Ca'fer-i SÂdik (83-148/700-769)

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Selamların En Güzeliyle....

CA'FER-I SÂDIK (83-148/700-769)


Imamiyye mezhebinin kabul ettigi oniki imamın altıncısı. Künyesi Câ'fer
es-Sâdik Muhammed Bâkir b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib'tir. Babası,
Muhammed Bâkir'in yerine imamete geçmistir. Oniki imamin altincisidir. Hz.
Hüseyin'in sehit edilmesinden sonra Peygamber çocuklari siyasetle
ugrasmamislar; kendilerini ilme vermislerdir. Bu evde yetisen Câ'fer de
kendini ilme verdi; fikih, hadis, ve öteki ser'î ilimler yaninda kimya ve
diger ilimleri de tahsil etti. Talebesi Tarsuslu ibn Hayyan'in, Câfer'in
besyüz risalesini toplayarak bin yaprak tutan bir kitap yazdigi rivayet
edilir. (ibn Hallikân, Vefeyâtü'l-A yân, Misir 1948, I, 291).
Câbir ibn Hayyan, Câ'fer-i Sâdik'tan çok yararlanmis, ondan itikad ve iman
usulünü ögrenmis bunun yaninda maddî varliklarin tabiati ve özelliklerine
ve bunlarin birbirine karistirilmasina (eczacilik-simya) dair bilgiler de
almistir. Câbir'in Câ'fer'den ilim ögrenmek için belirli bir saati vardi.
O saatte, imamin yanina ondan baskasi giremezdi. Risalelerinin büyük
kismini hocasi Câ'fer'in adina yazmistir (Muhammed Ebu Zehra, el-imamü's
Sâdik, 77).
Ebû Hanife, imam Mâlik ve Süfyân-i Sevrî gibi büyük bilginler Câ'feri
Sâdik'tan ilim ögrenmis ve hadis rivayet etmislerdir. Câ'fer-i Sâdik fazla
konusmazdi. Süfyan-i Sevrî, Câ'fer'i ziyarete gitmis; uzun süre sustugunu
görünce konusmasini rica etmis; bunun üzerine Câ'fer söyle demistir:
"Allah'in nimetine sükret; sükür, nimetin artmasina vesîle olur. Nimet
verildigi zaman da istigfara devam et. Devletin zulmüne karsi da Lâ havle
velâ kuvvete illâ billah de."
Ebû Hanife de, Hicaz'a gidip, iki yil Câ'fer'in yaninda kalmis, ondan çok
seyler ögrenmis ve bu iki yil için "Eger iki yil olmasaydi Nûman
mahvolurdu" demistir (Ebû Zehra, a.g.e., s. 37-39).
imam Câ'fer'in ilmi önce kesbî olarak baslamis, sonra vehbî ilimle
desteklenmis, ilhâma mazhar olmustur. Bu yüzden imâmiye mezhebi
mensuplari, imamlarin ve bu arada Câ'fer-i Sâdik'in hatadan sâlim oldugu
inancindadir. Her biri yildizlar gibi olan ashab-i kiram'in bile görüs ve
ictihadlarinda zaman zaman hata ettikleri olmustur. Sahabeden sonra gelen
imamlarin ilham disindaki sözlerinde yanilmasi mümkündür. Câfer-i Sâdik da
insandir, masum degildir. Çünkü ismet (masumluk) sifati yalniz
peygamberlere mahsustur.
Câ'fer-i Sâdik, ahlâk, fazilet ve takvada ileri idi. imam Mâlik onun
hakkinda söyle der: "O, üç halde bulunurdu: Ya namaz kilar, ya oruç tutar,
veya Kur'an okurdu. Hiç bir zaman temiz olmadan Allah'in Rasûlü'nü agzina
almazdi. Bos yere konusmazdi. Kendisini her gördügümde kalkar, altindaki
minderi bana verirdi." (Ebû Zehra, a.g.e., s. 77).
Alta yün, üste ipekli giyerdi. Süfyan ona "Bu senin ve babalarinin
elbisesi degildir" deyince Câ'fer ona "O zaman darlik zamani idi. simdi
genislik zamanidir. simdi hersey bol." demis, sonra cübbesini açip alttan
beyaz yünlü elbisesi görününce, "iste" demis "Allah için giydigimiz elbise
budur. Bu üstteki de sizin için giydigimiz elbisedir. Allah için olani
gizledik. Sizin için olani gösterdik." (Hilye, III, 193; el-Kevâkib, I,
95). imamiye, Câ'fer-i Sâdik'in bazi vehbî ilimlere sahip oldugunu, Hz.
Peygamber'in bu ilmi Hz. Ali'ye verdigini, Hz. Ali'den Ali Zeynelâbidin'e,
ondan Muhammed Bâkir'a, ondan da Câ'fer-i Sâdik'a geçtigini, bu ilmin
"cifr ilmi"* oldugunu söyler. Cifr ilmi, harflerin ilmidir. Câfer'i
Sâdik'in cifr'i bildigi ve onu söyle tarif ettigi bildirilir: "O, deriden
bir kaptir. Onda, peygamberlerin ve israilogullari bilginlerinin bilgisi
vardir." (Seyyid Hüseyin Muzaffer, es-Sâdik, 109).
Bu gibi rivayetler genellikle Kuleynî yoluyla gelmektedir. Kuleynî,
Câ'fer-i Sâdik'in, gûya Kur'an'da eksiklikler veya ilâveler bulundugunu
söylediginden bahs eder ki; Murtaza Tûsî, büyük imamiye bilginleri onu
yalanlamislar ve Câfer-i Sadik'dan bunun aksini rivayet etmislerdir. Ebû
Hanife ve imam Mâlik, Câ'fer-i Sâdik'in görüslerine muttali olmus, ancak
yukaridaki cifr ilmi vb. iddialar onlarin eserlerinde yer almamistir.
 

KUZAT

Profesör
Katılım
14 Şub 2013
Mesajlar
901
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Antalya
“Şunlarla beraber bulunmaktan sakın:
1- Yalancıdan.
2- Cimriden.
3- Ahmaktan. Çünkü en çok işine yarayacağı zaman, seni bırakır.
4- Fasıktan yani günah işlemekten utanmayandan!“

"Bir hata işlediğiniz zaman istiğfar edin, hatada ısrar helak olmaya sebeptir. Bir kimse geçim darlığı çekiyorsa istiğfara devam etsin."

"Mihnete şükretmeyen, nimete şükretmez."

"Sadaka vererek rızkınızı çoğaltınız. Zekat vererek mallarınızı koruyunuz. Tasarrufa riayet eden sıkıntı çekmez. Tedbirli, düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyi geçinmek, aklın yarısıdır. Musibet zamanında dizini döven, sevabından mahrum olur. “



"Şu dört şeyin azı da çoktur: Ateş, düşman, fakirlik, hastalık."

"Şu üç şey Müslümana şeref verir: Kendisine zulmedeni affetmek, bir şey vermeyene iyilikte bulunmak ve kendisini aramayanı, arayıp sormak."
CA'FER-I SÂDIK KS.
 
Üst