Bugünün insanı büyülenmiştir.

durmuş göktekin

Paylaşımcı
Katılım
16 Ağu 2009
Mesajlar
185
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Yaş
88
Bugünün insanı büyülenmiştir.

Düşünme, insanın insan olma kabiliyetidir. Düşünce, icraatın tohumudur. Kayısı çekirdeği, ağacın fihristesi olduğu gibi, İnsanın düşüncesi de yapacaklarının fihristesidir. İnsan; aklı, ilmi ve iradesiyle konuları inceler, yorumlar, sonra bazılarını hayata geçirir. Düşünce, dünden bugüne, bugünden yarına ışık tutar. Düşünce; karanlık dünyamızı aydınlatan, bulutlu havamızı dağıtan, bizi gerçeğin aydınlığına çıkaran, ufkumuzu açan bir olgudur. Hele şu karışık hengâmda düşünmeye çok muhtacız. Çünkü iyilerle kötülerin harman olduğu dünyamızda düşünerek iyi sonuçlara gidebiliriz. Hayat iyilik üzerine kurulmuştur. İnsanın iyiliği olmazsa ne işe yarar? Kurulmuş dünya nizamını devam ettirecek olan insandır. Fillerin dünya nizamıyla bir ilgisi ve çalışması yoktur. Dünyayı imar edecek olan insandır. İnsan bu vazifeyle vazifelendirilmiş ve dünyaya halife olarak gönderilmiştir. Öyleyse bütün işler insana bakmaktadır.

Düşünmek, gördüklerimizi, duyduklarımızı, okuduklarımızı daha doğru değerlendirmeye yarar. Önümüze getirilen alternatif düşüncelerin, plan ve projelerin fayda ve zararlarını anlamamızı kolaylaştırır. Doğruları, yanlışları görebilme imkânı sağlar. Düşünenler birbirleriyle daha iyi anlaşabilir. Düşünmeyen birbirine kafa atar. Biri yan yatar, diğeri çamura batar. Düşünerek gelmişten geçmişe köprüler kurar, bulunduğumuz zamana esir olmaktan kurtuluruz. Düşüncemiz, doğruları bulmaya, kurulan tuzakları bertaraf etmeye yardımcı olur. Düşünce, akıl ve ilim ufkumuzda yeni ufuklar açar, dünyamıza hoş rayihalar saçar. Düşünerek varlığımızı devam ettirir, irademizi koruyabiliriz. Düşünerek kendi varlığımızı hayatımızın eksenine koyabiliriz. Yanlış yollardan değil, doğru yollardan gitme imkânı buluruz.

Taklit eden değil, düşünerek taklit edilen yollar yaparız. Beğenilen bir dünyada yaşarız. Yaratan, bütün varlığı emrimize vermiş, bir nevi bize zimmetlemiş. Bizi de, düşüncemizle, emrimizdeki varlıklara mühür vurmaya memur etmiş. Onları istenilen ölçüler içinde kullanmayı düşünce yardımıyla bulacağız. Düşünceyle insanlıkta kalacağız. Çekirdek çatlarcasına düşünür, filizlenir ağaç olur. Ağaç, çatlarcasına düşünür, meyve verir. Kısrak çatlarcasına koşar hedefe ulaşır. İnsan çatlarcasına düşünmeli, yeni ve faydalı buluşlara imza atmalı. Düşünce, deneme- yanılma ve aşkla devam etmeli, sahibine mutluluk ve esenlik vermeli. Düşünmek için ille de bir köşeye çekilerek, başımızı iki elimizin arasına alıp, kendimizi zorlamayı gerektirmez. Yürürken, çalışırken, arabaya binerken, inerken, istirahat ederken, yatarken, kalkarken, her hal ve ahvalde düşünebiliriz. Çünkü Rabbimiz düşünmemizi istiyor. Bizi muhatap almış bizimle konuşuyor. Bugün dünyanın meşhurlarından biri ile herhangi birimiz konuşsak ne kadar sevinir ve mutlu oluruz. Kâinatın sahibi bizi insan olarak yaratmış, bizi muhatap almış, bizimle konuşuyor. Bunları düşünüp, kulluk vazifesini yerine getirmeliyiz! Düşünmek istemeyenler hayatlarını derin bir gaflet içinde geçirmeye mahkûmdur. Gaflet; “unutmak, terk etmek, umursamamak, ihmal etmek ve dikkatsizlik” yapmak gibi manalara gelmektedir. Gaflet, insanı dünya ve ahiret saadetinden alı kor. Düşünmeyen insan büyülenmiş insandır. Bu tip insanların oluşturduğu toplumun aklı uyuşuktur, görüşü pusludur, gerçekleri göremez, muhakemesi zayıftır. Açık-seçikleri bile anlayamaz. Büyüyü bozacak olan tek şey düşünmektir. Merada otlayan iki boğa yan yana geldiklerinde neden biri diğerine boynuz atar? Bunları çok düşünmeliyiz.

Sağlıklı bir şekilde yaşarken ölümü düşünmemek büyülenmiş bir haldir. Dünya hayatının şaşalı hali insanı büyülediği için bazı insanlar ölümden bahsedince rahatsızlık duyar, ölümü düşünmek istemezler. Üzerinde yaşadığımız dünyanın merkezinde magma denilen bir yer var ki 900 ile 1200 derecede fokur, fokur kaynıyor. Yeryüzünde, bazı bölgelerde bu magmalar sel gibi akıyor ve hayatı tehdit ediyor. İnsanlar bu hadiseleri büyülenmiş gibi gaflet içinde seyrediyor. Profesör büyülenmiş biçimde ders anlatıyor, talebe gaflet içinde dinliyor. Bireysel düşünceden uzak olduğumuz için toplumsal düşünceden de uzağız. Hâlbuki Allah; “ne kadar az düşünür ve şükredersiniz” mealinde, bize hitap ediyor ve uyarıyor. Bugünün insanı, uzun emel ve menfaat duyguları ve dünya sevgisi ile büyülemiştir. Bu büyüden kurtulmak için beynimiz patlarcasına düşünmeliyiz ve kendimize gelmeliyiz. Düşünmeliyiz! Pek çok şey üstümüze, üstümüze geliyorsa belki de biz ters gidiyor olabiliriz. Düşünce kaçarsa yumruk kovalar. Düşüncenin sustuğu yerde yumruk konuşur. Şuursuzluk, gaflet ve büyünün somut göstergesidir. Çelişkili bir hayat sarıp sarmalamış bizi. Düşünen, şuurlaşan toplum olma dileğiyle
14. 10. 2015
Durmuş Göktekin
 

Ecrin

'Bâd-ı Sabâ..'
Katılım
16 Ara 2009
Mesajlar
0
Tepkime puanı
2,484
Puanları
0
mutlu huzurlu çok şükür..:)
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Yazı genel anlamda fena değil de düşünün demişsiniz illede düşünün ..
ancak çok düşünmekten büyülenenler ne olacak.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Tefekkür edilmeden akledilemez !

"İki kişi Hz. Âîşe (r.a)'ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.an) şöyle demiştir:
"Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):
"Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce Allah bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve ayeti okudu:
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190).
Ondan sonra Resulullah (s.a.s): "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" dedi.

"İbn Abbas (r.a)'ın naklettiğine göre, bazı insanlar Allah'ın zatı hakkında düşünmek istediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta şu açıklamada bulundu:
Allah'ın mahlukları hakkında düşünün. O'nun zatı hakkında düşünmeyiniz. Çünkü sizler Allah Teâlâ'yı gereği gibi takdir edemezsin."

"Ebu Said el-Hudrî Hz. Peygamber'in (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
- Gözlerinize, ibadetten olan nasiplerini verin!
- Gözlerin ibadetten olan nasipleri nedir?
- Kur'an'a bakmak, Kur'an üzerinde düşünmek, Kur'an'ın acaiplerinden ibret (almak)tır."

(Allahın yarattıkları hakkında bir saat tefekkür, bir gece ibâdet etmekten daha kıymetlidir) [Ebu Şeyh]
(Allahın azameti, Cennet ve Cehennem hakkında bir an tefekkür, bir geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir) [Ebu Şeyh]
(Bir saat tefekkür, bir sene ibâdetten kıymetlidir) [K Saadet]



 
Üst