bulut_bey79
Kıdemli Üye
- Katılım
- 28 Eki 2006
- Mesajlar
- 12,118
- Tepkime puanı
- 324
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul
- Web sitesi
- 3422unitedstates.spaces.live.com
Kötü huylardan biri de, “Tûl-i emel”dir. Tûl-i emel zevk ve safâ sürmek için çok yaşamayı istemektir. İbâdet yapmak için, çok yaşamayı istemek, tûl-i emel olmaz. Tûl-i emel sâhibleri, dünyaya çok düşkündürler, ibâdetleri vaktinde yapmazlar. Tevbe etmeyi terk ederler. Kalbleri katı olur. Ölümü hâtırlamazlar. Vaaz ve nasîhatten ibret almazlar.
Hadîs-i şerifte, “Lezzetlere son veren şeyi çok hâtırlayınız” buyuruldu. Yine, hadîs-i şerifte, “Ölümden sonra olacak şeyleri bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız” buyuruldu.
Tûl-i emel sâhibi, hep dünya mâlına ve mevkiine kavuşmak için ömrünü harcar. Âhireti unutur. Yalnız zevk ve safâsını düşünür. Çoluk çocuğunun bir senelik gıdasını hâzırlamak, uzun emel olmaz. Hadîs-i şerifte, “İnsanların en iyisi ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir” ve “İnsanların en kötüsü, ömrü uzun, ameli kötü olandır” buyuruldu.
Tûl-i emelin sebepleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak ve sıhhatine, gençliğine aldanmaktır. Tûl-i emel hastalığından kurtulmak için, bu sebepleri yok etmek lâzımdır. Ölümün her an geleceğini düşünmelidir. Sağlığın, gençliğin ölüme mani olmadıklarını unutmamalıdır.
Tûl-i emel sâhibi olmanın zararlarını ve ölümü hâtırlamanın faydalarını öğrenmelidir. Hadîs-i şerifte, “Ölümü çok hâtırlayınız. Onu hâtırlamak, insanı günah işlemekten korur ve âhirete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur” buyuruldu.
Eshâb-ı kirâmdan Bera bin Âzib hazretleri diyor ki:
Bir cenâzeyi götürdük. Resûlullah kabir başına oturdu. Ağlamaya başladı. Mübârek gözyaşları toprağa damladı. Sonra, “Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hâzırlanınız” buyurdu.
Ömer bin Abdül’azîz, bir âlimi görünce, nasîhat istedi. O da, şimdi halîfesin, istediğin gibi emredersin. Yarın öleceksin, dedi. Biraz daha söyle deyince, Âdem aleyhisselâma kadar, bütün dedelerin ölümü tattı. Şimdi sıra sana geldi, dedi. Halîfe, uzun zaman ağladı...
Hikmetler
Mehmet Oruç
Hadîs-i şerifte, “Lezzetlere son veren şeyi çok hâtırlayınız” buyuruldu. Yine, hadîs-i şerifte, “Ölümden sonra olacak şeyleri bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız” buyuruldu.
Tûl-i emel sâhibi, hep dünya mâlına ve mevkiine kavuşmak için ömrünü harcar. Âhireti unutur. Yalnız zevk ve safâsını düşünür. Çoluk çocuğunun bir senelik gıdasını hâzırlamak, uzun emel olmaz. Hadîs-i şerifte, “İnsanların en iyisi ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir” ve “İnsanların en kötüsü, ömrü uzun, ameli kötü olandır” buyuruldu.
Tûl-i emelin sebepleri, dünya zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak ve sıhhatine, gençliğine aldanmaktır. Tûl-i emel hastalığından kurtulmak için, bu sebepleri yok etmek lâzımdır. Ölümün her an geleceğini düşünmelidir. Sağlığın, gençliğin ölüme mani olmadıklarını unutmamalıdır.
Tûl-i emel sâhibi olmanın zararlarını ve ölümü hâtırlamanın faydalarını öğrenmelidir. Hadîs-i şerifte, “Ölümü çok hâtırlayınız. Onu hâtırlamak, insanı günah işlemekten korur ve âhirete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur” buyuruldu.
Eshâb-ı kirâmdan Bera bin Âzib hazretleri diyor ki:
Bir cenâzeyi götürdük. Resûlullah kabir başına oturdu. Ağlamaya başladı. Mübârek gözyaşları toprağa damladı. Sonra, “Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hâzırlanınız” buyurdu.
Ömer bin Abdül’azîz, bir âlimi görünce, nasîhat istedi. O da, şimdi halîfesin, istediğin gibi emredersin. Yarın öleceksin, dedi. Biraz daha söyle deyince, Âdem aleyhisselâma kadar, bütün dedelerin ölümü tattı. Şimdi sıra sana geldi, dedi. Halîfe, uzun zaman ağladı...
Hikmetler
Mehmet Oruç