_ikLiL_
VUSLATA HASRET.....
Bu davaya Fatımalar gerek
Hamd ve senalar âlemlerin Rabbine, salât ve selamlar iki cihanın serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)8217;e ve pak ehl-i beytine, seçkin sahabelerine kıyamete değin onların izini takip edenlere olsun.
İslam davası mukaddes bir davadır. Muhacir ve Ensarın kanı ve teri üzerine inşa edilmiş değerli bir binadır. Rabbimizin rahmeti gereği her zaman ve mekânda bu davayı yüklenecek kutlu mümin ve mümineler olmuştur. Bugüne kadar gelmesi Fatıma misali mümineler ve Ali misali müminlerin mücadeleleri sayesindedir.
Saadet devrindeki an be an gelişimi, adım adım fetihleri mi yaşamak istiyoruz? O halde gelin hep beraber Fatıma olmaya.
Aliler Hayberleri, arkalarındaki Fatımalar sayesinde fetih etmiş olamazlar mı?
Düşünün!
Eğer Ali misali İslam cengâverleri dünyalık derdinde olan Fatımalarla meşgul olsaydı, hiç İslamın temiz nefesi buralara kadar gelir miydi?
O zaman ancak Hz. Ali gibileri Fatımaları memnun etmek için para kazanmaya bakabilirlerdi. Oysa Hz. Fatıma günlerce aç kalmasına hatta açlıktan dolayı baygınlık derecesine varmasına rağmen hiç şikâyet etmemişti. Adeta bir sabır abidesi halinde sıkıntılara göğüs germişti. Açlık konusunda olduğu gibi giyim konusunda da birçok sıkıntılarla karşılaşmış; ama dünyalık meta hedefinde olmadığı için hiç dert edinmemişti.
Hatta bir gün Hz. Peygamber, Hz. Fatıma8217;nın hasta olduğunu duyar ve onu ziyarete gider. Hz. Fatıma kapıyı açarken, arkasında saklanır. Peygamberimiz, Hz. Fatıma8217;nın örtüsünün müsait olmadığını tahmin eder. Hz. Fatıma:
8220;Babacığım! Üzerimdeki elbise bana kısadır. Yukarıya doğru çektiğimde bacaklarım, aşağıya doğru çektiğimde de, göğsüm açıkta kalıyor8221; diyerek meramını dile getirir.
Peygamber-i Zişan, dönemin devlet başkanı sıfatıyla bu durumu gayet normal karşılıyor:
8220;Sen peygamberin kızı olarak bu yokluğu çekmeye layık değilsin8221; demiyor. Aksine:
8220;Sabret kızım! Bu sana ahiretin açısından daha hayırlıdır8221; diyerek kızına dünyanın fenasını ahiretin bekasını açıklıyor.
İşte Fatıma ve işte bizler!
Evlerimize dönüp bir bakalım rengârenk elbiseler,
modaya uygun kıyafetler,
çeşit çeşit ayakkabılar,
çantalar v.s. ve doymak nedir bilmeyen azgın nefsimiz.
Biz de kalkmış fetihlerden, inkılâplardan, devrimlerden dem vurmaktayız.
Nerde İslam8217;ın Hayber kalelerini feth etmesi?
Biz böyleyken fetihler mümkün mü?
İslamın hâkimiyeti için kalbimizdeki dünya sevgisini atmamız şarttır. Dünya bütün ihtişam ve süsü ile bize göründüğü sırada onu elimizin tersiyle itme bilincine sahip olabilmeliyiz.
Rabbimiz Kur'an8217;da 8220;Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velisidirler8221; (yani yardımcılarıdırlar) diye buyururken, kadınları İslam hizmetinde erkeklere destek olmaya davet ediyor.
Yarın bu davayı omuzlayacak Hüseyin ve Zeynepleri geride bırakmak istiyorsak bu gün Fatıma olmalıyız. Aksi takdirde yarınların vebalini de biz taşırız.
Fatıma8217;nın sabır, kanaat ve örnek kişiliğine ulaşmak temennisiyle, ALLAH'a emanet olun!
alıntı...
Hamd ve senalar âlemlerin Rabbine, salât ve selamlar iki cihanın serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)8217;e ve pak ehl-i beytine, seçkin sahabelerine kıyamete değin onların izini takip edenlere olsun.
İslam davası mukaddes bir davadır. Muhacir ve Ensarın kanı ve teri üzerine inşa edilmiş değerli bir binadır. Rabbimizin rahmeti gereği her zaman ve mekânda bu davayı yüklenecek kutlu mümin ve mümineler olmuştur. Bugüne kadar gelmesi Fatıma misali mümineler ve Ali misali müminlerin mücadeleleri sayesindedir.
Saadet devrindeki an be an gelişimi, adım adım fetihleri mi yaşamak istiyoruz? O halde gelin hep beraber Fatıma olmaya.
Aliler Hayberleri, arkalarındaki Fatımalar sayesinde fetih etmiş olamazlar mı?
Düşünün!
Eğer Ali misali İslam cengâverleri dünyalık derdinde olan Fatımalarla meşgul olsaydı, hiç İslamın temiz nefesi buralara kadar gelir miydi?
O zaman ancak Hz. Ali gibileri Fatımaları memnun etmek için para kazanmaya bakabilirlerdi. Oysa Hz. Fatıma günlerce aç kalmasına hatta açlıktan dolayı baygınlık derecesine varmasına rağmen hiç şikâyet etmemişti. Adeta bir sabır abidesi halinde sıkıntılara göğüs germişti. Açlık konusunda olduğu gibi giyim konusunda da birçok sıkıntılarla karşılaşmış; ama dünyalık meta hedefinde olmadığı için hiç dert edinmemişti.
Hatta bir gün Hz. Peygamber, Hz. Fatıma8217;nın hasta olduğunu duyar ve onu ziyarete gider. Hz. Fatıma kapıyı açarken, arkasında saklanır. Peygamberimiz, Hz. Fatıma8217;nın örtüsünün müsait olmadığını tahmin eder. Hz. Fatıma:
8220;Babacığım! Üzerimdeki elbise bana kısadır. Yukarıya doğru çektiğimde bacaklarım, aşağıya doğru çektiğimde de, göğsüm açıkta kalıyor8221; diyerek meramını dile getirir.
Peygamber-i Zişan, dönemin devlet başkanı sıfatıyla bu durumu gayet normal karşılıyor:
8220;Sen peygamberin kızı olarak bu yokluğu çekmeye layık değilsin8221; demiyor. Aksine:
8220;Sabret kızım! Bu sana ahiretin açısından daha hayırlıdır8221; diyerek kızına dünyanın fenasını ahiretin bekasını açıklıyor.
İşte Fatıma ve işte bizler!
Evlerimize dönüp bir bakalım rengârenk elbiseler,
modaya uygun kıyafetler,
çeşit çeşit ayakkabılar,
çantalar v.s. ve doymak nedir bilmeyen azgın nefsimiz.
Biz de kalkmış fetihlerden, inkılâplardan, devrimlerden dem vurmaktayız.
Nerde İslam8217;ın Hayber kalelerini feth etmesi?
Biz böyleyken fetihler mümkün mü?
İslamın hâkimiyeti için kalbimizdeki dünya sevgisini atmamız şarttır. Dünya bütün ihtişam ve süsü ile bize göründüğü sırada onu elimizin tersiyle itme bilincine sahip olabilmeliyiz.
Rabbimiz Kur'an8217;da 8220;Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velisidirler8221; (yani yardımcılarıdırlar) diye buyururken, kadınları İslam hizmetinde erkeklere destek olmaya davet ediyor.
Yarın bu davayı omuzlayacak Hüseyin ve Zeynepleri geride bırakmak istiyorsak bu gün Fatıma olmalıyız. Aksi takdirde yarınların vebalini de biz taşırız.
Fatıma8217;nın sabır, kanaat ve örnek kişiliğine ulaşmak temennisiyle, ALLAH'a emanet olun!
alıntı...