Can Yücel Şiirleri

Kaf-Nun

Asistan
Katılım
14 Haz 2006
Mesajlar
544
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Yer_6
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.
Yüreğini elime koyduğunda anladım.

"Sana ihtiyacım var, gel!" diyebilmekmiş güçlü olmak.
Sana "git" dediğimde anladım.

Biri sana "git" dediğinde, "kalmak istiyorum" diyebilmekmiş sevmek.
"Git" dediklerinde, gittiğimde anladım.

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.

Özür dilemek değil, "affet beni" diye haykırmak istemekmiş pişman olmak.
Gerçekten pişman olduğumda anladım.

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş.
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.

Sevgi emekmiş.
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

CAN YÜCEL

 

Kaf-Nun

Asistan
Katılım
14 Haz 2006
Mesajlar
544
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Yer_6
EĞer

EĞER


O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

...

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.


Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde "Onca ayrılığın birinci dereceden failidir." denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde
amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya; canım ellerini tutmak isterse...

Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!






CAN YÜCEL
 
A

ada

Guest
"Sevdiğin kadar Sevilirsin"

Sevdiğin Kadar Sevilirsin


Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer.
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer,
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ışıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak!
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Her şey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbin attığı kadar canlısın
Gözlerin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin.
Nefret ettiklerin kadar kötü...
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğü rengin...
Yaşadıklarını kar saymaz.
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadar ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlu ol üzülme
Bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi
Sevdiğin kadar sevileceksin
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Bebek ağladığı kadar bebek
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Ve her şeyi öğrenebildiğin kadar bilirsin
Bunu da öğrenki; SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN!...​
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
bu şiiri ilk okuduğumda çok beğenmiştim can yücel'in harika şiirlerinden biri buda teşekkür'ler ada'cım paylaşımın için.....
Ve her şeyi öğrenebildiğin kadar bilirsin
Bunu da öğrenki; SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN!...
 

Nur Cennet

Profesör
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
2,046
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
31
Konum
|...Kırlar...|
Eğer

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer..

Dayanılması o kadar da zor değildir,büyük ayrılıklar bile en güzel yerde başlatılsaydı eğer..

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer..

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,çalınan birinin kalbiyse eğer..

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer..

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,hiçbir zaman duyulmasaydı eğer..

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer..

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,öylesine delice bakmasalardı eğer..

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de..Kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer..

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer..

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman meydan savaşlarında korkular,aşkı ağır yaralamasaydı eğer..

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer..

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer..

O büyük,o görkemli son,ölüm bile anlamını yitirirdi,yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer..

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer..

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer..

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer..

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer..

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi,kısacık kestirmelerin ardından,dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer..

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer..

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,kulağına okunacak biri olsaydı eğer..

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer..

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer..

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer..

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım,yalnız kalmaktan korkmuyorum da
ya canım ellerini tutmak isterse..?

Evet sevgili,kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu..? Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına..? Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer..?

Can YÜCEL
 

hamide

Profesör
Katılım
22 Eki 2006
Mesajlar
2,282
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Yaş
34
Konum
gaziantep
ağlatmaya ne hakkın vardı sankii.......
 

doğuhan

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
1,425
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
38
Konum
orta dünyalar
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman meydan savaşlarında korkular,aşkı ağır yaralamasaydı eğer..

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer..



gizemli bir söz:whistling[1]:
Nur Cennet bravo:clap2: :clap2:
 

hasretlik

Paylaşımcı
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
159
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Diyarbakır
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Her şey sende gizli


harika bir paylaşım elinize yüreğinize sağlık....


 

Amine1

Doçent
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
1,228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Konum
UZAK DİYARLAR
Sen sen sen...

Her şey sende gizli;
yerin seni çektigi kadar ağırsın,
kanatların çırpındığı kadar hafif...
kalbinin attığı kadar canlısın,
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
nefret ettiklerin kadar kötü...
ne renk olursa olsun kaşın gözün,
karşındakinin gördüğüdür rengin!

yaşadıklarını kár sayma;
yaşadığın kadar yakınsın sonuna.
ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün...
gülebildiğin kadar mutlusun,
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin...
sakın bitti sanma her şeyi,sevdiğin kadar sevileceksin.
güneşin doğusundadır doğanın sana verdiği değer
ve karsindakine değer verdigin kadar insansın!

bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansin.
ay ışığındadır sevilene duyulan hasret,
ve sevdiğine hasret kaldığın kadar ona yakınsın...
unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak...
kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

işte budur hayat, işte budur yaşamak!
bunu hatırladığın kadar yaşarsın,
unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun!..
çiçek sulandığı kadar güzeldir,
kuşlar ötebildiği kadar sevimli...
bebek ağladığı kadar bebektir,
ve herşeyi oğrendiğin kadar bilirsin...
bunu da oğren , sevdiğin kadar sevilirsin!..
 
S

Sadece benja

Guest
Lise yıllarımı hatırlatan bir yazı. Paylaşım için teşekkürler.
 

Tuncay ÖZ

Profesör
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
2,566
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
32
Can YÜCEL Şiirleri

Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.
Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.
Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay ÖküzCumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.

dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che GuevaraMao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı. ve
1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.
Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.
Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.
Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.


Eserleri
  • Yazma (1950)
  • Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
  • Sevgi Duvarı (1973)
  • Bağlanmayacaksın
  • Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
  • Ölüm ve Oğlum (1976)
  • Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
  • Rengâhenk (1982)
  • Gökyokuş (1984)
  • Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
  • Canfeda (1985)
  • Çok Bi Çocuk (1988)
  • Kısa Devre (1990)
  • Kuzgunun Yavrusu (1990)
  • Gece Vardiyası Albümü (1991)
  • Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
  • Gezintiler (1994)
  • Maaile (1995)
  • Seke Seke (1997)
  • Alavara (1999)
  • Mekânım Datça Olsun (1999)
  • En Uzak Mesafe
  • Benim Adım Firuzansa Ne Olayım
  • Cazcı firuzan (1997)
  • Hotuhların dramı
  • Bilmelisin ki
 
V

VeLeyl

Guest
...Anladim....



umutql9.jpg





Anladım
Bunca zaman bana anlatmaya çalistigini,
Kendimi buldugumda anladim.

Herkesin mutlu olmak için baska bir yolu varmis
Kendi yolumu çizdigimde anladim..

Bir tek yasanarak ögrenilirmis; hayat, okuyarak,dinleyerek degil..
Bildiklerini bana neden anlatmadigini, anladim..

Yüreginde ask olmadan geçen hergün kayipmis
Ask pesinden neden yalinayak kostugunu anladim..

Aci doruga ulastiginda gözyasi; gelmezmis gözlerden,
Neden hiç aglamadigini anladim..

Aglayani güldürebilmek, aglayanla aglamaktan daha degerliymis,
Gözyasimi
kahkaya çevirdiginde anladim..

Bir insani herhangi biri kirabilir, ama bir tek en çok sevdigi
acitabilirmis, Çok acittiginda anladim..

Fakat, hakedermis; sevilen onun için dökülen her damla gözyasini,
Gözyaslariyla birlikte sevinçler terkettiginde anladim..

Yalan söylememek degil, gerçegi gizlememekmis marifet,
Yüregini elime koydugunda anladim..

''Sana ihtiyacim var, gel!'' diyebilmekmis güçlü olmak,
Sana ''git'' dedigimde anladim..

Biri sana ''git'' dediginde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmis
sevmek,
Git
dediklerinde gittigimde anladim..

Sana sevgim simarik bir çocukmus, her düstügünde ziril ziril aglayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarildiginda anladim..

Özür dilemek degil, ''affet beni'' diye haykirmak istemekmis pisman
olmak,
Gerçekten pisman oldugumda anladim..

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış
Yüregimde sevgi buldugumda anladim..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermis bir gün affedilmeyi,
Beni
afetmeni ölürcesine istedigimde anladim..

Sevgi emekmis
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür birakacak kadar sevmekmis

Can Yücel
 

:)zeynep(:

Hakve
Katılım
9 Ağu 2006
Mesajlar
5,094
Tepkime puanı
70
Puanları
0
Konum
Yalova

''Sana ihtiyacim var, gel!'' diyebilmekmis güçlü olmak,
Sana ''git'' dedigimde anladim..

Biri sana ''git'' dediginde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmis
sevmek,
Git
dediklerinde gittigimde anladim.."

. :clap2: Yüreğine sağlık:clap2:
 

Tuncay ÖZ

Profesör
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
2,566
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
32
sevdiğin kadar sevilirsin(.........)

Sevdiğin Kadar Sevilirsin


Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer.
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer,
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ışıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak!
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Her şey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbin attığı kadar canlısın
Gözlerin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin.
Nefret ettiklerin kadar kötü...
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğü rengin...
Yaşadıklarını kar saymaz.
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadar ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlu ol üzülme
Bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi
Sevdiğin kadar sevileceksin
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Bebek ağladığı kadar bebek
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Ve her şeyi öğrenebildiğin kadar bilirsin
Bunu da öğrenki; SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN!...
 
Üst