Çelişkiler var... İlişkiler var....

Sözler: Bediüzzaman!

Nur cemaati deyince akla her şey gelir de 'müzik' gelmez. İşte bir karşı örnek. Tasavvuf müziği sanatçısı Ali Oktay, 'Aşk mıdır ki...' adlı ikinci albümünde yer alan 'Huda Nur' parçasında, Bediüzzaman Said Nursi'nin şiirini, Mehmet Emin Altıntop'un bestesiyle okuyor.

'YILDIZNAME'DEN
Albümdeki tek şaşırtıcı nokta, Said Nursi'nin 'Yıldızname' şiirinden bestelenen bu parça değil. Bir ilk daha göze çarpıyor: Ali Oktay, İstanbul Beyoğlu'ndaki Sen Antuan kilisesinde görevli olan Peder Luigi Iannito'nun bestesini de seslendirmiş. Yani albümde bir Hıristiyan ilahisi yer alıyor.

Genişletmek için tıkla ...

Diyalog faaliyetlerine Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bünyesinde önemli katkılar sağlayan Prof. Niyazi Öktem de davetliler arasındaydı. Çırağan'daki toplantıya renk katmak için folklorla karışık bir bale gösterisi de sahnelenmiş. Öktem, "Sadece bu gösteri dahi, Türkiye'de yaşanan değişimi gözler önüne seriyor" diyor

Genişletmek için tıkla ...

talib' Alıntı:

"Okullarımızdaki başörtüsü sorunu, çok hassas hale geldi. Ancak şu kadar söyleyeyim, okumayı istemek ile okumamak arasında kalan bir insan ne yapmalı' Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı' Dinin füruata ait bir meselesinde bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli' Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler."

Hocaefendi burada, özellikle cemaate yönelik fetvasını vermiştir. Okumayı tercih edin..


"Genç kızlarımızın zorlanmaları halinde tercihlerini eğitim gören hedefinden yana yapmalarını arzu ederim. Tabii ki dini mülahazalarla başlarını örten hanımlara müdahale edilmesine karşıyım. Onların dinin detayına ait bir konuyla tahsilleri arasında tercih yapmak zorunda bırakılmalarına üzülüyorum. Ama toplumumuz hassas bir dönemden geçiyor. Herkesin bunu göz önüne alması lazım. Bir taraf bunu kavga sebebi yapmamalı, diğer taraf da tepkileri kavga başlatıldı diye görüp üzerine gitmemeli... Hukukçu bir dostumuz yazdığı kitaba "Müntesiplerinin Cehaleti, Hasımlarının Kör Düşmanlığı Arasında Talihsiz Müslümanlık" adını koymuş.. Çok doğru.. Durumumuzu özetliyor kitabın ismi. İki taraf da cehalete yenik düşüyor. "

Hocaefendi, eğer bir zorlama var ise, sizde uyun be kardeşim ne sorun çıkarıyorsunuz diyor. Ne de olsa karşı taraf kavgacı ve bizi anlamıyor. Madem öyle, bize de fitne çıkarmayıp başörtüleri çıkarmak düşer.

"Kadının başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz etmez bunlar. Teferruata ait meselelerdir."

Bazen teferruat dememiştir de füruattandır demiştir gibi yaklaşımlar oluyor. Burda ise herşey net bir şekilde görülüyor.


Hocaefendi'ya ait yazıların kaynağı: http://tr.fgulen.com/a.page/eserleri/kavramlar/a3098.html

*****************************

Net bir şekilde görülen, hocaefendinin başörtüsünün açılması yönünde bir telkini olduğudur cemaate. Ona göre başörtüsü açılmazsa hizmet noksan kalır. Peki bunu söylerken gayesi nedir? Kalpleri Allah bilir ya, küpte içindekini sızdırıyor kanaatimce.. Eğer samimi ise şu soru her zaman ki gibi cevap bekliyor:

Bu kızların türkiyede okutulması mecburi midir? Zengin müslümanlar bunları dışarıda okutamazlar mı? Kurban derileri toplayan, insanları zorla ve manevi baskı ile dergilere, gazetelere abone eden, yayınevlerinin kitaplarının alınmasını isteyen, himmet toplantıları düzenleyip insanlara çek senet imzalatan cemaat ve vakıflar, buralardan elde ettikleri paralarla kızlarımızı dışarıda okutamazlar mı?

Genişletmek için tıkla ...

talib' Alıntı:

Bağış konusuna girmek istemiyorum. Konumuz başkadır ve benim işim her daim muhalefet etmek de değildir. Onu başka bir başlık altında konuşmak uygun düşer.

Yapılanlar hakkında bilgim vardır. Pek çok cemaatin içerisinde bulundum. Özellikle Fethullah Hoca cemaatinde olmak üzere, pek çok cemaatte samimi arkadaşlarım vardır. Doğudan gelen öğrencilerin batıda evlerde kaldığını ve ordan okula gittiklerini bilirim. Meselemiz bu da değil...

Son sınıfa gelmiş bir kız öğrencimizin, okulu bırakıp bırakmaması onların insiyatifine bırakılması gereken bir konudur. Onlara benim de diyecek bir sözüm yoktur. Bu örnek bizim konumuz haricidir. Sadece demagojiye bir örnektir.

Mesele, her zaman için baş açmaya cevaz verilmesidir. Alim bildiğiniz zatların kitaplarına müracaatla bunun caiz olmadığını görürsünüz. Okuyan yine okur ama doğruyu söylemek alimlerin işi olması gerekir. Eğer doğrular cemaatin menfaatleri gözetilerek, doğru olarak telakki edilmiyorsa..

Önceki mesajımdaki söylediklerimin hala arkasındayım. Çünkü yeterli bir cevap göremedim.

Genişletmek için tıkla ...