Bu doktor başka!

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
ENGEL TANIMAYIN!
22101.jpg

Bu doktor başka doktor!
Yazdıklarıyla ve yaptıklarıyla sempati toplayan ve aşılayan bir doktor: Senai Demirci

06 Aralık 2010 Pazartesi 15:04
22102.jpg
Herkes şimdiye kadar gördüğü tüm doktorları gözünün önünden geçirsin. Ben de bunu sözlü olarak yapacağım, hani sesli olarak düşünür gibi..
Doktor dediğin asık suratlı mı olur?
Doktor deyince aklımıza bir hastane binası ya da bahçesinde bulunan beyaz önlüklü insanlar geliyor. Önlükleri olmasa da tanınabilecek ortak özellikleri bulunuyor. Mesela gülümsemiyorlar, hep ciddi bir yüzle dolaşıyorlar, hatta yüzünüze bakıp gözlerinizdeki yıldızları bile görmüyorlar.
Başları biraz yukarıda oluyor ve insanların yanından dokunmamaya çalışır gibi hızlıca geçiyorlar. Eğer bahçede, koridorda biriyle güler yüzlü konuştuğunu görürseniz, mutlaka ya akrabası ya da yakın bir tanıdığı oluyor. Bunun yanı sıra azarlayanı, kızanı, bağıranı, soru sorduğunuzda tersleyip susturanı bilmem söylemeye gerek var mı?
Tüm bu olumsuz etkilerle büyüyorsunuz ve bir gün karşınıza bir doktor çıkıyor, ama… Şimdiye dek gördüklerinizden bambaşka! Tüm insanlara gülümsüyor en başta. Herkese ayrı ayrı özel ilgi gösteriyor. Kendisine yönelen gözlerdeki ışıl ışıl parlayan yıldızları keşfediyor ve kalplere bir yolculuk yapıyor. Bu doktor insanları öyle seviyor ki ahirette de hasta olmamaları için şifalar arıyor, buluyor ve latif bir şekilde sunuyor. Bu doktoru tanımaya başladıkça şaşkınlığınız daha da artıyor. Çünkü aşka, sevdaya dair hikâyeler de yazıyor, kitaplarında eş sevgisine ve aile kavramına özel bir yer veriyor.
22103.jpg
Hayatı gençlerle çevrili

Etrafında neredeyse her zaman birkaç genç bulmak mümkün. Çünkü gençler onu çok seviyor. Onlara Hazreti Peygamber’i öyle bir anlatıyor ki, kalplerinde hatırlamayışın durgunluğundaki sevgi nehri yemyeşil coşkun suyuyla yeniden çağıldıyor Arş’a. Gençler Onun yüreğinden süzülen kelimelerle daha da yakınlaşıyor Allah’a. Aramızda kalsın; Peygamber edasıyla gelen bu ilgi gençlere insan yerine koyulmanın mutluluğunu yaşatıyor!
Gençler kadar Engelli insanlar da bu sevgiden nasipliler arasında. Zirâ, Doktorumuz Engellilerin de yüreklerine dokunuyor. Onlara bakarken dalıp gidiyor hatta… Hayatın Sahibi’nin verdiği nimetleri kendi tabiriyle ‘yine, yeniden’ tefekkür ediyor. Engellilik kavramı üzerinde de düşünüyor ve ‘Ona acıyarak bakma, ona nasıl baktığına acıyarak bak...’ diyerek asıl engelin yürekte olduğunu bizlere hatırlatıyor. Engellilerin derin kuytularda kalmış iç feryadlarına ya da evlerinde hapsolmuş hayatlarına bir yardım eli uzatıyor. Onlara kendi ismini taşıyan Dr. Senai Demirci Özel Rehabilitasyon Merkezi’ni kurarak kalıcı bir hizmet sunuyor. Engelli ailelerin yaşadığı zorluklara daha bir yakından tanık oluyor, sorunlarına çözümler üretiyor.
Resimleri büyütmek için üzerini tıklayın.Kendisinde doktor-hasta ilişkisini andıran bir hal de görünüyor. Gün aşırı alınan ilaçlar gibi, elinden Kur’an-ı Kerim’i düşürmüyor. Seminerlerinde, televizyon programlarında ya sinesine yakın bir yerde tutuyor nadide bir çiçek demeti gibi ya da sohbetin ana merkezine konuk edip Kur’an’daki aslî şifalarla nefeslendiriyor izleyenlerini.
İşin ilginç kısmı çoğu kimse Senai Demirci’nin doktor olduğunu bilmiyor. Çünkü o doktorlar gibi mesafeli durmuyor insanlara karşı. Bizden biri gibi adeta… Onu tanıyan 40 yıllık dostu gibi hissediyor, bu yüzden fuarlardaki imza kuyruklarında en uzunlarından birini Senai Demirci’nin hayran kitlesi oluşturuyor. Ona artık ‘Doktorum’ yerine ‘Hocam’ deniyor.. Bir okuyucusu bir seminerinde üzüntüyle soruyor ‘Hocam Risale-i Nur okumalarımı artırmam için ne yapmam gerekir? Cevap, yumuşak latif bir sesle geliyor.. ‘Küçük kitaplardan başlayıp yavaş yavaş oku, zamanla artırırsın’ Genç tebessüm ediyor, karşısında kendisini anlayan bir kalbin varlığıyla mutlu oluyor, şevki artırıyor. Kim bilir çoğu genç belki de büyüklerden bir ‘hadi.. göreyim seni..’ desteğini bekliyor!
Hatalarımızla yüzleşmemizi sağlıyor
22107.jpg
Demirci, asrın hastalığından biri olan Gıybet kanseri daha fazla kardeşi yiyip bitirmesin, daha fazla sevapları tüketmesin diye sırf bu konuya dair bir kitap çıkardı. ‘Söz Yangını’… Kitabında Esma-ül Hüsna’yı şefaatçi yaparak, gıybet günahı için daha bu dünyadayken af diledi, gaflete dalmış ve uyanamamış çoğu kişi gibi yakıcı ahiret gününü beklemeden, pişmanlıkla kavrulmuş sözleriyle tüm kardeşlerinden helallik istedi. Kendi hatalarını yazılarına alıp Allah’a dua etmesi ve öz eleştiri yapması elbette ki okuyucularının da ahlakına yansıdı zira Onu okuyanlar da kendilerine dönüp hatalarıyla yüzleşiyor ve telafi etmek için uğraş veriyor.
Doktorluk, yazarlık, program yapım ve sunuculuğu derken Senai Demirci’nin sanatçı yönü de yavaş yavaş açığa çıkıyor. Yüreğinden taşan dualara kendi latif sesini dokunduruyor ve bu doktor şiir albümleri de çıkarıyor… Bize de dinleyip din’lenmek düşüyor…
Gördüğümüz gibi bu doktorun ayakları yere basıyor, havalarda gezmiyor!.. Manevi sohbetin cezbesiyle uçtuğu da görülebilir ara sıra.


Özge Senâ Bigeç keşke tüm doktorlar böyle olsa, dedi
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
keske :) tesekkürler paylasim icin ...
 
Üst