Çocukta öfkenin dışa vurumu

HaZiRuN

Revizyonda
Katılım
15 Ara 2010
Mesajlar
2,591
Tepkime puanı
354
Puanları
0
Çocukta öfkenin dışa vurumu

Anne ve babalar bebeklik döneminin yorucu temposundan kurtulduktan sonra her
şeyin daha kolay olacağını düşünüyorlar. Ancak, her yaşın ayrı bir zorluğu
olduğunu hatırlatmakta yarar var. Özellikle çocuklarda özerklik dönemini
diye adlandırılan 12-36 aylarda önemli değişiklikler gözleniyor. 2 yaşla
birlikte çocuklar sadece yürümekle, konuşmakla yetinmiyor, kendi
bildiklerini okuyorlar. Sinirleniyor, ağlıyor ve öfke nöbetlerine
kapılıyorlar. Bu noktada aileler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Öncelikle
sorunlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. İki yaş ve sonrasında anne -
babaların kendilerini nelerin beklediğini bilmeleri son derece faydalı.
Sebepleri bilindikten ve gerekli önlemler alındıktan sonra iki yaş dönemini
atlatmak aslında hiç zor değil.

DOĞAL BİR TEPKİ
Bu negatif dönemde çocuk dengesiz, olumsuz ve inatçı oluyor. Anne ve
babasıyla sürekli çatışma halinde olan çocuk onların istediğinin tam tersini
yapıyor. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay
yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz oluyor. Acıbadem
Hastanesi'nden Psikolog Penbe Yazıcı bu durumun son derece doğal olduğunu
belirterek şunları söylüyor: "2 yaş çocuğunda yargılama düzeyi oldukça
yetersizken güçlü irade kombinasyonu onun anne babayla sıkça çatışmasına yol
açar. İşte bu çatışmaların en üst noktası öfke nöbetleridir. Bu nöbetler
çocuğun mutlaka kötü huylu, iyi yetiştirilmemiş ya da sorunlu olduğu
anlamına gelmez. Sadece bu yaşlarda doğal kabul etmemiz gereken
kontrolsüzlüğün ifadesi diyebiliriz. Çocukların öfke davranışları ; her şeye
itiraz etme, ağlayıp kendini yere atma, başını duvara veya yere vurma,
yemeği reddetme, yediği yemeği kusma, eline geçeni fırlatma gibi oldukça
çeşitlidir."

ÖFKENİN NEDENLERİ
İki yaşına kadar edilgen, bağımlı ve güçsüz olan çocuk, yürüme ve konuşmanın
başlamasıyla kendini ifade etmenin yollarını ararken sosyalleşmenin de
adımlarını atıyor. Sosyalleşmeye çalışırken de kendilerinde öfkeyi
oluşturacak uyaranlarla karşılaşıyorlar. Psikolog Yazıcı bu uyaranları şu
başlıklar altında topluyor:
* Oyuncağının elinden alınması
* Yıkanma
* Engellenme
* Baskılı tuvalet eğitimi
* Yemek yeme
Annenin aşırı koruyucu olması, ailede öfke ve şiddet, çocuğun fizyolojik ve
psikolojik gereksinimlerinin doyurulmaması,aşırı kuralcı anne-baba
davranışları, kardeş kıskançlığı gibi durumlarda da öfke davranışlarıyla
karşı karşıya kalınıyor.

ANNE VE BABAYA DÜŞEN GÖREVLER
Bu dönem anne-baba ve çocuk arasında ilk çekişmelerinde yaşandığı bir dönem
olduğu için, onların dengeli ve tutarlı davranışları oldukça önemli. Her
şeyden önce anne-baba bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum
olduğunu bilerek sabırlı davranmalı, çocuğu katı bir düzene zorlamadan,
soğukkanlı bir biçimde çocukla gereksiz çekişmelere girmeden ilgisini
oyunlara yönlendirmeli. Psikolog Yazıcı anne ve babalara şu uyarılarda
bulunuyor: " Anne - baba çocuğu korkutmamalı, öfkeyi dindirmek için çocuğun
her istediğini yapmaktan kaçınmalı,davranışla uyumlu olmayan gereksiz
cezalar uygulamamalı, çocuğun öfkeli davranışları anne-babanın öfkesine yol
açmamalıdır. Zaten çocuğun problemi, sakinleşememektir. Anne baba da
sinirlenirse çocuğun öfkesi beslenir. Doğru olan çocuğun yanından çıkmak,
sakinleşene kadar yalnız bırakmak, daha sonra yanına gelmektir. Unutulmamalı
ki bu yaşta çocuğun öfkesi sosyal çevreye uyum çabalarının da bir
parçasıdır. Çocuğun her türlü öfkesini kısıtlarsak bu kez öfkeyi kendine
yönelten çocuk kendini ısırmaya, saçlarını koparmaya yani kendine zarar
vermeye başlar."
Bazen çocuğun öfke krizleri karşısında anne - baba çözüm üretemiyor, hatta
çocukla ilişkileri bozulma noktasına geliyor. İşte bu noktada sadece öfke
gösteren çocuğun değil ebeveynlerin de profesyonel yardım almalarında fayda
var.
 
Üst