Darbecilik suç mudur?

dokur

Paylaşımcı
Katılım
1 Haz 2007
Mesajlar
123
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Talat Aydemir'in suçu neydi?


Bu bir Türkiye hikâyesi. Yalnızca Alper Görmüş veya Nokta Dergisi'nin öyküsü değil. Bakmayın karalar bağlamadığımıza, çok trajik aslında. Ülkenin şu an içinde bulunduğu siyasi sürece de ışık tutuyor. Türkiye'yi özetliyor. Tabii gören gözler için. Nokta Dergisi, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerini yayınlayarak son yılların en çarpıcı haberine imza attı. Büyük bir gazetecilik başarısıydı bu. Uzun süre unutulmayacak. Bu haber sayesinde öğrendik ki Türkiye felaketin eşiğinden dönmüş. Darbe senaryosu az kalsın gerçek oluyormuş. İki büyük darbeyi kıl payı atlatmışız meğer.
Türkiye'nin AB'ye doğru hızla yol aldığı dönemde içeride bazı paşalar darbeyle yatıp darbeyle kalkmış. Fantezi olarak değil ciddi ciddi düşünmüşler. Örnek Paşa günlüklerinde her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Sarıkız ve Ayışığı kod adlı iki ayrı darbenin hazırlık aşaması, gizli toplantılar, plan ve şemalar günlüklere detaylarıyla not düşülmüş. Darbe günlükleriyle haber dergiciliğinin öncüsü olan Nokta yıllar sonra muhteşem dönüş yaptı.
Büyük ses getiren bu haber yüzünden derginin yayın yönetmeni Alper Görmüş mahkemelik oldu. Özden Örnek günlüklerin kendisine ait olmadığını, iftiraya uğradığını söyleyerek mahkemeye başvurdu. Alper Görmüş'ten 'İftira ve hakarete' uğradığı gerekçesiyle davacı oldu. Görmüş'ün yargılanması aylar sürdü. Darbe günlüklerini büyük bavullarla mahkeme salonuna taşıdığı görüntüleri hafızalara kazındı.
Bu arada Emniyet'in teknik incelemesi sonucu günlüklerin Özden Örnek'in bilgisayarından kopyalandığı kesinleşti. Ve mahkeme önceki gün sonuçlandı. Yargı Alper Görmüş'ün darbe günlükleriyle Özden Örnek'e iftira atmadığına ve hakaret etmediğine karar verdi. Görmüş beraat ederken bir başka gelişme oldu. Mahkeme soruşturmanın genişletilmesine karşı çıktı. Örnek'in günlüklerini doğrulayan teknik raporun istenmesi talebini de kabul etmedi.
En yalın haliyle Nokta'nın beraatı, birilerinin suçlu olduğu anlamına geliyor. Bu da neresinden bakılırsa bakılsın yargının konusu. Kayıtsız kalınamaz, kalınmamalı. Mahkeme devam etmeli. Hem de genişleyerek, derinleşerek. Yarım bırakılmamalı. Eğer ciddiye alınacak bir darbe iddiası varsa bunun üzerine gitmek yargının görevi.
İyi bir görüntü olmadı; darbe planlayanlar değil, bunu haberleştiren yargılandı sadece. Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek hukuk mevzuatımızda en ağır suç. Düne kadar cezası idamdı. Nitekim Albay Talat Aydemir darbe girişiminden dolayı 1963'te asıldı. Bugün ölüm cezası kalktığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis. 'Darbe planlamak' Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsü değilse nedir? Darbe teşebbüsünün suç olmadığı söylenebilir mi? Darbe düşüncesinde Cumhuriyet'in temel niteliği demokrasiye kasıt söz konusu değil mi? Diğer ilke laikliğe karşı gösterilen hassasiyet demokrasi mevzubahis olunca neden esirgeniyor? Demokratik sürece ilişkin tehdit ve tehlikeler niye önemsenmiyor? Bu sorular ne yazık ki cevapsız.
Sonrasını biliyorsunuz. Nokta Dergisi baskılara, baskınlara uğradı. Cesur ve kararlı çizgisini sürdürmenin müşkül olduğunu görünce yayın hayatına son vermek zorunda kaldı. Haberlerin bedelini pahalıya ödedi. Nokta'nın hikâyesi aslında AK Parti'ye kapatma davasıyla siyasal sistemin içine girdiği belirsiz sürecin habercisiydi. Dikkatle bakan gözler için. Eğer Nokta kapanmasaydı, AK Parti'ye kapatma davası da açılamazdı. Demokrasinin savunması o günlerden başlamalıydı.
Netice olarak darbe haberini yapan yargılandı, Nokta kapandı, iddialar doğrulandı; ancak darbeyi planlayanlara dokunulamadı. Bu bir acıklı Türkiye hikâyesi olarak kayıtlara geçti. Demokrasi, cumhuriyetin en korumasız, en öksüz ilkesi olarak kaldı.



Mustafa ÜNAL
 
Üst