Bu Günlerde Ormana Benziyorum:(

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Bugünlerde ormana benziyor gönlüm...Onun gibi karışık, onun gibi çeşitli, onun gibi aydınlık, onun gibi karanlığım... Kendimi tanımıyorum...Bazen meşe, bazen kavak oluyorum...Ağacım biliyorum ama, adımı bulamıyorum...

Karmakarışık ve yalnızım...Etrafımda pek çok ağaç var ama duymuyor hiçbiri sesimi...güneş gelince gözlerime, korunamıyorum...Rüzgar savurunca yapraklarımı pervasızca, savunamıyorum... Bağırıyorum ama duyulmuyorum...Geceleri dallarıma kuşlar konuyor, korkuyorum...

Bazen de küçük kalbim büyüyor; kendimi dünyanın hakimi sanıyorum...

Ya savunmasız, çaresiz, yalnız bir ağaç olsaydım...

Ya isyansız bir ağaç olsaydım....




Leyla KAHRAMAN
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Koşa Koşa ;)

Koşa Koşa....
Bize yollarda sakin ve emin adımlarla yürümeyi öğrettiler...


Hele de yok biraz kalabalıksa...

Oysa ben hep koşmak istemişimdir...Kimseye aldırmadan, çarptıklarıma bakmadan koşmak...


Koşarken ''niye'' diye sorarım...Nereye?

Ulaşmak istediğim bir yer yoktur...Kaçayım, koşayım ve yorulduğum yerde durayım...O zaman eminim ki rahatlayacağım; içimde biriken kin ve nefret biraz azalacak...Devam edebileceğim...

Kimi zaman insan koşunca nasıl rahatlar, nasıl huzur bulur diye de düşünüyorum...Hayal bu işte! En imkansız şeyler için bile bir yol buluyor bize...



Zeynep ÇELİK
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
KoRKu

Korku


İnsan bazen sebebini bilmez hissettiklerinin.Kalbinden geçen onca şeyin ne olduğunu bir türlü bulamaz.Korkuyla cesareti, mutlulukla hüznü bir arada ve en uç noktalarda yaşar. Aylardan şubattır ama içinde bir bahar havası vardır ya da tam tersi bir ağustos ayında üşür donarcasına...

Gözümden akan bu yaşlar niye der kendi kendine.Niye yüzümdeki bu anlamsız gülümseme?

Sanki engin doruklara bakar, çok uzaklara, ulaşılmazlara...

Bazen duyduğu bir tını, kırık dökük bir kelime, doğan güneş, parlayan bir yıldız, bazen de yanağına konan -gerçek mi yoksa yalan mı- bir buse yaralar kalbini...

Dermanı kalmaz nefes almaya, içini boşaltacak bir of çekmeye...

Denizin tam ortasında rüzgara muhtaç bir yelkendir. Karanlıktan korkan bir çocuk gibi saatlerce bekler bir rüzgar essin diye...

İçinde adını koyamadığı hisler vardır...

Sonunda bir isim bulur bu yaşadığı şeylere...Korku olduğuna karar verir içini kemiren duyguların...

Bazen yalnızlıktan, bazen ölmekten, bazen sevmekten, bazen de yaşlanmaktan korkar insan...

Sebebi her ne olursa olsun fırtına kopar bazen her gönülde....


Leyla KAHRAMAN
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
İnsan Sevgi İçin Yaşar...

İnsan Sevgi İçin Yaşar


Allah kulunu sevmiş.

Alemler yaratılmış...

Sonra bülbül gülü sevmiş, gül suyu beklemiş...Dağların zirveleri o kadar yalnızmış ki gökyüzünde uçuşan bulutlarla dertlemiş, bulutları sevmiş...Balık suyu, kuş semayı, yılan toprağı sevmiş...

Sonra insan...İnsan doğayı sevmiş, başka bir insanı sevmiş, yaratanı sevmiş...


Dünyada her varlık birbirini sevmiş ve birbirine sevgi ile karşılık vermiş...Nasıl mı? Yarattığı kulu seven Allah, insana dünyayı vermiş...Bulutlar yalnızlık çeken dağlara gözyaşı vermiş...Su, balıklara can vermiş...Gökyüzü kuşa uçma, toprak yılana yaşama izni vermiş....

İnsan ağaca su, ağaç insana meyve vermiş...Bir insan başka bir insanı sevmiş, sevdiği ona gönlünü vermiş....İnsan Allah'ı sevmiş, Allah ona cennetini vermiş...

Demek ki üzerinde bulunduğumuz dünyada herşey sevgi içinmiş...

Sevgi için....

Rıza GARGAN
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Niçin Yaşıyoruz...

Niçin Yaşıyoruz?

Akşam yatıp da sabah kalkan bir insan yaşamış mı olur?

Ve gerçekten uyandığımızda yaşanacak gün kalmamış olabilir...

Hedeflerimiz, gayelerimiz olabilir. Yapmak istediğimiz ne çok şey vardır, oysa yaptıklarımız başkadır. Yapmak bir yana, çoğu insan hayallerini söyleyemez bile; çünkü uyulması gereken bir toplum ve kuralları, bir aile ve sınırları vardır. Yapmadıklarımız için yıllar sonra çok pişman olabiliriz... Bu bile kabuğumuzu kırmak için bize yeterince cesaret vermez...

Daha rahat yaşamak için kendimize ne için yaşadığımızı bile sormayız. Kendimizle yüzleşmekten korkarız; çünkü biliriz ki sonunda biz değil kurulu olan düzen kazanacaktır. Açıkça yenildiğimizi kabullenmemek için bu soruyu hiç sormayız...

Öyle ya da böyle bir gün hepimiz ölümü tadacağız. Sıcak bir yatak ve temiz çarşaflar arasında gözümüzü kapatmak, yapmak istediklerimiz uğrunda acı çekerek ölmekten çok daha acı verecekteslim ettiğimiz ruhumuza. Gidilecek ne çok şehir, görülecek ne çok yer vardı oysa. ama ne zamanımız, ne de imkanımız vardı. Kimin aklına çantayı sırtlayıp çıkmak geldi?

Biliyorum ben de dahi pek çok insan ''Niçin yaşıyorum?'' demeden ölüp gideceğiz...Hayalleri uğruna ölüp giden insanların yüzündeki tebessümden nasibimizi almadan....


Nurdan KILIÇ
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Yine bunlara: "İnsanları inandıkları gibi inanın." dendiği zaman: "Biz de o budalaların inandıkları gibi mi inanalım?" derler. Doğrusu budala kendileridir, fakat bilmezler.Bakara/13

Gece...

Gecenin tek şahidiyim...Günahların ve sevapların tek şahidi...
Uyanıktım, vakit sabaha karşıydı...Yıldızlar bana şahit...
Sevdalıların uykusuz gecelerine
Evladının başucunda bekleyen bir annenin endişesine
İki damla şükürle ıslanan Medineli seccadeye
Şahitti gece, ben de geceye şahittim...
Yorgun gözlerimde saklı kalmıştı gizli bir aşk
Aşka aşıktım ben, gece de yıldızlara
Ben geceye şahittim, gece aşkıma
Gece nöbetindeyim...
Sabaha karşıyım...
Hala uyanığım, yıldızlar tek şahidim...


Hatice Gümüş
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Şimdi bir merdiven boşluğuna sığdırılmaya çalışılır acılarım... Kimse bilmez ki küf kokan bir haziranda ölüydüm. Aşktı berat eden benden... Koştum mavilerin gölgesine ki dinsin bu onulmaz sızı. Dedim beyazın bir kolu da ben olayım. Bulduklarımda kayboldum. gayb oldum... Neyleyim... Şimdi bir sevdanın arka sokağına kıvrılır yalnızlığım. Kapılarım çalınmaz. Herkes dönmeyi mi unuttu? Gitmek mi yalandı yoksa? nerde aşkın o deli yemini? Başlaması memnu olan gitmekle mi bitmeliydi?

Bir aşk geriden takip ederim hayatı. Hayattakileri. Geç kalmışım yaşamaya... Sana... Neyleyim... Nasıl bırakırım seni ki hayat zorludur. Kanamaktır kazanmanın diyeti! Nasıl döneyim yüzümü senden gayrisine. Uzayan yolsa azalan aşk mı? Nasıl yitsin içimdeki bir vahiy sabahı... Sancılar nasıl sığdırılır unutmaya? Ve sözler ve yeminler... Ve sevda darağacında. Elimi çeksem senden olacağım... Çekmesem kendimden... Bensiz olunur da sensiz olunmaz imiş. Yaralar suya değinceye kadar sevmeliymiş. Bilemedim neyleyim... İyisi mi kendimi senden azad edeyim... ey kendim!!! söyle nerdeyim?

Sol yanıma düşer memleket kavgaları... İçimde bir kuyu Yusuf dilenir... Gelene meyil vardır da ya gidene? Unuttuğum dilimden düşendi... Sözlerim asi ve hırçın bir dalga... Sığacağım deniz ararım. Müsaitse sığınabilir miyim gözlerine? Ya da bırak düşeyim adının ilk hecesine... Bir elim Fırat�ın serin sularına değer... Ve içimden bir Yusuf güzeli gelir, geçer... Gözlerimden geçer geçmiş ve gelecek sular... İzbelerimde yitirdiğim tebessümün o esrik tadıdır...

Gitmelerle yazdım adını salkım saçak yamaçlara... Kıyılarında terkedilmişliğ in o kesif kokusunun duyulduğu sahipsiz bir maviyim şimdi. Her gece biraz daha eskir adım, biraz daha azalırım... bilmek ne yaman şey!!! Ve kalmak kör bir umutta ne acı! Ve yollar zalimdir. Hiçbir yerde görülmemiştir ardına bakanı... Ve yar bir yudum keder... ahh ki yar bilinmedik dertleriyle içime düşer! Vay ki yanar sevda nöbetlerinde gecemin elleri. Mahremimdir kuytularda sana seslenmişliğim. Kuyulardır merhametine hasret kaldığım. Ve gece ne de çok dert gizler içinde. Elim ki erişir göğsüme o vakit kanar müphem yüzü.ölmeye hasretim!!!

Akşam alacasıdır gözlerim. Bakışlarımda taşıdığım ömrüm ve onyedime sığdırdığım acılarım var, kaydı düşülmemiş, düşmemiş acılar... Kendimi hangi çığlıkta bıraktıysam gene hala dönmedim bana. Kaybettim kendimi bu şehrin teşne yorgunluğunda, mağrur bir söz edasıyla... Kim bilir şimdi hangi çıkmaz sokakta boğuk feryatlar savuruyorum göğe! Kim bilir kimde kaldım gene... Bu kaçıncı kayboluştur bu kaçtır silinir adım... Ben ki asir bir gece söz de kalsın ses de. Bana beni bulun yeter! En kavi sebeplerimi harcadım yar yoluna. Bilmek gözümün ardında... Ve sevda sızım sızım sızlar ellerimle uçurum arasında. Bu yanılgılar sürer beni var ile yok arasına... Yüreğim... Yüreğim ki dağ. İçine saklı denizler almış, varlığı hiç olmuş coğrafya. Kutsal bildiklerim benden cayanlardı. Kim ki gitmeyi vebal bildi ben ona meftun oldum. İşte odur ki ne varım ne yokum!

Yorulduysam bil ki yorgunluğum sensin!... Değişmeler hep sana kaydı... Bak ben hala aynıyım.. yani biraz yetim ..biraz kendim...
gelmeli misin?
fire vermiş bir kalbin iletisi :::önemsiz posta olarak belirle
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Yaşamayı deniyorum sensiz…Beklemiyorum artık seni….Biliyorum artık gelmeyeceksin; gene umut çiçeklerim solacak, gene ağlayacağım, gene hıçkırıklar arasında boğulacağım. Ama sen gelmeyeceksin. Ben hep burda kalacağım.


Yaşamayı deniyorum sensiz…Pişmanlıklar içinde… Boğazım da ki düğümlenmiş hatıraların anısıyla, seni içimde bitirircesine resimlerimizi kestim tek tek , mektuplarımızı yaktım kül olana dek…


Yaşamayı deniyorum sensiz… Unutmanın zor olduğunu bile bile… Beni sevmediğinin farkında, bir ömür geçirdiğinin gerçeğiyle… Yüreğimde ki acıyı, dilimde ki isyanı susturmaya çalışarak…


Yaşamayı deniyorum sensiz…Karanlık yollarda tek başıma gezerek. Sabaha dek zamanla yarışıp güneşi şahit tutuyorum tövbelerime… Biten her şey için yeniden başlatıyorum: içimde ki mücadeleyi…


Yaşamayı deniyorum sensiz…Bir masal misali siliyorum seni düşüncelerimden. Hayalin gölgem gibi peşimdeyken; ben geceleri yasakladım kendime. Zaman gün ışıklarıyla başlayıp bitiriyor benim için…


Yaşamayı deniyorum sensiz…Rüzgara saldım maziyi, alevlere verdim yüreğimi, tıpkı ömrümü yoluna verdiğim gibi…Ama bu sefer başka bir amaç için…Sensizlik için yapıyorum bunu!


Yaşamayı deniyorum sensiz…Sahile çarpan dalgaların bizim müziğimizi kulağıma fısıldamasına izin vermiyorum. Artık mehtaplı geceler de yakamozları gözlemiyorum. Hiçbir vapura binmiyorum; kendime engel olamayıp, sana gelirim diye….


Yaşamayı deniyorum sensiz… O çok sevdiğim aynaya bakmıyorum artık. Kendimi, gözlerimde gözlerini , yanağımda buseni, saçlarımda ellerini görmekten korktuğum için… Dayanamayacağım yeni bir fırtınaya kapılmamak için….


Yaşamayı deniyorum sensiz… Aklımdan her geçişinde yüreğimin burkulmasına katlanarak, ismin her anıldığında duymamazlıktan gelerek, sanki senle hiç olmamışım gibi devam ediyorum…


Yaşamayı deniyorum sensiz….Şiirlerime düşman oldum, yazmıyorum artık. Bütün hislerimi,
Hayallerimi, düşlerimi bir çöl yalnızlığına mahkum ettim.Susuz bıraktım onları, belki biraz daha akıllanırım diye…


Yaşamayı deniyorum sensiz… Yüreğimde ki acılarla, aldığım yaralarla; dayanmaya, zamansız gidişinle; alışmaya çalışıyorum bu hayata. Belki çaresiz, belki acizim ama başım bir KARDELEN gibi dik ve ayakta olarak….
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Hep bir şeyler eksik,akıp giden kentten sadece sana karşı yüklediğim ve taşımaktan çekinmediğim, bir nefeste ciğerlerime çekip hiçbırakmak istemediğim yine de yaşamak, yaşamımı sürdürmek için uğruna verdiğim soluğum!

Yanlışları düzeltmek zaman alır, doğruları ispatlamak da! Her şey zamandan ibaret, amaç iyi kullanmak! Bir yıldın mı... gider herşey, koparsın! Zamanda sürüklenirsin rotasını bilmeyen gemi gibi alıp götürür seni imkansıza duyulan hasret, sürükler engin denizlerde; şasırırsın! Ufkun masmavi gök olur adeta; sen ise içindeki tek parlak yıldız olursun! Gözlerin özlemle yadeder eskileri, yazdığın onca anı aklına gelir ki hüzünlenirsin! Pınarlarında bir damla yaş kalıncaya kadar ağlarsın, zamana aldandığını yediremezsin kendine! Gece erken çöktü bu şehire! Yeniköy, Ortaköy, Arnavutköy, ''RUMELİ HİSARI'' sabaha dek kürek çektim mekanı seyirleyerek! Ayışığı yoktu, enginleri mesken tutmamıştı bugün! Boğazda iki taka yüklenmişlerdi gecenin gizemini, kürek çekerken bilinmez aldı gözlerimi üzerine...İlk defa karanlığın aydınlık getireceğine inandırdım kendimi! Sessizliği dinledim, kendimi dinledim,derin bir nefes alıp, bıraktım sefil geceye! Yoksul gözlerimin feneri bu gece beni yakmayacaktı. Ya şiirlerim zincire vurur ya yeryüzü yer beni! Kimdir kimdir o içimdeki çöllere ırmak olup yol veren!

Duy beni ay ışığı, geldik o kadar duy beni! Belir gökyüzünde bir anlık bile olsa sonra istersen kaybol alaca karanlıkta bırak beni bana! Yeterki birkez olsun varlığını hissettir yeryüzüne ve seni bir kez olsun görmek isteye... ''Ne olursa olsun yaşamaya mecbursun'' Bu sözü anlatır tüm sustuklarım...Erteleme bu gelişi, anı yaşa özgürce, kararında! Pişmanlık diye bir kavram tanıma!

AÇ KİLİTLERİNİ HAYATIN, TESLİM ET YARINLARA
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Nostaljide Olsa...

Dosttuk seninle bir zamanlar. Zaman bizi kıskandırdı, çekemezlerdi bizi değil mi? Anlamazsın halimden, bilemezsin çektiğim acıları. Seni sevmiyordum aslında, sevdiğim senin bana hatırlattıklarındı. Boş ver dostum sen bunları, kırılsın yine benim kalbim, sen geri dönme kal orada. Vur hançerini sırtıma, sesimi çıkarmam, kim yaptı demem. Affederim seni, bilirsin ben hep böyle değilmiydim? Sen mutlu ol, arada bir garip kaldı diye düşünme sakın, keyfine bak. Varsın üzülen ben olayım, varsın sürünsün yüzüm yere, varsın sensiz geçen zamanım olsun haram. unuttum bir kere geri dönmek ne fayda, beni üzmekten başka neye yarar? Eğer hala bana bir iyilik yapmak istiyorsan kal orada, düşünme beni, boş ver her şeyi, yok bil beni. Ben seni unuttum bile. Eğer bana çok kırılmışsan ve bir kötülük yapmak istiyorsan geri dönmen yeterli. Bak yeni bir dost da buldum kendime. Tek dostum gölgemmiş meğer, nasılfarkına varamadım. Yeni dostum çok sadık bana, hiç birbirimizi kırmıyor, terk etmiyoruz. Biraz sakin ve sessiz ama bence daha iyianlaşıyoruz. Gece olması ve bir ışığın açılması yeterli gelmesi için. Güneş doğup her taraf aydınlanınca geri döner sessizce nasıl gittiğine farkına varmam. Sen de belki yenidost edinmişsindir. Ona da acıyorum, senden tek isteğim; benim yerime koyduğun kişiye birazdaha insaflı olmandır. Başkada birşey istemem.Dediğim gibi, unut herşeyi, yeni bir sayfa aç lekeli hatıra defterinden. Ben belki açmam ama ismini unutacağım kesindir....
Dostluk üzerine okuduğum ve sizlerle paylaşmak istediğim bir yazıydı...Ne dersiniz bir insanın çok sevdiği dostunun ne kadar da kırgınlık olursa olsun ismi hemen öyle kolay unutulur mu?


Alıntı...
 

ArZu

GülenAy
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
30,610
Tepkime puanı
2,100
Puanları
0
Konum
Kayıp Şehir...
Web sitesi
www.arzuzum.blogcu.com
Uzakların yakın fısıltılarına maruz kalan yürekten

ctrhv44c2y1qvfai0s27.jpg


Uzakların yakın fısıltılarına maruz kalan yürekten,

Sayılamayan zamanlar geçti ömürden. Bu günde geçer denildi geçip gitti. Gidenler neler götürdü bil bilsen... Kayıpların yaşattığı hayal kırıklıklarını anlayabilsen... Bir görsen, duysan...

Ellerin boş çevrilmediği o anı yaşasan. Hasret nedir bilsen... Biliyorsundur belki ama keşke anlatabilsen. Bilsem. Aynı denizde mi sürükleniyor düşüncelerimiz, aynı dalgalar da mı dağılıyor hayallerimiz.

Nice ümitlere bel bağlayıpta, günü gelince o bağların çözülüşüne şahit olmanın yorgunluğu atabilsem. Geçip gitse burukluklar da geçip giden zaman gibi. Yel olup esse tüm hüzünlü tebessümler. Savrulsam...

Ama hayır. Kaybolmaya mahkum düşünceler işte bunlar. Yok olmaya ... Zira bir garip hastalık misali tekrar ediyor kendini tarih. Hatırlatıyor ellerin toplanıpta kaldıramadığı yüreğin tam ortasındaki o taşın ağırlığını . Kalkar mı hiç o taşı oraya bırakan kaldırmadıkça?

Müsvedde sürdürdüğümüz hikayenin temizi ne zaman çekilecek? Ne zaman bir başka göz okuyup görecek bunları. Hiç!
Hiçliğe sarılmanın huzur vereceğini kim söylerdi. Söyleseler de acaba hangi yollara girerek söylemişti? Bilmez misin tozlu yollarda çok kapanır gözler... Göremez olur tozların kapattığı şeyleri. Yalnızlığın tozuyla örtülmüş olan ne zaman görmüş ki uğruna ölebilirliği...

Bir susku düğümü atılıyor dudaklara. Boynu bükük mutlulukların keskin hıçkırıklarıyla... Bir dahaki suskularla artacak olan düğümlere, başlangıç düğümü olarak. Düğün bayram niyetine ziyadesini bırakarak geçmiş güne. Bir susku düğümü işleniyor sözlenmiçcesine.

"Söz veriyorum" diyor. "Sen olmadıkça, ben asker misali sahip çıkacağım senliğe. Sen gelip açana dek düğümleri, Ben suskularla süsleyeceğim ölümlerimi."

Uzakların yakın eden Rabbin emrine sözlenmiş yürekten.

Elam E. Doğan

Hayal-i Bende'ye ithaftır.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
başlığı okuyunca fıkra sandım :D
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
bırakta istediğimiz şekilde okuyalım olurmu?
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
sen yapınca iyiydi,çocuk gibi küsüyor birde :D neyse konuyu saptırmayalım.
 
Üst