Çok Okuyan Değil Eleştirel Okuyan Bilir

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Çok kitap okuduğu halde düşünce anlamında sığ kalmış insanlar vardır. Bir dönem bakarsınız bir kişiyi kendisine önder edinip papağan gibi onun sözlerini tekrarlar, bir başka dönemse farklı bir kişinin peşine düşüp bu sefer onun düşüncelerini tekrarlamaya başlar. Duyduğuna hemen inanan, bir fikri körü körüne savunabilen, düşünceleri arasında tutarlılık olmayan bu türden insanların sorunu çok kitap okumalarına karşın eleştirel okuma yetisi kazanamamış olmalarıdır.

Emin Özdemir’in ‘Eleştirel Okuma’ kitabı bir yandan okuryazar olmakla okur olmak arasındaki farkı anlatırken diğer yandan nasıl bir gözle okumanız, ne tür bir çaba göstermeniz gerektiği konusunda çok çarpıcı bilgiler veren bir başvuru kitabı. Belki eğitim sistemimizin, belki de ailelerimizin bizi sorgulayan insanlar olarak yetiştirmemesinden dolayı yetişkin düzeyine gelmiş insanların bile kitaplarda veya gazetelerde yazanları eleştirel bir süzgeçten geçirmeden okuduğuna tanık olmuşsunuzdur. Emin Özdemir’in Eleştirel Okuma kitabı, bu türden bir okuryazarlıktan gerçek bir okurluğa geçmek için kolları sıvayan kişiye hazine değerinde bilgiler sunuyor. Eğer okumayı seviyorsanız, ‘Eleştirel Okuma’, kitaplığınızdaki her kitaptan daha önde olması gereken bir kitap.


Kitap “Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür” diyen Goethe’den bir alıntıyla başlıyor. Ardından Bacon’ın bir denemesiyle konuya giriyoruz: “Okuyorsan ne karşındakileri susturmak, bilgiçlik satmak için, ne her okuduğuna körü körüne inanmak, ne de konuşmalarına konu olmak için ama incelemek, düşünmek için oku.”


Kitap eleştirel okumayı bilmeyen kişiler için tuzaklarla dolu. Size önce Sabahattin Eyuboğlu’nun dostlukla ilgili bir denemesini veriyor Özdemir. Eyuboğlu güzel Türkçesiyle çıkarlardan arındırılmış bir dostluğun yaşamın ana amacı olduğunu anlatıyor. En sonunda “Dostluk olmayan yerde hiçbir insanca değerin gelişebileceğine inanmıyorum” diyecek kadar dostluğu yüceltiyor Eyuboğlu. Verdiği örnekleri de düşününce Eyuboğlu’na hak veriyorsunuz. Sonra Salâh Birsel’den gene dostluk üzerine bir metin çıkıyor karşınıza. Şöyle diyor Birsel: ”Parababalarının dostu vardır, cebideliklerin, atletlerin, adembabaların, ölüp ölüp dirilenlerin, kapı baca açık yatanların, yüreğine ateş düşenlerin, canını dişine takanların, yüzüstü bırakılanların, meydan dayağı yiyenlerin, bastıbacakların yoktur. Kalantorların dostu vardır, sıfırı tüketmişlerin yoktur.”


Dostlukların zaman içinde sıkıcı bir hal alabileceğini anlatan Birsel görüş ayrılıkları, yaşama biçimleri gibi nedenlerden zamanla dostların birbirine yabancılaştığını söyledikten sonra Marcel Proust’un bir sözüyle kapatıyor perdeyi “Benim dostluklarla yitirilecek vaktim yoktur”.

Dostlukla ilgili ilk düşünceleriniz biraz sallanmaya başladı. Hadi gerçeği söyleyelim, Birsel’in dostlukla ilgili yazdıklarını daha gerçekçi buldunuz. Şu anda iki metne de biraz mesafeli bakıyorsunuz. Çünkü birine doğru deseniz, öbürü yanlış olacak. Emin Özdemir işi bu noktada da bırakmıyor. Karşınıza Oktay Akbal’ın olgunluk döneminden bir yazı çıkartıyor. Akbal çıkar ve para ilişkileri yüzünden dostlukların çağımızda azaldığını söyleyerek şöyle bitiriyor yazısını: “Önemli olan şu, tek bir dostunuz bile varsa, bilin değerini. Küçük çıkarlar, geçici amaçlar için bozuk para gibi harcamayın. “Dünyada dost vardır” ilkesini yaratmaya çalışın. Gücünüzün yettiğince.”

Özdemir
sorgulamaya alışmamış, her okuduğunu gerçek sanan bir kişiyi öylesi bir ikilemin içine bırakıyor ki kişinin bu metinler arasında ilişki kurmaması, soru sormaması olanaksız. Farkına varmadan dostluk üzerine tez, karşı tez ve sentez olabilecek üç görüşü karşınızda bulup karşılaştırmalar yapmaya, metinleri eleştirel bir gözle yeniden okumaya başlıyorsunuz.


Pisa 2015: Az Okuyan ve Okuduğunu Anlamayan Bir Kuşak


Bir yazar, düşüncesini geliştirirken tanımlama, karşılaştırma, örneklendirme, nesnel verilerden yararlanma gibi yöntemlerden yararlanır. Okur da metinde yazarın oluşturduğu bütün iletiyi, aynı yöntemlerden yararlanarak bütünüyle anlamaya çalışmalıdır. Pisa 2015 sonuçlarına göre Türkiye okuma ve okuduğunu anlamada OECD ülkelerinin arasında Meksika’yla birlikte son sırada yer alıyor. Ne okuyan ne de okuduğunu anlayan bir kuşak için Emin Özdemir’in ‘Eleştirel Okuma’ kitabı bir başucu kitabı niteliğinde. Çünkü ‘Ne okusam?’ sorusundan çok daha öncelikli ve çok daha önemli bir soru ‘Nasıl okusam?’


Okuduğunu anlamayan bir öğrenciden daha çok kitap okumasını istemek hiç de anlamlı değil. Bir öğrenci öncelikle bir kitabı nasıl okuması, nasıl anlaması ve yorumlaması gerektiğini öğrenmeli. Kitabın içindeki katmanları ayırt edebilmeli. Kuşkusuz bu çözümlemelerle birlikte okuduğundan da zevk alabilmeli. Okuduğunu anlamadan yüzlerce kitap okumaktansa, anlayarak tek bir kitap okumak yeğdir.

“Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemi çözmeye benzer. Nasıl problemin çözümünde öğeleri değerlerine göre kullanma, aralarındaki ilişkiyi doğru kurma bir zorunluluksa, paragrafı oluşturan sözcükleri de doğru algılama, birbirleriyle ilişkilerini bulma, yansıttıkları düşünceyi ve düşünsel düzeni görme de öylesine bir zorunluluktur.” E.L.Thorndike’ın bu sözleri ışığında Emin Özdemir, okuduğunu anlamak için temel yaklaşımları son derece akıcı bir dille aktarıyor.

Öğretici metinler ve yazınsal metinlerin ayrı ayrı ele alındığı kitapta Tahsin Yücel’den Akşit Göktürk’e, Sait Faik’ten Ferit Edgü’ye, Adnan Binyazar’dan Nurullah Ataç’a, Yaşar Kemal’den Erhan Bener’e, Esendal’dan Dağlarca’ya, Külebi’den Necatigil’e, Orhan Veli’den Kemal Tahir’e kadar onlarca örnek var. Siz olay örgüsü, karakterler, imgeler üstüne kafa yorarken hiç fark etmeden kendinizi bir edebiyat şöleninin içinde buluyorsunuz. Emin Özdemir’in kitabıyla öğrenme isteğini aşan bir tutkuya dönüşüyor okumak. Özenle seçilmiş metinlerin ışığında okur yazarlıktan eleştirel okumaya doğru yelken açıyorsunuz.


Her gerçek okurun kitaplığında olması gereken bir başvuru kitabı Eleştirel Okuma. Pisa sonuçlarını düşündüğümüzde belki de okulların Türkçe derslerinde temel kitap olarak okutulmalı.

http://www.bilgiyayinevi.com.tr/cok-okuyan-degil-elestirel-okuyan-bilir
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Kuranın ve düşüncenin yasak olduğu bir geçmişimiz var
Kültürel kodların temeli yazıyla bir günde kültürel hafıza silindi

Kürtçe ilahi kasetleri mi annem bahçeye gömmüştü bir zamanlar

Yazar kalkmış eleştirel düşünce diyor
Yahu önce bir düşünmeyi öğrenelim de

Yabancı dil herkese mecburi
Anadilde eğitim milletin yarısına yasak
Al sana düşünsel eleştiri
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Eleştirel düşünme bizim mahallede olmaz mümkün de değildir. Ebu Hanife yanılmıyorsam, hicri 80 yılında dünyaya geldi ve 150 yılında da vefat etti... Din İşleri Yüksek Kurulu'na soru yöneltiyorsunuz, sorunun cevabına halan ya kendisi (Ebu hanife) refarans ya da ilk kuşak öğrencileri... Demek o insanlar (müctehidler) yoğurdu öyle bir mayalamışlar ki, sanırım o yoğurt kıyamete kadar da bozulmayacak (eleştirilmeyecek...)

Ha şunu da söyliyeyim, eleştirel düşünenler de var ve ha bire bombalıyorlar hicri 200'lerde yoğurtlarını güzel mayalayanları...

Tamam da eleştirdiğin zaman, yerine "okkalı bir hüküm" koyulmaz mı..? Koyulur değil mi..?

İşin garip tarafı ben de koyanı görmedim... ---)))

Nasıl..???
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Bakış ola kese başı , baş ola yapa savaşı ... ( uydurmadır takılmayın )
Antik Yunan felsefesi bugün hala felsefenin temellerini oluşturur ...
demokrasi denen şey 5000 yıllık süreçte vardı , hala daha var ...
sayıların tarihi oldukça eskidir hala aynı sayıları aynı mantık ile kullanırız ...
takvim desen epey köklüdür , değiştirmedik hala ...
newton fiziği ıskartaya çıktı çoktan ama hala günceldir ....
vs vs vs ....
düşünmezmisiniz diyen bir din , nakledelim diyen bir ümmet ....

çok bayat ve basit bir örnek vardır ...
sene 1900 ve gazetelerde türbanlılar heryeri sardı manşeti ...
sıradan bir insanın algı dünyasındaki yansıması , din elden gidiyor olacaktır ...
çünkü herkesin çarşaf giydiği bir ortamda , türban tarzı batılı kadın kıyafetinin tercihi fesattır ...
sene 1999 ve gene gazetelerde türbanlılar heryeri sardı ...
sıradan bir insan irticanın geldiğini düşünmesi muhtemeldir ...
Çoğunluğun tesettürsüz olduğu bir ortamda türban gibi üstüne din yüklenmiş bir tesettür parçası çok fazla anlamlıdır ...
hasılı nakile kimsenin itirazı yoktur ...
aksine bizi biz yapan değerdir ...
ama nakletmek , stabil kalmak zaman ve mekana göre anlamlandırma ihtiyacı doğan bir şeydir ...
aristotalesin devlet algısı ile benimki bambaşkadır ...
ama aynı kelimeyi kullanıyoruz ...
birbirimize güncel olmazsak , saçma sapan hallere düşeriz ...
neyse hayat fani ölüm ani ...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
eleştirmek için çok bilmek gerekli mi
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Yabancı dil herkese mecburi
Anadilde eğitim milletin yarısına yasak
Al sana düşünsel eleştiri


Mesela idamı bu tarz söylemler içinde destekliyorum... Çok masumane görünümlü bölücü bir söylem!
Kimliğinizde Türk vatandaşı yazıyor ve bu ülkenin ANADİLİ türkçe. Anadilde herkese eğitim veriliyor. farklı etnik kökenden olduğunuz için devlet size özel eğitim veren okul açsın, öğretmen atasın istiyorsanız bu yaptığınız ikiyüzlülüktür. iyi zazaca eğitimde olsun, lazca da. sonra millet bir araya gelip hiç anlaşamasın. Merkezi sistem çöksün sizde diyarbakır bizim istanbul hepimizin deyiverin...
Çok meraklıysanız anadilde eğitime buyurun özel okul açın bakalım ne kadar talep olacak...
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Mesela idamı bu tarz söylemler içinde destekliyorum... Çok masumane görünümlü bölücü bir söylem!
Kimliğinizde Türk vatandaşı yazıyor ve bu ülkenin ANADİLİ türkçe. Anadilde herkese eğitim veriliyor. farklı etnik kökenden olduğunuz için devlet size özel eğitim veren okul açsın, öğretmen atasın istiyorsanız bu yaptığınız ikiyüzlülüktür. iyi zazaca eğitimde olsun, lazca da. sonra millet bir araya gelip hiç anlaşamasın. Merkezi sistem çöksün sizde diyarbakır bizim istanbul hepimizin deyiverin...
Çok meraklıysanız anadilde eğitime buyurun özel okul açın bakalım ne kadar talep olacak...
Ben asla bölücü olmadım ihvan ve ulusalcılık furyasında islam ve ümmet fikrinden kopmayan kürt dedelere sahip olduğum için iftihar ederim.
Anadilde eğitim sadece kürtlerin değil diğer devletlerde yaşayan türklerin de hakkıdır
Bu hak evrenseldir dinler, güncel normlar ve akıl bunu reddetmez
Böyle beni idamla korkutamazsın ihvancim başka yol dene
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Ben asla bölücü olmadım ihvan ve ulusalcılık furyasında islam ve ümmet fikrinden kopmayan kürt dedelere sahip olduğum için iftihar ederim.
Anadilde eğitim sadece kürtlerin değil diğer devletlerde yaşayan türklerin de hakkıdır
Bu hak evrenseldir dinler, güncel normlar ve akıl bunu reddetmez
Böyle beni idamla korkutamazsın ihvancim başka yol dene


Almanya da yaşayan türkler anadillerini öğrenebilir, birbirleriyle rahatlıkla konuşabilir yahut kültürlerini yaşatabilirler ama alman eğitim sistemi içinde türkçe eğitim alamazlar. Bu dünyanın neredeyse tamamında böyledir ( neredeyse dememin sebebi tamamını bilmediğim için yoksa aksi örnek yok sanıyorum )
Aynı şekilde sen yavruna kürtçe öğret, dededen atadan yöresel kültürünü nakşet, adet gelenek göreneklerini yaşat bunda bi beis yok. Nihayetinde Türk değilsin, en tabi hakkın kendi kültürel mirasına sahip çıkman ama kalkıp devlet bize bizim dilimizde eğitim versin diyemezsin. Bu ülke ulus devlettir. Merkezi sistemde yönetilir ve sana kürtçe bana türkçe öbürüne zazaca diğerine arapça eğitim olmaz. Olduğunu varsayalım bi an: kürtçe eğitim aldın okullardan mezun oldun doktor çıktın. Diyeceksin ki devlet bana kadro versin, nerede verecek? Trabzon da mı? Edirne de mi? Yahut lazca eğitim verildi diyelim batmanda mı görev alacak? Avukat çıktın mahkemeler ne şekilde görülecek? Sein istediğin bir hak değil imtiyaz.


Senin dediğinin özü özeti şu dur: BİZ 10 MİLYONDAN FAZLA NUFUSUZ. ÜLKENİN DOĞUSU BİZİM, BATISI HEPİMİZİN. MERKEZİ YÖNETİM DOĞUYU TERKEDERSE HALİMİZ HARAP, KENDİ ADAMLARIMIZI YETİŞTİRSİN SONRASINA BAKARIZ.

İdamla korkutmuyorum ülkede idam yok zaten. Olsa ve elimde imkan olsa senide bu söyleminden dolayı ben asardım. Bunlar masumane istekler değil. Bunlar pkk'nın talepleri.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Almanya da yaşayan türkler anadillerini öğrenebilir, birbirleriyle rahatlıkla konuşabilir yahut kültürlerini yaşatabilirler ama alman eğitim sistemi içinde türkçe eğitim alamazlar. Bu dünyanın neredeyse tamamında böyledir ( neredeyse dememin sebebi tamamını bilmediğim için yoksa aksi örnek yok sanıyorum )
Aynı şekilde sen yavruna kürtçe öğret, dededen atadan yöresel kültürünü nakşet, adet gelenek göreneklerini yaşat bunda bi beis yok. Nihayetinde Türk değilsin, en tabi hakkın kendi kültürel mirasına sahip çıkman ama kalkıp devlet bize bizim dilimizde eğitim versin diyemezsin. Bu ülke ulus devlettir. Merkezi sistemde yönetilir ve sana kürtçe bana türkçe öbürüne zazaca diğerine arapça eğitim olmaz. Olduğunu varsayalım bi an: kürtçe eğitim aldın okullardan mezun oldun doktor çıktın. Diyeceksin ki devlet bana kadro versin, nerede verecek? Trabzon da mı? Edirne de mi? Yahut lazca eğitim verildi diyelim batmanda mı görev alacak? Avukat çıktın mahkemeler ne şekilde görülecek? Sein istediğin bir hak değil imtiyaz.


Senin dediğinin özü özeti şu dur: BİZ 10 MİLYONDAN FAZLA NUFUSUZ. ÜLKENİN DOĞUSU BİZİM, BATISI HEPİMİZİN. MERKEZİ YÖNETİM DOĞUYU TERKEDERSE HALİMİZ HARAP, KENDİ ADAMLARIMIZI YETİŞTİRSİN SONRASINA BAKARIZ.

İdamla korkutmuyorum ülkede idam yok zaten. Olsa ve elimde imkan olsa senide bu söyleminden dolayı ben asardım. Bunlar masumane istekler değil. Bunlar pkk'nın talepleri.

Asacagindan kuşkum yok, tarihimizde türkçe bilmediği için asılan insanlar var
Anadilde eğitim hakkı demek tamamen bu dilde eğitim almak demek değildir

Kürdüm ne desem boş bana kinin asacak kadar tavan yapıyor
En iyisi senin kanından birileri cevap versin.
Aşağıdaki makaleyi bilhassa seçmedim
Ne yazarı seviyorum nede tüm fikirlerine katılıyorum.


...........................
Anadilde eğitim hakkıUNESCO'nun önemle altını çizdiği evrensel bir ilke var. Bir çocuk en iyi anadilinde okuyarak ve yazarak öğrenmeye başlar. 21 Şubat bu gerçeği vurgulamak için Anadilde Eğitim Günü ilan edildi; Doğu-Batı her yerde kutlanmakta.
Aynı zamanda şunu da biliyoruz ki çocuklar birden fazla dil öğrenmeye son derece açıklar. Ve bunu şaşırtıcı bir kabiliyetle yapmaktalar. Yani iki dilli, hatta üç-dört-dilli yetişebilirler. Tıpkı İngiltere'de Galler bölgesindeki çocuklar gibi. Onlar hem Galce öğreniyorlar hem İngilizce. Bölgenin en ünlü kadın şairlerinden Gillian Clarke ile yapılan bir söyleşiyi dinliyorum.
Özetle şunu söylüyor: "Benim annem Galce öğrenmemi istemedi; azınlık dili, hayatta zorluk çekerim diye bana mâni oldu. Ben de sonradan kendi çabamla öğrendim. Keşke çocukken öğrenseydim. Bizim çocuklarımız ise bugün iki dilli. Ve dünyaları daha zengin. Bir dili öğrenmek, bir başka dili de öğrenmelerine mâni değil ki."

*
Avrupa'da 22 ülkede toplam 458 dil konuşuluyor. Ve bu sayı giderek artmakta. Temel dillerin yanı sıra lehçeler korunuyor, azınlık dilleri önemseniyor. Göçmenler kendi dillerini beraberlerinde getiriyorlar. Böylece hem anadillerini hem de o ülkenin dilini veya dillerini konuşarak büyüyen yepyeni kuşaklar geliyor.
Sonuç: Çok dilli, çok kültürlü, sanatı-felsefesi-mimarisi-akademisi gelişmiş bir Avrupa. Çok dilli kentsel merkezler, düşünce ve yaratıcılık penahı genelde.
Öte yandan bugün yerkürede 6000'den fazla dil mevcut. Bunlardan yarıya yakını bu yüzyıl sona ermeden silinmiş olacak. Azınlık dilleriyle beraber kadim kültürler, koskoca bir tarihsel birikim ve insanlığın hikâyeleri de kaybolmakta damla damla.
Kitaplarımın çevrildiği dillere bakıyorum. Neredeyse 40'a yaklaşmış. İspanyolca'dan Rusça'ya, Çince'den İbranice'ye her dil var aralarında. Kimi daha yaygın konuşulan, kimi daha dar coğrafyalarda. Lakin bir tek dil yok aralarında: "Kürtçe."
Kendi ülkemde, benimle aynı pasaportu taşıyan vatandaşlarımızın konuştuğu ve beşikten itibaren öğrendiği bir dilde romanlarımı bulamıyorum. Sadece ben değil, Türk edebiyatında kaç romancı, şair, öykü/deneme ustası Kürtçe'ye çevrilmiş?
Kendini en iyi Kürtçe ifade eden ve bu dilde hayal kuran, rüya gören Mardinli bir ev hanımı herhangi bir kitabımı okumak istese Kürtçe'sini bulamayacak. O kadar kanıksamışız ki bu durumu sormuyoruz bile, neden?

*
Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi'nin, Kürtlerin ağırlıklı olarak yaşadığı merkezlerde yaptığı araştırmayı önemli buluyorum. Barış sürecini destekleyen bir tablo çıkıyor ortaya. "Kürtler ne istiyor?" sorusu çok soruldu ki geçtiğimiz dönemlerde, hemen hep olumsuz yargılar ve korkular eşliğinde. Oysa bugünkü araştırma gösteriyor ki Kürtler eşit vatandaşlık istiyor. Bu yönde cevap verenlerin oranı yüzde 62.8; özerklik isteyenler yüzde 15.1; federasyon isteyenler yüzde 7.8.
Sadece Kürtler değil elbette, Ermeniler, Aleviler, Museviler, Rumlar, Romanlar, eşcinseller, şu veya bu sebepten ötürü kendilerini "azınlık" konumunda bulan herkes ve elbette ki biz kadınlar da eşit vatandaşlık istemiyor muyuz? Özünde bu kadar basit değil mi? Bu kadar temel.
Araştırmalar ve nabız yoklamaları gösteriyor ki en çok önemsenen, dile getirilen talep anadilde eğitim. Türkiye'de çocukların birden fazla dil konuşarak büyümesi bu ülkeyi geriye götürmez. Kürt çocukları, hem anadilleri olan Kürtçe'yi, hem ortak dilimiz olan Türkçe'yi, hem dünya dilleri olan İngilizce, Fransızca yahut İspanyolca'yı öğrenerek büyüyebilirler. Bu bizi zayıflatmaz. Aksine güçlendirir.
Kendi dilinde şiir okumak, roman yazmak, hayal kurmak, hikâyeler yaratmak gayet temel ve insani bir talep. Ekmek gibi. Su gibi elzem.

Elif şafak
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Ya bırak Allahını seversen hemen kürdüm diye kinlisin tribi. Bi mağdur edebiyatı yapmayın ya! Sanırısın memleketteki yada forumdaki tek kürt sensin de ondan seninle böyle konuşuyorum. Ben anadilde eğitime karşıyım. Elif şafak vs gibi insanlarda beni bağlamaz.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Ya bırak Allahını seversen hemen kürdüm diye kinlisin tribi. Bi mağdur edebiyatı yapmayın ya! Sanırısın memleketteki yada forumdaki tek kürt sensin de ondan seninle böyle konuşuyorum. Ben anadilde eğitime karşıyım. Elif şafak vs gibi insanlarda beni bağlamaz.
Çünkü sen islamcı tasavvufçu geçinen bir kafatasçısin
Kendi hakkını savunan her kürt asılmalıdır

Bu hakkı neredeyse her kürt savunur
Sen idamı bırak nükleer kullan bence
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Çünkü sen islamcı tasavvufçu geçinen bir kafatasçısin
Kendi hakkını savunan her kürt asılmalıdır

Bu hakkı neredeyse her kürt savunur
Sen idamı bırak nükleer kullan bence


Tarihinde türkçe bilmediği için asılanlar varmış.. Bak sen o zaman her şeyi talep edebilirsin önünde diz çöküp af dileyelim amma önce sırf türk ve devlet görevlendirdi diye doğuda öldürülen öğretmen, imam, devlet görevlisi ve BEBEKLERİN hesabını bi soralım ne dersin? Daha sıra ana kuzusu askerlere gelmedi... Yook onları sen yapmadın ben nasıl konuşuyorum öyle pis faşik ihvanistanbul... ama yapanlarla aynı talep noktasında rahatlıkla buluşabiliyorsun değil mi?

Bu ülkede dönem dönem her kesime büyük zülmlerde bulunuldu. Bunu inkar eden yok. İstanbul da yaşayan azınlıkların kökü kurudu be! Tarikat ehli neler çekti? Asılan hacı hoca yok mu? Ama devlete küsülmez, devlette büyüklenilmez. Bugün hala doğuda elektrik faturası ödenmiyor. Batıda ceremesini ben çekiyorum. Kimsenin bir şey de gıkı çıkmıyor paşam hem kimliğinden hem dilinden ( Türk Devleti ) rahatsız hemde mağdur. Hadi be ordan!


biliyoruz nasıl hak savunduğunuzu. 30.000 şehit verdik yetmedi, şimdi afrini vs temizlemeye uğraşıyoruz... Bir yavuz lazım doğuya çeki düzen verecek...
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Tarihinde türkçe bilmediği için asılanlar varmış.. Bak sen o zaman her şeyi talep edebilirsin önünde diz çöküp af dileyelim amma önce sırf türk ve devlet görevlendirdi diye doğuda öldürülen öğretmen, imam, devlet görevlisi ve BEBEKLERİN hesabını bi soralım ne dersin? Daha sıra ana kuzusu askerlere gelmedi... Yook onları sen yapmadın ben nasıl konuşuyorum öyle pis faşik ihvanistanbul... ama yapanlarla aynı talep noktasında rahatlıkla buluşabiliyorsun değil mi?

Bu ülkede dönem dönem her kesime büyük zülmlerde bulunuldu. Bunu inkar eden yok. İstanbul da yaşayan azınlıkların kökü kurudu be! Tarikat ehli neler çekti? Asılan hacı hoca yok mu? Ama devlete küsülmez, devlette büyüklenilmez. Bugün hala doğuda elektrik faturası ödenmiyor. Batıda ceremesini ben çekiyorum. Kimsenin bir şey de gıkı çıkmıyor paşam hem kimliğinden hem dilinden ( Türk Devleti ) rahatsız hemde mağdur. Hadi be ordan!


biliyoruz nasıl hak savunduğunuzu. 30.000 şehit verdik yetmedi, şimdi afrini vs temizlemeye uğraşıyoruz... Bir yavuz lazım doğuya çeki düzen verecek...
yine kafatasçılık yapıyorsun
Pkk feto arkasında sadece kürtler yok
Şehidler de sadece türkler değil

Sen bırak yavuzu nükleer yada saddam gibi gaz kullan toptan temizlik yap
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
yine kafatasçılık yapıyorsun
Pkk feto arkasında sadece kürtler yok
Şehidler de sadece türkler değil

Sen bırak yavuzu nükleer yada saddam gibi gaz kullan toptan temizlik yap

Kan davası gütmeyi, mafyacılık oynamayı biliyorlar. 10 milyondan fazla kürt var 10 bin pkklıya hükmedemiyorlar mı?

Ben bu işin çözümünü biliyorum da imkan meselesi. 4.murad zamanı gibi ağaçlarda yapraktan fazla adam gördüğünde düzelmeyecek mesele kalmaz.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Kan davası gütmeyi, mafyacılık oynamayı biliyorlar. 10 milyondan fazla kürt var 10 bin pkklıya hükmedemiyorlar mı?

Ben bu işin çözümünü biliyorum da imkan meselesi. 4.murad zamanı gibi ağaçlarda yapraktan fazla adam gördüğünde düzelmeyecek mesele kalmaz.

komiksin ihvan
Biraz yakın tarih oku
Gladyo susurluk darbe feto vs oku
O onbinin ardında ne var öğrenirsin
Belki kafatasçılıgi birakmana vesile olur
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
komiksin ihvan
Biraz yakın tarih oku
Gladyo susurluk darbe feto vs oku
O onbinin ardında ne var öğrenirsin
Belki kafatasçılıgi birakmana vesile olur

Kafatasçılığın kralını siz yapıyorsunuz. Kürt gelenek göreneklerini yaşamak/yaşatmak değil derdiniz. Neyse dediğim gibi gün olur bir yavuz gelir benden çok devletçi kesilirsiniz başımıza...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Büyümediniz mi hala ?
Ergen ergen :)
Kronikleşmiş konularda haklı çıkan olmaz , termodinamiğin birinci kanunu böyle der ...
 
Üst