*.Bu kainat sonsuz hakim bir Sanatkar ister.*

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Bu kainat sonsuz hakim bir Sanatkar ister

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim


Nasıl ki bir kitap bahusus öyle bir kitap ki, her kelimesi içinde küçük kalemle bir kitap yazılmış; her harfi içinde ince kalemle muntazam bir kaside yazılmış kâtipsiz olmak son derece muhaldir. Öyle de, şu kâinat, nakkaşsız olmak, son derece muhal ender muhaldir. Zira bu kâinat öyle bir kitaptır ki, her sahifesi çok kitapları tazammun eder. Hattâ, her kelimesi içinde bir kitap vardır. Herbir harfi içinde bir kaside vardır.

Yeryüzü bir sahifedir; ne kadar kitap içinde var. Bir ağaç bir kelimedir; ne kadar sahifesi vardır. Bir meyve bir harf, bir çekirdek bir noktadır. O noktada koca bir ağacın programı, fihristesi var.

İşte, böyle bir kitap, evsâf-ı celâl ve cemâle, nihayetsiz kudret ve hikmete mâlik bir Zât-ı Zülcelâlin nakş-ı kalem-i kudreti olabilir. Demek, âlemin şuhuduyla bu iman lâzım gelir illâ ki dalâletten sarhoş olmuş ola...

Hem nasıl ki bir hane ustasız olmaz bahusus öyle bir hane ki, harika san’atlarla, acip nakışlarla, garip ziynetlerle tezyin edilmiş; hattâ herbir taşında bir saray kadar san’at derc edilmiş ustasız olmak, hiçbir akıl kabul edemez; gayet mahir bir san’atkâr ister. Bahusus, o saray içinde, sinema perdeleri gibi, her saatte hakikî menziller teşkil edilip, kemâl-i intizamla, elbise değiştirdiği gibi değiştiriyor. Hattâ, herbir hakikî perde içinde, müteaddit küçük küçük menziller icad ediliyor.


Öyle de, şu kâinat nihayetsiz hakîm, alîm, kadîr bir Sâni ister. Çünkü şu muhteşem kâinat öyle bir saraydır ki, ay, güneş lâmbaları, yıldızlar mumları, zaman bir ip, bir şerittir ki, o Sâni-i Zülcelâl her sene bir başka âlemi ona takıp gösteriyor. O taktığı âlemin içinde üç yüz altmış tarzda muntazam suretlerini tecdid ediyor, kemâl-i intizamla ve hikmetle değiştiriyor.

Yeryüzünü bir sofra-i nimet yapmış ki, her bahar mevsiminde, üç yüz bin envâ-ı masnûatıyla tezyin ediyor. Had ve hesaba gelmez envâ-ı ihsânâtıyla dolduruyor. Öyle bir tarzda ki, nihayet ihtilât içinde ve karışmış oldukları halde, nihayet derecede imtiyaz ve farkla birbirlerinden ayrılıyor. Başka cihetleri buna kıyas et. Nasıl böyle bir sarayın Sâniinden gaflet edilebilir?

(Sözler, Onuncu Söz, Mukaddime)
Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
âlem : dünya
bahusus : özellikle
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık
emin : güvenilir
evsaf-ı celâl ve cemâl : haşmet, yücelik ve güzellik vasıfları
fihriste : indeks, içindekiler
hakikat : gerçek
hâkim : hükmeden, idareci, yargılayan
hane : ev
harika : hayranlık veren
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
izah edilen : açıklanan
kâinat : evren, yaratılmış herşey
kaside : şiir
kâtip : yazıcı
kudret : güç, kuvvet, iktidar
Kur’ân-ı Hakim : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
mâlik : sahip
millet-i küfriye : küfür milleti, kâfirler
muhal ender muhal : imkansızlık içinde imkansızlık
muhal : imkansız
mukaddime : başlangıç, giriş
muntazam : düzenli, tertipli
nakkaş : nakış yapan
nakş-ı kalem-i kudret : kudret kalemiyle yapılan nakış
nefs-i emmâre : insanı devamlı kötülüğe ve yasak şeylere teşvik eden duygu
nihayetsiz : sonsuz
şakirt : talebe, öğrenci
şuhud : görülme
tazammun etmek : içine almak, içermek
tilmiz : talebe, öğrenci
ümmet-i İslâmiye : İslâm ümmeti, Müslümanlar
Zât-ı Zülcelâl : sonsuz yücelik ve haşmet sahibi olan Zât, Allah
Alîm : herşeyi hakkıyla bilen, sonsuz ilim sahibi Allah
bahusus : özellikle
bil’asâle : bizzat
cihet : yön, taraf
cilve : parıltı, yansıma
dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık
derc edilmek : yerleştirilmek
divanelik : delilik, akılsızlık
envâ-ı ihsânât : bağış ve nimetlerin çeşitleri
envâ-ı masnûat : sanat eseri varlık türleri
evsaf-ı kemâl : mükemmel vasıflar, nitelikler, sıfatlar
gaflet : umursamazlık, duyarsızlık
had ve hesaba gelmemek : sonsuz ve sınırsız olmak
hakikat : gerçek mahiyet, asıl, esas, içyüz
hakikî : gerçek
Hakîm : herşeyi hikmetle yaratan Allah
Hâlık-ı Zülcelâl : haşmet sahibi yaratıcı Allah
hezeyan : saçmalama
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
icad edilmek : var edilmek, yaratılmak
ihtilât : karışıklık
imtiyaz : farklılık
inkâr : kabul etmeme, inanmama, yok sayma
Kadîr : herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah
kâinat : evren, yaratılmış herşey
katarat : damlalar
kemâl-i intizam ve hikmet : tam ve mükemmel bir düzenlilik ve hikmet
kemâl-i intizam : tam ve mükemmel bir düzen
mahir : maharetli, becerikli
menzil : ev, mekân, konak
muhteşem : ihtişamlı, görkemli
muntazam : düzenli
müşahede edilmek : görülmek
müteaddit : çeşitli, birçok
nihayetsiz : sonsuz
Sâni : herşeyi san’atla yaratan Allah
Sâni-i Zülcelâl : sonsuz haşmet sahibi ve herşeyi sanatla yaratan Allah
sıravâri : sıralı
sofra-i nimet : nimet sofrası
suret : şekil, görüntü
tasdik etmek : doğruluğunu kabul etmek, onaylamak
tecdid : yenileme
teşkil edilmek : meydana getirilmek
tezyin : süsleme
zerrecik : atom, maddenin en küçük parçası
ziynet : süs
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Allahü zülcelal vel Kemal Hazretlerinin sanatkar diye bir ismi celili yoktur.Hiçbir İslam Alimide böyle bir isim söylememiştir.O bütün sanatları ve sanaatkarları yaratandır.O'nun bütün yarattıklarında büyük bir sanat vardır.Fakat O sanatcı değildir.O bir şeye ol dedimi o şey hemen oluverir.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
sağlıkçının bilmediği yerden çıkmış. :)

Sanatkar, Sani anlamındadır.sanatlı yaratan.güzel yaratan.

SANİ' : (Sun'. dan) Sanatkârca yapan. Yaratan. San'at eseri olarak meydana getiren. İşleyen, yapan. (Allah)


"San’i de denir. San’i, yapan, yaratan anlamındadır." www.dinimizislam.com

Sual:
Allahü teâlâ için bazı şiirlerde, tanrı, padişah, çalab, sultan, üstad gibi ifadeler kullanılıyor. Uygun mu?
CEVAP
Bunlar ibadette kullanılmaz; fakat ibadet dışında kullanılabilir. Sırayla her birine birer örnek verelim:

1- İlah manasına tanrı kelimesini kullanmakta mahzur yoktur. Mesela, (Hindlilerin tanrıları inektir), (Birdir Allah, ondan başka tanrı yoktur), (Bizim tanrımız Allah’tır) demek caizdir. Tanrı misafiri demek de caizdir.

2- Tasavvuf şairi Kuddusi efendi diyor ki:
Ey rahmeti bol Padişah,
Günahımla geldim sana,
Ben eyledim hadsiz günah,
Günahımla geldim sana.

3- Yunus Emre diyor ki:
Hak Çalabım, Hak Çalabım,
Senden gayri yok Çalabım,
Günahları affedersin,
Ey rahmeti çok Çalabım.

4- Süleyman Çelebi diyor ki:
Bütün dertlilerin dermanı sensin,
Cümle âlemlerin Sultanı sensin.

5-Mektubat-ı Rabbani’deki bir beyit şöyledir:
Ayna arkasındaki papağan gibiyim,
Ezelî üstad ne derse, onu söylerim.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
alanyalı07@ bektaşi usülü yazıyorsun.Dinimiz islam'dan nakil ediyorsun ama yazının tamamını aktarmıyorsun.(Bektaşi elini kapamış galiba sende gözünü kapamışsın.) aktardığın kısmın tamamı şöyle
''Allah’a sanatkâr demek
Sual: Allahü teala için sanatkâr, mühendis demek caiz midir?
CEVAP
Değildir; çünkü Allahü tealanın isimleri tevkifiyyedir. Yani dinimizin bildirdiği isimler kullanılır. Manası ne kadar güzel olsa da dinin bildirmedikleri kullanılmaz. Mesela (İnsanoğlunun mühendisi, kalbini çok muhteşem şekilde yerleştirmiştir) veya (Kâinatın sanatkârı gezegenleri yerli yerine yerleştirmiştir) demek caiz olmaz; fakat Allahü tealanın sanatı veya Allahü tealanın mühendisliği denir. İkisi farklıdır. Birinde, dinin bildirmediği isim söylenmiş oluyor ki, caiz değildir. Diğerinde ise, bizzat Onun yaptığı iş söyleniyor. Onun sanatı, mühendisliği deniyor. Bu caiz oluyor. Sun-i ilahi veya sunullah da denir. Allahın eseri, sanatı demektir. San’i de denir. San’i, yapan, yaratan anlamındadır.''
Fakat yukarda yazılan yazıda;'' Bu kainat sonsuz hakim bir sanatkar ister.''deniyor.Allahü Teala Hazretlerinin yarattıklarında sonsuz bir ilim ve sanat vardır.Fakat Allahü Teala sanatkar değildir.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
sağlıkçı bektaşilik yapan dinimizislam.com siteniz o sebepten naklettim :)
Saniyi kabul edip,sanatkar kelimesine itiraz etmek bektaşiliktir anladınnn ..
padişah kabul,çalap kabul,Yezdan kabul,üstad kabul ,sultan kabul,sanatla yaratan kabul ama sanatkar kabul değil. işte bu bektaşiliktir yaptığınız.
 

Âwdil

Mim Lâmelif Vâv
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
1,397
Tepkime puanı
312
Puanları
0
Konum
Endülüs
Allahü zülcelal vel Kemal Hazretlerinin sanatkar diye bir ismi celili yoktur.Hiçbir İslam Alimide böyle bir isim söylememiştir.O bütün sanatları ve sanaatkarları yaratandır.O'nun bütün yarattıklarında büyük bir sanat vardır.Fakat O sanatcı değildir.O bir şeye ol dedimi o şey hemen oluverir.


Sanırım laf olsun torba dolsun maksadıyla yazdınız.Sanatkar kelimesini bediüzzaman güzellikleri,halkeden manasın da kullanmıştır.Teşbihte bir övgü ve hayramlık söz konusu.

Muhtemelen siz mefhumu günümüz pop sanatçıları ile karıştırdınız.
 
Üst