Bişr_i HaFi {k.s}..

Lodos_Rüzgarı

שยรlคtค ๔๏ğгย'...
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
315
Puanları
0
Konum
İsT..
Bişrî Hâfî yol kesici bir kimse olup yanında bir takım güzel sesli hafızları gezdirirmiş. Gittiği şehirlerde o hafızlara Kur'an-ı Kerim okutur ve bütün insanları bir yere toplarmış. İnsanlar Kur'an dinlemek için toplandığı ve herkesin aşk ve şevkle dinlemeye başladığı sırada, kendisi kalkıp şehirden dışarıya çıkar ve tenhada yakaladığı kimseleri soyarmış.
Bir gün yol üzerinde ve toz toprak içinde bir kâğıt bulur. Bakar ki kağıtta «Besmele-i Şerif» yazılıdır. Hemen alır, tozlarını temizler ve bir miktar da güzel kokular sürerek yüksekçe bir duvarın üzerine koyar.

O diyarda zühd ve takvası ile meşhur olan bir zat, o gece rüyasında üç defa Hak Celle ve Âlâ Hazretlerini görür ve Hak Teâlâ Hazretleri O'na hitaben:

- Ey kulum! Bişri Hâfî'ye git. O bizim ismimizi tazîmen kaldırdı, biz de O'nun ismini kaldırdık. O bizim ismimizi aziz etti, biz de O'nun ismini aziz ettik. O bizim ismimizi güzelleştirdi, biz de O'nun ismini güzel kıldık, böylece kendisine söyle, haberi olsun, buyurulur.

O zâhid de hemen Bişri Hâfî'nin evine giderek kapıyı çalar. Kapıyı bir cariye açar ve ne istediğini sorar. O da cariyeye şöyle sual eder:

- Bu evin sahibi, köle midir, âzadlı mıdır?

- Âzadlıdır.

- Âzadlı böyle mi olur?

Sonra cariye içeriye gider ve olanları haber verir. Bişri Hâfî de hemen yalın ayak ve başı açık olarak kapıya gelir ve:

- Ya Şeyh! Cariye hata etmiş. Bu evin sahibi, bütün insanların en âsi ve günahkâr olanıdır, der.

Bunun üzerine zâhid, rüyasını anlatır. O anda Bişri Hâfî'nin kalbine hidayet ve inayet yetişerek, şevk ve muhabbet dolar. Tam bir ihlas ile tevbe eder ve derhal mürşid aramaya çıkar. Çıkarken cariyesi:

- Ey efendi, biraz dur da başlığını getireyim.

- Hayır duramam. Zira Cenabı Hak, beni böylece davet etmiş, der ve öylece yola düşer. Ve nihayet bir mürşid-i kâmile bağlanarak, evliyanın büyükleri arasına katılır.

Tebsıra-i Evliya isimli kitabta pek çok kerametleri anlatılmıştır. Onlardan birisi de şudur:

Seyahati zamanında bir gemide giderken, gemi içinde büyük hâcegân ve tüccarlardan çok kimse olup, birisinin kıymetli bir mücevheri kaybolur. İçlerinde Bişri Hâfî'den başka eski elbiseli kimse olmadığından, O'nun aldığını ümid ederler. Ve sana daha güzel elbiseler vereceğiz diye soyup aramaya başladıkları zaman, Bişri Hâfî Hazretleri geminin kenarına gelerek: «Ey balıklar bir cevher getirin.» diye çağırır. Hemen bir çok balık ağızlarında cevherler olmak üzere geminin yanına gelirler.

Daha sonra hâcelere hitaben:

- Kaybolan cevheriniz kadar bunlardan alın, der. Onlar da bu hali görür ve cevherleri alarak, kendisinden özür dilerler.

Birisi de şudur:

Bişri Hâfî'nin dünyadan irtihaline kadar, ayaklarına pislik bulaşmasın diye, Bağdad'da hiç bir hayvan sokaklara bevl etmemiştir. Bir gün bir sipahinin atı bevl ettiği zaman, halk feryad ederek «Bişri Hâfî ya şehirden gitmiştir veya vefat etmiştir.» dediler. Evlerine gidip baktıkları zaman, hakikaten o irtihal etmişti.
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Bişri Hâfî'nin dünyadan irtihaline kadar, ayaklarına pislik bulaşmasın diye, Bağdad'da hiç bir hayvan sokaklara bevl etmemiştir. Bir gün bir sipahinin atı bevl ettiği zaman, halk feryad ederek «Bişri Hâfî ya şehirden gitmiştir veya vefat etmiştir.» dediler. Evlerine gidip baktıkları zaman, hakikaten o irtihal etmişti.

Sahabe-i güzin yaşarlarken Mekke mükerreme ve Medine-i münevverede hayvanlar sokaklara bevletmişler midir?

Hatemul Enbiya Hz.Peygamber yaşarlarken bu mubarek beldelere hayvanlar bevl etmişler midir?
 

Lodos_Rüzgarı

שยรlคtค ๔๏ğгย'...
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
315
Puanları
0
Konum
İsT..
Demek istediğiniz yani anlatmak isteğiniz nedir anlamadım pek ama eğer kıyas olarak bakıyosanız olaya şöyle izah ediyim burdaki ince anlamı:
-Bu Zat ayakları yalın olduğundan dolayı yani ayağında hiçbişey olmadan dolaştığı için böyle bişey meydana çıkmış!..
yani hayvanların bevli meselesi!..
Rasulullah Efendimiz aykları yalın ayak olsaydı mevla teala ne hikmetlerini göstermezdi ki!...
Umarım anlamışsınızdır!..
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
: ))

hazreti meryem annemize babsız bebek mucizesi vermiş rabbimiz,meryem annemize verdi diye sahabe zamanında olanlaradamı verecek..

peygamberimize farklı mucizeler vermiştir..sahabe zamanında farklı olmuştur,misal hazreti ömer halifelik yaptığı sürece hiçbir kurt sürüye dadanıp koyun kapmamıştır..hikmetlerinden,mucizelerinden sorgu sual olunmaz rabbimizin..

neyyse siz inanmasanızda olur zaten..

peygamberimize verilen mucizelere inanıyormusunuz peki ? : )
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
MÜSLÜMANLARA İŞKENCELER..
Daha sonraları Peygamberimiz tebliği açıktan yapmaya başlayınca Kureyşiler müslüman olanlara işkence yapmaya başladılar. Bu işkencelerin en fazlasını Peygamber efendimiz Aleyhisselam görüyordu. Ona, hakaret ediyorlar, namazını kılarken üzerine pislik atıyorlar, geçeceği yollara diken, butrak gibi şeyler saçıyorlardı. Secde de iken Deve İşkembesini ve pisliğini kafasına atıyorlardı. Diğer Müslüman olan insanların da hemen hemen hepsi işkence görüyordu. Bunlardan köle ve cariye olanların işkencesi öylesine ağırlaşmıştıki tahammül sınırlarını aşmıştı. En çok işkence gören Sahabileri şöyle sıralamak mümkün: Bilal-i Habeşi, Zinnure Hatun, Ümmü Ubeys, Nehdiyye Hatun, Amir b.Füheyre, Lübeyne Hatun, Ebu Fukeyhe, Habbab b.Eret, Yasir b.Amir, Miktat b.Amr, Suheyb b.Sinan, vb...
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
mucizeye inanıyormusunuz sayın red baron? peygamberlere verilen mucizeye,hatta peygamberimize verilen mucizelere..
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Mucizeler Allahtandır neden inanmayayım?

Hz.Musanın asası yılan olmuştur,Hz.isa ölüleri diriltmiştir.
Mucizelere ancak kafir olanlar inanmaz.
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Sahabe-i güzin yaşarlarken Mekke mükerreme ve Medine-i münevverede hayvanlar sokaklara bevletmişler midir?

Hatemul Enbiya Hz.Peygamber yaşarlarken bu mubarek beldelere hayvanlar bevl etmişler midir?

sizin mantığınıza göre rasulallah sallallhu aleyhi vesseleme efendimize yapmdığı ihsanı veli bir kuluna yapmazmı rabbimiz?

bunumu demek,ima etme istiyorsunuz..?


peki rabbimiz onca kafirlere bile onca ihsanlar verirken niçin veli kuluna ihsan etmesinki..

veya soruyu kafirlere ihsan ederken o devirde neden peygamberimize çektirdiki o işkenceleri..

bu tez çok çürük
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Bişrî Hâfî yol kesici bir kimse olup yanında bir takım güzel sesli hafızları gezdirirmiş. Gittiği şehirlerde o hafızlara Kur'an-ı Kerim okutur ve bütün insanları bir yere toplarmış. İnsanlar Kur'an dinlemek için toplandığı ve herkesin aşk ve şevkle dinlemeye başladığı sırada, kendisi kalkıp şehirden dışarıya çıkar ve tenhada yakaladığı kimseleri soyarmış.
Bir gün yol üzerinde ve toz toprak içinde bir kâğıt bulur. Bakar ki kağıtta «Besmele-i Şerif» yazılıdır. Hemen alır, tozlarını temizler ve bir miktar da güzel kokular sürerek yüksekçe bir duvarın üzerine koyar.

O diyarda zühd ve takvası ile meşhur olan bir zat, o gece rüyasında üç defa Hak Celle ve Âlâ Hazretlerini görür ve Hak Teâlâ Hazretleri O'na hitaben:

- Ey kulum! Bişri Hâfî'ye git. O bizim ismimizi tazîmen kaldırdı, biz de O'nun ismini kaldırdık. O bizim ismimizi aziz etti, biz de O'nun ismini aziz ettik. O bizim ismimizi güzelleştirdi, biz de O'nun ismini güzel kıldık, böylece kendisine söyle, haberi olsun, buyurulur.

O zâhid de hemen Bişri Hâfî'nin evine giderek kapıyı çalar. Kapıyı bir cariye açar ve ne istediğini sorar. O da cariyeye şöyle sual eder:

- Bu evin sahibi, köle midir, âzadlı mıdır?

- Âzadlıdır.

- Âzadlı böyle mi olur?

Sonra cariye içeriye gider ve olanları haber verir. Bişri Hâfî de hemen yalın ayak ve başı açık olarak kapıya gelir ve:

- Ya Şeyh! Cariye hata etmiş. Bu evin sahibi, bütün insanların en âsi ve günahkâr olanıdır, der.

Bunun üzerine zâhid, rüyasını anlatır. O anda Bişri Hâfî'nin kalbine hidayet ve inayet yetişerek, şevk ve muhabbet dolar. Tam bir ihlas ile tevbe eder ve derhal mürşid aramaya çıkar. Çıkarken cariyesi:

- Ey efendi, biraz dur da başlığını getireyim.

- Hayır duramam. Zira Cenabı Hak, beni böylece davet etmiş, der ve öylece yola düşer. Ve nihayet bir mürşid-i kâmile bağlanarak, evliyanın büyükleri arasına katılır.

Tebsıra-i Evliya isimli kitabta pek çok kerametleri anlatılmıştır. Onlardan birisi de şudur:

Seyahati zamanında bir gemide giderken, gemi içinde büyük hâcegân ve tüccarlardan çok kimse olup, birisinin kıymetli bir mücevheri kaybolur. İçlerinde Bişri Hâfî'den başka eski elbiseli kimse olmadığından, O'nun aldığını ümid ederler. Ve sana daha güzel elbiseler vereceğiz diye soyup aramaya başladıkları zaman, Bişri Hâfî Hazretleri geminin kenarına gelerek: «Ey balıklar bir cevher getirin.» diye çağırır. Hemen bir çok balık ağızlarında cevherler olmak üzere geminin yanına gelirler.

Daha sonra hâcelere hitaben:

- Kaybolan cevheriniz kadar bunlardan alın, der. Onlar da bu hali görür ve cevherleri alarak, kendisinden özür dilerler.

Birisi de şudur:

Bişri Hâfî'nin dünyadan irtihaline kadar, ayaklarına pislik bulaşmasın diye, Bağdad'da hiç bir hayvan sokaklara bevl etmemiştir. Bir gün bir sipahinin atı bevl ettiği zaman, halk feryad ederek «Bişri Hâfî ya şehirden gitmiştir veya vefat etmiştir.» dediler. Evlerine gidip baktıkları zaman, hakikaten o irtihal etmişti.

Bu tez sağlam ama bunun olamayacağını savunan tez çürük öyle mi?

:)

Müslümanların düştüğü akıldışılık derecesine ibret verici bir örnek.
Bunlara inanan bir toplumdan ne beklenir ki,bu toplum ilmiye ,icatlarıyla ,hukukuyla,ekonomisiyle yaşam tarzıyla insanlığa örnek ve önder olacak değil ya.
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Bu tez sağlam ama bunun olamayacağını savunan tez çürük öyle mi?

:)

Müslümanların düştüğü akıldışılık derecesine ibret verici bir örnek.
Bunlara inanan bir toplumdan ne beklenir ki,bu toplum ilmiye ,icatlarıyla ,hukukuyla,ekonomisiyle yaşam tarzıyla insanlığa örnek ve önder olacak değil ya.

haddinizi aşıyorsunuz..

manevi değerlerimize saldıryorsunuz..!

bu toplum diyerekten tasvvuf ehlinin tümüne önder olamaz,ne beklenirki diye ilmini,yaşam tarzını ,hukuğunu vs hepsini-hepimizi yok sayıyorsunuz..

bunları yok sayacğınıza kuranı toplayan yayan sahabemize dil uzatanları,mal mevki hırsı vardı diyenleri eleştiriniz..!

bu forumda böyyle bir hakkınız yortur,forum kurallarını okuyunuz http://www.ihvanforum.org/ihvandan/53285-forum-kurallari/
 
Üst