Darbe hazırlığı ‘devlet sırrı’ mı?

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Bingöl’de, günlerdir kayıp olan iki kız çocuğundan, önce sekiz yaşındaki Asliye Ayaz’ın, arkasından da 13 yaşındaki Zeynep Varış’ın epey uzaklardaki bir derenin kenarında bulunan cesetleri...
Mardin’in Mazıdağı ilçesi, Özlüce köyünün Beşevler mezrasında salyalı bir arsızlıkla kız çocuklarını kaçırmaya kalkmak... Kayıp olup da henüz haber alamadıklarımız... Bizim coğrafyadan, depremin Azrail’le işbirliği yaparak hançerlediği Haiti’ye kadar her yerde bir iğrenç karanlık el kadar çocukların peşinde dolaşmakta...
***
Bu yürek parçalayıcı, cani çocuk düşmanlığını izlerken... Türkiye’nin siyasi düzeyde temsil edilmediği, 40’ncı Dünya Ekonomik Forumu’na evsahipliği yapan Davos’da, küresel ekonomideki krizin ardından seçilen tema başlığı olan “dünyanın durumunu iyileştirme: yeniden düşünme, yeniden tasarlama, yeniden inşa etme” sloganına her şeyin ve herkesin ihtiyacı olduğunu düşündüm.
Ekonomik ve sosyal refah, küresel riskleri azaltma ve sistematik sorunlara yönelme, sürdürülebilirliğin sağlanması, değerler çerçevesi oluşturmak ve etkin kurumlar inşa etmek, toplantılarda ele alınacak ama bunu adaletli bir şekilde kim ve nasıl gerçekleştirecek?
***
Kaybolan, kaçırılan, öldürülen çocuklarımız...
Sabırla, dirençle, inatla haklarını arayan tekel işçilerimiz... Ekonomik krizin yaşamlarını biraz daha ufaladığı dardaki insanlarımız...
Bu temel konulara “askeri vesayetin” her daim rol çalması nedeniyle dönüp bakamıyoruz bile...
***
Dün, medyadaki darbecilerin işbirlikçisi “kilit haberleşmecilerin” çok uzun süre kasten görmezden geldikleri Kafes Eylem Planı’nın da yer aldığı Poyrazköy iddianamesi kabul edildi. Kafes Eylem Planının inkârı, Balyoz Planı için de geçerli. Genelkurmay, “Balyoz” adlı bir plan olmadığını söylüyordu... Hâlbuki... Milliyet Gazetesi’nin, Türker Karapınar imzalı “Ergenekon savcılarının, emekli Albay Mustafa Levent Göktaş’ın ofisinden çıkan 51 no’lu DVD’de yer alan ‘Balyoz Planı’nı, Genelkurmay’a 11 ay önce sorduğu ve ‘devlet sırrıdır’ yanıtını aldığını” belirten manşeti “görevli” olmayanlar açısından durumu netleştirdi, tartışmayı da bitirdi.
23 Şubat’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, DVD’yi Genelkurmay Askeri Başsavcılığı’na göndererek, içindeki bilgilerin “devlet sırrına karşı suçlar, casusluk, devletin güvenliğine ilişkin” olup olmadığının ayrıntılı olarak bildirilmesini istemiş.
2 Nisan’da Genelkurmay Askeri Başsavcısı Hâkim Albay Yavuz Şentürk, DVD ile ilgili hazırlanan sekiz sayfalık inceleme raporunu İstanbul’a göndermiş. İnceleme raporunda “Balyoz Harekât Planı” için “gizliliği kalkmamıştır” denilirken, “açıklamalar” kısmında da, DVD içinde “ALEV, ATAK, BALYOZ ve YARASA Hrk.pln.ları ve bunlara ait görev bölümü ve mu. ekleri vardır. Çok gizlidir” ifadelerine yer verilmiş. Ayrıca Balyoz Harekât Planı’ndaki bilgilerin “devlet sırrı” kapsamında olduğu bildirilmiş... Taraf Gazetesi’nin geniş bir özetini yayınladığı Balyoz Darbe Planı nasıl “devlet sırrı” olabilir, anlaşılır gibi değil... Hükümet devirmek... Darbe yapmak... Cami bombalamak, uçağımızı düşürmek... “Devlet sırrı” dedikleri bu mudur?
***
Züccaciye dükkânına giren fil usulü yaşamımıza giren ve asla AB standartlarına çekilerek bu alanı boşaltmak istemeyen, ülkenin ağır sorunlarının tartışılmasını engelleyen “askeri vesayet”ten sürekli şikâyet etmem boşuna değil... Dünün en önemli gündem maddelerinden biri de gene Ankara’da yapılan valiler toplantısıydı... Konuşulan konuların başında ne geliyordu? EMASYA Protokolü...
EMASYA Protokolü ne? Protokol, “kriz olduğu” kanaatine varan askeriyenin kent yönetimine kimseye danışmadan ve sivil otoriteden izin almadan müdahale etmesine imkân tanıyor... Valiler toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, Balyoz Darbe Planı iddialarıyla gündeme gelen EMASYA Protokolü’ne ilişkin örtülü mesajlar veriyor, “polis, asker zevk için operasyon yapabilir mi” diye soruyor...
Ve şöyle devam ediyordu: “Güvenliğin amacı vatandaşı, bir şehri, bir bölgeyi baskı altına almak asla değildir...” Ne var ki AB standartlarına asla ve kata geri çekilmek istemeyen ve bunun için her şeyi göze alan bir zihniyet söz konusu ise her şey mubah olmakta...
***
Her şey mubah... Yani... “Askeri darbe planının” devlet sırrı sayılması gibi...
Sonra da halka dönüp “böyle bir plan yoktur” denilmesi gibi... Darbenin, yalanın, saptırmanın “yöntem” yapılması gibi...


star
 
Üst