Biz kafayı takarız!

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
BİZ KAFAYI TAKARIZ!
21710.jpg

Onu tanımayan var mı?
Yazdıklarıyla dinamik ve genç Türkiye'ye seslenen, durgunluğu sevmeyen Sibel Eraslan, 26 Kasım’da Genç Kitap Kafe’ye geliyor!

25 Kasım 2010 Perşembe 11:07
Sibel Eraslan Genç Kitap Kafe’de!
Çöl/Deniz Hazreti Hatice kitabının yazarı Sibel Eraslan, bu hafta Genç Kitap Kafe’de. Yazdığı kitaplarla büyük bir boşluğu dolduran, aynı zamanda Vakit Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapan yazar; okuyucularıyla bir araya geliyor.
(+)Hâlâ tanımayanlar için bir tanımlama: Sibel Eraslan kimdir?
Sibel Eraslan, edebi ve fikri yönü kuvvetli bir yazar. İslâmi camiadaki etkin ve yetkin kalemlerden birisi… Düşünce yazılarını sanatsal bir üslupla kaleme alması, okunurluğunu kolaylaştırıyor ve yazılarının tesir gücünü artırıyor. Romanları yoğun ilgi görüyor. Ayrıca eli kalem tutan ve vahyi referans alan her hanım gibi, başörtüsü konusunda da çokça mücadele etmiş/ediyor. Toplumsal konuları da atlamıyor, itinayla irdeliyor. Kapitalizmi, sermayeyi ve adaleti enine boyuna masaya yatıran metinler ortaya koyuyor.
Önemli işlere ve başarılı çalışmalara imza atıyor. Örneğin 2004’te, Bir araya gelen yazar-düşünür 12 tane mümin hanımdan birisiydi. Bu yazarlar, geleceğe dönük güzel hedefler belirlediler. Bunlardan birisi de: Kur’an’da zikredilen ve İslâm tarihinde önemli yere sahip Müslüman Hanımları, onlar hakkında çeşitli eserler yazarak günümüze taşımaktı. Bu çaba, meyvelerini vermeye başladı bile… Ortaya Çöl Deniz ve Siret-i Meryem çıktı.
21711.jpg
Eraslan, gençlerin yanında ve yakınında olan bir yazar!

İki tip yazar profili var. Birinci gruptakiler kendisine ulaşmaya çalışan gençlere: “Saçma sapan şeyler sorarsınız şimdi siz. Büyüyün de öyle gelin!” tavrıyla yaklaşıyor. Bu kategorideki yazarlar, gazetecilerle kasıla kasıla röportaj yaparlar. Kendisi hakkında, o da röportaj için/meslek icabı iki gün öncesinden bilgi edinmiş röportajcılara büyük kıymet verirler de; yıllardan beri kitaplarını okuyan ve belki dünyayı değiştirme ideali henüz pörsümemiş bir genç karşılarına gelince onu ezerler. Takmazlar, sallamazlar. Bu kendini bilmez çokbilmiş yazarlardan t/ürüyor zaman zaman…
Neyse ki ikinci grup yazarlar da var. Onlar içten, samimi, kaprissiz… Gündeminden gençleri hiç düşürmezler. Kendileri de yaşları kaç olursa olsun gençtirler, gepgençtirler… Karşılarında heyecanlanan genç okurunu teskin ederler, onun bu çömez tavrını egolarına besin yapmazlar. Birer-ikişer bile olsa kendisine ulaşan okurları mühimdir onlar için; ellerinden geldiğince birebir ilgilenirler.
Hele gençse kendilerine gelen kişi, önemi daha da büyüktür. Çünkü genç; beyni kemikleşmemiş, kafası kareleşmemiş adam demektir! Mühimdir genç, kıymetlidir onlar için… Farkındadırlar her şeyin. Bu şekilde mütevazi ve gayretli birçok yazarımız vardır şüphesiz ama benim yakinen bildiğim birkaç ismi belirtmek isterim: Hakan Albayrak, Selahattin Yusuf, Adem Turan, Fatma Barbarosoğlu, Yıldız Ramazanoğlu, Cihan Aktaş, Erhan Afyoncu, Mustafa Küçükaşçı, Murat Menteş, Bülent Akyürek vs. meselâ… Güzel insanlardır bu yazarlar. İşte Sibel Eraslan da bunlardan biridir.
Gençler de bunu farkında…
Peygamberimize ilk iman eden erkeğin, 10 yaşındaki ‘çocuk’ Hz. Ali olması ve İslâm’ın gençler eliyle yükseldiğinin idrakiyle davranması gerekiyor herkesin. Özellikle de biz Müslümanların ve biz gençlere öncülük yapan büyüklerin… Eraslan da, İslâm Tarihi’ni ve özellikle peygamberimizin aile efradını yakinen tanıdığı için olsa gerek, gençlere ekstra önem veriyor. Liselilerin sınav karmaşalarına, gençlerin ruhlarındaki tahribatlara değiniyor; sorunlarına eğiliyor. Sonrasında gördüğü ilgiyi kendi anlatıyor: “Yurt içinden, dışından gençlerin yazdığı mektuplar çoğalır bu sıralar… Masamın üzeri genç kalemlerle, genç sorularla, renkli sayfalarla dolar taşar... Kabuğu birazdan kırılacak yumurtaların sabırsızlığıyla; “Ne Okuyalım?” şeklinde özetleyebileceğim genç satırlar…” diye devam ediyor yazısı.
21712.jpg
Bizi takmayana, kafayı takarız!
Ayrıca bir röportajında, gençleri onure eden bir ifade kullanıyor: ”Değerler, sanki yaşlılara aitmiş gibi algılanıyor. Oysa hayâ ve onur en çok gençlere ve kadınlara yakışır.” Çok yakışıklı bir cümle…
Efendim, gençler, başından aşağı bakanları değil, kendileriyle göz hizasında bulunanları dinler. Kafasına vura vura bir şey anlatmaya çalışanları değil, aynı safı paylaştıkları kişileri rehber alır. Sibel Eraslan da, tüm bu sosyolojik yasaları duymayanlara duyuran birisi aslında.
Velhâsıl çalışkan, azimli ve iyi işler yapan bir ablamızdır kendileri ve 26 Kasım Cuma günü Genç Kitap Kafe’de siz kıymetli okuyucularıyla buluşuyor.
Eraslan’ın söyleşisini dinlemek ve kitap imzalatmak isteyen arkadaşlar, Genç Kitap Kafe’de aradıklarını bulabilirler. Genç Kitap Kafe, Genç Dergi binasında… Üsküdar’da…



Abdullah Yalnız haberdar etti
 
Üst