Kaptan
Mecra Yazarı
prof. halil inalcik; "osmanlı düzeni, doğu'dan ve bizans'tan gelen bir sistem, osmanlılar bu sistemi fazla değiştirmeden sürdürdüler"
prof. ömer lütfü barkan; "bizanslı rumlar ve diğer balkan milletleri, sadece isim ve din değiştirerek tarih sahnesine yeni ırk ve millet olarak çıktılar. osmanlılar, islami bir renk ve cila altında eski bizans'ı ihya ve devam ettirdiler"
yanlış hatırlamıyorsam, ilahiyatçı-sosyolog ali bulac'ın türkiye'de cari olan din-devlet ilişkisine dair bir tanımıydı.
ali bulaç türkiye'deki din devlet ilişkisinin bizanstan miras kaldığını iddia eder. bu görüşe göre bizans imparatorluğu döneminde bir imparator ve imparatorluğun resmi dini ortodoks hıristiyanlığın dini lideri bir patrik vardı. patrik imparator'a bağlıydı. yani siyasi otoriteye. tamam devlet laik değildi din hayat üzerinde sıkı bir kontrole sahipti ama misyonu toplumun afyonu olmaktan öte değildi. işlevi siyasi otoriteye meşruiyet sağlamak ve siyasi otoritenin taleplerini dine uydurmak.
osmanlı da aynı yapıyı devraldı. mutlak otorite padişah ve ona bağlı şeyhulislam. görünürde devlet şeri idi. ama islam'ın hanefi yorumunda örfi hukuka da cevaz verilmesi geniş bir hareket alanı sağlıyordu siyasi otoriteye. örneğin siyaeten katl kesinlikle islam fıkhına uygun birşey değildir ama osmanlı bunu kurumsallaştırmıştır. şeyhuisilamların rolü bir anlamda padişahın yaptıklarına dini kılıf bulmak, işlemleri şeriata uydurmaktı. örneğin en bilinen seyhulislam ebussud efendi bir noterden öteye gidememiştir.
ve laik türkiye cumhuriyeti. kanunları laik, dini hukuku terk edip batılı hukuku benimsemiş türkiye cumhuriyeti de bu sistemi aynen muhafaza etmiştir. diyaneti doğrudan başbakanlıka bağlamış hem dini hayatı düzenlemek hem de gerektiği zaman işe yarar fetva çıkarttırmak için gözü gibi bakmıştır bu kuruma. hatta başka bir yorumlama ile tek bir mezhebin tek bir yorumunu tüm topluma empoze etmede osmanlı imparatorluğu'ndan daha başarılı olmuştur cumhuriyet türkiyesi. örneğin osmanlı'da dini konularda hüküm vermek üzere altı şeyhten oluşan bir kurul vardı. bu kurulda bektaşi dedesi de vardı. şimdi ise sünniliğin hanefilik yorumu dışında bir dini anlayış yoktur resmi olarak.
not: biraz ali bulaç'ın bizantizm tanımı ile kendi yorumlarımın karması gibi oldu. zaten çoook uzun yıllar önce sadece bir malumatım olmuştu bu görüşten.
alinti
prof. ömer lütfü barkan; "bizanslı rumlar ve diğer balkan milletleri, sadece isim ve din değiştirerek tarih sahnesine yeni ırk ve millet olarak çıktılar. osmanlılar, islami bir renk ve cila altında eski bizans'ı ihya ve devam ettirdiler"
yanlış hatırlamıyorsam, ilahiyatçı-sosyolog ali bulac'ın türkiye'de cari olan din-devlet ilişkisine dair bir tanımıydı.
ali bulaç türkiye'deki din devlet ilişkisinin bizanstan miras kaldığını iddia eder. bu görüşe göre bizans imparatorluğu döneminde bir imparator ve imparatorluğun resmi dini ortodoks hıristiyanlığın dini lideri bir patrik vardı. patrik imparator'a bağlıydı. yani siyasi otoriteye. tamam devlet laik değildi din hayat üzerinde sıkı bir kontrole sahipti ama misyonu toplumun afyonu olmaktan öte değildi. işlevi siyasi otoriteye meşruiyet sağlamak ve siyasi otoritenin taleplerini dine uydurmak.
osmanlı da aynı yapıyı devraldı. mutlak otorite padişah ve ona bağlı şeyhulislam. görünürde devlet şeri idi. ama islam'ın hanefi yorumunda örfi hukuka da cevaz verilmesi geniş bir hareket alanı sağlıyordu siyasi otoriteye. örneğin siyaeten katl kesinlikle islam fıkhına uygun birşey değildir ama osmanlı bunu kurumsallaştırmıştır. şeyhuisilamların rolü bir anlamda padişahın yaptıklarına dini kılıf bulmak, işlemleri şeriata uydurmaktı. örneğin en bilinen seyhulislam ebussud efendi bir noterden öteye gidememiştir.
ve laik türkiye cumhuriyeti. kanunları laik, dini hukuku terk edip batılı hukuku benimsemiş türkiye cumhuriyeti de bu sistemi aynen muhafaza etmiştir. diyaneti doğrudan başbakanlıka bağlamış hem dini hayatı düzenlemek hem de gerektiği zaman işe yarar fetva çıkarttırmak için gözü gibi bakmıştır bu kuruma. hatta başka bir yorumlama ile tek bir mezhebin tek bir yorumunu tüm topluma empoze etmede osmanlı imparatorluğu'ndan daha başarılı olmuştur cumhuriyet türkiyesi. örneğin osmanlı'da dini konularda hüküm vermek üzere altı şeyhten oluşan bir kurul vardı. bu kurulda bektaşi dedesi de vardı. şimdi ise sünniliğin hanefilik yorumu dışında bir dini anlayış yoktur resmi olarak.
not: biraz ali bulaç'ın bizantizm tanımı ile kendi yorumlarımın karması gibi oldu. zaten çoook uzun yıllar önce sadece bir malumatım olmuştu bu görüşten.
alinti