Çarşaf illa çarşaf mı olacak?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
M

M.T.

Guest
Bu carsaf acayip mübarek birseymiski herkes karsi cikiyor giyinemiyor nefsi baya zorluyorki o kadar cok engeller ortaya cikiyor...yazik....

Carsaf dikkat cekiyormus??
Allahim ya baska savunacak birsey bulamadinizmi?..
Herkes bakiyorsa baksin, beni ciplak görmüyorlar ya elhamdulillah carsaflara bürünmüs yüzüm gözüm kapanmis bir sekilde görüyorlar ;)
Onlar bana sadece bu dünyada baka bilirler ama Allah C.C. nasip ederse bende öbür dünyada onlara bakicam ayni sekilde ;)

Benim anlamadim ikinci seyse neden beyler buna karsi cikiyor?
Hadi bayanlari anliyorum nefislerine zor geliyor ya beylerin nefislerine ne oluyor daha dogrusu müslümanim diyen arkadaslarin nefsine?
Disarida hic bir yabanci erkek sizin haniminizi göremiyor bu güzel degilmi?

Hem beyler bayanlari tanimiyorsunuz..Bayanlar her zaman icin güzel gözükmek ister bu bayanlarin fitratinda var Allah öyle yaratmis bayanlari ve kimsede degistiremez bunu (Allahtan baska)…Mantusunu giyinse bile her zaman bayan güzelligle dikkat cekmek ister ;)

Neyse benim amacim tartismak degil…Sadece benden bir kac yorum ;)
 

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
tesettür ne icindir ne ise yarar neden örtünmeliyiz ?
bence bunlari bir kez daha düsünelim...
tesettür erkeklerden korunmak icin bir silah degildir
tesettür disiligi degilde
kisiligi ile kendii ispat etmenin yoludur
ve bizler malesef bu meseleyi anlamis degiliz
tesettürü kadinligini disiligini ön pilana cikarmak icin kullanalarda
kapali ciplaklardir...
 

sümeyye

Üye
Katılım
20 Eyl 2006
Mesajlar
114
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Bu carsaf acayip mübarek birseymiski herkes karsi cikiyor giyinemiyor nefsi baya zorluyorki o kadar cok engeller ortaya cikiyor...yazik....

Carsaf dikkat cekiyormus??
Allahim ya baska savunacak birsey bulamadinizmi?..
Herkes bakiyorsa baksin, beni ciplak görmüyorlar ya elhamdulillah carsaflara bürünmüs yüzüm gözüm kapanmis bir sekilde görüyorlar ;)
Onlar bana sadece bu dünyada baka bilirler ama Allah C.C. nasip ederse bende öbür dünyada onlara bakicam ayni sekilde ;)

Benim anlamadim ikinci seyse neden beyler buna karsi cikiyor?
Hadi bayanlari anliyorum nefislerine zor geliyor ya beylerin nefislerine ne oluyor daha dogrusu müslümanim diyen arkadaslarin nefsine?
Disarida hic bir yabanci erkek sizin haniminizi göremiyor bu güzel degilmi?

Hem beyler bayanlari tanimiyorsunuz..Bayanlar her zaman icin güzel gözükmek ister bu bayanlarin fitratinda var Allah öyle yaratmis bayanlari ve kimsede degistiremez bunu (Allahtan baska)…Mantusunu giyinse bile her zaman bayan güzelligle dikkat cekmek ister ;)

Neyse benim amacim tartismak degil…Sadece benden bir kac yorum ;)


harfi harfine katılıyorum...aynen öyle
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Şimdi şöyle de bir durum var... Bayanında bayana haram olan ziyneti var!... Havuzlara gidenler veya kınalara gidenler bilirler... Bazı hanımlar ve genç kızlar hanımın da hanıma ziynet olan yerleri olduğunu o kadar unutuyor ki kına gecesinden veya havuzdan dışarı çıkarken "çarşaflımıymııııış" dedirtiyor herkese!!! Durum böyleyken, "çarşaf giymek daha iyi, yok çarşaf yürek ister" falan diyoruz da biraz da garip duruyor, oturmuyor yerine!... Herşeyin usulü vardır... Çarşafıda giymekde değil marifet taşımaktadır!!!... Bugün ben doğru düzgün mümin olduğumu bilsem bende çarşafı takarım sırtıma otururum evimde!!!!!! Sokakta çarşafla dolaşmakda ne cesaret ne de marifet!... Gözlere kadar yüzüde kapayıp, o gözlere hele de renkliyse!!! çoban salata görüntüsü verecek bir göz makyajı yapıyorken!,.......(daha da bazı durumlarda var...) ! yani çarşafın hikmet ve manasından yoksun ve o kadar uzakken bazılarımız... Çarşafın toplumsal boyutunu konuşmak ne derece mantıklı olur?? Çarşafı giyen giyer, sorumluluğunu alır üstüne, giymeyen giymez o da alır üstüne sorumluluğunu... Ama giyilmeli, giyilmemeli tartışması için bence daha müsait değiliz...
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
.... Gözlere kadar yüzüde kapayıp, o gözlere hele de renkliyse!!! çoban salata görüntüsü verecek bir göz makyajı yapıyorken!,.......(daha da bazı durumlarda var...) ! yani çarşafın hikmet ve manasından yoksun ve o kadar uzakken bazılarımız... ......

Biz genel hatları ile örtü kavramını konuşuyoruz...
Çarşaf farz derken gözdeki boyaya ruhsat vermiş değiliz..
Hem gözü boyayan bir kardeş siyah bi gözlük taksa onada farklı sözler edilecek.
Hem kötüden örnek olmaz... Bizim için en güzel örnek Sahabedir ve onların öğretmenidir... Başına yarım metre bez alıp oje sürenlerde var...
Burda Allah ın muradına Efendimin sas sünnetine bakılmalıdır.... gerisi kişilerle sınırlı kalır...


tesettür ne icindir ne ise yarar neden örtünmeliyiz ?
bence bunlari bir kez daha düsünelim...
tesettür erkeklerden korunmak icin bir silah degildir
tesettür disiligi degilde
kisiligi ile kendii ispat etmenin yoludur

ve bizler malesef bu meseleyi anlamis degiliz
tesettürü kadinligini disiligini ön pilana cikarmak icin kullanalarda
kapali ciplaklardir...

Bu sözler size mi ait biryerden mi aldınız ?
Eğer sizin ise Tesettür emrinin ilk muhatabı Hz Muhammed sas. ve bunun ilk uygulayan iman ve amel eden eşleri ve Sahabe de mi yanlış anlamış ?
Kişilik bez ile isbat edilecek kadar basit kavram değildir...
Biz iman edenler olarak; neden ve niçin sorularını kullanmaktan haya ederiz...
İşittik ve iman ettik...
Hikmetini de sorgulamayı bilemedik...
Emir var; kabulumuzdur... Bitmiştir olay...
Neden ve niçinler ufkumuzu daraltıyor ki dünya yeterince dar....

Selam ve dua ile...
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Örtünme emri konusunda veya örtünmenin nasıl olması gerektiği konusunda veya örtünmedeki eksikliklerimiz konusunda zaten konuşmalar yapıldı... Yapılıyor... Yapılacak... Konu başlığı "çarşaf illa çarşafmı olacak" şeklinde olunca ben şahsım adına bazı fikirlerimi beyan ettim... Yoksa işin teknik boyutu tabii ki bizim tercih ve tesbitlerimiz dışında ilahi bir boyuttadır ve de emir ve yasaklar bellidir...
 

sinha

Üye
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Allah sizden razı olsun böyle hükümleri yaşatmaya çalıştığınız için .Mevla bu çalışmalarınızı arttırsın inşallah.
 

aBı ReyyaN

EnE AbDuKeL Asİ
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
296
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
AnKaRa
s.a

bende bu konuda acizane fikrimi paylaşmak istiyorum ,çarşafı tabi giymekten çok taşımayı bilmek lazım ,ama taşıyamam diyede giymemek aynı ben namazın hakkını veremem onun için kılmıyorum diyerek sorumluluk almaktan kaçan insanların yaptığına eş değilmidir?
ALLAH bize çarşafı(baştan aşağı geniş bir örtüyle )örtünmeyi emretmişse artık bizim bunu tartışma konusu yapmamız ne kadar doğru bir düşünelim,kardeşmin dediği gibi işittik itaat ettik demekten başka dürüst yol yok,ve seçme şansıda verilmemiş bize,bu ALLAH'ın kesin emri ,eğer mukafatımızı almak istiyorsak çarşafı hem yüreğimize hem bedenimize giydiririz,yapıp yapmamak bize kalmış ama lütfen ALLAH tan gelmiş bir emri bazı cahil insalar hakkkını vermeden yapıyor diye eleştirmeyelim ve genel konuşmayalım ,İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ...........
 
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
benimde niyetim çarşaflı insanları tenkid etmek değil
ama ve malesefki caddelerde (her kes için elbetteki geçerli değil)pardüselilerden fazla dikkat çeken çarşaflı
bayanlar var bunuda göz ardı edemeyiz ayrıca amaç her ne şekilde olursa olsun(çarşaf veye pardüse)sonuç itibariyle önemli olan her halukarda dikkat çekmemek

ayrıca çarşaf takvadır ve ben siyahın dışındada bir renk düşünemiyorum (pardüse buna dahil):thinking:
alim kesilmeyelim arkadaşım, çarsaf takvadır dedigin zaman bu konu hakkında hüküm vermiş olursun.kimi bayanlar çarsaf takvadır ille de gerekli degildir derler,pardüse giyinilse de olur..ahzab suresinin 59.ayetini tefsir ederken alimler,şu benzetmeyi yaparlar:bir sandalyenin üzerine örtü örtersinde nasıl girinti ve çıkıntıları belli olmaz,işte kadında örtündügü zaman böyle hiç bir vücut oyuntusu belli olmayacak.boyun cukuru,kol yenleri,kalca oyuntusu...ayette gecen tanınıp,eziyet görmemekten maksat;kadının dısarıda ayse mi,fatma mı,güzel mi çirkin mi,yaslı mı genç mi,zayıf mı şişman mı belli olmamasıdır.soruyorum pardüseli bir bayanın kim oldugu,genç,güzel oldugu belli olmuyor mu?çarsafı hakkıyla giyen bir bayan tanınmaz..ayrıca sünnete baktıgımız zaman asrı saadette pardüse-basörtüsü gibi iki kısımdan olusmus tesettür sekli yoktur.evin içerisinde de etek ve buluzdan olysan kıyafet giymek sünnet dısıdırve kafirlere benzemek olması hasabiyle sakıncalıdır.pardüse 1930 lu yıllarda müslüman kadınlara,islamiyete yönelik yapılmıs en büyük emperyalist oyundur,zira kadında cıplaklık ilk pardüseyle baslanmıştır ve bir fransız kıyafetidir..
tesettürü tasımada hz. fatıma validemize denk kişi yoktur.hz. ebu bekir raın da içinde bululdugu bir erkek toplulugu evinin önündeyken,babasının yanına gitmesi icabetti ve sırtına bir yastık aldı,bir nine gibi evden çıktı.o babasının yanına ulasmadan cebrili emin rasulullah sav a ulastı ve "ya rasulullah,Allahu tealanın kızın fatımaya selamı var. rasulumuz o an ki duygularını şöyle anlatıyor "cebrail Allah cc un selamını getirince sandımki gururdan patlayacagım"ve fatıma ra validemiz babasına ulasınca "kızım bugun ne amel işledin" buyurdu.fatıma validemiz hadiseyi anlatınca Allah ccnün selamını ona iletti.
SİZİN EN HAYIRLININ GENÇKEN YASLIYMIS GİBİ OLMAK İSTEYENİZDİR,EN SERLİNİZ DE YASLIYKEN GENÇMİŞ GİBİ OLMAK İSTEYENİZDİR.
baki selamlar
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
tesettürü tasımada hz. fatıma validemize denk kişi yoktur.hz. ebu bekir raın da içinde bululdugu bir erkek toplulugu evinin önündeyken,babasının yanına gitmesi icabetti ve sırtına bir yastık aldı,bir nine gibi evden çıktı.o babasının yanına ulasmadan cebrili emin rasulullah sav a ulastı ve "ya rasulullah,Allahu tealanın kızın fatımaya selamı var. rasulumuz o an ki duygularını şöyle anlatıyor "cebrail Allah cc un selamını getirince sandımki gururdan patlayacagım"ve fatıma ra validemiz babasına ulasınca "kızım bugun ne amel işledin" buyurdu.fatıma validemiz hadiseyi anlatınca Allah ccnün selamını ona iletti.
SİZİN EN HAYIRLININ GENÇKEN YASLIYMIS GİBİ OLMAK İSTEYENİZDİR,EN SERLİNİZ DE YASLIYKEN GENÇMİŞ GİBİ OLMAK İSTEYENİZDİR.
baki selamlar


Mübarek Allah C.C senden razı olsun. . . ağlatacaktın bizi yaw...
 
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslâm'da tesettür yani kadının vücudunu örtmesi kesin nass ile sabittir. Bu örtü nasıl olursa olsun önemli olan vücut hatlarını göstermeyecek şekilde bol dikilmiş kalın bir kumaştan olmasıdır. Abâye, ferâce, harmani vb. bol dikimli dış kıyafetler de müslüman kadınların giyebileceği kıyafetlerdir. Çarşaf da bu kıyafetlerden biridir. Önemli olan, hür kadınların özgürlüklerini simgeleyen ve onları yabancı erkeklerin bakışlarından koruyan ve İslâm'ın razı olduğu bol bir kıyafet ile örtünmektir
 

Ebu Zerr

Üye
Katılım
31 Ara 2006
Mesajlar
75
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Diyar-ı Mevlana = Konya
Çarşafı çok seviyorum ya.
Bilmiyorum içimden gelen bir hoşnutluk...:thinking:

Bir erkek olarak çarşafa aşırı sempatiyle bakıyorum..

Ve ilerde eşimin de çarşaf giymesini şimdiden arzu ediyorum...Bazen bana soruyorlar aile büyüklerim, "yani evleneceğin kişi illa çarşaf mı olacak çarşaflı mı olacak diye"..
Ben de "ben illa çarşaflı olacak demiyorum..Tesettürlü olması şart..Ama çarşaf da gönlümden geçiyor..Gönlümden geçeni sizden niye saklayayım diyorum..

Ve de eğer hanım olsaydım çarşaf giyerdim diye düşünüyorum..;)

Çarşafı bir bayrak olarak görüyorum..sanki Takvanın, Şeriat'ın bir sancağı gibi geliyor bana...Çok seiviyorum..Onu giyenlere de ayrıyeten bu mubarek örtüyü örterek örnek olduykları için teşekkür ediyorum...Allah razi olsun onlardan...:clap2:
 

uzAyli

İhvan Forum Üye
Katılım
23 Ağu 2006
Mesajlar
7,903
Tepkime puanı
2,001
Puanları
0
Yaş
123
Konum
Uzay
benim bi tanidigim kiz var 12 yasinda ve carsafli ama acayib yakisiyo...bence aslinda carsaf insani daha gizemli yapyo..hani mesela diyelim tek gözlerini görüyon ya bence daha cekici :D
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
benim bi tanidigim kiz var 12 yasinda ve carsafli ama acayib yakisiyo...bence aslinda carsaf insani daha gizemli yapyo..hani mesela diyelim tek gözlerini görüyon ya bence daha cekici :D
biri çıkar ağaca bakar meyva görür yaprak görür başka biri bakar cansız topraktan harukalade bir şekilde fışkaran ağacın yaradılmasını müşahede eder başka biri bakar kışın yakabilmek amacı ile onu nasıl kesebilirim diye düşünür yani sadece odun olarak görür başka biri........
çarşafa bakan kendisini görür bakışlarında nasıl biri olduğu ortaya çıkar
çarşaflı bir hanımın beyi olarak açılmanın düzeyi ne olursa olsun ayıp sayılmadığı bir toplulukta bir hanımın çarşaf giymesi cihadların en büyüğüdür
cehd de Allah'a yönelmek değilmidir?
 

ihvan_enes

Üye
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Selamun Aleyküm .

Arkadaşlar çarşaf konusunda herkes fikirlerini beyan etmiş lakin,bazı kardeşler diyorlarki ben hakkını veremem veya hak edene kadar giymem..Bu söz hiç yerinde bi söz olmaz ben düzelince yapacam demek o işi unut demektir.

Nefs adamı düzlermiki,yapalım o işi..Nefs bu ordan girer burdan çıkar genede yaptırmaz ben düzelince veya onu giyecek kıvama gelince giyecem demek onu hiçbir zaman giyemiyecek manasındadır..Çünki insan düzelmeyi beklerse düzelemez şayet.onu düzeltecek şeyleri bırakıpta düzelmeyi beklerse düzelemez..
Ne demek istiyorum şunu demek istiyorum ben sarıgı saramam hazır degilim ben çarşafı giyemem hazır degilim demek yerine,ben onları giyerim onların bereketi beni düzeltir,demek daha mantıklı olacaktır.İnsan sünnetle takva ile dirilir bu gibi şeylerden kaçmak ise ancak şeytanın ekmegine bal sürmek olur.

Zaten o aleyhillane fırsatçıdır,kıymıkçı ne koparsam kardır der,kopardığı şeyleride öyle bırakmaz tastamam koparana kadar uğraşır.Şimdi insan ben onları giyemem hak etmiyorum diyerek bu görevini görmemezlikten gelmese daha iyi eder.

Sünnet üstünde olsun yamuksanda düz olursun.Düzsen de çizginde sabit olur.Bir sünnetin diriltimesinde 100 şehit sevabı varsa bir çarşaf'ın diriltilmesinde neler vardır,hesap etmek lazım..Sonra bazı çarşaflı larda geregine riayet etmiyor onlarıda göz ardı etmiyelim diyoruz,burdada şunu ihmal etmileyim ebu cehil yemek yedi diye ben yemekmi yemiyim?onu giyen kardeş hata ediyorsa tövbede eder.

Ya giymeyip hata eden ne edecek iki kere tövbe edecek,hem giymedigine hemde diğer hatalarına Efendi Hz her defasında buyurur dağlar çakalsız erkek sakalsız kadın çarşafsız olmaz..Ve Efendimiz sav bütün aile halkı ve yakınları tamamen çarşaflı idi erkeklerde sarıklı cübbeli idi şimdi bizim ne güvencemiz varda bunları ihmal ediyoruz.
Bu sevablar kaçarmı günahsızlar bile üstlerinden bunları bi an çıkarmamışken bizim gibi günah deposu insanlar neden giymezler,bunu anlamak ta zor.

İsmet Garibullah büyük şeyh Efendi nin buyurduğu gibi ruhsat tan geçip hakka gidelim buyurdu yani hep ruhsatla amel etme cennet takva sahiblerine yaklaştırılmıştır buyruldu ayette hep ruhsatla amel edecek kadar sağlammıyız..

Onun için ne şeytanı gör nede salavat getir onu görmeden getir misali en başından işi sıkı tutmak zorundayız..Helede ihvan olup çarşaf giymeyen kardeşler bu konuları daha çok düşünsünler..

Neden Efendi babamız illa çarşaf buyurdu? çünki o bunun degerini biliyor mahşerde çarşaflı insanların alacagı değeri biliyor.onun için illada çarşaf buyuruyor..Bi sohbetinde şöyle buyurmuştu,Güneş mahşer yerine gelecek ve bi mızrak boyu insanların üzerinde duracak ozaman bu bi bez parçasıdır diye terk edilen çarşaf haricinde onları o güneşten ne koruyacak,İşte onları orada çarşafları koruyacak bez olması bişey ifade etmez ama ALLAH ın bi emri bi istegi olması çok şeyi ifade eder buyurmuştular.Benim gibi kıt akıllı biri bu sohbetten şunu anlamıştı yani sen ALLAH cc memnun edersen oda seni velevki bi bezlede olsa ki,bu bez ayettir asla dalgaya alaya gelecek bişey degildir ki,bunu alaya alanın Din i yok olur.

Ama burda izah edilmek istenen şey şudur.Takva nın cismine bakılmaz kalın ince az çok uzun kısa sı olmaz nemrut a sinek yettide sana bana bi sarık bi çarşaf neden yetmesin..Bırakalım şimdi çarşaf giyip yanlış hareket edenleri madem öyle biz giyelim bizler dogrusunu yapalım..Onlarada güzel örnek olalım takva olalım zira ruhsatla amel etmek herzaman iyi olmaz sonra takva yerine takla oluruz..Bu işin uzunu kısası yok kardeşlerim bu çarşaf giyilmeli bazı kardeşler giyilsinmi giyilmesinmi tartışmalıdır,derler.

Olurmu kardeşim bunun nesini tartışalım bu açık ve net bi emirdir..Efendimiz in ailesi hep çarşaflıydı rahmetli Bayram hocam öyle buyururdu,Efendimiz in ailesinde daha garantili bi millet olmuşlarda giymezler derdi..Bu kelam çok şeyi ifade eder hatta bi çarşaflı kadın evinin önünü süpürürken ayagında çorap yok diye işte bizim batış sebebimiz budur bunlar ne yapıyor diye kızmıştı..

Din kolaylı kardeşim öyle gel gir cennnete varmı bakın ayagındaki çorapsızlıgı batış sebebi gören alimler üstümüzdeki sünnetsizligi çarşafsızlıgı nasıl değerlendirir artık gerisini düşünmek lazım..Uzun lafın kısası biz çarşafı sünneti koruyamasakta onlar bizi koruyacaktır..
Her sünnet himayedir ben yapamam demek himaye edilmek istemem demektir..Sen ve ben korumaya layık degilsekte onlar üstümüzde olursa ALLAH cc bizi koruması için üzerimizde bi sebeb görmüş olması yeterli olmazmı.?Siyasi bi lider in ziyaretine sarıklı cübbeli misafirler gidiyor,onun yanındakilerde aman efendim zaten bütün gözler sizde bide bunlar böyle yanınıza geliyor hepten iş kötü olacak diye serzenişte bulunmuşlar.

Oda onlara biz 40 senedir bu insanların üzerindekilerin bereketi ile ayakta durduk sen nasıl ayakta kaldığımızı zannediyorsun demiş..Ne güzel demiş işte bakarken nasıl bakacağız burası önemli teşbihte hata olmaz diye bi misal vereyim Hz Ebu Bekir .ra anh ile ebu cehil lanetlisi Efendimize baktılar ama birisi nefret etti birisi aşık oldu galiba bakışımızı biraz daha mı değişerek bu konulara baksak ne yapsak öyle uygun olurmu acaba..

Neyse kardeşlerim ALLAH cc dünyada iken ahiret torbasını tıka basa dolduran kularından etsin..Bi gıybet 10 bela getirir bi sünnet binlerce rahmet getirir..Fazla söze ne hacet şu dedi bu dedi zaman şöyle zaman böyle geçelim bunları ittibayı kuvvetli yapalımki,dönüş şimdiki zamanın getirdigikleri veya birilerin degildir ALLAH a dır..Vesselam..

Ben kardeşiniz dua beklerim duanız bereketiyle yürümesemde bu yolda emeklerim..
 

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
normal kapanmak varken kara kara gezmenin ne alemi var ya. Çarşaf şart diye kati bir emirmi var?
 

poyraz_

Üye
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Önceki yazıları okursanız çok faydalı olacaktır sizin için.Hanımlarımızın örnek alacağı ilk kişilerden olan Fatıma Annemizin bu sayfanın yukarısında bir davranışı var. Onuda okuyarak bazı şeyleri anlayabilirsiniz. Annelerimiz tesettüre nasıl yaklaşmış. bizlere nasıl tesettür anlayışı aktarılmış. Tesettürü yok etmeye çalışanlara bizler dur diyeceğiz inşallah.
 

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
zamana zemine sosyal ve kültürel, ekonomik şartlara göre vede kişisel zevklere göre, vücut hatları belli olmayacak şekilde örtünülür. Kara çarşafı giyen giyer, imanın şartlarında kara çarşaf varmı, çizgiyi doğru çizin, milleti dinden soğutmayın kardeşim. aklınızı başınıza alın, günümüzde dayatmacı tavırlardan uzak durun.
 
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
70
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Web sitesi
www.halidiye.com
Bir ev yapmak istiyorsun fakat ilk önce içini döşeyim de çatısını, camını sonradan kapatayım dersen, yağan yağmurlar esen rüzgarlar yaptığın onca emeği alır götürür.

Çarşafta insanoğlu için bir evin çatısı, camı gibi. Seni her şeyden koruyan tarifi mümkün olmayan bir güzellik.

Dünya hayatında herşeyin en güzelini yapmak isteyen biz insanlar; tesettürüne bürünürkende en güzelini yapmalı.. ;)



Kur'an-ı Kerim'de Çarşaf Geçiyor Mu?
Kur'an-ı Kerim'de örtünme ile ilgili âyetler iki sûrede yer almıştır. Bunlardan bir tanesi Nur sûresindeki:
"Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini, yakalarının üzerine vursunlar" âyet-i kerimesidir. Bir diğer âyet-i kerime ise, Ahzab sûresi 59 âyettir ki;
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten cilbablarını (dış elbiselerini) giysinler. Bu, onların tanınıp eziyet edilmemelerine en elverişli olandır" buyrulmaktadır.
İslâm âlimleri, yukarıda mealleri yazılı âyetlere ve bu konuyla ilgili hadislere dayanarak, kadınların tesettürünün nasıl olması gerektiği konusunda pek çok beyanlarda bulunmuşlardır. Biz de âcizane, ulemânın bu beyanları ışığında "Kadının örtüsü nasıl olmalı?" konusunu şöyle bir gözden geçirelim. Malûmunuz geçen sayımızdaki tesettürle alâkalı yazımızda, Nur sûresi 31. âyet-i kerimeyi izaha çalışmıştık. Yazımızın sonunda da, yine kadının örtünmesi ile alâkalı Ahzab sûresi 59 âyet-i kerimeye kısaca değinmiş, âyet-i kerimede zikredilen "cilbab"dan muradın ne olduğunu bir dahaki yazımızda detaylı olarak izah ederiz demiştik. İnşallah bu yazımızda bu konuyu izah etmeye gayret edelim.


CİLBAB
Allahu Teâlâ bu âyet-i kerimede mümin kadınlara, evlerinden çıkarken yabancı erkekler karşısında vücutlarını iyice örten cilbablarını, dış elbiselerini üzerlerine örtünmelerini emretmiştir. Bu hicab âyeti, geçen yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, kadınların avret mahallerini örtmeleri istikrar kazandıktan sonra nazil olmuştur. Demek ki, bu âyette emrolunan tesettür, daha önce farz kılınan setr-i avretten başka fazla bir örtünmedir. Dolayısıyla âyet-i kerimede geçen "Cilbab" kıyafeti hakkında, müfessirler değişik yorumlarda bulunsalar da, mefhumda birleşmişler ve "cilbab"dan maksadın; kadının elbiseleri üzerine giyilen ve vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bütün vücudu örten bir elbise olduğunda ittifak etmişlerdir.

Allahu Teâlâ burada kadının örtünmesiyle alâkalı olarak pek çok elbise şekli emir buyurabilecekken, acaba neden özellikle "cilbab" giyilmesini önermektedir?.. Elbette bunun pek çok hikmetleri vardır. En önemli hikmeti ise, kadınların tesettüründe en ideal örtünme kıyafeti olmasındandır. Çünkü cilbab, kadını baştan ayağı kapatmakta ve fitneye sebebiyet verecek hiçbir açık kapı bırakmamaktadır. Böylece kadın ile, art niyetli, kötü düşünceli ve kalplerinde maraz olan kişiler arasına bir perde çekilmiş, bu tür ahlâksız kişilerin sataşmasına fırsat verilmemiş olacaktır. Nitekim bu maksat âyet-i kerimede de:
"Bu cilbabı giydiğiniz zaman ki durumunuz tanınıp eziyet edilmemenize daha uygundur." şeklinde zikredilmiştir. Gerçi bu konuda eziyet etmeyi, kadınlara sataşıp tacizde bulunmayı bir huy edinmiş olan, alçak karakterli bazı kanı bozukları, örtü engelleyecek değildir. Fakat imanlı, temiz kadınların, bu tür şehevânî ve kirli bakışlardan yuvalarında gizli inciler gibi korunmuş kalmalarına en uygun olan şekil de budur. Hâl böyle olunca, kadın bu konuda son derece suçsuz ve masum, onlara eziyet ve tacizde bulunacak olan nefsinin zebûnu kimselerin ise, çok açık bir vebal yüklenmiş oldukları ortaya çıkar.
Peki, kadının dış örtü örtmesi gerektiğinden söz eden bu ayet-i kerimede, örtünme için belli bir şekil ve model var mıdır? Yani kadının dış örtüsü nasıl ve ne şekilde olmalıdır?..


KUR'AN-I KERİM'DE ÇARŞAF GEÇİYOR
Efendim, tesettür emri ile alâkalı olarak Nur sûre'si 31. âyette geçen "başörtüsü" (hımar-humur) ve Ahzab sûresi 59. âyette geçen "Dış giysi" (cilbab-celâbîb) ifadeleri birlikte mütalaa edilince, kadın için iki parçalı bir giysi şekli ortaya çıkıyor. Birincisi; saç, boyun ve göğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne serbest bırakılan "başörtüsü"dür. İkincisi ise: "Dış giysi" olup, bunun şekli de iki türlü tarif edilmiştir. Başörtüsünün üstünden, bedeni aşağıya kadar örten büyük parça bir giysi veya başörtüsünün altında, boyundan aşağı topuklara kadar örten dış giysi Peki, ulemâ bu konuda ne diyor ve hangisini tercih ediyor?
Ulemânın bu konudaki beyanlarına geçmeden önce, hazır yeri gelmişken bazı Müslüman kardeşlerimizin sıkça sorduğu "Kur'an-ı Kerim'de çarşaf geçiyor mu?!" sorusuna açıklık getirelim.

Evet, Kur'an-ı Kerim'de çarşaf geçiyor!
Çarşafın adresi ise, Ahzab sûresinin 59. âyet-i kerimesidir. Şayet, "Bu âyet-i kerime çarşaftan değil, cilbabdan bahsetmektedir." derseniz, şöyle açıklayayım. Evet, âyette "cilbab" kelimesi geçmekte ve "celâbîb" diye zikrolunmaktadır. "Celâbîb" kelimesi "cilbab"ın çoğuludur. Cilbab ise, Türkçe'de çarşaf mânasına gelir. Bu arada, "Kur'an'da çarşaf geçmiyor." diyenler, şayet birebir "çarşaf" kelimesinin geçmesini kastediyorlarsa, o zaman doğru söylüyorlar, Kur'an'da "çarşaf" kelimesi geçmez! Çünkü "çarşaf" Farsça bir kelimedir. Ama Türkçemizde de kullanılmaktadır. Oysa Kur'an-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Yani bu mantığa göre, yanlış anlaşılmasın ama, Kur'an'da "namaz" kelimesi de geçmez, "oruç" kelimesi de Ya nasıl geçer? "Salât ve savm" şeklinde geçer.


TEFSİR ÂLİMLERİ ÇARŞAF İÇİN NE DİYOR?
Bazı tefsirler ise "cilbab" kelimesini "milhafe" diye tefsir ederler ki, "milhafe" lügatta çar ve çarşaf mânasına gelir. Şimdi ulemânın bu âyetle alâkalı yaptıkları tefsirleri zikrettiğimizde, tariflere en uygun kıyafetin çarşaf olduğu görülecektir.
Ulemâ âyet-i kerimede "cilbab" diye geçen, bu tesettürün nasıl olacağı hususunda birkaç görüşe ayrılmışlardır. İnşallah şimdi bizler kenara çekilip onların görüşlerine yer verelim.
Son devrin âlimlerinden Elmalılı, bu âyeti tefsir ederken "cilbab"ı şöyle tarif etmiştir:
"Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır."
"Tepeden tırnağa örten giysidir."
"Çarşaf ve peçedir."
Âyet-i kerimede geçen "İDNÂ" kelimesi: Yaklaştırmak demek ise de, âyette "Alâ" harf-i cerri ile kullanılması, kapsamak sûretiyle sarkıtmak mânasını da ifade ettiğinden, üzerinden sıkıca örtmek demek olur. "Cilbab örtmek" tabirinde de iki şekil vardır. Bunlardan birincisi; cilbablarından birisiyle bütün bedenini örtmek; diğeri ise, cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demek olur.

Elmalılı, âyeti kerimede geçen "cilbab idnâsını", bu şekilde tarif ettikten sonra şöyle devam ediyor: "Bu beyanda da iki sûret vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp, yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak." Elmalılı bunu söyledikten sonra, "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketimizde validelerimizin tesettür tarzı bu idi." der. İkincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra, burnunun üzerinden dolayıp gözlerin ikisi de açık kalsa bile, yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. Bu açıklamadan sonra da, "Hicri 1310'da İstanbul'a geldiğim zaman İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartıyla tesettür tarzları bu idi." Demektedir.
Evet, Elmalılı merhum "cilbab"ı böyle tarif ediyor.
Yine bu konuda Konyalı Mehmet Vehbi Efendi "Hulasatü'l Beyan" isimli tefsirinde: "Kadınların ziynetlerini örtmeleri için çarşafa bürünmelerinin lazım ve vacip olduğunu zikretmektedir.”
Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir.
Gördüğümüz gibi son devrin âlimlerinden, herkesçe tanınan ve kabul gören üç tane tefsir âliminin "cilbab" hakkındaki görüş ve yorumları bu şekildedir .

Şimdi de diğer ulemâ bu âyeti nasıl tefsir ediyor ona bakalım:
Taberî, İbn Sîrîn'den şöyle rivayet eder:
"Abide es-Selmani'ye, "Dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle" âyetinin mânasını sordum. O hemen büyük bir çarşaf alarak onunla bütün vücudunu örttü. Başını da kaşlarına kadar kapattı. Yüzünü de tamamen kapattı. Yalnız sol gözünü açık bıraktı. Böylece âyeti fiili olarak tefsir etti."
Taberî ve Ebû Hayan, İbn Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir:
"Kadın cilbabını alnının üzerine indirir ve oradan sıkar. Alttan da burnunun üzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri dışarıda kalmalıdır. Yüzünün kalan kısmı ile göğsünü tamamen kapamalıdır."
Ebu's Suûd Efendi: "Cibab"tan maksat, çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başını örttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Buna göre âyetin mânası, 'Kadınlar dışarıya veya yabancı bir erkeğin karşısına çıkacakları zaman, bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarını örtsünler.' olur." demiştir.
Cevherî de "Cilbab"ı çarşaf diye tefsir etti. Ve "Cilbab çarşaftır." denildi.
Ümmü Seleme annemiz şöyle demiştir:
"Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler' âyetinin nüzulünden sonra ensar kadınları siyah çarşaflara büründüler. Öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, sanki hepsinin başına birer karga konmuştu."


ÖRTÜNMEK KADININ OLMAZSA OLMAZIDIR
Verilen kaynaklardan da anlaşıldığı üzere İslâm âlimlerinin çoğunluğu çarşaf üzerinde durmakta ve tesettürün çarşafla daha güzel olacağını belirtmektedirler. Açıkça "çarşaf" demeyen müfessirler ise, âyet-i kerimede geçen "cilbab" ile, kesintisiz bütün bedeni baştan aşağı örten geniş bir elbiseyi tarif etmektedirler ki, bu tarife en uygun olan kıyafet çarşaf, ferace ve cardır. Bu kıyafetler, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde, "ehram, peştamal dolama, şalvar atkı" gibi farklı isimlerle de zikredilmektedir. Tabi-î bu kıyafetlerin kumaşının kalitesi, ince veya kalın oluşu örfe, beldelere ve mevsimlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak dikkat edilecek husus, kadının boynu, omuzu, göğüs, kol, koltuk altı, bel gibi, kısaca vücut hatlarının belli olmaması gerekmektedir. İçini gösterecek kadar şeffaf, vücut hatlarını belli edecek kadar ince ve dar olmamalıdır. Çünkü kadınların örtünmesinden maksat bütün şüpheli yolları kesmek, erkek ve kadınların kalplerinde dolaşan vesveseyi bertaraf etmektir.

Bu arada, âyet-i kerimede örtünmenin, "iffet ve namusu koruması, tanınıp eziyet edilmemesine daha uygun olması" gibi bazı hikmetlerinin açıklanması, bu gayenin bulunmadığı veya başka şekilde elde edildiği durumlarda, örtünmek gerekmez gibi yanlış bir düşünce hatıra getirmemelidir. Çünkü esas itibariyle örtünmek, Allah'ın emri ve dinin gereğidir.
Evli kadınların örtünmesinden kocaları sorumlu olduğu gibi, kız çocuklarının evleninceye kadar örtünme ile ilgili problemlerinden birinci derecede babası sorumludur. Çocukla uzun süre birlikte olan, onun eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgisi bulunan anne de ikinci derecede sorumlu olur. Âyet-i kerimede Allahu Teâlâ bizleri şöyle uyarmaktadır:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun(Tahrim 6.)".
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst