ÇÜrÜtelİm KardesŞlerİm Su Roruyu

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Bu şekilde bir cevap buldum kardeşim... Aslında anlayana, anlamak isteyene kafi gelir...

Allah’ın yaratma gücünü anlamak için
Sual:
Allah’ın varlığına inanmayan bazı kimseler, (Allah her şeye gücü yetiyorsa, kendisi gibi bir ilah veya kaldıramayacağı bir taş yaratabilir mi?) gibi sorular soruyorlar. Cevap verir misiniz?
CEVAP
Bunlar gibi sorular sorarak güya Müslümanları zor duruma sokmaya çalışıyorlar. Aklı ve ilmi olan kimse için bu soruların cevapları çok basittir.
Allah’ın yaratma gücünü anlamak için Allahü teâlâyı ve bütün sıfatlarını iyi bilmek gerekir. Allahü teâlânın kıdem sıfatı da vardır. Yani evveli yoktur, yaratık, yani mahluk değildir. Allah’ın yarattığı her şey mahluk olur. (Allah, evveli olmayan, yani kıdem sıfatlı bir varlık, yani bir ilah yaratabilir mi?) demek tenakuz [çelişki] olur. Yaratılan şey yaratıktır, mahluktur. (Bir şey yarat ki, mahluk olmasın!) denmez. Çünkü yaratılan şey mahluk olur. Mahluk olan şey de yaratıcı olmaz. Onun için, (Allah kendisi gibi yaratıcı olan bir ilah yaratabilir mi?) sözü, mantıksız, çelişkili bir sözdür.
Her yaratık, bir yaratıcı tarafından yaratıldı gerçeği kabul edilmezse, inanmayan da bu işe cevap veremez. Mesela bir kimse, ben nereden geldim dese, bu sırası ile Hz. Âdem’e kadar gider. Ondan sonra, Onun topraktan yaratıldığı, toprağı da Allah’ın yarattığı anlaşılır. İnanmayanların dediği gibi, Allah’ı da başka bir ilah yarattı denirse, bu çok yanlış olur, çünkü, bu sefer de onu kim yarattı denir. Onu da bir başkası yarattı denirse, bu sefer peki onu kim yarattı denir. Bu sonsuza kadar böyle sürüp gider, bir netice alınamaz. Her şeyin bir sebebi vardır. Bu sebepleri kendisinin sebebi ve başlangıcı olmayan biri yaratabilir o da Allah’tır.
Allah’ı cisim gibi, insan gibi düşünenler,(Allah kaldıramayacağı taş yaratabilir mi?) diye soruyorlar. Bütün kâinatı bir anda yok edebilir. Hepsini de bir anda yaratabilir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Ol dememiz kâfidir) buyuruluyor. Bir taşa ağırlık veren, yer çekimi kuvvetini yaratan Odur. Yer çekimini yaratmasa idi, ağırlık da olmazdı. Yarattığı her şeye hakimdir, gücünün yetmeyeceği bir şey olmaz. Yarattığı her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yetenin gücü yetmediği şey olmaz. Gücü yetmediği bir şey, kaldıramadığı bir taş yaratabilir mi demek mantıksızlık olur.
 

tevhidul_hareket

پايگاه ا
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
829
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bu şekilde bir cevap buldum kardeşim... Aslında anlayana, anlamak isteyene kafi gelir...

Allah’ın yaratma gücünü anlamak için
Sual: Allah’ın varlığına inanmayan bazı kimseler, (Allah her şeye gücü yetiyorsa, kendisi gibi bir ilah veya kaldıramayacağı bir taş yaratabilir mi?) gibi sorular soruyorlar. Cevap verir misiniz?
CEVAP
Bunlar gibi sorular sorarak güya Müslümanları zor duruma sokmaya çalışıyorlar. Aklı ve ilmi olan kimse için bu soruların cevapları çok basittir.
Allah’ın yaratma gücünü anlamak için Allahü teâlâyı ve bütün sıfatlarını iyi bilmek gerekir. Allahü teâlânın kıdem sıfatı da vardır. Yani evveli yoktur, yaratık, yani mahluk değildir. Allah’ın yarattığı her şey mahluk olur. (Allah, evveli olmayan, yani kıdem sıfatlı bir varlık, yani bir ilah yaratabilir mi?) demek tenakuz [çelişki] olur. Yaratılan şey yaratıktır, mahluktur. (Bir şey yarat ki, mahluk olmasın!) denmez. Çünkü yaratılan şey mahluk olur. Mahluk olan şey de yaratıcı olmaz. Onun için, (Allah kendisi gibi yaratıcı olan bir ilah yaratabilir mi?) sözü, mantıksız, çelişkili bir sözdür.
Her yaratık, bir yaratıcı tarafından yaratıldı gerçeği kabul edilmezse, inanmayan da bu işe cevap veremez. Mesela bir kimse, ben nereden geldim dese, bu sırası ile Hz. Âdem’e kadar gider. Ondan sonra, Onun topraktan yaratıldığı, toprağı da Allah’ın yarattığı anlaşılır. İnanmayanların dediği gibi, Allah’ı da başka bir ilah yarattı denirse, bu çok yanlış olur, çünkü, bu sefer de onu kim yarattı denir. Onu da bir başkası yarattı denirse, bu sefer peki onu kim yarattı denir. Bu sonsuza kadar böyle sürüp gider, bir netice alınamaz. Her şeyin bir sebebi vardır. Bu sebepleri kendisinin sebebi ve başlangıcı olmayan biri yaratabilir o da Allah’tır.
Allah’ı cisim gibi, insan gibi düşünenler,(Allah kaldıramayacağı taş yaratabilir mi?) diye soruyorlar. Bütün kâinatı bir anda yok edebilir. Hepsini de bir anda yaratabilir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Ol dememiz kâfidir) buyuruluyor. Bir taşa ağırlık veren, yer çekimi kuvvetini yaratan Odur. Yer çekimini yaratmasa idi, ağırlık da olmazdı. Yarattığı her şeye hakimdir, gücünün yetmeyeceği bir şey olmaz. Yarattığı her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yetenin gücü yetmediği şey olmaz. Gücü yetmediği bir şey, kaldıramadığı bir taş yaratabilir mi demek mantıksızlık olur.
allah razi olsin

[URL=http://imageshack.us] [/URL]
 
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
97
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
onlar zaten biraz düşünüyor olsalardı ateist olmazlardı.onlara şimdi ne söilesen başka bir soru sorarlar.hristiyan olan bir insanı islama kavuşturmak ateist olanı inandırmaktan daha kolaydır.çünkü hristiyanın allah inancı vardır .bunlar hiçbirşeye inanmıyorlar ki! ne yazık ki bir çok genç arkadaş bu yola doğru sürükleniyor.ALLAH HİDAYET VERSİN...
 

tevhidul_hareket

پايگاه ا
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
829
Tepkime puanı
11
Puanları
0
onlar zaten biraz düşünüyor olsalardı ateist olmazlardı.onlara şimdi ne söilesen başka bir soru sorarlar.hristiyan olan bir insanı islama kavuşturmak ateist olanı inandırmaktan daha kolaydır.çünkü hristiyanın allah inancı vardır .bunlar hiçbirşeye inanmıyorlar ki! ne yazık ki bir çok genç arkadaş bu yola doğru sürükleniyor.ALLAH HİDAYET VERSİN...
amin kardesim

[FONT=Times New Roman, Times, serif]Duadan bıkkınlık göstermeyiniz. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Çünkü dua ile beraber olan hiç kimse helak olmamıştır.[/FONT]
 

zeyd&zeyd

Asistan
Katılım
10 Ocak 2007
Mesajlar
248
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
uzak diyarlarda
bunun gibi bir soruyu resulallah zamanında bir müşrik peygaber efendimize sorar:elindeki lokmayı gosterip bu lokma benim rızk mı?diye sorar,amacı peygamber efendimiz rızkın degil derse,yiyip o lokmanın kendi rızkı oldugunu,rızkın olgunu soylerse yere atıp lokmanın kendi rızkı oladıgını soyleyecektir aklı sıra.resulallah efendimiz şöyle cevap verir:YERSEN RIZKINDIR,YEMEZSEN RIZKIN DEĞİLDİR diye cevap verir.
 

habil

Üye
Katılım
14 Kas 2006
Mesajlar
106
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
bunun gibi bir soruyu resulallah zamanında bir müşrik peygaber efendimize sorar:elindeki lokmayı gosterip bu lokma benim rızk mı?diye sorar,amacı peygamber efendimiz rızkın degil derse,yiyip o lokmanın kendi rızkı oldugunu,rızkın olgunu soylerse yere atıp lokmanın kendi rızkı oladıgını soyleyecektir aklı sıra.resulallah efendimiz şöyle cevap verir:YERSEN RIZKINDIR,YEMEZSEN RIZKIN DEĞİLDİR diye cevap verir.
evt bayagi benziyo
 

MUSAB21

Paylaşımcı
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
314
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.huzuriklimi.com
bu tamamem hile kokan bir soru ben böyle sorularla hiç muhattap olmuyorum nitecik sizin dininiz size benim dinim banadır diyorum...

çünkü anlamsız bi soru... anlamsız sorularla zaman kaybetmenin bi anlamı yok...
 

SUKUT

Asistan
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
432
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YARADAN' in nelere gucu yetip yetmedigini diger tarafta gorurler insallah

selametle....
 

ekvani

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
243
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kendisi bu soruyu sormakla zaten o işi yapmış neden başka ispat istiyorlarki
 

nurullah77

Üye
Katılım
10 Ocak 2007
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cenabı Allahın bir hikmetle kendilerine verdiği nimetlerle kendisine isyan eden bu insanların şu durumu ne kadar içler acısıdır . Bu insanlar aslında kendilerininde idrak edemediği bir hususu müslüman kardeşlerimize karşı silah olarak kullanmaktalar.Halbuki bize verilen ve verilecek bütün nimetler bir ölçü iledir ve Allah cc bunları Levhi Mahfuz da yazmıştır.Bu bakımdan bu sorunun muhatabı olan akıl nimetide bir ölçü iledir, sınırsız değildir ve her yaratılmışta farklıdır.Aklımızın sınırlı olduğunu bu soruyu soran insanların akıllarından anlayabiliyoruz..Bu insanlar''Allahİn HerŞeye GÜcÜ Yeter O Zaman Allah GÜcÜnÜn Yetmedİgİ BİrŞey Yaratsİn'' kestirme bir söylemle güçten ve yaratmaktan kast ettikleri nedir yada bunlardan ne anlıyorlar acaba, ben onların yerine yanıtlıyayım; hiç bir şey yada gördükleri ve bildikleri kadarıyla birşeyler söyliyeceklerdir Hakikatte ise güç denilince Allah tealanın subuti sıfatlarından KUDRET sıfatı akla gelir ki ezeli ve ebedi kemal üzere Allaha mahsustur.Yaratmak denilincede TEKVİN sıfatı akla gelir.Yaratılmışlar Cenabı Allahın zatıyla kaim olan bu sıfatları hakkıyla idrak edemez çünkü Allah kullarına böyle bir meleke vermemiştir.Cenab ı Allah yarattığı bütün alemleri sonsuz kudretiyle ayakta tutar dolayısıyla her şey ona muhtaçtır,sümme haşa bu insanların dediği gibi Allah teala böyle bir mahluk yaratmış olsaydı yaratıldığı anda yok olur giderdi çünkü herşey onun kudretiyle ayakta ve ona muhtaçtır
ve Hak teala hazretleri uluhiyyetinde hiçbir yaratılmışı kendisine ortak kılmamıştır


Cenabı Allah bu insanlara hidayetini bizlerede yolunda sağlam adımlarla yürümeyi nasib etsin
 

arşivist

Profesör
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
1,361
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
www.smf123.net
şeytanlara laf yetiştiremiyiz. kendi hallerine bırakın gitsin.
buna benzer o kadar çok soru var ki?
 

abla

Doçent
Katılım
21 Kas 2006
Mesajlar
694
Tepkime puanı
16
Puanları
0
yanlış sorunun doğru cevabı olmaz.
ama nurullah ve ekvaninin sölediklerini tevhid ederek şöyle cevap verelim.sonsuz kudret ve irade sahibidir Allah.ve Ehaddir. yani öyle bir tekki ikinciye mahal yok. bununla beraber tekvin sıfatıyla kullar yarattı. öleki bu aciz kullar kulluk idrakinde değilse Allemlerin Rabbine hasım kesilecek kadar ileri gidiyolar.hatta bazısı firavun gibi,"sizin en ala rabbiniz benim" diyolar.evet,kendinden kuvvetlisini(haşa) böyle yaratır sadece kulun vehimin de.
Allah ,Allah'lığını kimseye vermez.
 

göz_yaşı

Paylaşımcı
Katılım
24 Şub 2007
Mesajlar
197
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
"Dünya Bir Gündür Oda Bu Gündür"
benimde bi tanıdığım vardı bi türlü inanmıyor hala..Bizim yaradılışımıza doğanın kanunu diyor...Bunlar kesin delil istiyor..Peygamber efendimiz zamanı gibi...Mesela bişey gözleri önünde yokken var olsun istiyorlar...Öyle sözlerle falan inanmıyorlar..Zaten Kur'an-ı Kerim'ede inanmıyorlar...
 

missilo

Asistan
Katılım
16 Ağu 2006
Mesajlar
914
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
izmir
neden sadece beyinlerini insanların cevaplayamayacağı şeylerle uğraşıyorlar anlamıyorum.bu kadar soru yapacaklarına allahı bulmaya çalışsalar bizden daha çok islamı yaşayacaklar...bunları görmeleri lazım...kalın selametle....
 
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Cehennem..
öncelikle din kardeşim rahman razı olsun konu başlığı açtığın için

Şimdi şayet Allah'ın gücünün herşeye yettiğini kabul etmişlerse böyle bir soru sormak affiniza sığınarak beyan ediyorum ki ahmaklık..

Yani bu neye benziyor.bina yapan bir ustaya ''Usta senin gücün bundan başka bundan farklı binaları yapmaya yetmez be'' ..Teşbih te hata olmasın bu adamlar (ki çoğunluğu bu gün felsefe bölümü denen üniversite mezbahanesinde) telkin altında kalmışlar...

Hani diyor ya ''Akıl sahipleri için nimetlerimizde ibretler vardır''

Akıl yerine dondurma mı taşınıyor bu dönemde ne ?

Madem kabul etmiyorlar onlar soru soracaklarına cevap bulmaya kendileri çalışsın bu tip soruların tuzak olduğu bilbedahe ortada..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Böyle bir souyu sorana başka bir şey araştırmaya hiç gerek yok ! Şöyle cevap verilebilir diye düşünüyorum:
Şüphesiz Rabbimizin her şeye gücü yeter. Asıl tuhafımıza giden şudur ki, sizin üzerinizde bulunan bütün bu isyân ve eksantrikliğinize rağmen, merhameti ve hemen cezalandırma adeti sünnetullaha aykırı olması dolayısyla, bu mühlet tanınıcı durumu siz "bize gücü yetmiyor " zannetmeniz ve bu hava içinde böyle sorular sorma hamakatliğinde bulunmanızdır.
 

gunduzalp

Kısıtlı Erişim
Kısıtlı Erişim
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
2,954
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Soru çelişkili bir mantık oyunudur ve tek kelimeyle demagojidir. “Allah’tan büyük” ve “yaratmak” kavramları birlikte sunulmuş ve sonucu olmayan bir soru ortaya atılmıştır. Allah’ın büyüklüğü denilince çok şeyler hatıra gelir. Meselâ, bunlardan birisi ezeliyettir. Allah ezelîdir, varlığının evveli yoktur. Buna göre soru şöyle oluyor: Allah kendisinden daha önce var olan bir mahluk yaratabilir mi?

Büyüklüğün bir yönü de sonsuz kudrettir. Buna göre soru şu şekli alır: Allah kendi sonsuz kudretinden daha fazla kudrete sahip bir mahluk yaratabilir mi? Yaratılan, sonradan olmuş olacağından onun için ezeliyet düşünülemeyeceği gibi, yaratılan bir varlığın kudreti de sonradan verilmiş olacağından böyle bir kudretin sonuz olması da muhaldir. Buna göre soru, bir cevap almaktan çok zihin bulandırmaya yönelik bir oyundur. Bu sorununun bir cevabı olamayacağını soru sahipleri de pek ala bilmektedirler.

Bu soruyu çeşitli yönlerden incelemek mümkündür.

Birincisi, soruda çelişki söz konusudur. Bu soruyu soranlar, yaratıcı ve bir olan Allah’tan, varlığı muhal olan bir ortak yaratmasını istiyorlar. Sonra mahluk olacak o yaratığın yaratıcıdan daha büyük olabileceğine ihtimal vermekle, apaçık bir çelişki sergiliyorlar.

Yaratılanla yaratıcının hiçbir cihetle birbirine benzemeyeceği açık bir gerçektir. Bir insan, yazdığı kitaplara ve bir usta ortaya koyduğu eserlere benzemeyeceği gibi, Allah da mahlukatına hiçbir cihetle benzemez.

İkincisi, bu soruda, hayal ile gerçek birbirine karıştırılmıştır. Hayalen gökyüzündeki koca güneşin gelip cebimize girmesi mümkün olduğu hâlde, bu olayın gerçekleşmesini akıl kabul edemez.

Üçüncüsü: Bu soru ile, yaratılması düşünülen varlığın şu anda mevcut olmadığı kabul edilmektedir. Hayal edilen varlığın yaratılması, Allah’tan beklenmekte, böylece Allah’ın yaratıcı olduğu, o hayalî varlığın ise mahlûk olacağı kabul edilmektedir. O hayalî varlığın yaratılması, Allah’tan istendiği gibi, onun büyüklüğü, gücü, dirayet ve azameti de Allah’tan istenmektedir.

Bu öncüllerden, Allah’ın nihayetsiz büyük, yegâne yaratıcı, ezelî ve ebedî mutlak kâdir olduğu; o mevhum varlığın ise yaratılmaya muhtaç, aciz, zelil, miskin olduğu sonucu çıktığı hâlde, tam tersine o hayalî varlığın Allah’tan büyük olup olmayacağı sorulmaktadır.

Soru ile yapılmak istenen kıyas, çelişkili hükümlere dayandırılmıştır. Dolayısıyla, bu sorunun iddia olma vasfı yoktur. Meselâ “Sonsuzdan daha büyük bir sayı yazılabilir mi?” sorusu, böyle çelişkili bir varsayıma dayanır. Bu sebeple hiçbir ilmî değere sahip değildir. Çünkü sonsuzdan büyük bir sayı olamaz ki, böyle bir soru sorulabilsin. Eğer sonsuz sınırsız bir büyüklüğün sembolü ise, hiçbir rakam, sonsuz ile kıyaslanamaz. Sonsuzdan büyük bir rakam düşünülse, o zaman da sonsuzluk gerçeği ortadan kalkar. Sonlu bir rakamın, sonsuzdan büyük olma çelişkisi ve imkânsızlığı ortaya çıkar. Bu soru da çelişkili kıyaslardan olduğu için mantıkça ve ilim bakımından hiçbir kıymeti yoktur.

Bu soru ile, bir yazarın, yazmış olduğu kitaba, kendi bilgisinden daha fazla bilgi koyması, güneşin kendi ışığından fazlasını bir su damlacığına vermesi gibi bir muhal talep edilmektedir. “Allah, kendinden daha büyük bir varlık yaratabilir mi?” sorusu, “Allah kendi kemâlinden daha fazlasını, bir mahluka verebilir mi?”, “Yarattığı o mahluk kâmil, kendisi eksik olabilir mi?” anlamına gelir. İlim adamları, üç çeşit varlık mertebesi olduğundan söz ederler. Vacip (olması zaruri), mümkin (olup olmama ihtimali aynı olan), mümteni (varlığı imkânsız).

Mesela bir heykel ve onu yapan heykeltıraş düşünelim. Heykele nispetle heykeltıraşın olması vaciptir. Yani hiçbir heykel heykeltıraş olmadan olmaz (İğnenin ustasız, harfin katipsiz olamayacağı gibi.). Bu heykel yapılmadan önce, heykeltıraş için onu yapıp yapmamak mümkindir. Yani isterse yapar isterse yapmaz. Heykeltıraşa nispetle heykelin daha usta, daha yetkin, daha güçlü, daha bilgili olması ise mümtenidir.

Eğer yukarıdaki soru bağlamında vücut mertebelerini ele alacak olursak, Allah’ın varlığı vaciptir. Yaratılmış ve yaratılacak olan her şeyin vücudu mümkin, Allah’ın şeriki, benzeri ve eşinin bulunması ve herhangi mahlukun kendisinden büyük ve güçlü olması ise mümtenidir. Bu soru ile Allah’ın yaratacağı o mahlukun “mümkin” olması kaçınılmaz iken, onun vacip olması hatta bu noktada daha ileri bir varlık mertebesine sahip olması istenmektedir.

Soruyu soran kimse “büyüklük” kavramını da yanlış yorumlamaktadır. Allah’ın büyüklüğü yarattıklarına nispetle ortaya çıkan bir büyüklük değildir. Bütün isimleri ve fiilleri sonsuz olan Allah’ın zatı hiçbir mahluka benzemediği gibi, büyüklüğü de mahlukatın büyüklüğüne benzemez, ölçüye girmez, tasvire sığmaz, takdirle bilinmez. Mahlukatın büyüklüğü birbirine göredir, Allah’ın büyüklüğü ise sınırsızdır, nihayetsizdir.
 
Üst