Biriyle Küs(Kırgın) Kalmak Çok Mu Hoşunuza Gidiyor?

Cenan

Ordinaryus
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
3,059
Tepkime puanı
1,751
Puanları
113
Güzel sözlere yazdığım:

"Allah'ım senin hikmetine sual olunmaz.
Senden gelen herşey bilirim ki; benim ol'mam içindir...
"
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
İyiyi ara, güzeli ara, doğruyu ara, ama kusur arama..

Hz. Mevlana
 

uykusuz

Kıdemli Üye
Katılım
18 May 2011
Mesajlar
7,798
Tepkime puanı
1,236
Puanları
0
@cicek demeti abla özelden sordum ama cevap alamadım. buradan sorumu yineliyorum: küs müsünüz bana?
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
@uykusuz dostum @cicek demeti ablam kimseye küsemez... ama kırgın olduğu için susma hakkını kullanıyor olabilir sadece....
 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
ilginc bir baslik olmus :)
cocuk muyuz biz ,sanalda küselim konusmayalim
sonra lütfen benimle baris diye yalvaralim :)
her insanin yildizinin uyustugu ve uyusmadigi kisiler vardir
istedigin kisi ile arkadas olursun , bagdasamadigin kisiden uzak durursun
olur biter :)
herkes bir biri ile arkadas olacak diye bir kural yok :)


not : basligi basindan bir kac sahife okudum ve baslik icin kendi görüsümü yazmak istedim .netice de demokratik bir ülkede yasiyoruz ve özgür fikir beyan etme hakkimi kullanmak istedim .
kimse ile derdim yok - kimse üzerine alinmasin lütfen - basligi acan @leyl!fer kardesimde alinmasin :)
tartismaya cevrilmesin bu sahsi görüsüm !
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
524045_411798398855400_1876990396_n.jpg
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
evet, nefsimin hoşuna gidiyor

hayır, vicdanım hiç haz almıyor

tercih, hangisini seçersen...
 

oguz

Yeni
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
36
Puanları
0
İnsan sevdiğine nasihat eder ancak bakıyorsun itikadi ve genel konularda sevdiğin bir insan yanlış yapıyor uyarıyorsun o zamanda bana karışma bak küserim diyor yada demeden küsüyor
çünkü o insan yanlış yaptığını düşünmüyor olaylara farklı gözlükle baktığı için kendisini haklı görüyor ,Allah ne der resulullah ne der diye bir kaygı taşımıyorsa olaylara bu gözle bakmıyorsa elimizden ona dua etmekten başka bir şey gelmiyor ....
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
"Allah'ım, bütün halkı sana yönelmiş kıl. Bütün dileğim budur. Yapacağını sana ısmarlarım, iş senindir. Bu benim duamdır; umumîdir. Bu duayı yapanlar, mükafat alır. Allah dilediğini yapar. Halk, onun elindedir. "(Abdulkadir Geylani Hazretleri)
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.

- Hz.Mevlana
 

Bahar

İhvan Forum Üye
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
2,509
Tepkime puanı
258
Puanları
0
Hep yazmak istediğim bir şey var bu foruma üye olduğumdan beri. Aslında üye olduğumdan beri değilde aktif olduğumdan beri diyelim.

Şimdi yazıyorum;

Buradaki tartışanların mantığını hiç bir zaman anlmamaşımdır. Hemde hiç. O kadar çok ciddiye alıyorlarki bazen buranın bir forum, dahada açacak olursam sanal hayat olduğunu unutup bu kadar gerçekçileştirdiğini görünce hayretlere düşüyorum.

Helede bazı üyeleri görünce "bu insanın tek derdi acaba bu forumdaki tartışmalarmı acaba" demeden edemiyorum. Resmen öyle yansıtıyorlar. Hatta yansıtıyorlar demiyim, tek dertleri bu. Allah başka dert vermesin mi desem ne yapsam bilmiyorum :)

Bir tartışmada kalp kırmaya başlıyorsan tartışmanın adabını bilmiyorsun demektir. Bilmiyorsan tartışmaya kalkışmayacaksın. Fakat bunu kendine kabullendirecek pek az üye biliyorum. İyi tartıştığını sananlar dahil :) Ah evet sizde öylesiniz. üzgünüm
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Dargınlık İslamiyetin yasaklamış olduğu bir durumdur. İlk önce kim gidip barışmak isterse o daha faziletlidir. Siz barışmak istediğiniz halde barışmıyorlarsa mesuliyet onlara aittir, siz mesul olmazsınız. Bununla birlikte her zaman kapıları onlara açık tutmalısınız.
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Müslümanlar arasında dargınlığın süresi en fazla üç gündür. Bundan fazlası caiz değildir. Bu nedenle kişi haklıda olsa üç günden fazla dargın kalmamalıdır. Dargın olanlardan biri diğeri ile konuşmak istediği halde diğeri buna yanaşmazsa konuşmak isteyenin üzerinden mesuliyet kalkar. Konuşmak istemeyen mesul olur.

Aynı Allah’a, aynı Peygambere ve aynı mukaddeslere inanan ve iman dâvâsına gönül veren insanlar arasında kopmaz ve sarsılmaz bir bağ vardır. Bu birlik ve beraberliğin temelinde Allah rızası ve din sevgisi olduğundan, bambaşka bir yücelik taşımaktadır.

Aynı ana-babadan meydana gelen kimseler nasıl ki bu irsî bağın neticesinde kardeş sayılıyorlarsa, aynı ulvî değerlere inanan kişiler de kardeş olmaktadırlar. Çok kere, nesebî kardeşlikten daha büyük bir ehemmiyet arzeden bu kardeşlik, Yaratıcımızın bizlere bir lütfu, nimeti ve ihsanıdır. Çünkü imanın nuru kalplerde yer etmediği zamanlar insanlar birbirlerine düşmandır. Onları bir araya getiren, ancak İlâhî bir güçtür. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de bu hakikat şöyle ifade buyurulur:

“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâma, Kur’an’a) sımsıkı yapışın, parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de, O, gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.”1

Bu kardeşliğin mü’minin üzerine yüklediği mükellefiyetlerin başında, birbirlerini sırf Allah için sevmeleri, gerektiğinde yardımına koşmaları, ellerinden gelen desteği esirgememeleridir. Kardeşlik rabıtasını zedeleyen kin, haset, gıybet, inat, nifak ve düşmanlık gibi çirkin ve zararlı huylara yer vermemelidir. Fakat insan nefis sahibi olduğu, “gadabiyye kuvvesi”nin icabı olan bazı duygular taşıdığı ve her zaman peşinde insî ve cinnî şeytanlar bulunduğu için, kalbdeki muhabbet hissi gölgelenmekte, yerine nefret ve düşmanlık duyguları geçmeye çalışmaktadır.

Böylesi durumlara mâruz kalındığında, aradaki mânevî değerlerin ehemmiyeti hatırlanıp, en kısa zamanda telâfisine gidilmelidir. Yoksa kalbde yer eden nokta kadar bir leke, zamanla büyüyüp, bütün kalbi kaplayabilmektedir. Böyle bir davranışta da Rabbimizin biz mü’minlere tavsiyesi şöyledir:

“Mü’minler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki, esirgenesiniz.”2

Ayrıca, bir kimsenin mü’min kardeşine düşmanlık beslemesi, kin tutması, haset etmesi ve ona karşı nefret duyması bir zulüm ve haksızlıktır. Bu nevi acı hallere düşmemek için de şu ifadelere kulak vermek gerekir:

“Mü’min kardeşine kin ve adavet (düşmanlık) ne kadar zulümdür. Çünkü, nasıl ki sen âdi, küçük taşları Kâbe’den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud’dan (Uhud Dağından) daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık edersin. Aynen öyle de, Kâbe hürmetinde olan iman ve Cebel-i Uhud azametinde olan İslâmiyet gibi çok evsaf-ı İslâmiye, muhabbeti ve ittifakı istediği halde, mü’mine karşı adavete sebebiyet veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı kusuratı, iman ve İslâmiyete tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğunu aklın varsa anlarsın.”3

Muhabbeti yaralayan huylara her ne kadar meydan verilmemeye çalışılsa da, insanlık hali, birtakım sebepler yüzünden kardeşler arasında dargınlık ve kırgınlıklar olabilmektedir. Bu hususta da ümmetine ikazda bulunan Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

“Bir Müslümana, kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helâl değildir. Birbirlerine karşı gelirler. O yüz çevirir, bu da yüz çevirir. Bunların hayırlısı, başta selâm verendir.”4
(sorularlaislamiyet.com)
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Günahkâr olan kimseyle dargın durmanın caiz oluşu” adında bir bâb açan İmam Buharî ise, İslâm tarihinden bazı misaller vererek haklı bir sebep olunca, bir müddet dargın kalmanın cevazı kanaatine varmıştır. Nitekim, Tebük Gazvesine katılmayan Kâ’b bin Mâlik ve iki arkadaşıyla Peygamberimiz elli gün kadar konuşmamış ve tevbe edinceye kadar da Sahabîlerin onlarla konuşmamasını istemiştir. Kâ’b hadisinin izahında Buharî Şârihi Aynî şu hükümlere yer vermektedir:

“Günah işleyen kimseye selâmı kesmek ve üç gün kendisini terk etmek ve böyle bir kimsenin de selâmını almamak caizdir.”

Aynı zat, “Günahkâr kimseyle küs durmanın caizliği” bâbının şerhinde ise şöyle der:

“Dinî suç işleyenin, durumuna ve işlediği günahın derecesine göre, onunla bir müddet dargın durmak caizdir. Eğer o kimse dinen günah sayılan büyük bir cürüm işlemişse, onunla küs durmak, ona yaklaşmamak ve konuşmayı kesmek gerekir.”5

Bu durumda, açıktan açığa, kimseden utanmadan masiyette bulunan, İslâmın yasakladığı kötülükleri işlemekte ısrar eden kimseyle arayı soğutmak, ona bir ceza olacağından, caiz görülmüştür.

Ayrıca, insanın dinine, namus ve malına zararı dokunabilecek, dinî hizmetine zarar verecek, İslâmî yaşayışına mâni olacak kimselerden uzak durması, onlarla samimiyeti azaltması, gerektiğinde irtibatı kesip konuşmayı terk etmesi caiz görülmüştür. Çünkü bu tür kimseler, “üç günden fazla konuşmanın yasak edildiği” hadisinin içinde dahil olmamaktadır.
(sorularlaislamiyet.com)
 

Leylifer

Kıdemli Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
5,986
Tepkime puanı
1,625
Puanları
113
bu konuyu bulasım geldi...
sanal dünyada dahi birbirine kırgın olan ne kadar çok kişi var...
Rabbim din kardeşlerime eski sahabeler dönemindeki gibi kardeş olmayı nasip et...
 
Üst