Bu kızılca kıyamet içinde Baykal'ın nerede duracağı da önemlidir.
Bu hesabın içinde Önder Sav'la Kılıçdaroğlu'nun kapışacağı ve buradan kendisine yol açılacağı planı var mıydı, bilinmez.
Şu anda savaş, Kılıçdaroğlu ile Önder Sav arasında gerçekleşmektedir ve Kılıçdaroğlu, kurduğu yeni MYK ile bizzat kendi liderlik savaşını vermektedir. Bu savaştan galip çıkacak bir Kılıçdaroğlu'nun, artık Baykal'a alan bırakması söz konusu olamaz.
Önder Sav'ın bu savaştan başarılı çıkması bana göre zor görünüyor. Savaşı kazansa bile, kendisinin genel başkan adaylığı, yaş durumundan isabetli olmayacağı için, bir başka genel başkan adayı üretmesi gerekiyor.
Üretilen o genel başkanın da şu ana kadarki Kılıçdaroğlu profili gibi güdümlü bir genel başkan olma durumu söz konusu olacağına göre, aynı hastalıklı yapı ortaya çıkacak demektir. Bunu CHP bir kere daha denemek ister mi, sanmıyorum.
Seçim sath-ı mailinde bir kıyamettir CHP'de yaşanan. Dolayısıyla kıyamet ortamının uzadığı her an, CHP için kayıp demektir. Bunun sonucu seçimlerde hüsran olacaktır.
Sonunda Kılıçdaroğlu ipi göğüslerse, bu CHP için yeni bir dönemin başlaması anlamına gelir.
Kılıçdaroğlu CHP'si nasıl bir CHP olacaktır?
Belki o CHP'de Kılıçdaroğlu'nun -liderliğinin oturması ölçüsünde- şu ana kadar sergilediği tornistanlar görülmeyecektir.
Ama acaba klasik CHP'den farklı nasıl bir CHP?
Bunda, CHP'nin sahillerdeki tabanı ile açılmak istediği toplum alanları arasındaki uyum veya açı farkının belirleyici olacağı söylenebilir.
Bu konuda daha sağlıklı teşhiste bulunabilmek için biraz da, şu anki CHP'de kimin Kılıçdaroğlu'nun, kimin Önder Sav'ın yanında yer alacağına bakmak gerekir.
Ben Süheyl Batum'un genel sekreter yapılmasının, mesela CHP'yi "sahillerin partisi" noktasında tutma yönünde bir işaret olarak algılarım. Bana göre CHP'nin, Kılıçdaroğlu'nun yerini sağlamlaştırmasından sonra da, çizgi tespiti noktasında sancıdan kurtulması zor görünüyor.
ahmet taşgetiren