biraz komik olmuyormu paşalar?

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Alıntı: OSMAN ÖZSOY

Medyada yer alan iddialar doğruysa, Cuma günü akşam saatlerinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanmasına karar verilen Balyoz sanığı emekli orgeneral Ergin Saygun ve Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy, kararı öğrenir öğrenmez apar topar GATA Kardiyoloji Servisi'ne giderek yatma talebinde bulunmuşlar. Nitekim çok geçmeden de yatış işlemleri tamamlanmış.
Sanırsınız ki, GATA bir hastahane değil de, sanki bir sığınma evi...
Evde eş dost çay kahve içilirken, televizyonlarda altyazı olarak geçen tutuklama kararlarından sonra apar topar hastaneye gitmek ne iştir paşam...
Hukuki bir sorunla karşılaşıldığında bir hukuk bürosuna gitmek varken, hastaneye gitmek biraz garip kaçmıyor mu paşam...
Ani gelişebilecek sağlık sorunlarını elbette istista tutuyoruz.
Ama tutuklama kararlarından sonra apar topar hastaneye yattıktan sonra, tutuksuz yargılama kararı geldiğinde aynı hızla hastaneleri terk edenlere artık kamuoyu şaşırmıyor bile paşam.
GATA'kulli oyunları artık izleyenleri bile güldürmeyecek kadar baydı paşam...
İsnad edilen suçlardan yana alnınızın ak olduğunu düşünüyorsanız, kamuoyu nezdinde yargıdan kaçmak gibi algılanabilecek ve kamu vicdanında mahkum olmakla sonuçlanabilecek tavırlardan sakınma konusunda bir özen göstermek gerekmez mi paşam?
Kaldı ki, hakimler de birer insan... Onlar da bu toplumun içinde yaşıyorlar.
Yargı önünden kaçıyormuş izlenimi verebilecek bu tür durumların onları da etkilememesi, demek iddia edilen şeylerde haklılık payı olmalı ki, mahkeme önüne çıkmaktan imtina ediyorlar şeklinde bir duygu içine girmemeleri düşünülemez.
Kamu vicdanında mahkum olmaya yol açacak görüntü verilirse, yargı beraat ettirse de zihinlerde aklanmak pek güç olur be paşam...
2 sene evvel kaleme aldığımız "Ergenekon kimlerin hayatını kurtardı? başlıklı yazıda şunları yazmışız:
"...Başkent Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın gözaltına alınmasından sonra Başkent Üniversitesi Senatosu'nun yayınladığı kamuoyu duyurusunda kendisi hakkında; "Ülkemizin 14 farklı bölgesinde 16 hastane ve sağlık kuruluşunu hizmete sokan, fiilen yaptığı böbrek ve karaciğer ameliyatları ile her hafta birçok kişiye can veren bir hekim..." gibi ifadeler yer veriliyordu.
Şu işe bakın ki, başkalarına can veren bir hekim hayatını Ergenekon savcılarına borçlu... Eğer savcılar kendisi hakkında tutuklama kararı verip cezaevine göndermeselerdi ve bu sırada rutin işlemler kapsamında sağlık kontrolünden geçirilmemiş olsaydı, senatonun açıklamasında yer alan ifadesi ile başkalarına can veren profesörün kalp sorunu fark edilmeyecekti bile...
Yeditepe Üniversitesi'nin kurucusu Bedrettin Dalan, kurdukları Diş Hekimliği Fakültesi'nden söz ederken, dünyada eşi benzeri olmadığını ifade ettikten sonra, 'daha iyisi varsa anahtarı bırakırım' iddiasında bulunmuştu.
Kadere bakın ki, dünyanın en iyi diş hastanesine sahip olan Dalan, kendi dişlerinin ne kadar sağlıksız olduğunu ancak Ergenekon savcıları kendisi için tutuklama kararı aldıktan sonra fark etti.
Hangi birini sıralayalım. Veli Küçük, Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Levent Ersöz.
Bu koca koca paşalar da Ergenekon savcıları sayesinde sağlıklarının ne durumda olduğuna vakıf oldular. Yoksa hafizanallah hücceten gideceklermiş de, haberleri bile olmayacakmış. Her biri daha cezaevine adım atar atmaz, meğer sağlıklarının ne kadar da bozuk olduğunu fark ettiler. Çok geçmeden hastalandılar. Yüce devletimiz herbirini tedavi ettirdi."
2 sene önceki yazımızı aşağıdaki cümlelerle bitirmişiz;
"GATA bu yitirdiği güven kaybını nasıl telafi edecek doğrusu merak ediyorum. Sanırım önde gelen Ergenekon sanıklarının savcılara bir teşekkür borcu var. Baksanıza, sanki savcı değil, sanıklarla telepatik iletişim kuran bir hekim gibi gözaltına alınanlara bir çeşit faydaları oluyor.
Danıştay katili Alparslan Arslan'ın annesi Porsor Arslan, "Birileri GATA'ya gidiyor kurtuluyor, benim oğlum 3 yıldır böyle süründürülüyor" demişti. Bu örnek bile kafa karışıklığını izah etmeye yeter. Eh, artık yetiversin. Hakikaten komik oluyor."
 
Üst