Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
Tükürün Milleti Alçakça Vuran Darbelere.. Tükürün Darbecilere Alkış Tutan Kahpelere.. Bu mısralar Mehmet Akif Ersoy'un!.
Anahuhalefet partimiz CHP; her seçim öncesi olduğu gibi Haziran'da yapılacak genel seçimler için yine kirli senaryolarını ortaya koymaya başladı malumunuz!.
İlk planları; Kamu alanlarında, halka açık yerlerde, AVM'lerde, toplu taşıma araçlarında ve üç insanın bir araya gelebileceği her yerde "Alkış Eylemi" düzenleyerek bir taraftan alkışlayan ve alkışlamayan insanları "Siz Biz" olarak ikiye ayırıp kutuplaştıracaklar, diğer taraftan da alkışlamayan insanları "Bunlar Bizden Değil" diye fişleyecekler akıllarınca!.
Senaryo geçmiş yıllarda uygulanan taktiklerin bir benzeri aslında, en azından daha önceki benzer eylemlerin mimarı olan gizli akıl hocaları tarafından kurgulanmış bir oyun olduğu apaçık ortada!.
Hatırlayınız lütfen; 28 Şubat döneminin o çalkantılı zamanlarında "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eyleminde de aynı oyun sergileniyordu ve herkesin aynı anda ev ve işyerlerindeki ışıkları kapatmasıyla, ışıklarını kapatmayıp bu çakma eylelere alet olmayanların evleri fişlendikten sonra adres tespitleri yapılıyordu!.
Aynı yöntemi askeri lojmanlardaki Kemalist Paşalar da Ramazan aylarında yapıyorlardı ve perdelerinin arkasından viskilerini yudumlarken kimlerin sahura kalkıp oruç tuttuklarını tespit ederek oruç ibadetini yerine getiren askerleri "İrtica İle Micadele" kapsamında ordudan attırıyorlardı!.
Ardından "Tencere Tava" eylemlerini başlatmıştı CHP'nin iradesini kendi planlarına alet eden Üst Akıl yönetimi; bu eylemde de diğerleri gibi herkes balkonlarına çıkarak ellerindeki tencerelerin tavaların kapaklarını birbirine vuruyor, elinde tenceresiyle tavasıyla balkonlarında olmayanların adres tespitleri yapılıyordu aynı şekilde!.
Aradan bir zaman geçti ve bu eylemlerinden sonuç alamayan cumhuriyet bekçileri bu defa Tuncay Özkan gibi göz önünde bulunan, Erdoğan'a açıktan meydan okuyan bir argümanla Cumhuriyet mitingleri düzenleyerek "Katılmayanların ve Katıldığı Zaman Kimliklerini İbraz Etmeyenlerin Analarını Belleyecekler AK Parti Devrildikten Sonra" gibi çeşitli tehtidlerle katılım rekorları kırarak Erdoğan'a gözdağı vermeye kalkıştılar!.
Şimdi de "Mİlletçe Alkışlıyoruz" savsatasıyla çıktılar milletin karşısına!. Bir an kendimi CHP seçmenlerinin safında yer almış, CHP icraatlarını savunan, "Milletçe Alkışlıyoruz" eyleminde tam 120 saniye avuçlarım kan toplayana kadar Kılıçdaroğlu'nun olduğu miting alanında yer almayı düşündüm!.
Ama neyi alkışlayacaktım!. Kahpe bir darbe ile Osmanlı'yı yıkan bir İngiliz Valisi'nin Ş********liklerini mi,
Tek Parti döneminde kendi milletine zorla dayattığı çakma inkılaplarını mı, kabul etmeyenleri asıp kesmesini mi,
gavura kullanmadığı stoklarındaki bombaları kendi Dersimli Kürt halkına kullanmasını mı,
şapka takmayı kabul etmeyen Rizelileri bombalamasını mı, hayvan yemleriyle ekmek verip hayvan yerine soktuğu vatandaşlarına yaptığı zulmünü mü,
kendi Başbakanını asmasını mı, her darbeye çanak tutmasını mı, kendi topraklarımızı temsilcimiz olarak Lzan'a yolladığı Yahudilerle peşkeş çekmesini mi alkışlayacaktım!.
Ben Mehmet Akif Ersoy'un "Tükürün" şiirini sadece kimlere yazdığını örnekleriyle düşünüp ne kadar haklı olduğuna kanaat getirdim bu güne kadar, o şiire muhattap olmuş birisi olmamıştım şu ana kadar!.
Bir an kendimi onlarla aynı davanın sömürgecisi olarak düşündüm ama; düşünmek bile beni kendimden bu kadar nefret ettirdiyse, meydanlarda toplanıp alkış tutanlar aynaya hangi sıfatla bakıyorlar acaba!.
Neyse; onlar alkışlamaya, şakşakçılık yapmaya, biz yüzlerine ağız dolusu tükürmeye devam edelim!.
Durmak Yok Yola Devam..
Selam ve Dua ile
http://erzincandetay.com/yazarlar/y/m/255/
Anahuhalefet partimiz CHP; her seçim öncesi olduğu gibi Haziran'da yapılacak genel seçimler için yine kirli senaryolarını ortaya koymaya başladı malumunuz!.
İlk planları; Kamu alanlarında, halka açık yerlerde, AVM'lerde, toplu taşıma araçlarında ve üç insanın bir araya gelebileceği her yerde "Alkış Eylemi" düzenleyerek bir taraftan alkışlayan ve alkışlamayan insanları "Siz Biz" olarak ikiye ayırıp kutuplaştıracaklar, diğer taraftan da alkışlamayan insanları "Bunlar Bizden Değil" diye fişleyecekler akıllarınca!.
Senaryo geçmiş yıllarda uygulanan taktiklerin bir benzeri aslında, en azından daha önceki benzer eylemlerin mimarı olan gizli akıl hocaları tarafından kurgulanmış bir oyun olduğu apaçık ortada!.
Hatırlayınız lütfen; 28 Şubat döneminin o çalkantılı zamanlarında "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eyleminde de aynı oyun sergileniyordu ve herkesin aynı anda ev ve işyerlerindeki ışıkları kapatmasıyla, ışıklarını kapatmayıp bu çakma eylelere alet olmayanların evleri fişlendikten sonra adres tespitleri yapılıyordu!.
Aynı yöntemi askeri lojmanlardaki Kemalist Paşalar da Ramazan aylarında yapıyorlardı ve perdelerinin arkasından viskilerini yudumlarken kimlerin sahura kalkıp oruç tuttuklarını tespit ederek oruç ibadetini yerine getiren askerleri "İrtica İle Micadele" kapsamında ordudan attırıyorlardı!.
Ardından "Tencere Tava" eylemlerini başlatmıştı CHP'nin iradesini kendi planlarına alet eden Üst Akıl yönetimi; bu eylemde de diğerleri gibi herkes balkonlarına çıkarak ellerindeki tencerelerin tavaların kapaklarını birbirine vuruyor, elinde tenceresiyle tavasıyla balkonlarında olmayanların adres tespitleri yapılıyordu aynı şekilde!.
Aradan bir zaman geçti ve bu eylemlerinden sonuç alamayan cumhuriyet bekçileri bu defa Tuncay Özkan gibi göz önünde bulunan, Erdoğan'a açıktan meydan okuyan bir argümanla Cumhuriyet mitingleri düzenleyerek "Katılmayanların ve Katıldığı Zaman Kimliklerini İbraz Etmeyenlerin Analarını Belleyecekler AK Parti Devrildikten Sonra" gibi çeşitli tehtidlerle katılım rekorları kırarak Erdoğan'a gözdağı vermeye kalkıştılar!.
Şimdi de "Mİlletçe Alkışlıyoruz" savsatasıyla çıktılar milletin karşısına!. Bir an kendimi CHP seçmenlerinin safında yer almış, CHP icraatlarını savunan, "Milletçe Alkışlıyoruz" eyleminde tam 120 saniye avuçlarım kan toplayana kadar Kılıçdaroğlu'nun olduğu miting alanında yer almayı düşündüm!.
Ama neyi alkışlayacaktım!. Kahpe bir darbe ile Osmanlı'yı yıkan bir İngiliz Valisi'nin Ş********liklerini mi,
Tek Parti döneminde kendi milletine zorla dayattığı çakma inkılaplarını mı, kabul etmeyenleri asıp kesmesini mi,
gavura kullanmadığı stoklarındaki bombaları kendi Dersimli Kürt halkına kullanmasını mı,
şapka takmayı kabul etmeyen Rizelileri bombalamasını mı, hayvan yemleriyle ekmek verip hayvan yerine soktuğu vatandaşlarına yaptığı zulmünü mü,
kendi Başbakanını asmasını mı, her darbeye çanak tutmasını mı, kendi topraklarımızı temsilcimiz olarak Lzan'a yolladığı Yahudilerle peşkeş çekmesini mi alkışlayacaktım!.
Ben Mehmet Akif Ersoy'un "Tükürün" şiirini sadece kimlere yazdığını örnekleriyle düşünüp ne kadar haklı olduğuna kanaat getirdim bu güne kadar, o şiire muhattap olmuş birisi olmamıştım şu ana kadar!.
Bir an kendimi onlarla aynı davanın sömürgecisi olarak düşündüm ama; düşünmek bile beni kendimden bu kadar nefret ettirdiyse, meydanlarda toplanıp alkış tutanlar aynaya hangi sıfatla bakıyorlar acaba!.
Neyse; onlar alkışlamaya, şakşakçılık yapmaya, biz yüzlerine ağız dolusu tükürmeye devam edelim!.
Durmak Yok Yola Devam..
Selam ve Dua ile
http://erzincandetay.com/yazarlar/y/m/255/