılamak gerekiyor.


Ölmüş değil de öldürülmüş,idam edilmiş kişiler halk kahramanı ilan ediliyor.

Deniz Gezmiş idam edilmemiş olsa belki bugün kimse adını bile hatırlamayacaktı.

Ben bu yüzden Abdullah Öcalan'ın da idam edilmesine karşıyım.

Diğer bir örnek de Che Guavera o da Bolivya'da yakalandı ve öldürüldü sonra da tüm dünyaca tanınan biri oldu yalnız Che Guavera'nın ilginç bir durumu var onun karşı olduğu ve kendince hayatı boyunca mücadele ettiği insanlar ondan çok paralar kazandılar popüler kültürün tasarımcıları onun resminin olduğu tişörtler,şapkalar,kolyeler yaparak onun üzerinden milyonlarca dolar kazandılar.

Şu duruma bakar mısınız komünist Che Guavera kapitalistlerin sermayesi oluyor.
Birgün karşı olduğu ve mücadele ettiği sistemin kendisi üzerinden böyle rantlar elde edeceğini düşünseydi yaptıklarını yine yapar mıydı acaba?
 
Üst