Cübbeli Hoca'dan Hakan Fidan'a Beddua

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
döner durur insanoğluda, sonunda, bir hak dostunun dizine yaslar başını.... Ben, Allah dostlarını severim, ne için, Allah için.. bir hak dostu buldunmu, eteğini sıkıca tut, bırakma der büyükler....öyle yapmaya çalışıyorum..Rabbim son nefesime kadarda bunu bana nasib etsin...
Abi böyle diyerek sadece kendi nefsini avutuyorsun hem vallahi hem billahi.

En kallavi yanlış, Allah dostu kavramını ilkeselleştirmek yerine, kişiselleştirmek usul açısından zaten sapmanın başlangıç noktası burası.

Neden şöyle düşünmüyorsun, kafanda belli başlı Allah dostu zaatları, anma, himmet isteme makamları üreteceğine,
İman-Salih Amel-İhlas-Samimiyet ekseninde hayırda ileri giden herhangi bir kulu Allah'ın velisi olarak görüp, istişare etmek ne biliyim bir ayet paylaşıp üzerinde derin derin tefekkür etmeyi teklif etmek, hayrı konuşarak çoğaltmak, şerri kötüleyerek set etmek, Allah'ı topluca zikretmek, anmak filan bu kavramlar üzerinden Allah dostluğu ve veliliği kavramlaştırmak gerek miyor mu?

Meselâ @Verda bana göre bir Allah velisi, dostu ben onunla paylaşımlarımı Allah'ın anılması, zikri olarak görüyorum, siz neden göremiyorsunuz.

Bir kişiye şefaati umularak yapılan muhabbet ve dostluk hem Vallahi hem billahi müşriklerin sevgi uslubudur, sevgi ve muhabbet sıratı müstakimde istikrar için yapılan muhabbet, sevgi ve paylaşımdır, Allah için olan için budur, kurtulmak, şefaat, yancılık yapmak, eteğinden tutup cehennemden yırtmak vs amaçlar şeytanın halis imanı delmek için sokuşturduğu hastalıklardır.

Kur'anın yarısı neredeyse bunu anlatıyor siz ne okuyorsunuz Kur'andan anlamak mümkün değil.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Abi böyle diyerek sadece kendi nefsini avutuyorsun hem vallahi hem billahi.

En kallavi yanlış, Allah dostu kavramını ilkeselleştirmek yerine, kişiselleştirmek usul açısından zaten sapmanın başlangıç noktası burası.

Neden şöyle düşünmüyorsun, kafanda belli başlı Allah dostu zaatları, anma, himmet isteme makamları üreteceğine,
İman-Salih Amel-İhlas-Samimiyet ekseninde hayırda ileri giden herhangi bir kulu Allah'ın velisi olarak görüp, istişare etmek ne biliyim bir ayet paylaşıp üzerinde derin derin tefekkür etmeyi teklif etmek, hayrı konuşarak çoğaltmak, şerri kötüleyerek set etmek, Allah'ı topluca zikretmek, anmak filan bu kavramlar üzerinden Allah dostluğu ve veliliği kavramlaştırmak gerek miyor mu?

Meselâ @Verda bana göre bir Allah velisi, dostu ben onunla paylaşımlarımı Allah'ın anılması, zikri olarak görüyorum, siz neden göremiyorsunuz.

Bir kişiye şefaati umularak yapılan muhabbet ve dostluk hem Vallahi hem billahi müşriklerin sevgi uslubudur, sevgi ve muhabbet sıratı müstakimde istikrar için yapılan muhabbet, sevgi ve paylaşımdır, Allah için olan için budur, kurtulmak, şefaat, yancılık yapmak, eteğinden tutup cehennemden yırtmak vs amaçlar şeytanın halis imanı delmek için sokuşturduğu hastalıklardır.

Kur'anın yarısı neredeyse bunu anlatıyor siz ne okuyorsunuz Kur'andan anlamak mümkün değil.


Ağzımdan aldın Yahayy bu kadar güzel anlatamazdım sanırım ayrıca teşekkür ederim görüşlerimiz karşılıklı..


döner durur insanoğluda, sonunda, bir hak dostunun dizine yaslar başını.... Ben, Allah dostlarını severim, ne için, Allah için.. bir hak dostu buldunmu, eteğini sıkıca tut, bırakma der büyükler....öyle yapmaya çalışıyorum..Rabbim son nefesime kadarda bunu bana nasib etsin...

Abi siz çocukları ve ailesi için zor şartlarda gece gündüz çalışıp haram yemeyen yalan söylemeyen elinden geldiğince Allah'a karşı samimi ve takvalı olan fakir bi adamın ve yine toplumumuzun mecbur bıraktığı çocukları için koca zulmü çeken bir kadının (örnekler çoğaltılabilir) Allah dostu olabileceğini hiç düşündünüz mü kimdir size göre veli? bilmem kaç göbek geride peygambere soyu dayanan öncelikli biri vs vs. Veli olmanın şartı iman ve takvadır o halde? hakkı ve sabrı tavsiye edebilmek abi..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
@talib, @abdullah birisi

Yahu siz sağlıklı düşünme yetisine sahip insanlarsınız değil mi?

Tevazu edep, mütevazilik diyeceksiniz sonra aşağıdaki sözleri haykıracaksınız...

Abdülkadir Geylani, Bahuiddin-i Nakşibendi vs kim ise konu...

- Ben kutupların kutbutum,

- Avumcumda alemleri misket gibi çeviririmmm

- Bi gözümle kainatı tavaf eder gelirim

-100 Fersah 600 Km yakınıma şefaat hakkım var (Alaattiin attar'ın da 40 :)

-Tüm velilerin nuru söndü benim nuru ebedî sönmeyecek

- Ne zaman başın sıkışırsa yüzünü bağdata kabrine dön benden iste, imdat et


Şimdi bunları tüm kamuya açık bir ortamda nara atılacak şeyler midir?

Bu sözlerdeki mütevaziliği bana gösterir misiniz?

Söylediklerinizde samimi değilsiniz, söylediklerimizdeki yalanı yanlışı söylemeniz gerekirken sürekli slogan atıyorsunuz.

Tevazu nedir evvela onu bir tam öğrenelim... Peygamber efendimiz de bir şey söyler, fakat övünmek yoktur der. Bak efendimiz aleyhisselam dan bir örnek bulduk. Bu burada kalsın...

saniyen, bazı şey vardır makamının gereğini yapmak ve makamın ne manaya geldiğini bildirmek zorundasın.

Makamda tevazu zillet olur aynı zamanda. Bu da burada kalsın.

Hasılı kelam, nasıl zahiri makamlarda, orada bulunan insan makamının gereğini yerine getirir, bu vazifesi aynı zamanda, kibir sayılmaz... Aynen öyle bazı manevi makam sahipleri de bazen bildirmek gereği duyabilir. Bu da vazifesi gereğidir. Belki manevi emir belki insanların istifadesini düşünerek...

Misal mürşid konumunda olan insanlar bir miktar bilinmek zorundadır. Zira insanlar irşad olmak için gelsinler. Ama çok zaman ricalden olan zatların bilinmesine gerek yoktur ki onlar da kendisini gizler
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Tevazu nedir evvela onu bir tam öğrenelim... Peygamber efendimiz de bir şey söyler, fakat övünmek yoktur der. Bak efendimiz aleyhisselam dan bir örnek bulduk. Bu burada kalsın...

saniyen, bazı şey vardır makamının gereğini yapmak ve makamın ne manaya geldiğini bildirmek zorundasın.

Makamda tevazu zillet olur aynı zamanda. Bu da burada kalsın.

Hasılı kelam, nasıl zahiri makamlarda, orada bulunan insan makamının gereğini yerine getirir, bu vazifesi aynı zamanda, kibir sayılmaz... Aynen öyle bazı manevi makam sahipleri de bazen bildirmek gereği duyabilir. Bu da vazifesi gereğidir. Belki manevi emir belki insanların istifadesini düşünerek...

Misal mürşid konumunda olan insanlar bir miktar bilinmek zorundadır. Zira insanlar irşad olmak için gelsinler. Ama çok zaman ricalden olan zatların bilinmesine gerek yoktur ki onlar da kendisini gizler
Bu ifadelerde hiç bir sıkıntı görmüyorum diyorsun öyle mi kardeşim?
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Ayıp etmiş zira beddua etmek büyük günahtır :D
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Mesajı mı görmedin, mesajda sakınca mı görmedin abi?

Anlamadım. Hangi mesajı kasteyledin? Hangi mesajda sıkıntı görmedin diye sormuş idin? Büyüklerden nakiller yapmışsın, o ifadelerde bir sıkıntı görmüyorum diyorum...

Nasıl ki cumhurbaşkanı, bu cumhurun başı benim, asker de benden emir alacak der ve bunda bir kibir aranmazsa, makamın gereği derse, manevi makamlarda da bazı kere böyle beyanlar olabiliyor demek ki. Gurur ve kibir görmüyorum orada.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Anlamadım. Hangi mesajı kasteyledin? Hangi mesajda sıkıntı görmedin diye sormuş idin? Büyüklerden nakiller yapmışsın, o ifadelerde bir sıkıntı görmüyorum diyorum...

Nasıl ki cumhurbaşkanı, bu cumhurun başı benim, asker de benden emir alacak der ve bunda bir kibir aranmazsa, makamın gereği derse, manevi makamlarda da bazı kere böyle beyanlar olabiliyor demek ki. Gurur ve kibir görmüyorum orada.

Tamam bi ok'dir :)
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Cübbeli insan değil mi? İnsan ve aynı zamanda Müslüman. Laik yapılanmanın en üstünden en altına İslam'ın hilafına olan şahsiyetleri eleştirecektir.
Dahası, İslam'a savaş açmış düzeni de eleştirecektir!
Dahası, İslam'a savaş açmış düzeni yıkıp yerine İslam düzenini getirmek için fiili bir çabanın içinde de olabilir Cübbeli!
Ama ne gariptir ki, Cübbeli bir kısım şahsiyetleri eleştirirken,
O şahsiyetleri, kendi hukukunda motive eden, kendi hukukunun dışına taşırmayan ve o kulvarda hapseden Laik Hukuk'a karşı lisani ve fiili bir söylemin içerisinde olmaz.
Fiili bir mücadele içerisinde olursa Cübbeli, IŞİD'in resmini kendi şahsiyetinde, kendi benliğinde, kendi varlığında ve mücadelesinde bulacaktır!!!
Yani, içerisinde bulunduğunuz sistemi seçimlerle, partilerle purtilerle revize edemezsiniz. Neticede iki farklı inancın kavgası kaçınılmaz olacaktır.
Kelleler, gövdeler, ayaklar, eller bir o yana bir bu yana savrulacak, işkembeler, bağırsaklar vücutlardan dışarı fırlayacaktır.
Cübbeli bunları göze alabilir mi?
Cezaevine düştüğünden itibaren, çocuklar gibi ağlayan Cübbeli değil miydi, "Ne olur beni buradan kurtarın daha devlet adamlarına bir şey demiyeceğim onları eleştirmeyeceğim" diyen kendisi değil miydi ağlayarak!
Solcu ve ateist kadar olamayan birinden fiili icraat beklemek aptallık olur.
Cübbeli, kendi aleminde bir Donkişot bana göre!!!
 
Üst