:cin ve şeytan:

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
CİN VE ŞEYTAN:

CİN (CİNN):
Allah'ın(c.c) ateşten ve havadan yarattığı gözle görünmeyen
yaratık.

Cinler ulvi(yüce,değerli) müslüman cinler ve sufli(bayağı,değersiz) gayri müslüm cinler olmak üzere iki kısma ayrılırlar.Müslüman olanları,Allah'ınemirlerini yerine getirip,yasaklarından kaçar.Gayri müslüm yani müslüman olmayan cinler ise Allah'a isyan edenlerdir.İnsanlara zararı dokunanlar bu süfli gruba mensup olanlardır.

CİNNET: Cin tutma,cinne çarpılma,cin çarpması,delilik.

CİNNİ: Cinne ait,cinnle ilgili.


ŞEYTAN: İblis. Allah(c.c)'ın emrine karşı gelip,Allah'ın gazabına uğramış,daima şerleri ve kötü şeyleri temsil eden ateşten yaratılmış varlık.
Şeytan(Satan)İbranice asıllı bir kelime olup,rakip,muhalif gibi anlamlara gelir.

Şeytanın isimleri: İblis=Eba mürre=Lüzüfer=Satan



ŞEYTAN CEHENNEMDE NASIL AZAB GÖRECEK?


Cehennemde bir yer vardır ki, Zemherir denir.Yani soğuk cehennem dir.Soğukluğu pek şiddetlidir.Bir an bile dayanılmaz. İmansızlara bir soğuk,bir sıcak, sonra soğuk, sonra sıcak Cehenneme atılarak azab yapılır.
(Feraid-ül fevaid)



Cehennemde soğuk Zemherir azablarının bulunduğu,İmam-ı Gazali Hz.lerinin Kimyayı Saadet ve başka kitaplarında da bildirilmektedir.

İlk insan topraktan yaratıldı. Diğer insanların bedenleri
toprak maddelerinden
meydana geldi.Fakat insan,ettir,kemiktir,toprak değildir.Cin de, şeytan da böyledir. Ateş ve havadan yartılmışsa da ateş ve
hava değildir.

(Eşbah)


Allah'ın kudreti sonsuzdur.Aciz değildir.Şeytana soğuk Cehennemde de,sıcak Cehennemde de azab eder.
Demir testere demiri kestiği gibi,ateş de
ateşi yakar.
Allah için hiçbir güçlük yoktur.Cehennem ateşi o kadar şiddet
lidirki,dünyaya bir kıvılcım gelse her şeyi yakıp kül eder.
(Tergib)



Bu gün fen ilmine vakıf olanlar,cisimlerin elementlerden meydana geldiğini bilir.Mesela yanıcı hidrojen gazı ile yakıcı oksijen gazının terkibiyle su (H2O) meydana gelir.Su ise,kendini meydana getiren oksijen ve hidrojene hiç benzememektedir.İnsan topraktan,cin ve şeytanda ateş ve havadan yaratıldığı halde,yaratılış maddelerine benzemez.
Kısacası Allah,zalimlerin cezasını vermekten aciz değildir.Soğukla cezalandırdığı gibi, ateşle veya başka bir şeylede cezalandırır.


“O Allah ki,cinleri dumansız halis ateşten yarattı”

(Rahman S. 15.ayet)


“Cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım”
(Zariyat S.56.ayet)


“Biz cin ve insanların çoğunu Cehennem için yarattık.Onların kalbleri var,anlamazlar; gözleri var,görmezler;kulakları var,işitmezler.Onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da aşağıdır.İşte gafil onlardır”
(Araf 179.ayet)


:CİN TÜRLERİ:

Alkarısı: Alkarısı adlı cin, Türk inançlarına göre çocuk doğuran kadın,doğumdan sonra 7 gün yalnız bırakılırsa bu cin musallat olup albastı hastalığına sebep olur. Bu hastalığın hekimlik adı eklampsi’ dir.

Loğusa kadının başına süpürge,nal,nazar boncuğu koyarlar. Bu şirktir.
Doğrusu Kur’an-ı Kerim konması ve loğusa kadının yatmadan önce cine ve şeytana karşı bazı duaların ve surelerin okuması.

Kırsal kesimde ise özellikle ahırlarda atların ve bazı hayvanların kuyruklarını bağlarlar ve sabaha kadar onları yorarlar. Kan ter içinde bırakırlar.

Ümmü sübyan:
Bazı hamile kadınlarda düşüğe sebep olan cin.


Karabasan:
Sıkıntılı korkulu düşlerde kabuslarda ortaya çıkan ve insanları
uykudayken basan boğmaya çalışan bir karartı olarak görülen cindir.

Ervah cini:
Çocuklara musallat olan cin.



CİNLENME: Bazı kişiler ruhsal bunalıma girerek cinnet geçirirler.İstemiyerekte olsa ailelerine ve kendilerine zarar verebilirler.
Mesela ağır bunalım geçiren,cinnet geçiren bir insan eşini çocuklarını ölüdürdükten sonra kendileride intihar edebilirler.

Böyle bir durumda kafir cinler hareke geçip insanın en zayıf anını yakalayıp şuurunu ve bilincini ele geçirebilirler. Cinnet geçiren bir insan adı üstünde artık cinlenmiştir. Artık bu kafir cinler o kişiye her kötülüğü yaptırabilirler.Çevresine ve kendisine zarar verebilirler.

Bu kişiler psikolojik tedavi görseler bile genelde iyileşmezler.Çözüm cinlenmiş kişilerde bu cinlerin bazı sureler ve dualarla uzaklaştırılmasıdır.
Bu arada şarlatan üfürükçü ve cinci sahte hocalardan uzak durmak gerekir.
Ayrıca kâfir cinler pis yerlere,pisliğe ve çöpe gelirler.Çöp kutularının ağzı kapalı olmalı. Özellikle tuvalete sık gelirler.İhtiyacımızı gördükten sonra yani küçük ve büyük abtesten sonra iyi taharet almamız yani iyi temizlenmemiz gerekir.Ellerimizide sabunla ve bolca su ile yıkamamız gerekir. Tuvalet temizliğide önemlidir.Kullandığımız tuvaletleride temiz tutmalıyız. Ayrıca cünub dolaşmamız gerekir.Her zaman temizliğe dikkat etmemiz lazım. Çünkü “Temizlik imandandır” hadisini şiar edinmemiz gerekir.



Sizlere örnek olarak verebileceğimiz bir genç kız cinlenmiştir.
Aşağıda videonun linki verilmiştir. Lütfen videoyu izleyin.

Cin çıkarma seansı

http://www.youtube.com/v/P18Gr-QslKQ&rel=1


Seyyid Abdulaziz Ed Debbağ Hz.leri,El İbriz(Saf Altın) adlı kitabında,evliyaullah’ın yani evliyaların asla sigara içmediğini süfli,gayr-i müslüm cinlerin sigara içenlere musallat olduğunu, ilgi gösterdiğiniyazmıştır.


Aslında cinler ve şeytanlar aslında korkak yaratıklardır.Bazı alimlerimiz şeytanı ve cinleri ürkeklikte fareye benzetirler.En ufak bir ses,bir gürültü duyduğu zaman hemen oradan kaçan,fare, hayvanlar içinde en korkak olanıdır.
Bir kimsede zikirle meşgul olduğu zaman,şeytan ve cin oralarda barınamaz,hemen korkup kaçar. Zikirle meşgul olan kimseye şeytan ve cinler yanaşmaz. Allah’a olan adavetinden(düşmanlık) dolayı,zikirle yapılan yere sokulamaz.Oralardan kaçar giderler.


İnsanda bir tane değil 2 tane ruh vardır. Biri ruhul cismani,diğeri ruhul meleke. Ruhul meleke beyni kontrol eder. Ruhul cismani ise vücudun diğer organlarını. İnsan bedenine canlılık veren bu 2 ruhtur.

İnsanda asıl düşünen,üzülen,sevinen,duygulanan,öfkelenen,
sakinleşen heyecanlanan vs. beyin değil, beynin içindeki ruhul melekedir.

Uyku sırasındayken ruhul meleke, görevli melekler tarafından alınarak rüyalar alemine götürülürler. Vücutta sadece ruhul cismani kalır.Ruhul cismaninin kalmasi ile vucut canlılığını korur.

Uykudayken ani olarak yüksek bir sesle uyandırılan bir insan o anda
şuurunu kaybedebilir.Şuur yani bilinç ruhul melekenin kontrolundadır.
Ruhul meleke rüyalar aleminde olduğu için görevli melekler tarafından geri getirilmesi gecikebilir. O anda fırsat yakalayan kâfir cinler beyni ele geçirir.Artık o kişi cinlenmiştir. Yani delirmiştir. Kâfircinler o kişiye her türlü kötülüğü yapabilirler. Tabiî ki her şey Allahı’ın dilemesi ve izni ile olur. O istemezse hiçbir varlık kötülük yapamaz. Yalnız Allah her şeyde olduğu gibi bu gibi vakalarda da önce tedbir almamızı ve uygulamamızı ister.Tedbir nedir? Tedbir yatmadan önce okunacak sureler ve dualardır.



CİNE VE ŞEYTANA KARŞI OKUNACAK DUA VE SURELER:

“Rabbi inniy messeniyeş şeytana binusbin ve azab.Rabbi euzu bike min hemezatiş şeyatıyni ve euzu bike rabbien yahdurun.Ve hifzan min külli şeytanin marid”
(Sabah ve akşam 40’ar defa okunması tavsiye edilir)
(Rahatsızlığı olanlar ise günde 100-300 defa sabah akşam okuyabilirler)

1- Sad Suresi 41.ayet-Mu’minun Suresi 97-98.ayetler-Saffat Suresi 7.ayetler
2- Kul euzuler 41’er defa.(Nas-İhlas-Felak Sureleri)
3- La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil aziym(Günde 100-500 defa okunabilir)


İblis asidir,isyan etmiştir nefsi vardır. İblis yani şeytan zürriyet(soy,nesil)sahibidir.Cinlerde zürriyet sahibidir.Dişileri ve erkekleri vardır.
(İmam-ı Fahreddin Razi,İmam-ı Kazi, İmam-ı Hazin,İmam-ı Medarik)beyanları.



“Ey insanlar ve cinler topluluğu, göklerin ve yerlerin bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçin gidin.Ancak kudretle geçebilirsiniz”
(RAHMAN SURESİ. 33.AYET)



“Çünkü şeytan size düşmandır.Sizde onu düşman tutun. O etrafında toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder”
(FATIR SURESİ. 6.AYET)





CİN SURESİ(72.SURE): 1-28.AYETLER




(Cinler dediler ki): “Biz göğe dokunduk,onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk”
(CİN SURESİ 8.AYET)


“Şeytan insanın damarlarında dolaşır”
(HADİS-İ ŞERİF)

Müslümanlar Kur’an veya dini bir kitap okurken zaman zaman üzerlerine ağırlık çöker,uykuları gelir. Şeytan insanların gözlerine uyku sürmesi çeker.O anda esnemeleri başlar.Esneme ardından şeytan insan vücuduna girer. İnsanoğlunun damarlarında dolaşmaya başlarlar. O kişi derin bir uykuya dalar veya başka bir işle meşgul olmaya başlayınca uykusu kaçar.
Şeytanın amacı insanı Kur’an dan ve dini kitaplardan uzak tutmak.

Yapılması gereken hemen kalkıp tekrar bir abdest almak ve şeytanlara kâfir cinlere karşı dualar ve sureler okumaktır.


ŞÜPHESİZ DOĞRUYU ANCAK VE ANCAK ALLAH BİLİR


NOT:Satanistler ve İllüminatlar şeytana taparlar.İllüminatlar daha eskidir.İllüminat kelimesi Lüzüferden geliyor(Lüzüfer=Şeytan). İllüminatı tarikatının kurucusu, Katolikliğin, Cizvit kolundan ayrılan Edim Weyshöpt’tir. 1777 yılında E. Weyshöpt Masonluğa katılıyor.


KAYNAKLAR: 1)Kur’an-ı Kerim Meali-2) Sohbetler kitabı(S.A.El Hüseyni) 3) İnsan-Ruh-Cin kitabı(Ahmet Hulusi) 4) Tasavvuf ve tövbe kitabı. 5)Osmanlıca sözlük. 6) Dünya inançları sözlüğü.7)Yeni Masonik Düzen.8)Doç.Dr.Nihat Hatipoğlu.

http://www.benimblog.com/ballarbalinibuldum/205486/%3AC%DDN+VE+%DEEYTAN%3A.html
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ama onları güya tanımlayan (!) yukarıdaki gibi resimler yapılmamalı ve hatta böyle konulara konulmamalı değil mi kardeş :)
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Ama onları güya tanımlayan (!) yukarıdaki gibi resimler yapılmamalı ve hatta böyle konulara konulmamalı değil mi kardeş :)

Resimi internetten aldım. Resimle gerçek şeytanın hiç bir ilgisi yok. Hayali bir çizim. Resimi koymaktaki amacım,ilgi çeksin diyedir.
 

semnun

Asistan
Katılım
24 Ağu 2007
Mesajlar
354
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Konu için teşekkür ederim Allah razı olsun kardeşim. Güzel bilgiler.
 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com


  • CİN HASTANESİ


    Eşi benzeri olmayan Çeçenistan'daki dünyanın ilk ve tek 'Cin Hastanesi', kapılarını ilk kez Türk medyasına açtı.

    Eşi benzeri olmayan Çeçenistan'daki dünyanın ilk ve tek "Cin Hastanesi", kapılarını ilk kez Türk medyasına açtı.
    Çeçenistan'ın Grozni kentinde hizmet veren "İslami Tedavi Merkezi" diğer adıyla Cin Hastanesi, akıllara durgunluk veriyor. Bu hastanede cin çarpanlar tedavi ediliyor.

    Çeçenistan'daki merkeze giren Habertürk ekibi hastaneyi görüntüledi ve izlenimlerini şöyle aktardılar:
    Hastane girişinin iki yanındaki tabelalardan birinde "Şifasız hiçbir hastalık yaratılmamıştır", diğerinde ise "İndirdiğimiz Kuran, Müslümanlar için şifadır" ayetleri yazıyor. İçeriye girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmamızı istiyorlar. Yalınayak girdiğimiz merkezdeki sessizlik dikkatimizi çekiyor ama az sonra bu sessizlik yerini korkutucu çığlık seslerine bırakıyor.
    Cin Hastanesi, 3 yıl önce Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov'un talimatıyla kurulmuş. Uzmanlar batıl inançlara sahip halkın, cinci, büyücü gibi insanlara gittiğini, üstüne para verip büyülerle, tılsımlarla kandırılıp sömürüldüklerini söyleyince Cumhurbaşkanı Kadirov da "Kuran da cinlerin varlığını ve insanlara etkisini kabul etmektedir. Madem halk bu tür tedaviye bir ihtiyaç duyuyor, öyle ise bu işi kalpazanların, cahillerin eline bırakmayalım. Bu tür hastaları dine uygun biçimde tedavi etmek üzere ruhani bir hastane açalım" diyerek merkezin açılmasını sağlamış. Hastaneye gelenler ücretsiz tedavi ediliyor. Merkezin tüm masrafları Kadirov'un babası eski Cumhurbaşkanı Ahmet Hacı Kadirov Vakfı bütçesinden karşılanıyor. Binanın zemin katında bizi Mayir Beki karşılıyor. İlahiyat mezunu Mayir, görevini 'dini usule göre tedavi uzmanı' olarak tanımlıyor ve bizi hastaların ilk kabul noktası olan odaya alıyor.
    KURAN DİNLETİP TEST YAPIYORLAR
    Merkeze ilk gelen hastalara önce burada bir test yapıyorlar. Cin çarpan ya da herhangi bir rahatsızlığı olanların yanı sıra herhangi bir sıkıntısı olmayan kişiler de kendilerini kontrol ettirmek için geliyorlar. Yapılan testle kimi cin çarpıp çarpmadığını anlıyorlar. Test için başvuran kişileri sandalyelere oturtup gözlerini kapatmalarını istiyorlar. Daha sonra bant kaydından Kuran-ı Kerim dinletiyorlar. 20 dakika boyunca bu kaydı dinleyen kişilerin ne hissettikleri soruluyor. Verilen cevaplarla o kişiye cin mi çarpmış, büyü mü yapılmış yoksa psikolojik sorunları mı var anlamalarını sağlıyor.

    GÖZ KAPAKLARI TİTRİYORSA KESİN CİN ÇARPMIŞTIR

    Cin çarpıp çarpmadığı şöyle anlaşılıyor:
    Eğer gözleri kapalı bir şekilde Kuran dinlerken, göz kapakları titriyor, göz bebekleri sağa sola hareket ediyor, ağlıyor, vücudu sarsılıyorsa, bayılıyorsa ya da bazen "Okumayın" diye bağırıyorsa işte o zaman bu belirtileri gösteren kişiye 'Cin çarpmıştır' teşhisi konuluyor. Eğer Kuran dinleyen kişi vücudunda ısınma, özellikle baş bölgesinde hissedilir derecede ısınma olduğunu, ellerinde ve vücudunun herhangi bir yerinde uyuşma, rahatsızlık ve ağlama hissi olduğunu söylüyorsa işte o zaman o kişiye "Büyü" yapıldığına hükmediliyor.

    http://www.internethaber.com/iste-du...si-393107h.htm



 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com

    • Peygamberimizin zamanında herhangi bir "sahabenin" içine cin girmiş midir? Neden hocalar müslümanları insanların içine cin girebilir diye korkutuyorlar?

      Sahabe devrinde de cin çarpması/sar’a hastalığının olduğunu dair bilgiler vardır.

      Ah...med b. Hanbel, Tirmizi ve Hakim’in Ubey b. Kab’den rivayet ettiklerine göre, Bedevî bir adam Hz. Peygamber gelip -beraberinde getirdiği- kardeşinin ağrılar çektiğinden şikayet etti. Hz. Peygamber, ağrılarının sebebini sorunca, cinlerin çarpmasından olduğunu söyledi. Bunun üzerine peygamberimiz: Bakara suresinin ilk beş ayetini, ihlas suresi ve diğer bazı ayetleri okudu, adam hemen iyileşti” (Kenzu’l-Ummal, h. no: 3978).

      Beyhakî ve İbn Asakir’in Ebu’l-Aliye’den rivayet ettiklerine göre, Halid b. Velid şunları söyledi: “Ben, Hz. Peygambere gelip bir cinnin bana musallat olduğunu söyledim. Peygamberimiz de ona “Bana dokunan iyi veya kötü bütün cinlerin şerrinden, yeryüzündeki bütün canlıların şerrinden, yer/toprak altından çıkanların şerrinden, göğe çıkan ve oradan inenlerin şerrinden, -hayırla çıka gelenlerin dışında- yanıma gelen her şeyin şerrinden Allah’ın tastamam kelimelerine sığınıyorum, ya Rahman!” duasını oku dedi. Ben bunu okudum ve o hastalıktan kurtuldum.”(Kenzu’l-ummal, h. no:28543)



      Ebû Leylâ (el-Ensârî) (ra) Şöyle demiştir: Ben (bir kere) Peygamber’in (asm) yamnda oturuyordum. O esnada bir bedevi huzura gelerek, “Hasta bir erkek kardeşim var” dedi. Peygamber (asm): “Kardeşinin hastalığı nedir?” diye sordu. Bedevi: “Kardeşimde bir nevî delilik/cin çarpması var” dedi. Peygamber (asm) (bedeviye): Git de onu bana getir, buyurdu.

      Bedevi de gidip onu getirdi ve Peygamber’in (asm) önünde oturttu. Ben, Peygamber’in (asm) ona şifâya kavuşması için Allah'a sığınarak şunları okuduğunu işittim: Fatiha sûresi, Bakara suresinin 1, 2, 3, 4, 163, 255, 284, 285 ve 286. âyetleri; , Âl-i îmrân sûresinin 18. Âyeti; A'râf sûresinin 54. Âyeti; Müminûn sûresinin 117. Âyeti; Cin süresinin 3. Âyeti; Sâffât sûresinin 1-10. Âyetleri; Haşir sûresinin 22, 23 ve 24. Âyetleri; İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri.

      Peygamber (asm) bunları okuduktan sonra bedevi şifâya kavuşarak, hiçbir rahatsızlığı kalmayarak ayağa kalktı."

      Not: Zevâid isimli hadis kitabında şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedinde Yahya bin Ebİ Hayye zayıftır. el-Hâkİm de bu hadisi el-Müstedrek'te Ebû Cenâb yoluyla rivayet ederek: Bu hadis, mahfuz ve sahihtir, demiştir. (bk. İbn Mace, Tıb, 45)

      Bu hadîste geçen "Lemem" kelimesi, bir nevi delilik ve cin çarpması mânâlarına gelir. (Kamus, L M M md.) Bu hadîs hem Peygamber’in (asm) bir mucizesini ifâde eder hem de delilik, cin çarpması ve sara gibi bir hastalığa tutulan kimseye hadiste anılan âyetleri okumak suretiyle Allah'a sığınarak şifâ dileme¬nin müstahablığına delâlet eder.

      Son olarak şu rivayeti de aktarmak faydalı olacaktır:

      Ebu Sâ'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor. "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm cinlerden ve insanın göz (değmes)inden (çeşitli dualar okuyarak) Allah'a sığınırdı. Muavvizeteyn (Nas ve Felak sureleri) nazil olunca bu iki sureyi esas aldı, diğerlerini terketti." Tirmizi, Tıbb 16; İbnu Mace, Tıbb 33)

      Cinlerin insanlara tasallutu yaygın olarak bilinen hususlardandır. Ancak bunların tedavisini yapanların ne derece samimi olduklarını bilmeyiz.

      Bir de ortada çok şartlatanlar dolaşmakta ve kendilerine hoca adını takmatalar. Bunlar yüzünden hocaları itham etmek yanlıştır.



 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
1176272_10151863695069533_641291697_n.jpg



  • İSLAM DİNİNDE CİNLER


    İslam’a göre cinler akıl sahibi olması açısından peygamberlerin tebliğlerine muhattap olmuş sorumluluk sahibi canlılardır. Kur’an-ı kerim de onların Hz. Musa’ya ve getirdiği buyruklara iman ettikleri haber verilmiştir. (Ahkaf Suresi, 46/ 30)

    Peygamberlerin davetleri açısından mümin ve kâfir diye ikiye ayrılan cinlerin iman edenleri kurtuluşa ve ebedi saadete ererek cennete g...ireceklerdir. “and olsun ki cehennem için birçok cin ve insan yarattık.” (Araf Suresi, 7/ 179)

    Kur’ an da cinlerinde insanlar gibi Allah’ a karşı yalan uydurdukları haber verilmiştir. (Cin Suresi, 72/ 5)

    Kurana göre insanlar cinleri göremedikleri halde cinler insanları görmektedirler.(Araf Suresi, 7/ 27)

    Hz. Peygamber (sav) bu duruma işaret ederek Müslüman bir kişinin tuvalet veya cinsel ihtiyacı için soyunduğu zaman “besmele” çekerek kendisini gözleyen cin ve şeytanları kovmasını istemiştir. (Tırmizi, İbni Mace, taharet 9/ 297- 298)

    Cinlerde hayatlarını devam ettirmek için kendi yapılarına uygun olarak beslenmekte, yiyip içmektedirler ayrıca ölümlüdürler. (Müslim, Zikr 68)
    Cinlerinde nikahlanıp evlendikleri, çoluk çocuk sahibi oldukları kaydedilmektedir. (Ebu ya’ la, El-ferra, El Mutemet fi usulit-din s.174)

    Hz. Muhammed (sav) bir hadislerinde evlerde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yeri olacağını bildirmiştir. (Abdurrezzak, Musannaf, 11, 32)
    İslam dinin de cinlerin bazı insanları çarparak hastalanmalarına sebep olduğu inancı vardır. (Bakara Suresi, 2/ 275, el- ferra s. 173- 174)
    Kuran da ve bazı hadislerde cinlerin haber çalmak için göğe çıktıkları fakat üzerlerine yakıcı, delici ışınlar gönderilmek suretiyle buradan kovalandıklarını öğrenmekteyiz. (Saffat 37/ 6- 10 Hicr 15/ 16- 18)

    Gerek cinn ve gerekse ins’ den hiç bir şeytan artık semaya çıkamaz sırlarına vakıf olamaz. (Elmalılı M Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, cilt 5, 349 Cin Suresi, 72/ 8- 10)

    Cenab-ı hak cinleri dumansız ateşten yarattığını kuran da haber vermektedir. Yani günümüzde ki anlamıyla ışınlardan ibarettirler. (Sad Suresi, 38/ 71- 77; Rahman 55/ 14- 16)

    Cinler insanoğlunun gözüne görülemeyecek bir tarzda yaratılmışlardır. (Araf Suresi, 7/ 27)

    İslam kehanet grubuna giren şeylerin hepsinin yalan olduğunu belirtmiş kahinleri dinlemeyi onları tasdik etmeyi yalanlamıştır. (sahi buhari, tefsir 72/ 1)

    Kuran da “ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan bu günle karşılacağınıza dair sizi uyaran resuller gelmedi mi?” (Enam Suresi, 6/ 112)

    Cinlerinde insanlar gibi Allah’ a kulluk yapmakla mükellef tutuldukları kesin olarak bildirilmektedir: “cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.” (Zariyat Suresi, 51/ 56)

    Ahkaf suresindeki ayetlerde cinlerden bir grubun Hz. Peygamberimize (sav) gelerek Kuran’ı dinledikleri daha sonra kendi kavimlerine açıklamakla görevli olarak dönüp onları İslam’a davet ettiklerini anlıyoruz. (Ahkaf Suresi, 46/ 29–32)

    Abdullah bin mesuttan “cin heyetinin geldiği gece Resulullah ile beraberdim. Derin bir nefes aldılar. Neyiniz var ey Allah’ ın resulü dedim. Kendi nefsime ölümü haber verdim buyurdu. Yerine halife bırak dedim. Kimi? Buyurdu. Ebu bekri dedim. Sustular. Ömeri Dedim. Sustular. Ali’ yi dedim. Derin bir nefes alıp nefsim kudret elinde olan Allah’ a yemin ederim ki ona itaat ederlerse cennete girerler buyurdu. (imam- ı şibli, ahkamulcan s. 68- 69, garaibü ve acaibül cin s. 63- 64)

    HRİSTİYANLIKTA CİN İNANCI

    Sen Allah’ın bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun, cinlerde, inanıyorlar ve titriyorlar. Fakat ey boş adam, imanın ameller olmayınca faydasız olduğunu bilmek ister misin? (Yakup’un mektubu, 2/ 19–20)

    Ve onun haberi bütün Suriye’ye yayıldı. Ve ona çeşit çeşit hastalıklara ve dertlere tutulmuş bütün hastaları, cinlere tutulanları, saralı ve inmeli olanları getirdiler.
    Ve onları iyi etti. (Matta 4/ 24)

    Luka ve Markos incilinde bildirildiğine göre Hz. İsa, Mecdelli Meryem adlı kadından yedi tane cin çıkararak onu iyileştirmiştir. (Markos 16/ 9)
    Markos inciline göre cinler Hz. İsa’ ya itaat etmek zorundaydılar. Çünkü onu tanıyor ve kendisinden korkuyorlardı. (Markos 1/ 32- 34)

    Luka incilinde yer alan bir iddiaya göre de cinler bir insandan sen Allah’ ın oğlusun diye bağırarak çıkarlardı. İsa onları azarlayarak söylemeye bırakmazdı çünkü kendisinin Mesih olduğunu biliyorlardı. (Luka 4/ 41)

    Çevresindeki halkın bir kısmı kendisine inanmakta fakat çoğunlukta inanmayarak onun Cinli/deli olduğunu iddia etmektedir. (Yuhanna 8/ 48- 49, 10/ 19- 21 17/ 19- 20)

    Yine İncillerden anladığımıza göre onun cinlerin başkanı beezbul vasıtasıyla Ulşiyaptanı bildirmekteydiler. (Matta 12/ 22- 29 Luka 11/ 14- 22 Markos 3/ 22- 27)

    Hz. İsa cine tutulmuş dilsiz bir adamın cinini kovarak iyileştirmiş ve konuşmasını sağlamıştır. (matta 9/ 32–34 12/ 22–29 Markos 3/ 20–27, Luka 11/ 14–22)

    Hz. İsa saralı bir çocuğu, onun hastalanmasına sebep olan cine kovarak iyileştirmiştir. (matta 17/ 14–20 Luka 9/ 37–42)

    Hz. İsa cinleri Allah’ın ruhu ile çıkarıp kovduğunu söylemişti. (matta 21/ 28)

    Hz. İsa cinleri çıkarma yetkisini havarilerine de vermiştir: “ve cinleri çıkarmaya kudretleri olsun diye 12 kişi tayin etti.” Havarilerde hz. İsa’ dan aldıkları bu yetki ile kötü ruhlar üzerine hakim olmuşlar ve cinleri çıkararak hastaları iyileştirmişlerdir. (Markos 6/ 13 Luka 9/ 1–2)

    YAHUDİLİK İNANCINDA CİNLER

    Tevrat’ta yer alan bazı ifadelerden Yahudilerde cin inancının mevcut olduğunu görmekteyiz. Tesniye bölümünden Hz. Musa döneminde bir kısım Yahudilerin cinlere kurban kesmek suretiyle tapındıklarını anlamaktayız. Hz. Musa’ dan nakledilen bir ilahide bu husus şöyle dile getirilmiştir:

    Yabancı ilahlarla onu kıskandırdılar.
    Mekruh şeylerle onu öfkelendirdiler.
    Allah olmayan cinlere
    Bilmedikleri ilahlara
    Atalarınızın korkmadıkları
    Son zamanlarda çıkan yeni ilahlara kurban ettiler. (tesniye 32/ 16–17)

    Yukarıdaki ifadelerden İsrailoğullarının cinlere tapmayı diğer milletlerden öğrendiklerini görmekteyiz. Onların cinlere ve diğer ilahlara tapmaları Tevrat’ta kesin olarak yasaklanmıştır: ve artık kurbanlarını ardlarınca zina ettikleri taptıkları mabudlara kurban etmeyecekler. Bu onlar için nesillerinde ebedi kanun olacak. (levililer 17/ 7)

    Hz. Musa’dan sonra Yahudilerin tevhid inancından saparak yine cinlere tapmaya döndükleri kitabı mukaddeste belirtilmiştir:

    Fakat milletler ile karıştılar
    Ve onların işlerini öğrendiler
    Ve putlarına kulluk ettiler
    Onlarda kendilerine tuzak oldular
    Ve oğullarıyla kızlarını cinlere kurban ettiler. (mezmurlar 106/ 37)

    Yahudi toplumunda cinlerin insan ve hayvanların içine girerek onları delirttiğini inanılır. Bazı putperest ilahlarının israiloğullarınca harabelerde mevcut olduğuna inanılan cinler haline dönüştürüldüğü görülmektedir. Şedim ve lilith bunlardandır. Yahudilikte önemli iki cinli şahsiyet keffaret günü (yom kippur) günah keçisinin salıverildiği çöplük yerlerde yaşayan azazel ile kutsal kitap sonrası menkıbelerinde geçen çocuklara saldırması ve Âdem’in ilk karısı olmasıyla bilinen dişi cin Lilith olduğun anlaşılmaktadır. (Levililer 16/

    Cinler Adem’in Lilth’ten olan zürriyetidir yada kadınlarla cinsel ilişkiye girmiş olan kovulmuş meleklerin zürriyetidir. (Tekvin 6/ 1–4)
 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com


  • Cin Çarpan insanda Uykuda Olan Rahatsızlıklar


    1- Uzun süre sağa sola döner, uyumaz. Ancak iyice dinlendikten sonra uyuyabilir.
    2 - Sebepsiz yere üzülür, gece boyunca sıkılır.
    3 - Bazı insanları gördüğünde, onlardan çok sıkılır. Sanki bir yerden yardım beklerde, o yardımı da göremez.
    4 - Çok korkunç rüyalar görür.
    5 - Rüyasında kedi, köpek, kurt, tilki, aslan, inek ve fare gibi hayvanlar görür.
    6 - Dişlerini sıkar.
    7 - Uykuda çok ağlar, çok güler veya çığlık atar.
    8 - Uyurken ah vah eder.
    9 - Uykuda şuursuz olur.
    10 - Yüksek bir yerden düşüyormuş gibi olur.
    11 - Rüyasında kendini kabirde, pis yerlerde, korkunç yollarda görür.
    12 - Garip insanlar görür. Örneğin, siyah çok kısa veya çok uzun boylu gibi...
    13 - Çizgiye benzer çok garip şeyler görür

    Cin Çarpan insanda Uyanıkken Olan Rahatsızlıklar
    Aşağıda konu ile ilgili delilleri “ belirtiler i” sıralıyacagız.
    Sıralamış bulunduğumuz maddeleri çok titizlikle okumanızı öneririz. Ve aynı zamanda da kendi kendinize teşhis koymanız hususunda da yardımcı oluruz inşallah.

    •) Korkulu rüyalar görüyormusunuz?

    •) Yüksek bir yerden düşüyormuş hissine kapılıyormusunuz?

    •) Derin bir suda boğulduğunu rüya aleminde gördüğünüz oluyor mu?

    •) Rüya aleminde bilmediğin bir yerde yırtıcı hayvanların saldırısına uğradığınızı görüyormusunuz.?

    •) Issız yerlerde dolaşırken tuhaf sesler duyduğunuz anlar oluyor mu?

    •) Herhangi gayibi bir ses sizi adınızla çağırıyor mu? O sesin kimin sesi olduğunu çıkaramadığınız anlar oluyor mu?

    •) Vücudunuzun herhangi bir yerinde karıncalanma hissi var mı?

    •) Yalnız kalmayı ve banyoda uzun süre kalmayı seviyormusunuz?

    •) Yıkanırken yani banyo yaparken biri ile konuşma ihtiyacı duyuyormusunuz?

    •) Yüzünüzü sabunlu suyla yıkarken birisinin sizi seyrettiği hissine kapılarak yüzünüzdeki sabundan hemen kurtulmak istiyormusunuz?

    •) Bazen banyodan hızlı dışarı çıkmak istediğiniz anlar oluyor mu?

    •) Özellikle gecenin geç saatlerinde yürürken birilerinin peşinizden geldiği duygusuna kapılıyormusunuz.?

    •) Gözlerinizi kapattığınız zaman karanlkta bir göz belirip sana bakıyor ve giderek yaklaşıyor mu.?

    •) Çevrende pis bir koku duyuyormusun.?

    •) Uyurken rüya aleminde saldıran birisi oluyor mu? Ve yorganınızın hareket ettiğini hissediyormusunuz.?

    •) Yalnız kalmayı seviyormusunuz ve özellikle odanızda tek başınıza uyumaktan hoşlanıyormusunuz? Bu esnada yanınıza biri yatmaya geldiği zaman korkuyla uyanıp kaçmaya tesebbüs ettiğiz anlar oluyor mu?

    •) Rüya aleminde kedi, Köpek,yılan ve pis kılıklı insanlar görüyormusunuz?

    •) Karanlık korkunuz oluyor mu?

    •) Eşler arasında soğukluk, tiksinti ve iğrenme oluyor mu?

    Yukarıda sıralamış bulunduğumuz soruları kendinize sorun. Çoğunlukta EVET yanıtını veriyorsanız siz bizim hastamızsınız demektir.

    Cinlerin Bedende Olduklarına Dair Alametler Nelerdir ? 1 - Sebepsiz baş ağrıları.
    2 - ibadet etmekle ve Allah'ı zikirde zorlanma.
    3 - Beyin yorgunluğu.
    4 - Kasılma ve sinirlenme.
    5 - Tembellik.
    6 - Herhangi bir uzuvda, doktorların sebep bulamadığı bir ağrı veya sancı.

    https://www.facebook.com/CinCarpmasiVeRukyeIleTedavi



 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
10.png


  • Cin Çarpan insanda Uyanıkken Olan Rahatsızlıklar


    Aşağıda konu ile ilgili delilleri “ belirtiler i” sıralıyacagız.

    Sıralamış bulunduğumuz maddeleri çok titizlikle okumanızı öneririz. Ve aynı zamanda da kendi kendinize teşhis koymanız hususunda da yardımcı oluruz inşallah.

    •) Korkulu rüyalar görüyormusunuz?
    •) Yüksek bir yerden düşüyormuş hissine kapılıyormusunuz?
    •) Derin bir suda boğulduğunu rüya aleminde gördüğünüz oluyor mu?
    •) Rüya aleminde bilmediğin bir yerde yırtıcı hayvanların saldırısına uğradığınızı görüyormusunuz.?
    •) Issız yerlerde dolaşırken tuhaf sesler duyduğunuz anlar oluyor mu?
    •) Herhangi gayibi bir ses sizi adınızla çağırıyor mu? O sesin kimin sesi olduğunu çıkaramadığınız anlar oluyor mu?
    •) Vücudunuzun herhangi bir yerinde karıncalanma hissi var mı?
    •) Yalnız kalmayı ve banyoda uzun süre kalmayı seviyormusunuz?
    •) Yıkanırken yani banyo yaparken biri ile konuşma ihtiyacı duyuyormusunuz?
    •) Yüzünüzü sabunlu suyla yıkarken birisinin sizi seyrettiği hissine kapılarak yüzünüzdeki sabundan hemen kurtulmak istiyormusunuz?
    •) Bazen banyodan hızlı dışarı çıkmak istediğiniz anlar oluyor mu?
    •) Özellikle gecenin geç saatlerinde yürürken birilerinin peşinizden geldiği duygusuna kapılıyormusunuz.?
    •) Gözlerinizi kapattığınız zaman karanlkta bir göz belirip sana bakıyor ve giderek yaklaşıyor mu.?
    •) Çevrende pis bir koku duyuyormusun.?
    •) Uyurken rüya aleminde saldıran birisi oluyor mu? Ve yorganınızın hareket ettiğini hissediyormusunuz.?
    •) Yalnız kalmayı seviyormusunuz ve özellikle odanızda tek başınıza uyumaktan hoşlanıyormusunuz? Bu esnada yanınıza biri yatmaya geldiği zaman korkuyla uyanıp kaçmaya tesebbüs ettiğiz anlar oluyor mu?
    •) Rüya aleminde kedi, Köpek,yılan ve pis kılıklı insanlar görüyormusunuz?
    •) Karanlık korkunuz oluyor mu?
    •) Eşler arasında soğukluk, tiksinti ve iğrenme oluyor mu?


    Yukarıda sıralamış bulunduğumuz soruları kendinize sorun. Çoğunlukta EVET yanıtını veriyorsanız siz bizim hastamızsınız demektir.

    Cinlerin Bedende Olduklarına Dair Alametler Nelerdir ?

    1 - Sebepsiz baş ağrıları.
    2 - ibadet etmekle ve Allah'ı zikirde zorlanma.
    3 - Beyin yorgunluğu.
    4 - Kasılma ve sinirlenme.
    5 - Tembellik.
    6 - Herhangi bir uzuvda, doktorların sebep bulamadığı bir ağrı veya sancı.


    Bu tür vakalarda, algılanan sesler, görüntüler, özellik arz eden uyku bozuklukları, korkular, ağrı ve dokunma hisleri, bayılma ve kasılmalar, eşleri ile ilgili şikayetler ve dini etkinliklerle ilgili yakınmalar dikkat çeker.
    Bu hastalar üzerindeki gözlemlerimiz onların farklı belirtiler gösterdikleri yönünde.
    Hastada görülen belirtiler onun hastalığı derecesinde hafif ya da ağır olabilir.
    Belirtilerin her birinin özelliklerini ayrı ayrı incelediğimizde ise şunları görürüz;
    Sesler;
    Hastayı tehdit eden ya da hastayı bir şey yapmaya yönlendiren sesler,
    İntihar etmesi gerektiğini ya da çocuğu gibi, eşi gibi bir yakınına zarar vermesini isteyen sesler,
    Bazen annesinin ya da bir yakınının çağırma sesi,
    Ölmüş birinin kendisine hitap eden sesi,
    Kendisi hakkında birilerinin konuşma sesleri,
    Seslerin bazen dışarıdan, bazen vücut içinden geliyor gibi hissedilmesi,
    Bazen hışırtı, bazen ıslık, bazen de rüzgar sesi gibi sesler duyulması,
    Hastanın, sesini duyduğu varlıklarla diyalog kurabilmesi
    Görüntüler;
    Hastaya, annesi, babası, kardeşi ya da kocası görünümünde görüntüler. Bazen de, gerçek yakını ile görüntünün hangisinin sahici olduğunu karıştırması,
    Yakınlarının yüzü değişmiş, kötü, korkunç ve itici görünmesi,
    Daha çok gece bazen de ibadet esnasında gelen cinsel içerikli görüntüler,
    Bazılarının algıladıkları bu görüntülerle cinsel haz yaşamaları, kimilerinin de bundan derin bir nefret ve suçluluk duyması,
    Yalnız oldukları zamanlarda; yılan başlı yaratıklar, siyah köpek, fare, ters ayaklı, tüylü, kıllı küçük insan şeklinde varlıklar, ışıklı renkli görüntüler, asılı iplikler, dumansı ya da karaltı tarzında görüntüler,

    Uykusuzluk;

    İlaçların etkilemekte zorlandığı uykusuzluk,
    Uykunun çok geç gelmesi, bazen sabah ezanına kadar uyuyamama,
    Hastanın uyku, uyanıklık arası gelen korkunç görüntülerden dolayı korkması ve uykuya geçememesi.
    Özellikli Korku ve Sıkıntı
    Sürekli bir tedirginlik ve korku hali içende olmaları,
    Yakınlarının yanında artan sıkıntı,
    Yalnız kaldığında da artan ses ve görüntülerden dolayı oluşan korku,
    Aynaya bakamama, banyoda gözünü yummaktan korkma ve aşırı sıkıntı,
    Hocalara gitmede ve onların yanında aşırı sıkıntılar hissetmesi ve hatta bazılarının buna karşı koyması,
    Benzer şikayetleri olan kişiler yanında, onların hasta olduklarını bilmemelerine rağmen izah edemedikleri aşırı bir sıkıntı hissetmeleri.
    Önemli bir kısım hastalarda yemek yemekten korkma.
    Yanmalar ve Dolaşan Ağrılar
    İlaçların etkileyemediği ve koldan, bacaktan, bazen kulaktan ağızdan tanımlanamayan bir şeyin girdiği hissi ile başlayan ve vücutta dolaşan ağrılar ve yanmalar,
    Yanmaların ve özellikle ağrıların ilaçlarla giderilememesi.
    Bayılma ve Kasılmalar
    Garip hareketlerle, bazen bir histeri, bazen de epileptik bir tabloyu anımsatan nöbet halinde gelen kasılmalar,
    Kasılmalarla birlikte olan farklı dilden ve kaba sesle olan konuşmalar,
    Kasılmalar esnasında çok güçlü olmaları,
    Yine kasılmalar süresince birileri ile mücadele ediyormuş gibi konuşmalar, çığlıklar, bağırmalar,
    Yakınlarında birine tehdit üslubunda bağırmalar, saldırmalar,
    Yine bu sürede, yüzünün ve bakışlarının değişmesi, korkunç bir şekle girmesi,
    Bazı hastaların kendilerine zarar vermeleri, kendini boğmaya, kendi boğazını sıkmaya kalkışmaları,
    Ve çoğu zaman nöbetten sonra ne olduğunu pek hatırlamamaları.
    Eşleri İle İlgili Şikayetler
    Daha çok kadınlarda olmak üzere, evli olan hastalarda eşlerine karşı çelişkili tavırlar,
    Eşleri yanlarında yokken, onları arzulamaları, eve geldiklerinde ise sıkıntı duyma,
    Evde değilken eşlerini arzulamaları, eve geldiklerinde birlikte olmaktan nefret etme.

    Dini Etkinliklerle İlgili Belirtiler

    Önceden ibadet eden hastaların, ibadete karşı arzu duymalarına rağmen yapamamaları,
    Kur’an ve dua okuyabilen kişilerin bu algılamaların başlaması dua edememe, Kur’an okuyamama, yanında okunurken çok sıkılmaları hatta okunmasına mani olmaya çalışmaları,
    Bazılarında ise bu okumalar esnasında aşırı tepki ve sıkıntı olmasına rağmen, okumalardan sonra, bir süre için huzur ve rahatlık hissetmeleri.

    Belirtilerde Bazı Ortak Yönler

    Bu tür hastalarda görülen belirtiler genellikle günün belli saatlerinde ya da vakitlerinde, bazen de haftanın belli günlerinde ortaya çıkma şeklinde periyotlar gösterebilir.
    Bu periyotlar esnasında görülen tablolar ağırlıklı olarak, psikoz, epilepsi, histeri gibi görünmesine rağmen, periyot dışından özelikle psikoz-şizofren gibi görüntü veren tabloların hemen hemen tamamen normalleştiği müşahede edilir.
    Görüntü ve seslerin belli zamanlarda kesilmesi, hasta tarafından kritik edilmesi, sonra yine tekrarlanması söz konusudur.

    Hastanın algıladığı ses ya da görüntülerle, hasta vasıtasıyla diyalog kurulması mümkün olabilmektedir.
    Bazı hastalarda hasta yakınlarının anlattıkları ve hastada gözlediğimiz belirtiler aynı anda çok şeyi düşündürecek nitelikte olabiliyor. Bu da hastalığı tanımlamakta zorlanmamıza sebep olur.
    Psikoz düşündürebilecek vakalarda görme ya da işitme algılamaları dışında diğer psikotik belirtilerin bulunmayışı dikkat çekicidir.

    Bütün bu algılamaları hastanın beyninin ürettiği “hallüsinasyonlar” olarak değerlendirip “psikoz” tanısı koyarak, psikoz tedavisi uygulamaya başlamalarına karşın hastalarda, psikozda olması beklenen diğer belirtilerin bulunmaması hekimi zorlayan önemli bir husustur.
    Ayrıca bu tür hastaların bir kısmında hastanın annesi, kardeşleri ya da çocuğu gibi yakınlarının hastanın algılamalarına benzer ses ve görüntüleri algıladıkları ifade edilir ki, psikozlarda bu alışılmış bir durum değildir.
    Hekimlerin hastayı tedavide zorluklarla karşılaşınca tanılarını sorgulamak zorunda kaldıkları ve uyguladıkları çok farlı grup ilaçları sık sık değiştirdikleri görülür.

    Hemen hemen hiçbir psikoz tablosu, epileptiform bir nöbet ya da histerik bir kriz hekim tarafından oluşturulamazken, bu tür algılamalarla oluşan kriz tablosu, bu hastalarla uğraşanlar tarafından aynen oluşturulabilmekte ve bunu gören hasta sahibi; “işte evde de böyle oluyordu!” diyebilmektedir. adil usta
    Yine bu hastalardan çoğu doktora gitmeye karşı bir tepki vermezken, özellikle “hoca”ya götürülmeye karşı direnç gösterdiği ve medyum, hoca ya da cinci gibi kişilerin yanlarında aşırı bir sıkıntı hissetmeleri de anlamlı ve hemen hemen ortak bir özelliktir.

    “CİNLİ” ve "BÜYÜLÜ" Olduğu İfade Edilen Hastalardaki Belirtiler

    Bu tür vakalarda, algılanan sesler, görüntüler, özellik arz eden uyku bozuklukları, korkular, ağrı ve dokunma hisleri, bayılma ve kasılmalar, eşleri ile ilgili şikayetler ve dini etkinliklerle ilgili yakınmalar dikkat çeker.

    Bu hastalar üzerindeki gözlemlerimiz onların farklı belirtiler gösterdikleri yönünde.
    Hastada görülen belirtiler onun hastalığı derecesinde hafif ya da ağır olabilir.
    Belirtilerin her birinin özelliklerini ayrı ayrı incelediğimizde ise şunları görürüz;

    Sesler:

    Hastayı tehdit eden ya da hastayı bir şey yapmaya yönlendiren sesler,
    İntihar etmesi gerektiğini ya da çocuğu gibi, eşi gibi bir yakınına zarar vermesini isteyen sesler,
    Bazen annesinin ya da bir yakınının çağırma sesi,
    Ölmüş birinin kendisine hitap eden sesi,
    Kendisi hakkında birilerinin konuşma sesleri,
    Seslerin bazen dışarıdan, bazen vücut içinden geliyor gibi hissedilmesi,
    Bazen hışırtı, bazen ıslık, bazen de rüzgar sesi gibi sesler duyulması,
    Hastanın, sesini duyduğu varlıklarla diyalog kurabilmesi

    Görüntüler;

    Hastaya, annesi, babası, kardeşi ya da kocası görünümünde görüntüler. Bazen de, gerçek yakını ile görüntünün hangisinin sahici olduğunu karıştırması,
    Yakınlarının yüzü değişmiş, kötü, korkunç ve itici görünmesi,
    Daha çok gece bazen de ibadet esnasında gelen cinsel içerikli görüntüler,
    Bazılarının algıladıkları bu görüntülerle cinsel haz yaşamaları, kimilerinin de bundan derin bir nefret ve suçluluk duyması,
    Yalnız oldukları zamanlarda; yılan başlı yaratıklar, siyah köpek, fare, ters ayaklı, tüylü, kıllı küçük insan şeklinde varlıklar, ışıklı renkli görüntüler, asılı iplikler, dumansı ya da karaltı tarzında görüntüler,

    Uykusuzluk;

    İlaçların etkilemekte zorlandığı uykusuzluk,
    Uykunun çok geç gelmesi, bazen sabah ezanına kadar uyuyamama,
    Hastanın uyku, uyanıklık arası gelen korkunç görüntülerden dolayı korkması ve uykuya geçememesi.

    Özellikli Korku ve Sıkıntı

    Sürekli bir tedirginlik ve korku hali içende olmaları,
    Yakınlarının yanında artan sıkıntı,
    Yalnız kaldığında da artan ses ve görüntülerden dolayı oluşan korku,
    Aynaya bakamama, banyoda gözünü yummaktan korkma ve aşırı sıkıntı,
    Hocalara gitmede ve onların yanında aşırı sıkıntılar hissetmesi ve hatta bazılarının buna karşı koyması,
    Benzer şikayetleri olan kişiler yanında, onların hasta olduklarını bilmemelerine rağmen izah edemedikleri aşırı bir sıkıntı hissetmeleri.
    Önemli bir kısım hastalarda yemek yemekten korkma.

    Yanmalar ve Dolaşan Ağrılar

    İlaçların etkileyemediği ve koldan, bacaktan, bazen kulaktan ağızdan tanımlanamayan bir şeyin girdiği hissi ile başlayan ve vücutta dolaşan ağrılar ve yanmalar,
    Yanmaların ve özellikle ağrıların ilaçlarla giderilememesi.

    Bayılma ve Kasılmalar

    Garip hareketlerle, bazen bir histeri, bazen de epileptik bir tabloyu anımsatan nöbet halinde gelen kasılmalar,
    Kasılmalarla birlikte olan farklı dilden ve kaba sesle olan konuşmalar,
    Kasılmalar esnasında çok güçlü olmaları,
    Yine kasılmalar süresince birileri ile mücadele ediyormuş gibi konuşmalar, çığlıklar, bağırmalar,
    Yakınlarında birine tehdit üslubunda bağırmalar, saldırmalar,
    Yine bu sürede, yüzünün ve bakışlarının değişmesi, korkunç bir şekle girmesi,
    Bazı hastaların kendilerine zarar vermeleri, kendini boğmaya, kendi boğazını sıkmaya kalkışmaları,
    Ve çoğu zaman nöbetten sonra ne olduğunu pek hatırlamamaları.

    Eşleri İle İlgili Şikayetler

    Daha çok kadınlarda olmak üzere, evli olan hastalarda eşlerine karşı çelişkili tavırlar,
    Eşleri yanlarında yokken, onları arzulamaları, eve geldiklerinde ise sıkıntı duyma,
    Evde değilken eşlerini arzulamaları, eve geldiklerinde birlikte olmaktan nefret etme.

    Dini Etkinliklerle İlgili Belirtiler

    Önceden ibadet eden hastaların, ibadete karşı arzu duymalarına rağmen yapamamaları,
    Kur’an ve dua okuyabilen kişilerin bu algılamaların başlaması dua edememe, Kur’an okuyamama, yanında okunurken çok sıkılmaları hatta okunmasına mani olmaya çalışmaları,
    Bazılarında ise bu okumalar esnasında aşırı tepki ve sıkıntı olmasına rağmen, okumalardan sonra, bir süre için huzur ve rahatlık hissetmeleri.

    Belirtilerde Bazı Ortak Yönler

    Bu tür hastalarda görülen belirtiler genellikle günün belli saatlerinde ya da vakitlerinde, bazen de haftanın belli günlerinde ortaya çıkma şeklinde periyotlar gösterebilir.
    Bu periyotlar esnasında görülen tablolar ağırlıklı olarak, psikoz, epilepsi, histeri gibi görünmesine rağmen, periyot dışından özelikle psikoz-şizofren gibi görüntü veren tabloların hemen hemen tamamen normalleştiği müşahede edilir.
    Görüntü ve seslerin belli zamanlarda kesilmesi, hasta tarafından kritik edilmesi, sonra yine tekrarlanması söz konusudur.

    Hastanın algıladığı ses ya da görüntülerle, hasta vasıtasıyla diyalog kurulması mümkün olabilmektedir.
    Bazı hastalarda hasta yakınlarının anlattıkları ve hastada gözlediğimiz belirtiler aynı anda çok şeyi düşündürecek nitelikte olabiliyor. Bu da hastalığı tanımlamakta zorlanmamıza sebep olur.

    Psikoz düşündürebilecek vakalarda görme ya da işitme algılamaları dışında diğer psikotik belirtilerin bulunmayışı dikkat çekicidir.
    Bütün bu algılamaları hastanın beyninin ürettiği “hallüsinasyonlar” olarak değerlendirip “psikoz” tanısı koyarak, psikoz tedavisi uygulamaya başlamalarına karşın hastalarda, psikozda olması beklenen diğer belirtilerin bulunmaması hekimi zorlayan önemli bir husustur.

    Ayrıca bu tür hastaların bir kısmında hastanın annesi, kardeşleri ya da çocuğu gibi yakınlarının hastanın algılamalarına benzer ses ve görüntüleri algıladıkları ifade edilir ki, psikozlarda bu alışılmış bir durum değildir.

    Hekimlerin hastayı tedavide zorluklarla karşılaşınca tanılarını sorgulamak zorunda kaldıkları ve uyguladıkları çok farlı grup ilaçları sık sık değiştirdikleri görülür.

    Hemen hemen hiçbir psikoz tablosu, epileptiform bir nöbet ya da histerik bir kriz hekim tarafından oluşturulamazken, bu tür algılamalarla oluşan kriz tablosu, bu hastalarla uğraşanlar tarafından aynen oluşturulabilmekte ve bunu gören hasta sahibi; “işte evde de böyle oluyordu!” diyebilmektedir.
    Yine bu hastalardan çoğu doktora gitmeye karşı bir tepki vermezken, özellikle “hoca”ya götürülmeye karşı direnç gösterdiği ve medyum, hoca ya da cinci gibi kişilerin yanlarında aşırı bir sıkıntı hissetmeleri de anlamlı ve hemen hemen ortak bir özelliktir.

    “BÜYÜLÜ” Olduğu İfade Edilen HASTALARDA
    İlave Semptomlar

    “Çarpılmış” diye karşımıza getirilen hastaların gösterdiği semptomlar ile “büyü”lü olduğu ifade edilen hastalarda görülen belirtiler tıpatıp aynı değildir.

    “Büyü” hikayesi ile gelen hastalarda yukarıdaki şikayetlerden bir kısmı, ama daha az yoğunlukta olmak üzere görülebilir.
    Bu hastalarda, ön planda görülen önemli bir özellik, hastanın alışılmış olduğu işlerini yeterince yapabilme yönünde iradelerini kullanamamasıdır.

    Bunlar da, “çarpıldığı söylenen hastalar” gibi, önceden ibadet ediyorlarsa, artık bunda çok zorlandıklarını söylerler. Bir süre, okunduklarında rahatladıklarını, ama kendileri de, başkaları da okusa, okuma esnasında önce çok sıkıntı hissettiklerini, sonra rahatladıklarını söylerler.

    Eşine karşı isteksizlik, çoğunda had safhadadır. Anlamsız yere ortaya çıkan ayrılma isteği ve ısrarları ile, kadınlarda eşine karşı cinsel isteksizlik, erkeklerde hanımına karşı başarısızlık. Ancak, çoğu zaman, erkekler kendi hanımlarına karşı oluşan başarısızlığın başka kadınlar için söz konusu olmadığını ifade ederler.

    Kadınların, evde duramama, eve girince sıkıntı basması, evin bazı bölümlerinde, boğulur gibi olma, özelikle yatak odasına girdikleri zaman, dayanılamayacak bir sıkıntı bastığını söylerler.

    Yukarıdaki görüntü ve sesler, bunlarda da görülse de daha hafif şiddettedir.

    “Büyülü” diye gelen hastaların büyük çoğunluğu kadınlardan oluşur.



 

ELİF

Yeni
Katılım
30 Eki 2012
Mesajlar
661
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Son paylasimda ki yasanan durumlarin cogu bildigim kadariyla sizofren hastaliginin da belirtisi dikkat etmek lazim...
 

Yavuzhan

Üye
Katılım
12 Kas 2012
Mesajlar
102
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Giresun
Web sitesi
www.siyasethane.com
Bir otobüs yolculuğu sırasında karabasanla çetin bşr mğcadelem olmuştu.. Ne elimi kımıldatabildim, nede ağzımı açıp laf edebildim.. Karşımda tüylü, simsiyah bir yaratık, bembeyaz dişlerini göstererek öfkeyle bana hareket çekiyordu..Ayrıca Almanyada bir dere kenarında iş icabı bulunduğum sırada sessizlik ve karanlığa karşı ses olsun diye çektiğim uzun hava neticesinde cinlerin sesli tacizine uğradım.. Çok korktum ama gemimi terketmedim.. İşimi halledip ordan çıkana kadar akla karayı seçtim.. Çok sesli besmele çeke çeke çıktım oradan..Korkunç bir sesti..Birkaç gün sonra oturduğum köyün girişine beni bir arkadaşım bırakmıştı.. Gece 23.00 sıraları.. Yolda inler cinler top oynuyor, kımseler yok ve beni o köyde sadece ev sahibim tanıyor.. Buna rağmen o saatte gaipten bir ses.."Şişttt iboooo" diye bağırdı..Her tarafıma baktım kimsecikler yok..Ben yine besmele çeke çeke evine doğru gittim..
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Hiç uğraşmadım aslında..Dere kenarlarının, ağaç diplerinin mekanları olduğunu bana hatırlattılar.. Karabasan niye ziyaret etdi onu çözemedim..

fazla karnını şişirmişsindir...söz duadır...bu sebeb ile konuşmamak en güzeli bu meseleleri... bu arada abdestsiz dolaşmamalı...
 
Üst