ismail
Yeni
- Katılım
- 3 Mar 2007
- Mesajlar
- 20,475
- Tepkime puanı
- 2,063
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
SİZİN GÖZÜNÜZ NERDE?
Emily Henochowicz'in gözü!
Mavi Marmara'ya yapılan korsan baskınından bir kaç saat sonra protesto gösterilerinde İsrailli Emily İsrail askerlerinin açtığı ateşle sol gözünü kaybetti..
31 Mayıs günü İsrail korsanlarının Mavi Marmara'ya baskınından bir kaç saat sonra Filistin'de yapılan baskını kınayan gösteriye katılıp İsrailli askerlerin açtığı ateşle sol gözünü kaybeden İsrailli Emily Henochowicz ne söyler bize?
Artık görmeyen gözünün üstüne saldığı kara saçlarıyla bizi nerelere sürükler? Mustafa Nezihi, özellikle Emily Henochowicz'in bir fotoğrafından etkilenerek yazdı bunları.
Vahşetin çıkardığı göz
Emily saçlarıyla örtmüş gözünü. Siyah saçlarıyla… Bir karalık o saçlar. Yerinde, yurdunda rahatça keyif çatanlara doğru yayılıyor. Oradan, o saçların altından çekip alındı ışık. Vicdansızlığın ve vahşetin çıkardığı bir göz vardı orda eskiden. Denizden gemiler yürürken kabaran vahşet, karada da saldırmaya devam etti.
Yatağı rahat olana bir uyarıdır bu göz
Aslında yıllardır sistemli bir şekilde öldürülen çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar, erkekler varken 21 yaşındaki bir sanatçı kızın gözüne odaklanmak ne kadar sahih? Bunu da soruyorum kendime. Ama işte her zulüm gibi bu da bir uyarıdır uykusu çok olana. Yatağı rahat olana. Duası az olana. Bakışı ve görüşü zayıf olana.
Bir şeylerin ardına saklanmamak
Ben oturup bunu yazıyorum. Filistin’de gözünü kaybetmiş bir Amerikalı Yahudi kızın hikâyesini. Çünkü kımıldandı o gözün sahibi. Meydana indi. Kurşuna dönüşen bir gaz bombasına hedef olacak denli sesini yükseltti. Gösterdi kendini. Saklanmadı bir şeylerin ardına. Fisitinliler’in, Araplar’ın, müslümanların barbarlığına inanmadı. 11 Eylül’ün yalan bombardımanına kanmadı. ‘Ben bir sanatçıyım, sanatımla protesto ederim’ demedi. Fırçasını, boyalarını, gönyelerini, bilgisayırını ve bilmem daha nelerini geride bırakarak yürüdü ırkdaşlarının düşman bellediği Filistinlilerle.
Emily'nin saçları tutup bizi sürüklüyor
Bir sorudur bize Emily. “Sen ne yapıyorsun?” diyen. Dışardan bir soru hem de. Emily’nin gözünün körlüğü, gözümüzün ne kadar açık olduğunu sorar. Korkularımıza, tedbirlerimize, yutkunup susmamıza yöneliyor o körlük. O saçlar bir yerlerimizden tutup bizi sürüklüyor. Vicdanımızın sesinin eyleme, duaya, sağlam bir duruşa, cesarete dönüşmesinin gerekliliğine vurgu yapıyor. Renklerin en asili siyahla. Bold bir karakterle.
Yalanın gürültüsünden Filistin'e kaçmak
Emily Henochowicz… Böyle yazılıyor adı. Nasıl okunuyor acaba? Duyarlı insan olabilir mi? Koskoca yalanlara değil de orada yaşanan acılara, zorluklara inanan bir küçük kız. Belki de hesapsızlıktır onu oraya götüren. Dengelerin canı cehenneme deyip gitmiştir. Gecenin karanlığında silahsız insanlara, kimsenin olmayan sularda, tam teçhizatlı olarak saldıran soydaşlarının kinine öfkelenmiştir. O kızgınlığını alışkanlıklarla, gevezeliklerle, miyopluklarla, savunmalarla tüketmek istememiştir. Binip bir uçağa, kaçmıştır vicdanını bastırmaya çalışan Amerikan gürültüsünden. O gürültü ancak Filistinlilerin yanan yüreklerine katılınca duyulmaz olur çünkü.
Kuleden indiren sezgi
Bu yüzden birden iniverdi yalancıların inşa ettiği Babil Kulesi’nden. Bunu bir sezgiyle sezmiş olmalı. Bir sevgiyle. İsmini bilmediği bir dertle. Zor mu diyorsunuz. Gerçekten de zor bir şey yapmış Emily. Çoğumuzun yapamayacağı bir şeyi.
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5256
Emily Henochowicz'in gözü!
Mavi Marmara'ya yapılan korsan baskınından bir kaç saat sonra protesto gösterilerinde İsrailli Emily İsrail askerlerinin açtığı ateşle sol gözünü kaybetti..
31 Mayıs günü İsrail korsanlarının Mavi Marmara'ya baskınından bir kaç saat sonra Filistin'de yapılan baskını kınayan gösteriye katılıp İsrailli askerlerin açtığı ateşle sol gözünü kaybeden İsrailli Emily Henochowicz ne söyler bize?
Artık görmeyen gözünün üstüne saldığı kara saçlarıyla bizi nerelere sürükler? Mustafa Nezihi, özellikle Emily Henochowicz'in bir fotoğrafından etkilenerek yazdı bunları.
Vahşetin çıkardığı göz
Emily saçlarıyla örtmüş gözünü. Siyah saçlarıyla… Bir karalık o saçlar. Yerinde, yurdunda rahatça keyif çatanlara doğru yayılıyor. Oradan, o saçların altından çekip alındı ışık. Vicdansızlığın ve vahşetin çıkardığı bir göz vardı orda eskiden. Denizden gemiler yürürken kabaran vahşet, karada da saldırmaya devam etti.
Yatağı rahat olana bir uyarıdır bu göz
Aslında yıllardır sistemli bir şekilde öldürülen çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar, erkekler varken 21 yaşındaki bir sanatçı kızın gözüne odaklanmak ne kadar sahih? Bunu da soruyorum kendime. Ama işte her zulüm gibi bu da bir uyarıdır uykusu çok olana. Yatağı rahat olana. Duası az olana. Bakışı ve görüşü zayıf olana.
Bir şeylerin ardına saklanmamak
Ben oturup bunu yazıyorum. Filistin’de gözünü kaybetmiş bir Amerikalı Yahudi kızın hikâyesini. Çünkü kımıldandı o gözün sahibi. Meydana indi. Kurşuna dönüşen bir gaz bombasına hedef olacak denli sesini yükseltti. Gösterdi kendini. Saklanmadı bir şeylerin ardına. Fisitinliler’in, Araplar’ın, müslümanların barbarlığına inanmadı. 11 Eylül’ün yalan bombardımanına kanmadı. ‘Ben bir sanatçıyım, sanatımla protesto ederim’ demedi. Fırçasını, boyalarını, gönyelerini, bilgisayırını ve bilmem daha nelerini geride bırakarak yürüdü ırkdaşlarının düşman bellediği Filistinlilerle.
Emily'nin saçları tutup bizi sürüklüyor
Bir sorudur bize Emily. “Sen ne yapıyorsun?” diyen. Dışardan bir soru hem de. Emily’nin gözünün körlüğü, gözümüzün ne kadar açık olduğunu sorar. Korkularımıza, tedbirlerimize, yutkunup susmamıza yöneliyor o körlük. O saçlar bir yerlerimizden tutup bizi sürüklüyor. Vicdanımızın sesinin eyleme, duaya, sağlam bir duruşa, cesarete dönüşmesinin gerekliliğine vurgu yapıyor. Renklerin en asili siyahla. Bold bir karakterle.
Yalanın gürültüsünden Filistin'e kaçmak
Emily Henochowicz… Böyle yazılıyor adı. Nasıl okunuyor acaba? Duyarlı insan olabilir mi? Koskoca yalanlara değil de orada yaşanan acılara, zorluklara inanan bir küçük kız. Belki de hesapsızlıktır onu oraya götüren. Dengelerin canı cehenneme deyip gitmiştir. Gecenin karanlığında silahsız insanlara, kimsenin olmayan sularda, tam teçhizatlı olarak saldıran soydaşlarının kinine öfkelenmiştir. O kızgınlığını alışkanlıklarla, gevezeliklerle, miyopluklarla, savunmalarla tüketmek istememiştir. Binip bir uçağa, kaçmıştır vicdanını bastırmaya çalışan Amerikan gürültüsünden. O gürültü ancak Filistinlilerin yanan yüreklerine katılınca duyulmaz olur çünkü.
Kuleden indiren sezgi
Bu yüzden birden iniverdi yalancıların inşa ettiği Babil Kulesi’nden. Bunu bir sezgiyle sezmiş olmalı. Bir sevgiyle. İsmini bilmediği bir dertle. Zor mu diyorsunuz. Gerçekten de zor bir şey yapmış Emily. Çoğumuzun yapamayacağı bir şeyi.
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5256