Cihan Tuğal / Pasif Devrim

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
115328.jpg


2010

Pasif Devrim

Pasif Devrim İstanbul’un bir zamanlar radikal Müslüman

ilcelerinden Sultanbeyli’nin “ılımlı İslam”a dönüşümünü

anlatıyor. Bu mahalledeki hayatın zengin bir etnografisini

sunan bu kitap İslami aktivistlerin nasıl örgütlendiklerini,

28 Şubat sürecinde nasıl geri cekildiklerini ve AKP

tarafından nasıl massedildiklerini anlatıyor. Tuğal gözlemlerini Mısır ve İran örnekleriyle de karşılaştırarak Türkiye örneğini genel tarihsel bir bağlama da oturtuyor ve İslami politikaların neden başka yerlerdeki laik

kapitalizmlere benzer bir şekilde entegre olmadığı sorusunun yanıtını arıyor.

AKP’nin aklığı nereden geliyor? Bu partiyi, kapitalizmi doğallaştıramamış diğer merkez partilerden farklı kılan ne? Cevap, partinin unutmak istiyor göründüğü

gecmişinde yatıyor. AKP, örgütcülük anlayışıyla, kadrolarıyla ve kısmen de kullandığı dille, Türkiye’de 1980’lerden sonra kapitalizme tek kitlesel direniş noktası olan İslamcılığın sistem tarafından massedilmesini sağladı. Gercek başarısı bu. Tuğal cözümlemesinin merkezine Marksist düşünür Antonio Gramsci’nin “pasif devrim” kavramını alarak AKP hükümeti döneminde belirleyici olanın kapitalizmin doğallaşması olduğunu, bunun anamotorunun ise AKP olduğunu söylüyor.

 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
EMEK VERİLMİŞ BİR KİTAP
23566.jpg

Dindarlar niye muhafazakarlaştı

Evet, bu bizim hikayemiz! Cihan Tuğal'ın Pasif Devrim: İslami Muhalefetin Düzenle Bütünleşmesi kitabı çıktı.

Pasif Devrim: İslami Muhalefetin Düzenle Bütünleşmesi (Koç Üniv. Yay.) kitabı Cihan Tuğal tarafından yazılmış, kitapçılara yeni gelmiş ve hatta ilk baskısı şimdilik tükenmiş bulunan bir kitap. Cihan Tuğal Berkeley Üniversitesinde Sosyoloji Hocası. Muhtelif yayınlarda çıkan makaleleri mevcut, fakat elimizdeki kitap onun tek kitabı.

Nedir?

23567.jpg


Kitap temel olarak, Cihan Tuğal’ın 2003 yılında bitirdiği doktora tezine dayanıyor. 2000-2002 yılları arasında Sultanbeyli’de İslami oluşumları inceleyen Cihan Tuğal bu dönemde Sultanbeyli’de yaşamış ve okullar, camiler, dernekler ve çay ocakları eksenin onlarca isimle mülakatlar yapmış. Bu mülakatlarda yazar bölgedeki İslami hareketlerin özelliklerini çıkarmaya çalışmış. İslami hareketler için münbit bir arazi olan Sultanbeyli Tuğal’ın araştırmasının çok yönlü ve derinlikli olmasında önemli ölçüde yardımcı olmuş. 2006 yılında bölgeye tekrar geldiğinde gördüğü manzara ise bu kitabın ortaya çıkmasına vesile olmuş diyebiliriz. Bu kadar kısa bir sürede bu kadar büyük bir değişimin yaşanmasının altındaki sebepler, kitabımızın temel konusu. Kitap 2009 yılında Standford Üniversitesi yayınları tarafından basıldı, Türkçesi ise 2010 Ekim'de Koç Üniversitesi tarafından yayınlandı.

Bu kitabı önemli kılan noktalar
Kitabın iki açıdan fazlasıyla önemli olduğu kanaatindeyim. Öncelikle bu çalışma, son yıllarda sayıları git gide artan AKP ve islami hareketlerin durumu konulu birçok çalışmadan metodolojik olarak ve içerik olarak net bir şekilde ayrılıyor. En basitinden eser farklı bakış açıları tarafından tekrar tekrar üretilen kavramlar ve tartışmalar yerine, yazarın 2 sene boyunca yaptığı saha araştırmasına dayanıyor. Bu noktada eseri, son yıllarda ortaya çıkan niteliksiz eserlerden ayırabiliriz.
Kitabın diğer, belki de en önemli, özelliği ise, son 30 yılda Türkiyedeki islami hareketlerin genel seyrini ortaya koyması. Bu konuda yapılmış pek fazla çalışma olmadığı ilgililerin malumudur. Hatta bu nedenle muhtemelen, unutkanlık, islami hareketlerde daha bir baskındır. Belki de, öz eleştiri noksanlığı, neyin eleştirileceğinin ortaya konulmamasından kaynaklanmaktadır, bilemeyeceğim. Fakat kitabın, yaşanan süreci lokal bir düzlemde birçok detaylarıyla ortaya koyması açısından, zihnimdeki birçok boşluğu doldurduğunu söyleyebilirim. Buna imkan veren en önemli özellik, zikrettiğim gibi, meselenin esas olarak alan çalışmasından elde edilen verilere dayanması ki bu konuşmalar ana akım islami hareketlerden üye sayısı sınırlı radikal islami hareketlere kadar geniş bir yelpazede gerçekleşmiş. Bu noktada kitabı ayrı kılan yönlerden birisi, alan çalışmalarında karşılaşılabilecek teori ile bütünleştirme, mikro düzeydeki gelişmeleri, makro düzey ile ilişkilendirme problemlerinin olmaması.

23568.jpg


İçinde neler vardır?

Bu sorunun cevabından detaylı olarak bahsetmek, bu haberi “baba kitaplar” kısmından “polemik” kısmına taşır sanıyorum. Fakat kitap, genel itibariyle “polemik” lere prim verilmeyecek, eğri oturulup doğru konuşulacak bir kitap olduğundan, ben bu kısmı çok özet bir şekilde geçmeyi tercih ediyorum.
2002 yılından itibaren mütedeyyin müslümanlar bir şekilde iktidarı ele geçirdiler ve daha fazla “görünür” oldular. Bu görünürlük gerçekten bir görünürlük mü, yoksa işin altında yatan başka süreçler mi işliyor? Bu soruları sorarak eserin içine birazcık da olsa girebiliriz sanıyorum. Yazar, kitabın alt başlığından da anlaşılabileceği üzere, bu süreci islami muhalefetin büyümesi olarak değil, sistemle bütünleşmesi olarak ele alıyor. (bu tezini nasıl şekillendirdiği kitapta çok detaylı bir şekilde işleniyor.) Bu süreci ele alırken, RP dönemi ile AKP dönemi tasvirleri ve karşılaştırmaları önemli bir yer tutuyor. Mütedeyyin müslümanların siyaseti nasıldı, nereye doğru evrildi? Müslümanlar Muhafazakarlaşıyor mu? Bu soruların cevapları, kitabın içinde detaylı bir şekilde mevcut. Tarihi süreç incelenirken kırılma noktalarının belirlenmesi, izlenen yolların çizilmesi, kişiler üzerinden değişmelerin izlenebilmesi, kitabı teorik yoğunluklu bir metin olmaktan çıkarıyor.
Kitap toplamda 6 bölüm ve sonuçtan oluşuyor. İlk bölüm kitabın teorik arka planının çizildiği bölüm. Sonraki 4 bölümde ayrı başlıklar altında incelenen konular, bu arkaplana dayanarak şekilleniyor. Sonuç bölümü ise daha üstten bir bakış ile Türkiye, İran ve Mısır'da benzeşen süreçleri karşılaştırmalı bir şekilde ele alıyor.
Hasılı...
Pasif Devrim, hem teorik olarak islami hareketlerle ilgilenenlerin, hem de unuttuklarını hatırlamaya niyet edenlerin gönül rahatlığıyla alabileceği, civarındakilere aldırabileceği (hatta kesinlikle edinmesi gereken), güzel bir eser olarak karşımızda duruyor.
Evet, bu anlatılan senin hikayen!

dunyabizim.com
 
Üst