Delilinizi getirin ?

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Şu sözlere ve ithamlara bakar mısınız?

İnanın çok üzülüyorum bu duruma.

İlmin edebi, herhangi bir konunun münazarası ya da mütalası yapılırken muhatabımızı hedef tahtasına oturtmak değildir kardeşler. Bu bize hiç bir şey kazandırmaz. Siz sözü değil de konuşanı/muhatabı ayıplar, kınar ve küçük düşürmeye çalışırsanız bu durumda muhatabınız nefsi davranışlara yönelecektir. Emin olun bende lafı gediğine oturtmasını çok iyi bilirim ama buna gerek duymuyorum. Bende sizi okkalı bir cevap versem ne olacak, alt etmenin verdiği şeytani hazzın dışında?

Aramızda bir sürü şey konuşuyoruz ama tepkisel hareket ettiğimizden muhatabımızın her sözünü hatalı görüyor, haklı yönü olsa dahi bunu görmezden geliyoruz. Halbuki hak ortaya çıktığında onu doğrulamak gerekir. Şu tepkiselciliği bırakalım artık.

Konumuza dönecek olursak

Sayın kardeşim Kuran’ı anlamak için 15 ilmi bilmek gerekir de ne demek? Bu nasıl bir söz? Haşa Allah anlaşılması güç ve herkesin anlayamayacağı bir Kitap göndermekle bize zulüm mü etmiş oluyor? İslam’da ruhbanlık var mı da sadece belirli kimseler onu anlayabilir diyorsunuz? Kuran’ın üzerine indiği toplum ümmi/okuma yazma bilmeyen bir toplum değil miydi? O toplum bedevi bir toplum değil miydi? Onlar bu bahsettiğiniz hangi ilimleri biliyorlardı?

Kuran’ın ifadesiyle O’nun açık oluşu anlaşılır oluşu canlı diri oluşu yol gösterici oluşu nasıl sizi böylesi bir inanca götürebiliyor. İslam’ı O’nun gözlüğünden görmek yerine onu başkalarının kuralları ve bakış açılarıyla görmek O’nu anlamak mıdır? Bu bahsettiğiniz ilimler dinin temeli midir? Sizler dininize göre usul belirlemeniz gerekirken usullere ait bir din algısı geliştirdiğinizin farkında değil misini?
Kuran ile aranıza mesafeler koyduğunuzu ve onunla bağlarınızı gevşettiğinizin farkında değil misiniz?

Kuran dindir kardeşler ve hepimiz gücümüz oranında dinimizi öğrenmek ve gereklerini yerine getirmek zorundayız. “Senin ilmin ne, sen ne anlarsınız…” vs türü sözleri Allah için bırakın. Rabbimiz bu kitaptan hesaba çekileceğimizi söylemişken nasıl olur da bunları söylersiniz.

Hiç düşündünüz mü, yeryüzünün en cahil toplumlarını kuşatarak örnek bir toplum haline getirerek dönüştüren bu kitap neden kendini en çok okuyanları yani sizi bizi dönüştüremiyor?

Çünkü Kuranla aramıza bir sürü engel koyuyoruz. Onu okuyup anlamak ve yaşamak yerine, başkalarının söylediklerini din olarak kabul etmenin ve ona göre yaşamanın neresi Müslümanlık Allah’ınızı severseniz?

İşte bütün bunlar biz Müslümanların içinde bulunduğu düşünce tembelliği, gevşeklik, zihin kirliliği, savsaklık, başkalarına havalecilik, karamsarlık, üretimsizlik, bağnazlık, istikametsizlik, kararsızlık, kısırlık, parçalanmışlık, rezalet ve sefalet bu zihniyetin bir sonucudur ve bütün bunların hepsi “Kuran’ın terkedilmiş bırakılması”ndan kaynaklanıyor.

O halde teoride Kuran'ı temel kaynak olarak kabul ettiğimizi iddia ettiğimiz halde pratikte, realitede, vakıada hadisleri, sahabe kavillerini, müçtehit imamları, mezhepleri, İslam hakkında kalem oynatan kanaat önderlerini, atalarımızın algılarını Kuran'ın önüne geçiriyorsak Allah bizleri asla yollarına eriştirmeyecektir. Ve temeli Kuran’a dayanmayan böylesi bir iman bizi en ufak bir rüzgarda savurup atacaktır.

Vahye tabi olmadan gönüllerin huzur bulması, şüphelerin ortadan kalkması, sahih bir İslam düşüncesinin oluşması mümkün değildir.

Biz alimleri atalım demiyoruz. Elbette onlardan istifade edeceğiz ve elbette "bilmiyorsak bir bilene-zikir ehline- soracağız" ama onları mutlaklaştırmayacağız. Kuran'ı daha iyi anlamak için elbette istifade edeceğimiz bazı başka kaynaklara da ihtiyaç vardır. Ama eğer Kuran tarafımızdan anlaşılamayacak kadar ağır/karışık/kapalı olsaydı istifade edeceğimiz bu kaynakların doğru tespitler ve izahatler içerdiğini nasıl tespit edebiliriz?

Bu tespiti yapamayacak isek nasıl olur da bundan sorumlu tutuluruz?

Atalarımızdan böyle gördük, çoğunluk ta böyle yapıyor diyerek körü körüne bir inanç sahibi mi olacağız?

Bu bilgileri sorgulayabilmek için Kuran süzgecinden geçirmeyecek miyiz? Bu bilgileri anlamadığımız bir süzgeçten nasıl geçiririz?

Alemlerin Rabbinden gelen korunmuş ve kolaylaştırılmış olan bu Kitap ne büyük bir rahmet.
Rabbim sen ne büyük ve sen ne yücesin, şükürler olsun sana.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
bukonuda red ve kabul kardeşe katılıyorum kuran sadece belırlı bır zumreye ınmemeıstır her akıl sahıbı bıreye hıtap etmektedır .yahu Allahınız aşkına Allah bu kıtap acık secık ve anlaşılır derken yok değil mı dıyecez Hasşa Allahımı yalanlayacaz .arkadaşlar bu tasavvufun anlaşılmazlık mitinden kurtulun derim bız anlayamayız onlar anlar turundekı dusunce evvela kendınıze hakarettır .eğer rabbım benı bu kıtaptan sorguya cekecekse neden aklımı baskalarına kıraya vereyım.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yaw, burada her zaman aynı şeyi tekrar ede ede herkes papağan oldu azizim ! Yok Kuran-ı Kerim açıkmış ta Allah onu bize ap-açık olarak bildirmişmiş te onunla aramıza bir sürü engel koyuyormuşuz da falan-filan...
Bir sürü hezeyan ve boş sözler ...
Kuran-ı Kerimin nasıl bir kitap olduğunu ortalıkta hiç kimse kalmadı da sizden mi öğreneceğiz ?
Siz madem Kuran okudunuz ve çok biliyorsunuz :confused1: aşağıdaki ayerte hiç gözünüz ilişmedi mi ?

İlişmedi ise, gözünüzün içine girecek şekilde buraya aktarıyorum :


"""Sana Kitab'ı indiren O'dur. O'nun bazı âyetleri muhkemdir, mânâsı açık ve kesindir. Bunlar kitabın esasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir (birbirine benzer çeşitli mânâlar taşır). Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve kendilerine göre yorumlamak için onun benzer âyetlerinin üzerlerine düşerler. Oysa onun te'vilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: “O'na inandık, hepsi Rabbimizin katındandır. ” derler. Bunu ancak akl-ı selim sahiplerinden başkası düşünüp anlamaz."""" (Sûre-i Ali-İmrân Ayet:7)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun

Siz madem Kuran okudunuz ve çok biliyorsunuz :confused1: aşağıdaki ayerte hiç gözünüz ilişmedi mi ?

İlişmedi ise, gözünüzün içine girecek şekilde buraya aktarıyorum :


"""Sana Kitab'ı indiren O'dur. O'nun bazı âyetleri muhkemdir, mânâsı açık ve kesindir. Bunlar kitabın esasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir (birbirine benzer çeşitli mânâlar taşır). Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve kendilerine göre yorumlamak için onun benzer âyetlerinin üzerlerine düşerler. Oysa onun te'vilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: “O'na inandık, hepsi Rabbimizin katındandır. ” derler. Bunu ancak akl-ı selim sahiplerinden başkası düşünüp anlamaz."""" (Sûre-i Ali-İmrân Ayet:7)


:D tamam işte ayet sizi değil bizi haklı çıkarıyor.Kitabın esası/anası yani çoğu muhkem diyor, açık diyor anlaşılır diyor.

Ya siz ne diyorsunuz? Biz anlayamayız. SubhanAllah!

Hocanın merd-i kipti'sine döndün be :O
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
:D tamam işte ayet sizi değil bizi haklı çıkarıyor.Kitabın esası/anası yani çoğu muhkem diyor, açık diyor anlaşılır diyor.
Ya siz ne diyorsunuz? Biz anlayamayız. SubhanAllah!
Hocanın merd-i kipti'sine döndün be :O


Bu sözler bana "MOOOOOOOO" diye ses çıkaran behaimin sesi ile aynı geldi bana ...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Tamam işte sen insanca, insan dilinden anlamayınca anladığın behaim dilinden seslenelim dedik.

ancak görüyorum ki o dilden de anlamamışsın, geriye ne kalıyor bilmem ki :O
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Yaw, burada her zaman aynı şeyi tekrar ede ede herkes papağan oldu azizim ! Yok Kuran-ı Kerim açıkmış ta Allah onu bize ap-açık olarak bildirmişmiş te onunla aramıza bir sürü engel koyuyormuşuz da falan-filan...
Bir sürü hezeyan ve boş sözler ...
Kuran-ı Kerimin nasıl bir kitap olduğunu ortalıkta hiç kimse kalmadı da sizden mi öğreneceğiz ?
Siz madem Kuran okudunuz ve çok biliyorsunuz :confused1: aşağıdaki ayerte hiç gözünüz ilişmedi mi ?

İlişmedi ise, gözünüzün içine girecek şekilde buraya aktarıyorum :


"""Sana Kitab'ı indiren O'dur. O'nun bazı âyetleri muhkemdir, mânâsı açık ve kesindir. Bunlar kitabın esasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir (birbirine benzer çeşitli mânâlar taşır). Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve kendilerine göre yorumlamak için onun benzer âyetlerinin üzerlerine düşerler. Oysa onun te'vilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: “O'na inandık, hepsi Rabbimizin katındandır. ” derler. Bunu ancak akl-ı selim sahiplerinden başkası düşünüp anlamaz."""" (Sûre-i Ali-İmrân Ayet:7)

bizden öğren diyen oldumu hem sen oğrenıp ne yapacan senın şıhın samiri değilmi hadı bakalım buzagı sizi beklıyor
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Delil olarak Kur'an-ı Kerim'i baz aldığını iddia edenlerin tezleri İslam'ı doğru anlama ve uygulama iştiyakı ise, aralarında oluşan çatışmaya binaen birbirlerini İslam dışı sıfatlamalar ile yaftalamaları doğru bir diyalektik değildir.

En önce bundan vaz geçmek gerekir ki, takip edenleriniz münazaranızdan faydalanabilsin.
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Mukallit olarak nitelediğin kesimler hangi Akaid ve amel hususlarında yanlışa düşmüştür?

Sen Müçtehid olarak var olan içtihadlerden hangi hususlarda ayrılıyorsun?

Evvela bunları bize ana maddeler halinde kısaca yaz....

Kendi içtihadin hususlarda da "hiç söylenmemiş yeni bir şeyler" bekliyorum...Aksi durumda sen de bir nevi MUKALLİD olursun şimdiden uyarayım...

Mesela hiç kimsenin taklidine düşmeden kur'an ayatine bakarakNamaz nasıl kılınır açıkla...buradan başlayalım istersen...
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Şu sözlere ve ithamlara bakar mısınız?

İnanın çok üzülüyorum bu duruma.

İlmin edebi, herhangi bir konunun münazarası ya da mütalası yapılırken muhatabımızı hedef tahtasına oturtmak değildir kardeşler. Bu bize hiç bir şey kazandırmaz. Siz sözü değil de konuşanı/muhatabı ayıplar, kınar ve küçük düşürmeye çalışırsanız bu durumda muhatabınız nefsi davranışlara yönelecektir. Emin olun bende lafı gediğine oturtmasını çok iyi bilirim ama buna gerek duymuyorum. Bende sizi okkalı bir cevap versem ne olacak, alt etmenin verdiği şeytani hazzın dışında?

Aramızda bir sürü şey konuşuyoruz ama tepkisel hareket ettiğimizden muhatabımızın her sözünü hatalı görüyor, haklı yönü olsa dahi bunu görmezden geliyoruz. Halbuki hak ortaya çıktığında onu doğrulamak gerekir. Şu tepkiselciliği bırakalım artık.

Konumuza dönecek olursak

Sayın kardeşim Kuran’ı anlamak için 15 ilmi bilmek gerekir de ne demek? Bu nasıl bir söz? Haşa Allah anlaşılması güç ve herkesin anlayamayacağı bir Kitap göndermekle bize zulüm mü etmiş oluyor? İslam’da ruhbanlık var mı da sadece belirli kimseler onu anlayabilir diyorsunuz? Kuran’ın üzerine indiği toplum ümmi/okuma yazma bilmeyen bir toplum değil miydi? O toplum bedevi bir toplum değil miydi? Onlar bu bahsettiğiniz hangi ilimleri biliyorlardı?

Kuran’ın ifadesiyle O’nun açık oluşu anlaşılır oluşu canlı diri oluşu yol gösterici oluşu nasıl sizi böylesi bir inanca götürebiliyor. İslam’ı O’nun gözlüğünden görmek yerine onu başkalarının kuralları ve bakış açılarıyla görmek O’nu anlamak mıdır? Bu bahsettiğiniz ilimler dinin temeli midir? Sizler dininize göre usul belirlemeniz gerekirken usullere ait bir din algısı geliştirdiğinizin farkında değil misini?
Kuran ile aranıza mesafeler koyduğunuzu ve onunla bağlarınızı gevşettiğinizin farkında değil misiniz?

Kuran dindir kardeşler ve hepimiz gücümüz oranında dinimizi öğrenmek ve gereklerini yerine getirmek zorundayız. “Senin ilmin ne, sen ne anlarsınız…” vs türü sözleri Allah için bırakın. Rabbimiz bu kitaptan hesaba çekileceğimizi söylemişken nasıl olur da bunları söylersiniz.

Hiç düşündünüz mü, yeryüzünün en cahil toplumlarını kuşatarak örnek bir toplum haline getirerek dönüştüren bu kitap neden kendini en çok okuyanları yani sizi bizi dönüştüremiyor?

Çünkü Kuranla aramıza bir sürü engel koyuyoruz. Onu okuyup anlamak ve yaşamak yerine, başkalarının söylediklerini din olarak kabul etmenin ve ona göre yaşamanın neresi Müslümanlık Allah’ınızı severseniz?

İşte bütün bunlar biz Müslümanların içinde bulunduğu düşünce tembelliği, gevşeklik, zihin kirliliği, savsaklık, başkalarına havalecilik, karamsarlık, üretimsizlik, bağnazlık, istikametsizlik, kararsızlık, kısırlık, parçalanmışlık, rezalet ve sefalet bu zihniyetin bir sonucudur ve bütün bunların hepsi “Kuran’ın terkedilmiş bırakılması”ndan kaynaklanıyor.

O halde teoride Kuran'ı temel kaynak olarak kabul ettiğimizi iddia ettiğimiz halde pratikte, realitede, vakıada hadisleri, sahabe kavillerini, müçtehit imamları, mezhepleri, İslam hakkında kalem oynatan kanaat önderlerini, atalarımızın algılarını Kuran'ın önüne geçiriyorsak Allah bizleri asla yollarına eriştirmeyecektir. Ve temeli Kuran’a dayanmayan böylesi bir iman bizi en ufak bir rüzgarda savurup atacaktır.

Vahye tabi olmadan gönüllerin huzur bulması, şüphelerin ortadan kalkması, sahih bir İslam düşüncesinin oluşması mümkün değildir.

Biz alimleri atalım demiyoruz. Elbette onlardan istifade edeceğiz ve elbette "bilmiyorsak bir bilene-zikir ehline- soracağız" ama onları mutlaklaştırmayacağız. Kuran'ı daha iyi anlamak için elbette istifade edeceğimiz bazı başka kaynaklara da ihtiyaç vardır. Ama eğer Kuran tarafımızdan anlaşılamayacak kadar ağır/karışık/kapalı olsaydı istifade edeceğimiz bu kaynakların doğru tespitler ve izahatler içerdiğini nasıl tespit edebiliriz?

Bu tespiti yapamayacak isek nasıl olur da bundan sorumlu tutuluruz?

Atalarımızdan böyle gördük, çoğunluk ta böyle yapıyor diyerek körü körüne bir inanç sahibi mi olacağız?

Bu bilgileri sorgulayabilmek için Kuran süzgecinden geçirmeyecek miyiz? Bu bilgileri anlamadığımız bir süzgeçten nasıl geçiririz?

Alemlerin Rabbinden gelen korunmuş ve kolaylaştırılmış olan bu Kitap ne büyük bir rahmet.
Rabbim sen ne büyük ve sen ne yücesin, şükürler olsun sana.
Anlaşamayacağımızı biliyorum ama takip edenler için cevap veriyorum.

1. Her müslüman için elzem olan asgari AKAİD hususlarda Kur'an gayet açık ve sarih olarak yol göstermektedir.
Açıkça bir arıza yok ise (Niyet bozukluğu ve akıl noksanlığı gibi..) herkes bu hususu anlayabilir. Örnek: İhlas
suresi ve Fatiha Suresi gibi

2. Zekat,Hac,Abdest,Gusl,Namaz vs.vs. gibi FIKIH hususlarını sadece Kur'an'a bakarak çözemezsiniz.Eğer bu iddiada olursanız trene bakar gibi bakmak durumlarında kalırsınız.Bu durumda Evvela Hz. Peygamberin SAV taklidini yapmak zorunda kalırsınız.Demek ki neymiş sadece Kur'an sayfaları yetmezmiş.Onu elbise gibi hayatına giyen Peygamber SAV'e mukallid olmak durumunda kalmak gerekiyormuş.

Bu noktada Onun SAV zamanına yetişemediğimiz için NAKİL edilene itibar etmekten başka yol kalmayacaktır.Senin beğenmediğin İmamlar (aklımızı kiraya verdiğimiz) bahsi geçen fıkıh hususlarını hayati olmayan küçük farklar ile Peygamber efendimizin SAV uygulamaları ve hadisleri iyice unutulmadan tespit ederek (Mütevatiren) bizleri bu gün trene bakar gibi bakmaktan kurtarmıştır.

3. Kehf suresi gibi HİKMET sahibi olmadan tam manası idrak edilemeyecek sureler de MUKARREBUN (vakıa suresini tetkik ediver sn.Müctehid hazretleri) taifesine dahil olan daha üstün idrakli sürekli zikir ve murakebe halinde yaşayan Nefs tezkiyesini tamamlamış hayırda en ileri olan kimseler tarafından anlaşılabilmektedir.Bu gibi surelerde bahsi geçen konulara sıradan insanlar İctihad edemezler çünkü bilinen Fıkıh kuralları ile işin içinden çıkamazlar.Uçak benziniyle çalışan traktör gibi sonunda motorları yakar şanzumanı dağıtırlar..
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Akaid,İlim ve Hikmet hususlarını tek kaleme toplayarak "her hususta Kur'an açıktır Allah bilmemiz için aracı mı istemiş ki de ille mukallit olmak zorundayız.Her suale cevap aha da burada yazıyor.." şeklindeki yaklaşımların eksik kısır ve kandırmacadan ibaret olduğu sanırım takip edenlerce anlaşılmıştır.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
levent48 sırf muhalefet etmek için yazmışsınız. Yazıyı okudunuz mu? Hayır hiç sanmıyorum. Ya da okudunuz ama okuduğunuzu anlamadınız ya da anladınız ama cevap yazana kadar unuttunuz.

Biz Allah Rasulünün Sünnetini atalım mı dedik? Bir daha okuyun

Okuduğunuzu anlamaktan acizsiniz bir de kalklmış cevap yazıyorsunuz.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
levent48 sırf muhalefet etmek için yazmışsınız. Yazıyı okudunuz mu? Hayır hiç sanmıyorum. Ya da okudunuz ama okuduğunuzu anlamadınız ya da anladınız ama cevap yazana kadar unuttunuz.

Biz Allah Rasulünün Sünnetini atalım mı dedik? Bir daha okuyun

Okuduğunuzu anlamaktan acizsiniz bir de kalklmış cevap yazıyorsunuz.

Yooo. Levent kardeşimiz gayet güzel bir soru sordu. Şu anda forumda konuşulan bazı konularda "alimler kim yahu, aklınızı kiraya vermeyin" tarzında gayet yakışıksız ve toptan halı altına süpüren karşılıklar vermiştiniz. Buyrun siz aklınızı kiraya vermeden (ya da Mezhebe bağlı kalmadan) şu kıldığınız namazı bir anlatınız diye soruyor, @levent48 kardeşimiz. Gayet yerinde bir soru... Ve hatta mezheb karşıtlığınızla aslında nerede durduğunuzu gösterecek bariz (net) bir soru ve gelirse cevab.... :)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Daha kaç kere cevap vereceğiz? Siz takip etmediyseniz biz ne yapalım.

Elbette Sünnete göre kılacağız.

Namaz Kuran’da geçer ve sınırları çizip konsepti oluşturur, rukünlarını belirler. Sayısı, okunacaklar vs Allah’ın Eşlisi tarafından detaylandırılır.

Peygamberimiz Kuran'da sınırları çizilmiş/belirlenmiş hükümlerin ya da konuların detayını açıklar, tafsil eder, uygulanma biçimini detaylandırır, ama bunu "Kuran'ın çizdiği sınırlarının dışına çıkmadan" yapar demiştik daha önce.

Tabi siz tepkisel hareket ettiğinizden bizi çok kolaylıkla hadis inkarcısı diye itham edersiniz. Sizin gibi düşünmeyenler hiç fark etmez ya hepsi hadis inkarcısı ya da mealci mezhepsiz sapıklardır. Size göre bunun arası yoktur ve bunların varlığından dahi haberiniz yok. Ötekileştirme ve itham maalesef gerçekleri görmenizi engellediği gibi herkesi aynı kefeye koymak gibi bir hastalığa da sürüklüyor.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Daha kaç kere cevap vereceğiz? Siz takip etmediyseniz biz ne yapalım.

Elbette namazı Sünnete göre kılacağız.

Sayın hirahos ulema ne yahu? Siz dininizi ulemadan mı öğreniyorsunuz? Bu Kitap onlara mı indi de itikadımızı onlar belirlesin ki Rasule dahi bu yetki verilmemişken.

....

Buhari'nin hadis metoduna uyan bir sahih hadisi bir başka alim kendi kriterine uymadı diye reddedebiliyor. Buhariye göre güvenilir olan bir ravi, İbn Hemmam Abdurrezzak'a göre güvenilmeyecek biri olabilir. Geçende burada yazmıştım, bir muhaddise göre güvenilir olan bir ravi bir başkasına yalancının biri olabiliyor. Bakın bunun üzerinden pek çok ihtilaf çıkmıştır.

Şöyle bir cevap veren şahıssınız ve şimdi Sünneti inkar etmediğinizi, Namaz için vs. amelde Sünnete uyduğunu söylüyorsunuz.

Allah aşkına, Sünneti siz nerden/kimden öğreniyorsunuz. İşte cevabı beklenen soru bu...
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Burun kıvırdığı alimlerden öğreniyor...Bu kadar basit...Eğer zaman makinesine binip asrı saadete gidip Mescid-i nebevide namaz kılmıyorsa tabii...
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
levent48 sırf muhalefet etmek için yazmışsınız. Yazıyı okudunuz mu? Hayır hiç sanmıyorum. Ya da okudunuz ama okuduğunuzu anlamadınız ya da anladınız ama cevap yazana kadar unuttunuz.

Biz Allah Rasulünün Sünnetini atalım mı dedik? Bir daha okuyun

Okuduğunuzu anlamaktan acizsiniz bir de kalklmış cevap yazıyorsunuz.

Bin sefer okusam da senin ıspanaktan yağ çıkmıyor ahbap...
Resulün sünnetini kimden öğreniyorsun önce onu de..

Sonra münazaraya devam edelim...

Muhterem valideniz sizi doğurduğu vakit "Aklı alimlere kiraya vermeme fikri" sende henüz inkişaf etmemişti...
"Bu fikir bende doğuştan vardı" diye iddia edemezsin herhalde...(inşallah)

O zaman soru şu; "SEN AKLINI KİME KİRALADIN Kİ MEZHEB İMAMLARINA TABİİ OLMANIN YANLIŞ OLDUĞU AKIL KARIŞTIRMAKTAN BAŞKA BİRŞEY OLMADIĞI VESVESESİNE DÜŞTÜN?"
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Neyse, Allah, bu kullarına rahmet etsin, selamet versin. Bize de. Cümlemizin ayaklarını Din-i Şerifi üzere sabit kılsın.

Konu bendeniz açısından açıktır... Çok da sürdürmeye gerek yok.

@RedveKabul gibisiyle ilk kez karşılaştım. Demek ki varmış. "Kur'an yeterciler" (Kuraniyyun) fırkasının biraz daha Ehli Sünnete yaklaşmış soft versiyonu... Kuranniyun, sünneti toptan inkar ederken bu soft versiyon, hiç olmazsa bir kısmını (amelde, ibadete) Sünnetten kabul eder, ötesinde (itikadda) kendi kendime çıkarırım diyerek diğerlerinden bir adım öne geçmiş durumda... Diğerlerinden fazla ümit vaad ediyor.

Kısaca:

Sünnet, itikad, amel ve ahlaktan (muamelattan) oluşur. Bir bütündür.

Kitap, ise Kur'an-ı Kerimdir. Sünnet, Kitabın nasıl anlaşılması ve nasıl yaşanması gerektiğini gösteren bir rehberdir.

Kitabı da Sünneti de aynı Sahabe, aynı ulema bize aktarmışlardır. Dolayısıyla itikadı da ameli de bize aktaran aynı nesillerdir. Mezhebler, bu aktarma işinin, bir usül çerçevesinde, düzenli ve titiz olarak yapılmasıdır. Allah ve rasulünün emanetini kılı kırk yararak korurlar. Yeni ifadesiyle "sistemli" bir aktarma kanalıdır. Usulü ve tatbikatı da çok sağlamdır. Binlerce alim birbirinden alarak sonrakilere aktarırlar. Bu zamana kadar İslam, bozulmadan böyle gelmiştir. Böyle de gidecektir.

Bir rahmet eseri olarak elbette farklılıkları olacaktır. (Her ne kadar farklılıkları olsa da 4 Hak Mezheb, temel ilkelerde aynıdırlar, birdirler...)

Şimdi: Aynı nesillere, aynı kanallara bize aktardıkları Mushafta (yani Kitapta) güverinim, yine aynı nesillerin amelde (ibadet ve tatbikatta) aktardıklarına da güvenirim ona göre ibadet işlerim; lakin aynı nesillerin, aynı kanalların aktardıkları İTİKADDE onlara güvenmem kendim çıkarırım demek hiç bir ölçüye sığmaz. Akla uygun bir tavır değil. Diğerlerinde güvenip de niye bunda güvenmedin? Bunda güvenmiyorsan diğerlerine nasıl güvenebiliyorsun? Akla, mantığa, ilme, izana uyan tatmin edici bir cevabı yok. Tek cevabı olabilir: "Keyfim öyle istedi...."

Müslümanlar, "keyfim öyle istiyor" diyen nice sapmış fırkalara sahip....

Ahiret saadeti isteyen Kitap ve Sünnete sıkı sıkıya sarılır. Kitap ve Sünneti en güzel bir biçimde bize aktaran ulemaya da güvenir, onlara şükran duyar; hak bir Mezhebe (yola) girerek o caddeden menzile ulaşır.

Ves'selam.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yaw, bunalrda düşünce ve fikir haysiyeti yok arkadaş yok! Buraya gelip bir şeyler yumurtluyorlar, görüşelrine katılmadığın zaman dikkat edin hemen hepsi aynı herzeyi söylüyorlar "Aklınızı kirya vermişsin !"
E peki sen kiraya vermediğin aklınla bu yazdıklalrını nerden yazıyorsun idye soruyorsunuz ...Karşınıza asıl kiralık akıl hemen geliyor.
Bendeniz bunlardan birine aynı soryu sordum. bana HİLÂL TV'de program yapan Modernsit-mezhebsiz Prof.Dr. Mehmet OKUYAN'ın videosunu gösterdi. Bir diğeri ise, Oryantalist-reformist Mason Abduhun şebek mukallidiydi. Dikkat ederseniz direk Hilâl TV'ye ve oradaki veya başka yerlerdeki bozuk görüş sahiplerine - mezhebsizlere atıfta bulunmuyorlar ! Önce, düşünce bazında kednileri böyle düşünüyorlarmış gibi bir role soyunuyorlar sonra, sıkıştıklarında akıllarını kiraladıkalrı merciler ve zevat gündeme mecburen getirliyor.
Bunlara tek tavsiyem odur ki, düşünce ve fikri namusunuza sahip olun ve çıkın ...
Bu size daha çok fayda sağlar. Eğer, kendinizgizleyerek birşeyler yapmağa kalkarsanız bu munafıkların bir ameli ve işi olur.
Vesselâm.
 
Üst