chat!

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
CHAT!
Chat, hayatımızın bir parçası oldu Artık ilkokul öğrencilerinin dahi bir msn adresi var. Ve her gün Chat yüzünden yapılan yanlış fiiler var. Bu illete son vermek yerine tıpkı bıçak gibi faydalı hale getirmenin yollarını arayalım. Hem teknolojinin bu nimetinden faydalanmış oluruz hem de zararından teberri etmiş oluruz…
İlk etapta ben şunu belirteyim küçük bir çocuğun msn adresini almasına çok karşıyım. Çünkü bilinçsizce aldığı adrese çok yanlış insanları ekleyebilir. Oysaki ailesi kiminle görüşüyor diye dahi titizlikle çaba içerisindeyken bu yanlışına göz yumuyor çoğu zaman. Ve büyük ise ancak bilinçliyse almalı ve gerçekten menfaat namına kullanmalı. Bir mümin kardeşine ettiği güzel söz bile sevaptır. Yüzünü görmese bile. Mümin kardeşidir ve müminin kalbi sanalda da reelde sevinir üzülür. Sevindirtmek nasıl ki reelde güzelse sanalda da öyledir. Sadece edilen güzel kelam bile iyi sonuçlar doğuruyorsa yapılan diğer müsbet davranışların elbette ki daha güzel sonuçları vardır. Evet, bir tuş kadar yakın işte sevapta günahta…
Evet, bilinçli şekilde aynen reel hayatta olduğu gibi davranışlarımızı kontrol etmeye çalışırsak ve reelde neysek sanalda da o olursak o zaman sanalın reelden farkı kalmaz. Nasıl ki reelde kalp kırmaktan korkuyorsak sanalda da öyle olmalı. Nasıl ki reelde tebliğ için insan kaybetmek istemiyorsan sanalda da öyle olmalı. Yoksa sanal sakıncalı deyip Chat sakıncalı deyip tamamen zararlı bulmak doğru olmaz. O zaman sosyal hayata da karışmayalım orada da hata yapıyoruz(!)Dikkat bu cümleyi bilinçli insanlar için kullanıyorum. Çünkü bilinçlilide olsak her iki âlemde de hata yaparız. Yanlış anlamayın burada zararı çokça görülen nimetken nikmet edilen bir şeyi şiddetle savunuyor değilim. Nimeti nimete çevirmenin yollarını söylüyorum. Şunu demek istiyorum. Bilinçli bir şekilde davranırsak nasıl kullanacağımızı bilirsek. Dürüstlülüğümüzden asla taviz vermezsek bundan daha büyük nimet mi olur. Yüzlerce insanı ekleyip davamızı anlatırsak coşkun bir dille evde otururken adeta konferans vermiş gibi istifade ederiz ve ettiririz. Aman şunu da unutmayalım daha sosyal hayattayken bilinçli davranmayı bilmeyenler bilinçlenene kadar bu âleme girmeleri çok sakıncalıdır. Sosyal hayatta düşünüp te yapamadığını fütursuzca yapar. Bu yüzden aile bilinç vermeden PC vermemeli…
Ve evliliği çatırdacak kadar zararlı olan farklı cinsle chatide hiçbir zaman savunmadım. Ağabey kardeş denip reelde asla bu kadar bir namahrem konuşmayan genç kızlarımıza ve erkeklerimize şaşıyorum. Nefsimizi öldürdük diyorsanız buyrun devam edin.
 

emmargah

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
3,348
Tepkime puanı
6
Puanları
0
iyide zaten kimse de bunun aksini savunamaz nurtalebesi...
ne yazıktırki eklediğin insanların gerçek yüzlerini pek sonraları öğrenniyorsun ve yıkıma uğruyorsun.ben msnden nefret eder biri olarak.gene de bilmiyorum ya bilgisayara oturunca aklıma ilk gelen şey msn oluyor.biraz bağımlı olduk madde bağımlısı gibi yaptılar bizi de.ama kılcallarımıza beyaz değil kalbimize fitne soktular .ah şu msn artık büyümek istiyorum:)
 
B

.BeYzA.

Guest
CHAT!
Chat, hayatımızın bir parçası oldu Artık ilkokul öğrencilerinin dahi bir msn adresi var. Ve her gün Chat yüzünden yapılan yanlış fiiler var. Bu illete son vermek yerine tıpkı bıçak gibi faydalı hale getirmenin yollarını arayalım. Hem teknolojinin bu nimetinden faydalanmış oluruz hem de zararından teberri etmiş oluruz…
İlk etapta ben şunu belirteyim küçük bir çocuğun msn adresini almasına çok karşıyım. Çünkü bilinçsizce aldığı adrese çok yanlış insanları ekleyebilir. Oysaki ailesi kiminle görüşüyor diye dahi titizlikle çaba içerisindeyken bu yanlışına göz yumuyor çoğu zaman. Ve büyük ise ancak bilinçliyse almalı ve gerçekten menfaat namına kullanmalı. Bir mümin kardeşine ettiği güzel söz bile sevaptır. Yüzünü görmese bile. Mümin kardeşidir ve müminin kalbi sanalda da reelde sevinir üzülür. Sevindirtmek nasıl ki reelde güzelse sanalda da öyledir. Sadece edilen güzel kelam bile iyi sonuçlar doğuruyorsa yapılan diğer müsbet davranışların elbette ki daha güzel sonuçları vardır. Evet, bir tuş kadar yakın işte sevapta günahta…
Evet, bilinçli şekilde aynen reel hayatta olduğu gibi davranışlarımızı kontrol etmeye çalışırsak ve reelde neysek sanalda da o olursak o zaman sanalın reelden farkı kalmaz. Nasıl ki reelde kalp kırmaktan korkuyorsak sanalda da öyle olmalı. Nasıl ki reelde tebliğ için insan kaybetmek istemiyorsan sanalda da öyle olmalı. Yoksa sanal sakıncalı deyip Chat sakıncalı deyip tamamen zararlı bulmak doğru olmaz. O zaman sosyal hayata da karışmayalım orada da hata yapıyoruz(!)Dikkat bu cümleyi bilinçli insanlar için kullanıyorum. Çünkü bilinçlilide olsak her iki âlemde de hata yaparız. Yanlış anlamayın burada zararı çokça görülen nimetken nikmet edilen bir şeyi şiddetle savunuyor değilim. Nimeti nimete çevirmenin yollarını söylüyorum. Şunu demek istiyorum. Bilinçli bir şekilde davranırsak nasıl kullanacağımızı bilirsek. Dürüstlülüğümüzden asla taviz vermezsek bundan daha büyük nimet mi olur. Yüzlerce insanı ekleyip davamızı anlatırsak coşkun bir dille evde otururken adeta konferans vermiş gibi istifade ederiz ve ettiririz. Aman şunu da unutmayalım daha sosyal hayattayken bilinçli davranmayı bilmeyenler bilinçlenene kadar bu âleme girmeleri çok sakıncalıdır. Sosyal hayatta düşünüp te yapamadığını fütursuzca yapar. Bu yüzden aile bilinç vermeden PC vermemeli…
Ve evliliği çatırdacak kadar zararlı olan farklı cinsle chatide hiçbir zaman savunmadım. Ağabey kardeş denip reelde asla bu kadar bir namahrem konuşmayan genç kızlarımıza ve erkeklerimize şaşıyorum. Nefsimizi öldürdük diyorsanız buyrun devam edin.

size katılıyorum ama diyelim ki interneti ve chati doğru kullanabilmek bizim elimzde olabilir. Hani biraz bilinç varsa kendimizi engellemeye çalışabilriz ama küçükler yani çocuklar, daha kalem tutmayı yeni öğrenen çocukalar bilgisayar başında chat yaptığını internet üzerine muhabbetlerini, msn alışverişlerini görünce hayrete düştüm. Aslında düşününce biz mi kötü örnek oluyoruz?? bu soruya hayır desek o zaten bizden görmesede bi şekilde arkadaş çevresinden etkilenecek ve bu tür muhabbetlerin içerisine istese de istemese de girecekti diyebiliriz...ben yine de elimizden geldiği kadar çocukları uzak tutmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum...
 

&Ta-Ha&

Doçent
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
hayattanizler.spaces.live.com
Benim açımdan msn büyük bir nimet çünkü arkadaşlarımla doğrudan bağlantı kurma aracıdır... tabi tanımadığım insanlarla yapmıyormuyum yapıyorum ama belli ölçülerde bence sanalın reelden pek bir farkı yok eninde sonunda insanın gerçek kimliği ortaya çıkıyor... yani rol yapmak veya olduğundan farklı görünmenin hiç bir kazancı yok... ben msndeki sohbetleri fazla zararlı görmüyorum.
muhabbetle...
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
iyide zaten kimse de bunun aksini savunamaz nurtalebesi...
ne yazıktırki eklediğin insanların gerçek yüzlerini pek sonraları öğrenniyorsun ve yıkıma uğruyorsun.ben msnden nefret eder biri olarak.gene de bilmiyorum ya bilgisayara oturunca aklıma ilk gelen şey msn oluyor.biraz bağımlı olduk madde bağımlısı gibi yaptılar bizi de.ama kılcallarımıza beyaz değil kalbimize fitne soktular .ah şu msn artık büyümek istiyorum:)

Savunmama olayı doğru...
Ama hatırlatmak gerekiyor...
Bazen ipin ucunu kaçırabiliyoruz..
 

furk

Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
98
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Sanal dünya ve getirdikleri

Yapılan araştırmalar internet kullanımında en çok rağbet gören uğraşların e-posta kullanımı, chat (eş zamanlı sohbet), forumlar (daha geniş zamanlı görüş alış-verişi) ve erotik içerikli siteleri ziyaret olduğunu ortaya koyuyor. Bugünümüz toplumunun internete bakış açısını açıkça belli etmektedir. Özellikle gençler tarafından tercih edilen bu tarzdaki kullanım, insanlar tarafından sosyal hayatın ölçütlerinin internette sanal arkadaş sayısı ve bilgisayar başında geçirilen süreyle sınırlandırılmasına yol açıyor. Konuşmak gereksiz görülmektedir ve bu eylemin yerini klavyenin tuşlarına dokunarak yaratılan yeni bir dil almıştır. Sesli harflerin bile gereksiz olduğu bir dil. İnternetin kullanılamadığı mekanlarda ise yüzü bile görülmeyen sanal sevgililerden bahsetmek oldukça popülerdir. Gerçek dünyanın problemleriyle yüzleşmektense yaratılan sanal bir dünyada, sanal sevgililer ve adından çok nick’i (kullanıcı lakabı) bilinen arkadaşlarla saatlerce boş sohbetin var olduğu bir dünyada yaşamak daha kolay ve ilgi çekicidir.

Ancak bu soyutlanma sürecinin yanında internetin insanlığa sunduğu bir olgu daha var: paylaşım. İnsanlar internet üzerinden birçok şeyi paylaşıyorlar. Göremedikleri -belki hiç göremeyecekleri insanlarla- bilgilerini, deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşıyorlar. Ticari bir sömürü aracı haline getirilmiş kültür-sanat alanında kitaplarını, müziklerini, filmlerini paylaşıyorlar. Bütün dünyaya yayılan “bilginin üzerinde özel mülkiyet” kavramına karşı paylaşıyorlar. Bunu engellemek amacıyla elektronik ortamda fikri mülkiyetin korunmasına dair çıkan yasalar ve açılan davalar şu an için bu hakkı engellemeye yetmiyor. Ancak interneti salt bir tüketim ortamı haline getirmeye çalışanlar bilgi üzerinden kişilerin ya da şirketlerin mülkiyet hakkı talep edecekleri sistemleri oluşturma yönünde hızla adımlar atıyorlar.

İnternetin egemenlerin tanımladığı sınırlar dışındaki kullanımı sadece bilgilerin paylaşımı şeklinde gerçekleşmiyor. Sistemin var olan güvenlik araçlarını ustalıkla aşabilen, hacker, siber-korsan vb. isimlerle adlandırılan insanlar çok da zorlanmadan bir şirketin, uluslararası bir kuruluşun, ya da devlet organizasyonlarının tüm bilgilerine ulaşabiliyorlar. Bunun en önemli örneği 2001 yılında küreselleşme karşıtlarının, Dünya Ekonomik Forumu’nun ana bilgisayarına girmeyi başararak, aralarında dünya liderlerinin de bulunduğu 27000 politikacı, yönetici ve iş adamının cep telefonu numaralarından kredi kartı bilgilerine kadar pek çok bilgiyi elde etmesinde yaşandı. Bu ve buna benzer örnekler internetin büyük bir kıvraklıkla kontrol sistemlerinin dışında kullanılabileceğini açıkça gösterdi.

Korku ve muhalefet

İnternet üzerinde denetim sağlama zorluğu, egemenleri kendi oyuncakları üzerindeki hakimiyetlerini kaybetme korkusuyla yüzleştiriyor. Artık gizli denetim yollarıyla yetinmeyip, ulusal ve uluslararası düzeyde yasalar çıkararak kendi amaçları dışında interneti kullanmaya çalışanları cezalandırarak caydırmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken ise kurdukları çarkı kırmaya çalışan herkesi “terörist” olarak nitelemekten kaçınmıyorlar. Bunun en somut örneklerinden biri 2001’de İngiltere’de yürürlüğe giren “terörle” mücadele yasası oldu. Bilişim korsanlarını "teröristlerle" bir tutan bu yasa uyarınca internet üzerinde devleti etkileyecek tüm politik, dini ya da ideolojik davranışlar “terörizm” tanımı içine alındı. Ayrıca İngiliz Parlamentosu 2000 yılında internet sağlayıcılara polis merkezine bağlı kara kutular yerleştirilmesini düzenleyen bir yasa çıkardı. Aslında bu uygulamanın daha gelişmiş versiyonlarının, başta ABD olmak üzere, birkaç ülke tarafından kullanıldığı biliniyor. Bunların biri ABD’nin kullandığı “carnivore” adlı yakalama programı. Bu program e-postaların içeriğini bir filtreden geçirip burada belirlediği kişilerin tüm internet trafiğini takip edebiliyor. Bu uygulamaların Türkiye’de somutlandığı kurum ise Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı. Bu teşkilat "gerekli gördüğü bilgileri, kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan doğrudan istemeye yetkili" konumda. Örneğin bir servis sağlayıcısı şirket istenildiğinde konuk ettiği web sitesine ait bilgileri -dolayısıyla sitedeki kişisel bilgileri- bu teşkilata vermek zorunluluğunda. Egemenlerin internet üzerinde bu derece denetim kurmaya çalışmalarının temel sebeplerinden biri de sisteme muhalif hareketlerin ya da örgütlenmelerin interneti kendi mücadeleleri için bir araç olarak kullanma eğiliminin artması. Bunun belki de ilk örneği 1995'te Liverpool'da liman işçilerinin örgütlediği ve bütün haberleşmesi- planlanması tamamen işçi eliyle kurulmuş olan bir site tarafından yürütülen büyük grevdir. İnternet aracılığıyla tüm dünyaya da duyurulan bu grev, bu sayede yirmiden fazla ülkeden milyonlarca işçinin desteğini aldı. Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN)’nin mücadelesinin tüm dünyada tanınmasında militanlarının interneti aktif bir şekilde kullanmalarının etkisi büyük oldu. Yine internet küreselleşme karşıtı eylemlerde birebir eylemlerin örgütleniş aracı olarak kullanıldı. İnternet, işçi sendikaları, toplumsal hareketler, devrimci gruplar, ilerici siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, insan hakları kuruluşları, emek yanlısı yayın organları ve ilerici bilim-kültür çevreleri için de benzer işlevler görmeye devam ediyor. İnternetin ilerici kullanım biçimleri, bir bilimsel- teknolojik gelişme olarak onu kar ve sömürü için kullananların karşısına dikiliyor. Metalaştırma saldırısının karşısında bilgiyi toplumun ortak değeri olarak kabul eden güçler, interneti, “insanlığın kollektif kütüphanesi” olarak işlevlendirmeye ve sağladığı olanakları bilginin toplumsallaşması için kullanmaya çalışıyorlar. İnternet ; gerçek dünyanın sokaklarını savaşsız ve sömürüsüz bir dünya, eşit ve özgür bir yaşam kurmak için arşınlayanların ellerinde, insanlık için yeniden anlam kazanıyor.
 

kadirhzr

Üye
Katılım
1 Kas 2006
Mesajlar
106
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
eksikler var

internet üzerinde karşı cinsle yazışmak -chat yapmak

bunun haram olduğunu ekleseydin daha iyi olurdu


kaynak Fıkıh Alimi Mehmet TALU

http://www.islamahizmet.net/sesler/Chat.mp3 isteyen dinler !!!


lütfen bu alimimize dil uzatmayalım, lütfen yapmayalım bunu. Müslüman akıllı olur.
 

MaKBeR

Doçent
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
1,318
Tepkime puanı
4
Puanları
0
chat in hayatımızın bir parçası olduğunu ve msn den vs bay bayan sohbetin normalleştiğine katılmıyorum.. aklı selim olanlar için bunlar normalleşemez.. bunları normal gösteremeyiz..
 

nevzathan

Paylaşımcı
Katılım
4 Şub 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
ama istisnaları gormezden gelemeyiz yeni öyle degilmi
 
Üst